İşte Zihniyet

Bu iktidarın liderinin de yani RTE nin de mezun olduğu okulların zihniyetini işte böyle yansıtoyorlar. Amaçları bunu dimek bunu zorlamak sonra normal okullarda zorunlu ibadet... Laiklik mi Söylemekten utanır olacağız yakında. Ama ben haykırıyorum yedi düvele
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE . lAİK DEVLETİMİ VE LAİKLİĞİ SEVİYORUM...

ANTALYA İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği'nin düzenlediği ‘Pilav Günü’nde konuşma yapan Önder İHL Mezunları ve Mensupları Derneği eski başkanı İbrahim Solmaz, “Diğer okullarda fuhuş var, uyuşturucu var, İHL'lerde bunlar yok. Bugün İHL'ye çocuğunu gönderen de, orada okuyan gençler de birer kahramandır” dedi.
Antalya İmam Hatip lisesi Mezunları Derneği'nin 27 Mayıs Pazar günü okul bahçesinde düzenlediği ‘Pilav Günü’nde, Türkiye'deki imam hatip liseleri mezun ve mensupları bir araya geldi. ‘Pilav Günü’nde yapılan konuşmalar, Önder İHL Mezunları ve Mensupları Derneği'nin resmi internet sitesi ‘onder.org.tr’de yer aldı. Derneğin eski başkanı olan İbrahim Solmaz burada yaptığı konuşmada, “Diğer okullarda fuhuş, uyuşturucu var, İHL'lerde bunlar yok. İHL'ler milletin gerçek yüzünü yansıtıyor ve millet tüm okulların İHL düzeyinde olmasını istiyor. Bugün İHL'ye çocuğunu gönderen de, orada okuyan gençler de birer kahramandır” dedi.

“TEK YUMRUK OLACAĞIZ”

Okul Müdürü Ali Özerten'in de katıldığı ‘Pilav Günü’nde, Antalya İmam Hatip Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Avukat Rıza Sümer, okullarının 1956 yılından bu yana 10 bin mezun verdiğini söyledi. Sümer, “Amacımız bu mezunları bir araya getirip tek yürekte buluşturmak. Allah izin verirse bu amacımıza yakın zamanda ulacacağız. Bütün İHL'liler biraraya gelerek tek yumruk olacaklardır” diye konuştu. Mehteran takımının mehter gösterisi yaptığı ‘Pilav Günü’nde, ‘Minik Dualar Grubu’ da müzik dinletisi sundu.
Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş, söz konusu açıklamanın 15 milyon öğrenci, bunların aileleri ve öğretmenlerine yapılan hakaret ve saygısızlık olduğunu söyledi. Okullarla ilişkili dernek yöneticisinin insanları rencide edici açıklama yapmasını kınadıklarını belirten Daş, “Bu tür açıklamalar toplumu çatışma ortamına sürükler. Okulları fuhuş yuvasıymış gibi gösteren açıkmaları yapan kişi, öğrenci, veliler ve öğretmenlerinden özür dilemelidir” dedi.
Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Zeybek ise sözkonusu açıklamayı yapanı değil, yaptıranı sorgulamak gerektiğini söyledi. Zeybek, “İmam hatip liseleri dışındaki okulları aşağılayan yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil. Kim bu adam? Ne hakla böyle bir sözü söyleyebiliyor? Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir okulda böyle bir açıklama ne cüretle yapılıyor. Bu çağdışı yaklaşımları toplum, görmeli, bilmeli” diye konuştu.
Zeybek, sözkonusu etkinlik ve konuşmanın Antalya İmam Hatip Lisesi bahçesinde yapıldığını belirterek, “Bununla ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü ne yapacak, merak ediyoruz” dedi.

Bu radikalden bir haber okulda namazla ilgili...
Bodrum katında mescit olduğu ortaya çıkan Bağcılar Lisesi dün hareketli bir gün geçirdi. Basında geniş yer bulan mescit, okul içinde öğrenciler ve öğretmenlerin, okul dışındaysa velilerin tartışma konusuydu. Okul müdürü odanın soyunma odası olduğu ısrarını sürdürürken, mescitten çıkarken görüntülere takılan müdür yardımcısı "Ben buraya nisan ayında geldim. Öğrenciler beni tanımaz bile" diyor. Öğrenciler, okullarını savunmak isterken yine yöneticilerle çelişiyor: "Okulda mescit var, isteyen namaz kılıyor. Ama zorlama yok." Velilerse 'destek' için okula gelmişti. Başı açık bir velinin "Okulda namaz olmaz" demesine fırsat vermediler: "Burası Müslüman ülke. Seks, uyuşturucu dersleri veriliyor, sesinizi çıkarmıyorsunuz."

'Ben iki yıldır kılıyorum'
Okulun bahçesinde öğrenciler her zamanki gibi hareketli. Üç-beş kişilik öğrenci grupları ellerindeki gazetelerden haberleri okuyor. Tepkililer. "Olmaz böyle şey" yorumunu duyunca, "Haberler yalan mı?" diye soruyorum. İtirazları mescide değil. Mescit olarak bildikleri odada namaz kılındığını da doğruluyorlar. İçlerinden biri devam ediyor: "Ben orada iki yıldır namaz kılıyorum. Teneffüs hangi namaza denk gelirse kılıyoruz. Beden dersinden sonra giyinmek için biraz zaman kalıyor. O sırada kılınıyor. Öğretmenler gelmiyor namaza."
İtiraz ettikleri nokta 'namaza zorlandıkları' iddiası: "Kimse bizi zorlamıyor. İsteyen kılıyor." Bazıları ise kimi arkadaşlarının ders saatinde de namaz kıldığını savunuyor. Öğrencilerden biri gazetedeki fotoğrafa bakarak, "Bir kere bizim mescit bu kadar karanlık değil" derken, biri de okulunu savunmakta kararlı: "Kuran çarpsın namaz kılmıyoruz." Okullarına 'şeriat mektebi' denmesine alınmışlar ama "Namaz kılmanın neresi suç ki" diye de soruyorlar.
Öğretmenler odasında ise bekleyiş var. Çünkü İl Milli Eğitim Müdürlüğü okul hakkında soruşturma başlattı ve birazdan müfettişler gelecek. "Memuruz, yanıt yok" deyip soruları yanıtsız bırakıyorlar. Kendi aralarında yaptıkları sohbetteyse haberleri 'saçma' olarak yorumluyorlar. Biri, "Kimbilir şikâyetçi olan çocuğun kaç zayıfı vardı. Dönem sonları böyle olaylar olur" diyor.
Okul müdürü Asker Yavuz, diğer yöneticilerle odasına çıkıyor. Temmuzda emekli olmaya hazırlanan Yavuz, sıkıntılı görünüyor. Okulda mescit olmadığını ısrarla yineliyor: "Orası soyunma odası. Birkaç öğrenci namaz kılmış olabilir. Ama bizim bilgimiz dahilinde yapılmıyor."
Müdür, okula Milli Eğitim Müdürlüğü'nden verilen 'Teşekkür Belgesi'ni de gösterip, İstanbul'da yabancı dil ağırlıklı liseler arasında beşinci geldiklerini söylüyor: "Başarılarımızı da yazın."
Müdür odasında bulunanlardan biri de görüntülerde kızlar namaz kıldıktan sonra odaya girip çıkan genç müdür yardımcısı Sadi Tunç. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Tunç, iki yıl bu okulda görev yaptıktan sonra başka bir liseye 'kurucu müdür' olarak atanmış. Oraya yeni bir müdür atanınca da 24 Nisan'da Bağcılar Lisesi'ne dönmüş. Lise 1 ve 2. sınıfların kendisini tanımadığını söylüyor. Tunç, odaya girerken görüntülenmiş olabileceğini belirtirken, "Beni tanımazlar, nasıl namaz kıldırırım onlara" diyor. Okul Aile Birliği Başkanı Ali Hacısalihoğlu ise haberlere 'inanamıyor': "Biz bu semtte gericilerle mücadele ederiz. Bu okulda böyle şey olamaz."
Okulun bahçesine iki türbanlı kadın giriyor. Düşüncelerini soruyorum. Cevap şöyle: "Ne yani, çocuklarımız bomba mı patlatmış. Namaz kılmışlar. Ne olmuş ki. Bu çocukların aileleri olarak bizler de namaz kılıyoruz. Okul yönetiminin haberi yok namaz kıldıklarından."
Okul bahçesinin dışında da aynı tartışma var. Ali Tekin isimli veli gazetecilere "Burada uyuşturucu satılmıyor, fuhuş yapılmıyor, neden bu kadar büyütüyorlar. Çocuklar ibadetini yapmış" diyor. Bu sırada başı açık bir kadın veli "Okulda namaz olmaz" diye itiraz edecekken, Tekin "Neden olmasın" diye karşı çıkıyor: "Sosyete imamlarından dini öğrenmeyin. Medya ağzıyla konuşmayın." Tartışma sürerken, siyah çarşaflı bir kadın hışımla tartışmaya dalıp, başı açık kadın veliye çıkışıyor: "Seks dersi, uyuşturu dersi veriliyor da, neden namaza karşı çıkıyorsunuz." Sonra bağırarak uzaklaşıyor. Okulun önündeki bir grup kadına yaklaşıyorum. Onlar da durumu destekliyor: "Neymiş çocuklar okulda namaz kılmış. Kılacaklar tabii. Burası Müslüman bir ülke. Biz de kılıyoruz, onlar da kılacaklar."
Tartışmalar sürerken müdür, öğrencilerin "Asker hoca, Asker hoca' tezahüratları eşliğinde otomobille okuldan ayrılıyor.

Buda aynı olaya bir bakış...

Bağcılar Lisesi'nde öğrenim gören 16 yaşındaki kızlarının fikir ve davranışlarındaki ani değişiklikler üzerine araştırma yaparak, okulun bodrumunda toplu namaz kılınan bir mescit oluşturulduğunu kamerayla tespit eden aile, şimdi de hukuk mücadelesi başlatıyor. Savcılığa suç duyurusunda bulunacağını ve Milli Eğitim Bakanlığı'na okul yönetimini şikâyet edeceğini belirten baba İ.K., "Bugünden itibaren kızımı o okula göndermeyeceğim, başka bir okula naklini yaptıracağım. Kızıma da bir psikologdan yardım almayı düşünüyorum" dedi.
Bağcılar Lisesi'nde 2. sınıfta okuyan kızlarında son 6 ayda değişiklik fark eden aile, çocuklarının eski din öğretmeninin etkisinde kalarak, öğrenim gördüğü lisenin bodrum katındaki bir odada arkadaşlarıyla toplu olarak namaz kıldığını ortaya çıkardı.
Görüntüleri Haber Özel programına ileten baba İ.K., yaşadıklarını Milliyet'e anlattı. Kızının ilkokuldan itibaren son derece başarılı bir öğrenci olduğunu belirten İ.K., şöyle konuştu:
"Bir anda tavırları değişti. Eskiden dünya klasiklerini okurken, birden sadece din kitaplarını okumaya, ilahiler dinlemeye başladı. En son da tesettüre girmek istediğini söyledi. Önceden askeri okula gitmek isteyen kızım daha sonra ilahiyat fakültesine gideceğini söyledi. Son olarak da evlenip okulu bırakacağını anlattı. Mayısta annesine okulda namaz kıldıklarından bahsetmiş."
Eşiyle oturup konuştuklarını anlatan İ.K., "Ben kız çocuğu oldukları için rahat hareket edemem diye eşimi gönderdim. Elimizde delil olması gerektiğini de düşünerek küçük bir kamera hazırladık. Eşim 14 - 15 Mayıs tarihlerinde iki kez okula girip çekimler yaptı. Eşim okulda yaptığı araştırmada okulun alt katının mescit haline getirildiğini, bir bölümünde kızımın ve arkadaşlarının toplu namaza durduklarını görüntüledi" dedi.
Aileler önlemini alsın
Arkadaş gibi oldukları kızının tavırlarındaki değişikliğin sözlerine de yansıdığını kaydeden İ.K. şöyle devam etti: "Bana, 'Baba sen niye namaz kılmıyorsun?' diyordu. Annesine de 'Kapanmalısın, yoksa cehennemde yanarsın' demiş. Dahası Çağlayan mitingini televizyondan izlerken çocuk bana, 'Baba sen nasıl bunu izleyebiliyorsun?' dedi. Bu düzeye gelmiş çocuğum. Atatürk ilkelerine bağlı olmasını isterdim, öyle bir eğitim almış ki, gittikçe dini duygularını öne çıkarmışlar. Ben bu oluşumdan rahatsızlık duyarım. Bir veli olarak üzerime düşen görevi yapmaya çalıştım. İsterim ki tüm veliler üzerine düşeni yapsınlar, yarın öbür gün çocukları ellerinden kaybolmasın."
Görüntülerin televizyonda yayımlanmasından önce kızına bilgi verdiğini söyleyen baba İ.K., "Ben baskıcı bir baba değilim. Program yayımlanmadan önce kızıma durumu anlattım, 'otur, izle' dedim. Şaşırdı çok, 'Nasıl böyle bir şey yaptınız' dedi, ama izledikten sonra 'Baba keşke daha önce paylaşsaydım yaşadıklarımı' dedi. Evin içinde de örtünüyordu, program yayımlandığından beri artık örtünmüyor."
K., İslami basının sürekli kendisini arayıp, "Komünist misin, Alevi mi, Sünni misin, CHP adayı mısınız?' gibi sorular sorduğunu iddia ederek, "Afişe edilmekten endişe ediliyoruz, yoksa taşınmak zorunda kalacağız" dedi.
Lisede toplu namaz Meclis'te
İstanbul Bağcılar Lisesi'nde öğrencilere toplu namaz kıldırıldığının ortaya çıkması üzerine CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, konuyu TBMM gündemine taşıyarak, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Milli Eğitim Bakanlığı, konuyla ilgili iddialara ilişkin inceleme ve soruşturma başlattı. MEB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden yapılan yazılı açıklamada, konuya ilişkin olarak İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gerekli talimatın verildiği kaydedildi.
Milli Eğitim Müdürü'nden iki farklı açıklama
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, toplu namaz kılınmasıyla ilgili olarak dün Anadolu Ajansı'na (AA) iki farklı açıklamada bulundu.
Özer, AA'nın 15.29'da servise koyduğu açıklamasında, "Din ve vicdan özgürlüğü var. İbadet yapacak olan ibadetini yapar, ama ibadet yapılan yer temiz olmalı. Yanlış bir uygulama değil, ama o araştırma neticesinde çıkar" dedi. Özer, AA tarafından saat 18.24'te servise konulan ikinci açıklamasında ise ilk açıklamasındaki bazı ifadelere açıklık getirdi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Bölümü'nden Ata Özer imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, "30 Mayıs Çarşamba günü Show TV Haber Özel'de, 31 Mayıs Perşembe günü ulusal yazılı basında yayımlanan, Bağcılar Lisesi'nde öğrencilere namaz kıldırılması ile ilgili haber üzerine Milli Eğitim Müdürü Ata Özer AA'ya yaptığı açıklamasında, 'Bu ülkede din ve vicdan özgürlüğü var, ibadet yapacak olan kişi temiz olan her yerde ibadetini yapar, ama bu okul olmamalı' anlamında kullanmıştır" denildi.

Peki bizim iktidar ve yandaşları ne yaptı özellikle nazlı ılıcak... Ben bu arada merak ediyorum Nazlı Ilıcak ve oğlu eski Tercümanla millete şunu verecem bunu verecem diye kupon dağıtıp bir sürü para toparlayıp hiç bir şey vermediler. Bu dinimizce caiz mi ? Dolandırıcılar kralı neler diyor...
O kadar sığlar ki oy avcılığı peşinde koşmak için bunu çok basite indirgeyip tersi atağa geçiyorlar.
Namaz Düşmanlığı...
Yahu ibadet ya evde ya ibadethanede yapılır. Okul ibadet yerimi ? Kaza namazı yok mu? Zorla olur mu?
Şirazesinden çıkardılar işi...
Artık Atatürkçüyüm demek....
Laik Cumhuriyeti savunuyorum demek...
Türküm demek... ( İlginçtir bu satılmışlar ordusu Türkiyeliliği savunup alt kimlik üst kimlik tartışırken bizim sınırlarımızında bir kısmını alarak kurmaya düşündükleri Kürt Federasyonunun hayalperestleri kendilerine Kürdistanlı değil kürdüm diyor. Ben şaşırıyorum Yahu Bizim RTE mi daha dürüst bunlar mı ? Bunlar mı daha inançlı bizim RTE mi ? Bizim RTE ne yahu ???? )
Modern giyimi savunmak...
Ve daha bir çok şey utanılır oldu.. Farkındamısınız yarı şeriat geldi bile... Kızlara alenen baskı yapılıyor. Zorla kapattırılıyor zorla namaz kıldırılıyor...
Uyan uyan Cumhuriyet savcısı geç kalacaksın....

İlginç bir şey diyerek katkıda bulunayım. Bugün öğrendim okulda namaz kılmak Suudi Arabistan da yasak.
Ne ilginç değil mi? İslam ülkesi diye geçen ülkede yasak Laik ülkede kılınsın dinin gereği diye kıyamet kopuyor . Merak ettim ben şimdi Laik olan hangimizdik ? Suudi Arabistan mı ? Türkiye mi?

Bu zihniyete karşı Zihni Sinir işbaşında...

Ploje 1 : Çizecem yakındır:o

VI. Din ve vicdan hürriyeti

MADDE 24. – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir

III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması

MADDE 14. – (Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.


MADDE 42/8-Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.


Öncelikke okulda namaz olayıyla ilgili anayasa hükümlerini yazdım,bunların ışığı altında anayasa hukukçularımızın kitaplarında bu maddelerin açık anlamları karşısında aynı olan görüşleriyle ,maddelerin her okuyanın da başka türlü anlayamacağı anlam karşısında görüşlerimi yazıyorum

1-Anayasa 24/1e göre herkes dini inanç hürriyetine sahiptir, hiçbir durumda ve hiçbir şekilde bir kimsenin herhangibir dine inanma ya da inanmama hürriyetine müdahale edilemez,kimse inancından ya da inançsızlığından dolayı sorgulanamaz,kınanamaz(inanma ya da inanmama özgürlüğü mutlaktır)

Ancak ibadet hürriyeti mutlak değildir anayasa 24/2ye göre 14üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet hürriyeti(namaz vesaire) serbesttir.14üncü maddede laiklikten bahsetmekte, laiklik de anayasa mahkemesinin çeşitli kararlarında tanımlanmıştır ve önemi kapsamı belirtilmiştir laiklik en basit tanımıyla din ve devlet işlerinin ayrı olmasını, yasal düzenlemelerde ve devlet yönetiminde hiçbirşekilde kısmen de olsa din kurallarından esinlenilemeyeceği ve din kurallarına dayanılamayacağını ifade eder.Zaten anayasa mahkemesinin ve avrupa insan hakları mahkemesinin başörtüsü yasağının insan haklarına aykırı olmadığı ve laiklik ilkesine aykırı olduğu konusunda çok sayıda kararı var üniversitelerde başörtüsü bile yasak olduğuna göre laiklik ilkesi gereği, farklı bir ibadetin hele bir lisede evleviyetle geçerli olması gerekir.

Ayrıca eğitim öğrenim hakkı ve ödeviyle ilgili anayasanın 42 . maddesinin 3. fıkrasına göre:

Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

ve 4. fıkrasına göre:

Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

Ve en önemlisi de 42/8e göre:

Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.

Sadece eğitim,öğretim,araştırma ve inceleme yapılabilir eğitim ve öğretim kurumlarında(sadece deyimi burda çok önemlidir,buna göre bunlardan başka faaliyette bulunulması yasaktır devlet ya da özel eğitim kurumlarında hatta dershanlerde bile altta bu yorumu destekleyen 42/3ü tekrar yazıyorum bu namaz olayının olduğu kurum bir özel lise ya da dershane olursa eğer bu tür faaliyette bulunamaz ya da bulunuyorsa kapatılır,devletin eğitim kurumuysa da ilgili yöneticiler sorumludur bu olaydan gerekli cezalar verilir.

Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

Fuhuş onların doğal yaşamı.
Düşünün siz tek eşli çağdaş zihniyet sahibisiniz,bir arkadaşlık yapıyorsunuz adı fuhuş, onlar 8-10 karılı yaşamlarını hak görüyorlar ve bunun adı fuhuş değil,

Hangisi fuhuş?