Re: İbraz süresi geçen çek
Yargıtay kararını buraya aktarırsanız karar üzerinde tartışabiliriz.
Re: İbraz süresi geçen çek
Re: İbraz süresi geçen çek
kıymetli evrak hukukunda senetle bağlılık ilkeri gereği ciro ile sadece senet üzerindeki haklar devredilirken nama yazılı senetlerin devir usulü de olan alacağın temliki yolu senetteki hakkın değil, devredenin senetten doğan tüm haklarının devredilmesi anlamına gelir.bu durumda yapılan cironun alacağın temliki hükmünde olması öne sürülecek defiler bakımından önem arzeder.
senet metninden anlaşılabilen defiler herkese karşı ilri sürülebilirken şahsi defiler sadece taraflar arası ileri sürülebilecektir.ancak alacağın temliki yoluyla devir mevcutsa(mesela nama yazılı bir senette) temlik edilen taraf da temlik edenle keşideci arasındaki şahsi defileri ileri sürme olanağına sahip olacaktır.
sizin bahsettiğiniz olayda alacağın temliki usulüyle devir yapılması halinde devralan vadesi geçmiş senetten doğabilecek haklarını ileri sürebilecektir.burada devredilen talep etme hakkıydı sanırım:)
Re: İbraz süresi geçen çek
Cevap için teşekkürler...
Bu noktada iki soru sormam gerekli; birincisi, aktardığım kararda pek de haksız olmayan sebeplerle alacağın temlikinin doğuracağı sonuçlar engellenmiş. Peki hangi durumda (nasıl bir olayda) mahkeme temlikin hüküm ifade etmesi yönünde karar verirdi? Benim aklıma böyle bir örnek gelmiyor. Yani çeki sonradan temellük eden kişi ile keşideci arasında doğrudan bir borç ilişkisi olmaksızın...
Yine esas konuşmak istediğimi sona sakladım :) Düşünün ki verdiğiniz bir hizmetin karşılığı olarak bir çek aldınız ancak ibraz süresi içinde tahsile vermediniz, muhatap banka da artık ödemiyor. Ne yaparsınız? Alacaklı olduğunuzu çekin dışında bir belge göstererek ispatlamanız gerekir; çünkü artık çek sizin alacaklı olduğunuzu ispatlamaya yaramıyor. İşte en başta "değersiz bir kağıt parçası..." derken buna işaret etmeye çalışıyordum.
Re: İbraz süresi geçen çek
aktardığınız olayda ciroya ilişkin bir sorun görülmemiş, yani ciro normal olarak sadece ciro vasfıyla görülmüş.oysa ilk derece mahkemesinin bozulan kararına bakınca senede "çek" denmemiş.bu yüzden yapılan ciro ne zaman yapılmış olursa olsun ciro değil, alacağın temliki hükmünde olacaktır çünkü senet mahkemeye göre çek değildir.
yargıtay öncelikle senedin çek olduğuna hükmetmiş, cironun sadece senetten doğan hakların devri mahiyetini vurgulamış. sonraki aşamada da öne sürülebilecek defiler bakımından ciro ile alacağın temlikine değinmiştir.buna göre ciro edilen kişi, çekin borca dayalı verildiğini iddia edemeyecektir.sebebi ise alacağın temliki hükümlerinin yani alacaklının tüm haklarının ciro edilene devredilmemesidir.
ibraz süresinin geçirilmesinden sonra yapılan cironun alacağın temliki hükmünde olması son ciro alanın(alacağın temliki yoluyla temlik eden) tüm defi ve dava haklarının temlik edene geçmesi için kabul edilmiştir..
yani yargıtay sadece senetteki mündemiç hakkın devrine işaret etmiş.
çeki ibraz süresi içinde tahsile vermediniz ve muhatap banka da ödemedi.bu durumu yargıtay değerlendirmiş..bu durumda hamil, aradaki asıl borç ilişkisine dayanarak alacağını talep edecek, ibraz süresinde ibraz edilmeyen çek de yazılı delil başlangıcı kabul edilecek ve şahit dinlenebilecektir.bunun da süresi TTK 726/1 e göre 6 aydır.
çek çok karışık bir konu gerçekten..sanırım kıymetli evrak hukuku dersinden bütünlemeye kalacağım..:(
Re: İbraz süresi geçen çek
Alıntı:
Sencers rumuzlu üyeden alıntı
çeki ibraz süresi içinde tahsile vermediniz ve muhatap banka da ödemedi.bu durumu yargıtay değerlendirmiş..bu durumda hamil, aradaki asıl borç ilişkisine dayanarak alacağını talep edecek, ibraz süresinde ibraz edilmeyen çek de yazılı delil başlangıcı kabul edilecek ve şahit dinlenebilecektir.
Yazılı delil başlangıcı meselesinden haberdar değildim. Demek ki düğüm orada çözülüyor..
Ayrıca belirtmek lazım, hukukumuz gerçekten çok karışık (belki dünyanın büyük kısmında da öyledir). Sanırım kanunlar detaylı düzenlemeler getirmek yerine olabildiğince geniş ve açık düzenlenmeli ve akil adamlar (hakimler öyle olmalı diyorum yani..) her durumun özelinde en basit birkaç menfaati korumaya yönelik olarak değerlendirme yapmalı..