Başbakanlık tezkeresi onay alamadı

- Kapalı oturuma katılan 533 vekilden Tezkereye; 264 kabul, 250 red, 19 çekimser oy verildi.
- “TBMM Toplantı ve Karar Yeter Sayısı” başlıklı Anayasa’nın 96.cı maddesinin; " Anayasa’da başkaca bir hüküm yoksa, TBMM üye tamsayısının en az üçte biriyle toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar verir. ” hükmü gereği ve salt çoğunluğun 267 olması (533/2) gerektiği gerekçesiyle tezkere reddedilmiş sayıldı.

- TBMM. içtüzüğü madde 146 da karar sayısının "salt çoğunluk" ile oluşacağını düzenlemekte.

- Oylanan tezkereye ilişkin kararın "Meclis Kararı" olması itibariyle, tezkerenin YENİDEN TBMM.'ne gönderilmesinde YASAL engel bulunmamakla birlikte, aynı tezkerenin yeniden oylanması teamüle aykırı. Dolayısıyle tezkerenin yeniden oylanmasında hukuki engel olmamakla birlikte siyasi engel bulunduğunu söyleyebiliriz.

- Ancak Başbakanlığın tezkerenin içeriği, tarihler ve benzeri konularında DEĞİŞİKLİK yaparak tekrar TBMM.'ne yeni bir tezkere sunabilmesi önünde hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır.

- Diğer tarafan RED kararının AKP ve özellikle ülkemizi çok zor duruma düşüreceği de ortada.
- Bir düşünceye göre AKP hükümeti; yine takiye yaparak, tezkerenin meclisten geçmesini engelleyerek, ABD.'ne karşı yükümlüğünden kurtuldu.
- Bir diğer düşünceye göre bu durum AKP'nin büyük hasar aldı.

Bu konulardaki hukuki düşünce ve yorumlarınızı bekliyoruz.

Red oyu sonucunun tüm Türkiye için olumlu ve hayırlı bir başlangıç olmasını diliyorum.

Barış sürecinin devamı için bu gereken bir karardı. Yeni bir oylama yapılsa da bu aşamadan sonra farklı ve sürpriz bir kararın alınmasının söz konusu olmayacağını düşünüyorum.

Başbakan Gül’ün bu konunun iç politika malzemesi yapılmaması, bunun Türkiye’nin çıkarları için doğru olmayacağı yönündeki açıklamaları da alınan karara saygı gösterilmesi açısından önemli. Halkın sesine duyarlı davranan meclisin tebrik edilmesi gerekir.

Bu demokrasinin işler konumda olduğunun açık göstergesidir. Bu kimin başarısı mıdır? Kanımca kesinlikle savaşa karşı ayakta durma gücünü ve iradesini sonuna kadar kullanan duyarlı Türk halkının başarısıdır.

Give Justice A Hand

Tezkerenin onaylanmasından önce, hatırlayalım: 57. hükümet sırasında tezkerenin adını bile kimse ağzına alamamıştı. -Tüsiad ve Türkiye'deki ABD basını dışında- 57. hükümet, Emin Çölaşan'ın köşe yazı dizisiyle başlayan Ecevit'in sağlık problemleri ile ilgili olumsuz yakıştırmalarla -çoraplarını giyemiyor vb- yıpratılmış, iktidar ortağı Bahçeli'nin 3 Kasım'da seçim olsun çıkışıyla yıkılmıştır. Yıkan taraf bellidir. ABD ile birlikte savaşa girmeliyiz diyen Tüsiad patronları ve ABD güdümündeki medyadır. Seçimlerde, gayri hukuki yayınlarla adeta bir AKP-CHP koalisyonu halka pompalanmış, seçim öncesi düzmece anketlerle halkın iradesi üzerinde oynanmıştır. Nitekim meşruluğu tartışılır olan anket sonuçlarını gören halkımız AKP ile CHP arasında tercih yapmıştır.
Şu işe bakınız ki; ABD'ne tüm dünya "dur" derken, "gel vur" diyenler , Kıbrıs'ta emperyalizme karşı direnen Denktaş'ı sokak iti gibi azarlayanlar sağlıklı, ABD çıkarlarına karşı çıkan günah keçisi Ecevit sağlıksız ve gitmesi gereken kişi oldu. Ben DSP'li falan değilim. Bu arada bunu belirteyim.
Bugün İMKB 1300 puan birden düştü. Yatırımlarını ABD ile savaşa girmeye programlamış, ABD'nin tezkereye hayır denmesine çok bozulacağını düşünen borsa vurguncularımız büyük bir vurgun yedi. Hemen portföylerini boşalttılar. Ancak başka İMKB yok, hemen geri dönecekler. Dönmek zorundalar. ABD'nin eli kolu bağlı, can çekişmekte olan bir dev olduğunu görmek zorundalar. Yurt savunmasının ulusal sermayenin korunması ile mümkün olduğunu, ulus yoksa sermayenin de bir işe yaramayacağını görecekler. Zira, tezkere geçecek diye bir kaç gündür çaktırmadan mal topluyorlardı. Tezkere geçti. Tayyip'e rağmen geçti. Bu önemli bir gelişme. Türkiye'de halen mantıklı mebusların olduğunu görmek güzel. Bakın ABD, bayrağını her yabancı filmde gözümüze sokuyor. Her tekstil ürününde CIA, FBI logolarını, bayraklarını tşört, mont olarak bize satıyorlar. Savaşlar sadece kurşun atarak kazanılmaz. Mehmetçik kanını satmaya kalkanlar, kendi kanlarında boğulurlar. Biz halk olarak en az tüketerek, ihtiyaçlarımız kadarını satın alarak, emperyalizme karşı savaşarak, mallarını boykot ederek savaşı kazanırız. 57. hükümeti devirdiler, kendi kurdukları hükümete de isteklerini yaptıramıyorlar, onu da devirmek için yakında güdümlü medyası iş başı yapacak. Yakında Tüsiad patronları aldıkları direktifle yine konuşacaklar. Bütün bunlara neden müsade ediliyor, biliyor musunuz? Takke düşsün, kel görünsün diye! Kel göründü. Şimdi ulusal ordumuz sanıyorum, kelin merhemini hazırlıyordur, aç aç gecelerinde! Hiç kimse bu ülkeyi sahipsiz sanmasın. Sabahın sahibi var!

Yer, zaman ve kişiler, hep aynı yerde, hep aynı zamanda ve hep aynı kişiler olsaydı; birbirimizin içinde olurduk, içindeyken...