Bir Bayanın Eşi Çalışmasını İstemiyorsa Tazminat Hakkı Doğar mı?

Merhabalar,

Bir bayanın eşi çalışmasını istemiyorsa tazminat hakkı doğar mı? 2 kişiden bu konu ile ilgili bir duyum aldık ama elimizde net bir kaynak yok. Eşi çalışmasını istememiş ve şirket tazminatını vermek zorunda kalmış.Bu konuda yardımcı olabilirseniz sevinirim.

Saygılarımla.

Bu konuda forumlarda birçok yanıtlanmış soru bulabilirsiniz.

Kısaca özetlemek gerekirse, kadın işçinin evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde "evlilik nedeniyle" işten ayrılması durumunda kıdem tazminatı hakkı doğar.

Selamlar,

Bir bayanın eşi çalışmasını istemiyorsa bu husus ona tazminatlı ayrılma hakkı vermez. Bizim iş hukukumuzda "kocanın izin vermemesi halinde işten ayılan bayan işçiye tazminatı ödenir" şeklinde bir kural yoktur. Zaten olması da doğru olmazdı. Bir de erkek versiyonunu düşünün; erkek işçiye de hanımları onay vermezse ne olacak? Onlar da mı tazminat alacak? Böyle saçmalık olur mu? Selamlar.

Sn. Av. Abbas Bilgili,
Vermiş olduğunuz yanıtın altına bende imza atıyorum. Çok net ifade etmişsiniz. Katkı sağlamak amacıyla , Hanımefendiler evliliklerini ve erkeklerini sosyal güvenlik, sigorta gibi görmemelerini diliyorum.

Bir yorum da benden... 1475 sayılı Yasanın 14. maddesinde "kadın işçilere evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde kendi istekleri ile işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatı ödeneceği" düzenlenmiştir. Burada konu biraz da Türk Medeni Kanunu ile ilgilidir. Bilindiği gibi eski Medeni Kanun'da "ailenin reisi erkektir" ibaresi bulunmaktaydı. Bu reisliğe istinaden uygulamada sıkça karşılaşıldığı üzere erkek evlendikten sonra eşinin çalışmasını istemeyebiliyordu. 1475 sayılı Yasanın 14. maddesindeki düzenleme biraz da bu durum gözetilerek konulmuştu. Oysa yeni Türk Medeni Kanunu ile evliliğin ve ailenin artık kadınla erkek arasında eşitlik temeline dayalı bir ortaklık olarak tanımlandığı gözönüne alınırsa, kıdem tazminatına hak kazanma ile ilgili yeni yapılacak düzenlemelerde evlilik nedeniyle ayrılmanın kıdem tazminatına hak kazandıran durumlardan sayılmaması doğru olacaktır.

Selamlar,

Sayın Gür;
Hanımlardan tepki alabilirsiniz, dikkatli olun.

Bu konu hukuksal olmasının yanında sosyal bir yara olduğundan tepkilerden çekinmem, bunun için popülist olamam.

Ülkemizde kadınların istihdama katılımı çok sınırlıdır. Oran % 25'ler seviyesindedir. Bu oranın içerisinde önemli bir bölüm de tarım istihdamı ağırlıklıdır. Bu olumsuz tablonun çeşitli kültürel nedenleri vardır. Yeni Türk Medeni Kanunu ile konunun sosyal ve kültürel boyutu bir şekilde iyileştirilmiş olsa da, çalışma yasalarının bu sosyal boyutu destekler şekilde değiştirilmesi gereklidir. Çünkü zorlu rekabet şartlarında savaşan işveren kesimi de bir noktada haklıdır. Çevremde kadın eleman çalıştırmaya sıcak bakmayan, bunun nedeni olarak da "evlendiği zaman gidecek nasıl olsa" diyen, bu sebeple çalıştırdığı kadın elemanlara eğitim alanında yatırım yapmaktan kaçınan, onların kariyerlerini planlamaya gerek görmeyen işveren sayısı oldukça fazladır.

Siz kıdem tazminatı haklarını artırdıkça kadınlara iyilik ettiğinizi sanırsınız ama gerçekte onların istihdam edilebilirliği ile oynayarak kötülük edersiniz. Bilimsel veriler ışığında başta sağlık şartları olmak üzere her türlü iyileştirmeye kesinlikle evet. Bu doğrultuda anne sütü ile 1 yıl beslenmesi gereken bebeğin annesine daha geniş süt izni, daha uzun süreli ücretsiz izin hakkı... Kadın işçilerin kısmi süreli çalıştırılmaları durumunda SSK primleri ve Gelir Vergisi yükünün Devletçe işverenle paylaşılması, belirli sayıda kadın işçi çalıştıran sektörlere teşvik ve Devlet desteği, 3308 kapsamında mesleki eğitimde stajyer ve çırak kızlarımıza pozitif ayrımcılık, 2 erkek yerine bir kızımızın % 5' lik kontenjanı doldurması , belirli işkollarında sendikalara üye sayısında kadın işçilere benzeri pozitif ayrımcılık...Bunlara kim itiraz edebilir? Ama popülizm yapacağım diye dayanağı ortadan kalkan yasa maddelerini müktesep hak diye dayatmaya kalkarsanız, kadınlara istemeden de olsa kötülük edersiniz. Oysa onlar, iş hayatında titizlikleri ve içgüdüsel insancıllıkları ile bu tabloyu hiç mi hiç haketmiyorlar...

Selamlar,