Bir tanıdığım 765.Kanunun 202.maddesi gereğince hapis ve kamu haklarından süresiz mahrumiyet cezası aldı.5237S.kanunun yürürlüğe girmesiyle,önceki karar aynı mahkemece yeniden düzenlenerek,ağırpara cezası kaldırıldı ve ömürboyu kamu haklarından mahrumiyet cezası ise infazdan sonra 8 ay 5 gün süreli olarak sınırlandı.Yani şu anda kamu haklarından mahrumiyeti yok.Ancak çelişki şöyle doğuyor;Eski ceza kanununun Kamu haklarından ömürboyu mahrumiyet cezası verilen rüşvet,zimmet v.b suçlar yeni kanunda süreli hak mahrumiyeti olarak düzenlenmiştir.657 S.kanun 765 S.Kanundan sonra düzenlendiğinden ,ona paralel olarak aynı suçlara memuriyetten men cezası verilmektedir.Yeni ceza kanunu süreli hak mahrumiyeti cezası verirken,yeni kanuna uyumu yapılamamış 657 ye göre idare ,süresiz hak mahrumiyeti cezası vermekte,böylece süreli hak mahrumiyeti cezasını süresize çevirmektedir.Bu durumda Anayasanın 138. maddesindeki"İdarenin mahkeme kararına uymak zorunda olduğu ve kararın aksine işlem yapamayacağı"hükmü havada kalmaktadır.İdarenin bu işlemi ile ilgili açlan idari davada mahkeme 657 yi göz önüne almış ve idareyi işleminde haklı bulmuş ama,süreli hak mahrumiyetinin mahkeme kararının aksine nasıl süresize çevrildiğinin,Ağır cezanın verdiği cezadan daha ağır cezanın nasıl verilebildiğinin izahı yapılamamıştı.Konu temyize taşınmıştır.Aynı konu ile ilgili olarak Yine yeni ceza kanunundan bir iki hafta önce çıkan5234 S.Kanunun 3-a maddesi gereğince-ki bu kanunun 657 ye paralel,yeni ceza kanununun ilkelerine uymayan-memuriyetten çıkarılanlara isteğe bağlı prim ödeyerek E.Sandığından emekli olma imkanı engellenmektedir.Anayasasında "Sosyal" olan bir devletin "Sosyal Güvenlikten" mahrum olmaya sebep kanunu olabilir mi?Üstelik kamu haklarından şu anda mahrum olmayan birine.Uzmanlara saygıyla duyurulur.