DP'den AB'ye alternatif: OEYA

DP'den AB'ye alternatif: Ortak ekonomik yaşam alanı

3 Temmuz 2007
ANKA
Seçim beyannamesini açıklayan Demokrat Parti, Avrupa Birliği ile müzakereler konusunda tavrını “ucu açık ve sonucunun ne olacağı baştan garanti edilemez müzakere sürecini benimsemiyoruz” sözleriyle açıklarken, AB’ye alternatif olarak da komşu ülkelerde “Ortak Ekonomik Yaşam Alanı” kurulacağını vaat etti. DP, Ortak Ekonomik Yaşam Alanı’nda tıpkı AB’deki gibi malların, hizmetlerin, emeğin ve sermayenin serbest dolaşabileceği bir sistem öngörüyor.

Demokrat Parti’nin “Artık Demokrat Parti var, Çare var” başlıklı seçim beyannamesinde Avrupa Birliği konusunda “Kopenhag kriterleri arasında yer almayan ama AKP teslimiyetçiliği yüzünden önümüze getirilen, Türkiye’nin bağımsızlığını, ulusal egemenliğini, birlik ve bütünlüğünü, sınırlarının güvenliğini tehlikeye atacak dayatmaları topyekün reddediyoruz. Daha önce hiçbir aday ülkeden istenmeyen ekleri ve sürekli değişen koşulları müzakere etmeyeceğimizi ilan ediyoruz” denildi.

Seçim beyannamesinde, DP’nin Türkiye’nin kaderini "ucu açık ve her noktası mayınlarla dolu bir müzakere yolunda Brüksel’in insafına" terk etmeyeceği vurgulanırken, AB’ye alternatif olarak da komşu ülkelerle oluşturulacak “Ortak Ekonomik Yaşam Alanı” projesinin yaşama geçirileceği kaydedildi.

“OEYA”DA SERBEST DOLAŞIM ÖNGÖRÜLÜYOR

Beyannamede, Türkiye’nin komşularıyla ekonomik ve ticari ilişkilerinin en alt düzeyde olduğuna dikkat çekilerek şu görüşlere yer verildi:

“Komşularla ekonomik ilişkilerimizi geliştirmeden bölgesel tanzim edici güç olabilmemiz söz konusu değildir. Demokrat Parti iktidarında, hiçbir komşu ülke arasında ayrım gözetmeksizin, tümünü davet edeceğimiz bir ‘Ortak Ekonomik Yaşam Alanı’ kuracağız. Ortak Ekonomik Yaşam Alanı, malların, hizmetlerin, emeğin ve sermayenin serbestçe dolaşabileceği, tüm katılımcıların ülkelerin ekonomik çıkarlarına hizmet edeceği bir girişim olacaktır.”




Hürriyet

Ben mi çok aykırı bir adamım yoksa bu partilerde mi bir tuhaflık var? Üyesi olduğum DP (DYP) bile AB konusunda başka bir alternatif sunuyor, ama ben daha önce de hep AB'ye taraftar olduğumu, bunun gerekçerini yazdım. Galiba kendi partimle de ters düştüm. Olsun, ben yine de AB taraftarı olduğumu açıkça belirtiyorum. AB'nin bize karşı iki yüzlü ve dışlayıcı politikalarını biliyorum, ama buna rağmen Türkiye'nin AB'ye girmesinin büyük yararları olduğunu düşünüyorum. Bu konu iki satırla nalatılacak gibi değil. Herkese selam ve saygılar.

AB ye kimşe karşı değil aslında Abbas Bey....
Karşı olunan şey adaylık sürecinin en hafif deyimi ile incitici olarak sürüyor olması...
Saygılarımla

AB karşıtlığı değil, AB'nin ulusal onurumuzu ayaklar altına alan, bize müstemlekesiymişiz gibi dayatmaya çalıştığı konulara tepkidir bu...

1964'de İsmet Paşa'nın söylemiş olduğu önemli bir söz vardır :

"Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır"

1964 şartlarında bu sözü söyleyebilen/söyletebilen ulusal onurumuzdan, 43 yıl sonra bugün neler kaybettiğimizin, nerelerde olduğumuzun resmidir bu söz... Gerisi fasa fisodur.

Bu kadar mı onurumuzu, kendimize olan güvenimizi kaybettik?!!!

"Efendiler,

Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenîleşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisinde yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklâl vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!"

6 Mart 1922
Mustafa Kemal Atatürk

Avrupa Birliği kapitalizm ve emperyalizmin yeni çağdaki yüzü. Azgelişmiş ülkelerin kalkınmasını engellemek için kontrol edilmeleri ihtiyacını karşılayan bir araç. Tabiri caizse bir ülkeyi ne batıracak ne de çıkaracak, varolan şartlarını bir ölçüde iyileştirecek ama gerçek bir kalkınmanın dinamiklerinin oluşmasını engelleyecek bir örgüt. Avrupa Birliği'nin refah ve zenginliğinin de bazı ülkelerin az gelişmişliğinden ve fakirliğinden doğduğu bir gerçek. Ben şahsen Avrupa Birliği'ne girilmemesi taraftarıyım ama tek endişem demokratikleşme çabalarının rafa kaldırılması. Biz demokrasinin, düşünce özgürlüğünün kendi insanımız için de olmazsa olmaz olduğunun hala farkında değiliz onun için böyle dayatmalarla tepeden inme şekilde bunları gerçekleştirebiliyoruz. Ayrıca yükselen Avrupa Birliği karşıtlığı yanlış yönlendirmelerle demokrasi , insan hakları , düşünce özgürlüğü karşıtlığına vs. dönüştürülüyor. Bu da ülkemiz için bir geriye dönüş yaratabilir diye düşünüyorum.

Hangi komşu ülkelermiş bunlar merak ettimde bizleri yanlarında görmek istemeyen AB üyesi Yunanistan'la Bulgaristan'mı kendi dertlerinden kafalarını kaldıramayan Irak,Suriye,İran'mı yoksa ABD destekli Ermenistanmı?Ben hiçbirine inanmıyorum.

İnanmıyorummm yabancıdan doşt Ayıdan post olmaz.
Dilek hanımın bir bölümünü yazdığı ATATÜRK'ün Meclis konusmasından-İş-Bankası Kültür Yayınları:TBMM Gizli Celse Zabıtları cilt-3 . 6-Mart 1922 de MUSTAFA KEMAL diyorki yi okusun.

Alıntı:

---

Ben mi çok aykırı bir adamım yoksa bu partilerde mi bir tuhaflık var? Üyesi olduğum DP (DYP) bile AB konusunda başka bir alternatif sunuyor,

---

Abbascığım seni paklasa paklasa AKP paklar:o yanında bir tutam Hasan Cemal, bir çimdik Ahmet Altan, göz kararı Mehmet Barlas bonus olarak verilir.

Ben AB taraftarı değilim.

Ulus devletten yana olduğum için

Atatürk ilkelerine bağlı olduğum için

Sevr'in ne demek olduğunu bildiğim için

Lozan'ın hangi anlama geldiğini bildiğim için

İngiliz başbakanı ile Rahmetli İnönü arasında ki diyaloğu herkes gibi ben de bildiğim için......

Ve binlerce sebep sayabilirim. Ben AB taraftarı değilim.