İş kazalarında işveren sorumluluğu
İyi günler;
Ben özel bir şirkette üretim müdürü olarak çalışmaktayım.Benim sorum çalışanlarımızda baret taktıramamamız.Sözlü ve yazılı uyarılarımıza rağmen çalışanlar arasında baret takmama konusunda inat var.Bir kişinin takmaması diğer kişileri etkilemekte ve bir süre sonra baret kullanan kişileride takma alışkanlığından vazgeçirmektedir.İş veren olarak çalışanlarımızın üstlerine fazla gidemiyoruz çalışanlarımızın şirkete küskünlüğü konusun bizde muzdarip kalıoruz.Benim sorum şu olacak; Bu konuda hukuki olarak ne yapabilirim.Eğer çalışanlarıma ben bareti aldım ve her türlü sorumluluk bendedir yazılı kağıta imza attırsak bu iş kazalarında bizim sorumluluğumuzu giderirmi.
Yardımlarınız için teşekkürler...
Re: İş kazalarında işveren sorumluluğu
Bu sizin hukuki sorumluluğunuzu ortadan kaldırmaz, sadece kusurunuzu küçük de olsa hafifletir. İşveren işyerinde her türlü tedbiri almak zorundadır. Baret kullanmayan işçileri önce tesbit ve ihtar edersiniz, gerekirse işten çıkarırırsınız. Bu kısa vadede olumsuzluk olarak görünse dahi, insanın yaşama hakkı açısından işçinize ve toplumsal anlamda onların ailelerine karşı insani ve vicdani yükümlülüğünüzdür. İşsiz işçi , ölmüş işçiden her zaman daha iyidir. Ancak bunun için öncesinde işçilerinizi eğitmenizi ve bilinçlendirmenizi, karşılaşacakları riskler hakkında bilgi sahibi yapmanızı, bunu sırf eğitim yükümlülüğü veya cezai yükümlülükten kaçınmak için değil, gerçekten onların sağlığına ve hayatına değer verdiğinizi anlatabilmek için gerçekleştirmenizi ve bu eğitimleri kayıt altına almanızı öneririm.
Selamlar,
Re: İş kazalarında işveren sorumluluğu
Kusur bilirkişileri-yerel mahkeme-Yargıtay arasında tesis edilmiş ve teamül haline gelmiş uygulama gereği işveren her iş kazasında asgari %70 kusurludur, siz ne yaparsanız yapın, hangi önlemi alırsanız alın, isterseniz 24 saat işçilere eğitim verin bu oran KUTSALDIR ve DEĞİŞMEZ.:):)
Re: İş kazalarında işveren sorumluluğu
İş kazalarında işveren sorumluluğunu hafifleten tek konu "kaçınılmazlık ilkesi"dir. Ancak o ilkeyede çok yüklenmemek lazım çünkü eğer bir makine, techizat, işyeri, çalışma ortamı veya iş kaçınılmaz olarak kazaya neden oluyorsa zaten o işyerine veya işe ruhsat yada izin verilemez.Verilmiş ise de o işyerinin faaliyetinin men edilmesi gerekir. Kaçınılmazlık ilkesi çok sınırlı olarak kullanılabiliyor.Ayrıca aslında işveren daima kusurlu diye bir anlayışa ben katılmıyorum.İşçi sağlığı ve iş güvenliği Tüzüğü'nde belirtilen "teknik" yükümlülükler yerine getirilmiş ise salt eğitim eksikliği veya gözetim yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olmasından dolayı işveren kusurlu gösterilse de bu konuyu düzenleyen maddeler soyut olduğu için mahkeme bu konudaki bilirkişi raporunu çok esas almıyor. Bu konuda en önemli husus, kaza yerini ilk inceleyen polis veya jandarma olay yeri inceleme belge ve tutanaklarında ve de alınan ifadelerdeki "ilk" ve "taze" bilgilerdir. Çünkü daha sonra olayı inceleyen İş Müfettişi ve SGK Müfettişleri de bu belgelere bakıyorlar.
İş sağlığı ve güvenliğinde en önemli konu "DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİĞİ YARATILMASI" olgusudur. Bu da tabi bilinçle olabiliyor. İşçilerinize vereceğiniz eğitim "alışkanlıklardan" ve "öğrenilmiş çağresizlikten" kurtulma eğitimi olmalı. Kısacası salt "şirketin eğitim bütçesini" hedef alan "teorisyen" bakış açısı ile hazırlanmış bir eğitim olmamalı.