Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın tespitlerini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kahir ekseriyetiyle paylaşmıyor" dedi.
Erdoğan, Almanya'ya hareketinden önce, Atatürk Havalimanında yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Ankara'da bugün yapılan mitinge ilişkin soru üzerine, "Bir sivil toplum kuruluşu demokratik hakkını kullanmıştır" dedi.
Mitingi fazla izleme imkanı olmadığını ve sadece başlangıç kısmına bakabildiğini kaydeden Erdoğan, sonrasında kendi randevuları olduğunu ve onlarla ilgilendiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, "Fakat herhangi bir şiddete yönelik eylemin çıkmaması bizler için olumlu bir neticedir. Böyle bir demokratik hakkın kullanılmasından dolayı da memnuniyetimi özellikle ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
NE OLUYOR DA REJİM TEHLİKEDE?
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Harp Akademileri Komutanlığında yaptığı konuşmadaki ifadelerinin hatırlatılması üzerine de şunları kaydetti:
"Doğrusu, sayın Cumhurbaşkanımızın bu tespitlerini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kahir ekseriyetiyle paylaşmıyor. Şu anda Türkiye en sağlıklı dönemini yaşıyor. Ekonomik hayatta durum böyle, siyasi hayatta durum böyle. Ne oluyor da rejim tehlikede? Böyle bir yaklaşımı doğrusu çok çok isabetsiz buluyorum.
Bir defa bunu ülkemizin içinde ve dışında bu büyüme istidadını bu denli güzel gösterdiği bir dönemde, kaldı ki siyasi noktada da istikrarsızlığın olduğu bir ülkede, demokrasinin tehdit altında olduğu bir ülkede ekonominin gelişme kaydetmesi mümkün olur mu? Ekonomi, demokrasi ile at başıdır.
Demokrasinin sağlıklı olmadığı bir toplumda ekonominin böyle ileri bir ivme kaydetmesi mümkün değildir. Böyle sağlıklı olduğu içindir, rejim sağlıklı olduğu içindir ki ekonomi şu anda sağlıklı bir gelişme içindedir."
Erdoğan, birkaç gün önce Antalya Havalimanının açık artırmayla 17 yıllığına 3.2 milyar dolar karşılığında kiraya verildiğini de hatırlatarak, bu gelişmelerin, ülke sağlıklı, istikrarlı ve güvenli bulunduğu için kaydedildiğini anlattı.
Başbakan Erdoğan, rejimin tehdit altında olduğu bir toplumda yabancıların gelip yatırım yapmasının mümkün olmadığını da belirterek, "Ben bunu halkımızın kahir ekseriyetinin paylaştığına inanmıyorum. Böyle bir şey söz konusu değildir. Bu çok yanlış bir tespittir, diye düşünüyorum. Herhalde sayın Cumhurbaşkanımızın bir tespiti olarak kayda geçecektir" dedi.
"MKYK'da kendisinin Cumhurbaşkanlığına aday olmaması yönünde bir karar çıkması halinde, adaylığını açıklayıp açıklamayacağını" soran bir gazeteciye de Erdoğan, bununla ilgili daha önce açıklamalarda bulunduğunu ve kararın zamanı geldiğinde açıklanacağını söyledi.
"MECLİS İÇİNDEN OLACAK"
Erdoğan, "Cumhurbaşkanı adayının Meclis içinden mi, dışından mı olacağı" yönündeki soru üzerine de "Meclis içinden olacak. Meclis dışından diye bir şey söz konusu değil. Onun kararı verildi. O bitti" diye konuştu
15.04.2007
İnternet haber
Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu
NE OLUYOR DA REJİM TEHLİKEDE?
Valla biz sormayalım, icraatler anlatıyor, Ankara'da 1 milyona yakın insan niye toplandı, milyonlar niye bayrak astı evine, işyerine?
Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu
NE OLUYOR DA REJİM TEHLİKEDE?
"Dünyanın hiçbir yerinde sistemi yıkmak isteyen unsurlar, sistem tarafından hoş görülmez"
AKP Afyon milletvekili İbrahim Hakkı Aşkar'ın, RTE'ye cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yaptığı yorum. Sistemin yıkılmaya çalışıldığını, sistemin yıkılmasının amaçlandığını kendileri de söylüyor, bunun üzerine söyleyecek söz var mı?!..
Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu
Alıntı:
veezy37 rumuzlu üyeden alıntı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ""Doğrusu, sayın Cumhurbaşkanımızın bu tespitlerini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kahir ekseriyetiyle paylaşmıyor. Şu anda Türkiye en sağlıklı dönemini yaşıyor."
Bunların kendileri hastalıklı olduğu için, hastalık onlara doğal geliyor.
KANSER :kızgın: KANSER :kızgın: KANSER :kızgın:
Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu
Ne yazmışsınız anlamadım. Yahu 5 senedir RTE nin başka söylemimi var. Adam serri kafada olduğundan herşey onun için sanıyor reaya işleri bilirsiniz padişah ve kulları...
En sağlıklı dönem diyor yalan mı? Oğlu kızı yandaşları anası babası danası kendisi ne isterse oluyor. Uyduruk düğününde yollar kesiliyor bu havalı havalı dolanıyor. Dünyanın en zengin başbakanı olmak sağlıksız görüntümü ?
Ha diyeceksiniz ki şimdi siz bana yahu sağlıklı olsak rejimi bırak hele sadece şunu de Nasıl oluyorda kişi başına düşen milli gelirde dünyanın 136. ülkesi olurken ( Malumunuz 80 den sonrası .. neyse..) Milyarderleri açısından dünyanın 13. ülkesi oluruz ? Bilmem bilsem burada ne işim var RTE nin yanında olurdum...
Sağlıksız bakışlar hastalanan bedeni normal görür RTE nin sorunu budur.
Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu
Bende katılıyorum Erdoğan a onun kalbindeki rejim gayet sağlıklı gelişiyor. Ama Erdoğan ın anlamadığı o rejimin yeri Türkiye Cumhuriyeti değil.
Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu
Tandoğan'da Kucaklaşmak!..
Dört bir koldan saldırıyorlar...
İşbirlikçisi, mandacısı, dincisi müthiş bir uyum içinde, hiçbir ahlak kuralına aldırmadan, her türlü yalan ve çarpıtmayı kullanarak görevlerini yapıyorlar!.. Bugüne dek başarıyla yerine getirdikleri "görevlerinin" son bölümünü de tamamlayabilmek için olağanüstü bir gayretle çırpınıyorlar... Nedir o yaşamsal önemdeki son bölüm?
- Kuşatmayı tamamına erdirmek!..
Efendilerinin, yaşama geçirmek uğruna dünyayı kan ve ateşe boğduğu Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) için Çankaya çok önemli!.. Belki de senaryonun en can alıcı aşaması... Demokrasinin birbirinden kesin çizgilerle ayrılması gereken "güçler ayrılığı" ilkesini tamamen ortadan kaldıran, yasama ve yürütmeyi birleştiren, yargıyı akıl almaz baskılarla diz çökmeye zorlayan, medyayı da teslim alan zihniyetin, Cumhurbaşkanlığı'nı da ele geçirmesi, bir tek sonuca yol açacak:
- Sivil dikta!..
Bir süredir "psikolojik savaş" kurallarına son derece uygun biçimde yürütülen "darbe" kampanyasının gözlerden kaçırmak istediği biricik gerçek işte bu!.. Senaryonun diledikleri biçimde sonuçlanması halinde önümüzdeki dönem hiç kuşkunuz olmasın, Türkiye'nin, sonunda kendisini de paramparça edecek BOP'ta vurucu güç yani piyon olarak kullanıma başlanması aşaması olacaktır!..
Daha birkaç gün önce İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek , Barzani 'nin "Türkiye Kerkük'e müdahale ederse biz de Diyarbakır'a ederiz" sözleri üzerine yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan 'ın 2004 yılında Kanal D ekranındaki sözlerine dikkat çekti. Ne demişti Tayyip Bey?..
- ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde Diyarbakır'ı merkez yapacağız!..
***
İşte o gün, bugündür!..
ABD ve işbirlikçileri gayet iyi biliyorlar ki, Diyarbakır'ı "merkez yapma" amacının önündeki en önemli engel olan Çankaya da düştükten sonra yolları açıktır!. Aynı süreçte askerin yıpratılması, kıpırdayamaz hale getirilmesi ve boyun eğdirilmesi senaryosu da yine dört koldan yürütülmüş, ABD'nin Ohio eyaletinden yönetilen F tipi "darbe" tezgâhı ile asıl orduya darbe yapılmak istenmiştir...
Başarıya ulaşması halinde koca bir ülkenin geleceğini karartacak, paramparça edecek bu karanlık senaryoyu tarihin çöplüğüne bir kez daha atacak olan biricik güç ise yine Türk halkının gücüdür...
İşte 14 Nisan'dan bu kadar korkmalarının, engellemek için var güçleriyle saldırmalarının sebebi de bu!.. Biliyorlar ki, cumartesi günü Tandoğan Alanı'na yığılacak yüz binlerce aydınlık insanın haykırışı, Türkiye'ye kan ve dehşetten başka bir şey biçmeyen o karanlık senaryoyu paramparça edecektir... Biliyorlar ki o gür haykırış, bir güç birliğini bile beceremeyen muhalefet liderlerini de kış uykusundan uyandıracak kudrete sahiptir... Biliyorlar ki o Cumhuriyete sahip çıkış sonrası hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktır... Biliyorlar ki;
- 14 Nisan, Türkiye'nin üzerindeki ölü toprağını savurup ayağa kalktığı gün olacaktır...
Geleceğimiz için, çocuklarımız için, "güzel günler göreceğiz arkadaşlar" diye haykırmak için, kucaklaşmak için Tandoğan'da bekliyorum...
Cumhurbaşkanımla övünüyorum
Ahlak açısından nerelerde süründüklerini biliyordum da bu kadarına "pes" dedim... Dinci ve işbirlikçi medyadan söz ediyorum. Önceki gün birinci sayfalarından şu yalanı kamuoyuna yedirmeye çalıştılar:
- Cumhurbaşkanı'nın affettiği terörist çatışmada yakalandı...
Bir gazetecilik okulu öğrencisi bile Cumhurbaşkanı'nın kendi isteği ile herhangi bir suçluyu affedemeyeceğini bilir. Bakın prosedür nasıl işler:
- Cumhurbaşkanı, anayasanın 104 ve 105. maddelerinde açıkça belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı ve Adalet Bakanı'nın imzasıyla kendisine sunulan dosyanın olur kısmını imzalar. Yani asıl araştıran ve karar veren Adalet Bakanı'dır. Cumhurbaşkanı Adli Tıp'tan Adalet Bakanı oluruyla dosya gelmezse hiç kimseyi affedemez.
10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer , Türkiye'nin en karanlık yıllarında Çankaya'nın pırıl pırıl kalmasını sağladı. Ülkeyi "dönüştürmeye" çalışanlarla neredeyse tek başına mücadele etti. Bir yurttaş olarak böyle bir cumhurbaşkanına sahip olduğum için gurur duyuyorum.
- Yolunuz açık olsun sayın Cumhurbaşkanım...
12.04.2007
Ümit Zileli
Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu
Vicdan mı Çankaya mı ?
Bir ülkede tartışmalar kavramlar üzerinden yapılıyorsa ve insanlar kavramlarla oyalanıyorsa işte orada sorun var demektir.
Çünkü bu durumda kavramların içi boşaltılır. Olgular sadece kavramsallaştırılırsa, işleyiş ve uygulanışlarda pürüzler çıkar,
insanların kafasında var olan kemikleşmiş kavramlar bir simgeden öteye gidemeyeceği için, ne yönetenler ne de yönetilenler tam anlamıyla
içselleştiremez ne demokrasiyi, ne hukuk'u, ne adalet'i...
Kavramlarla konuşmayı seviyoruz.
Dilimizden düşürmediğimiz belli başlı tanımlarımız var.
Bunların başında da ''Cumhuriyet'' ve ''Demokrasi'' geliyor. Sürekli bu kavramları kullanıyoruz ve tekrar tekrar tanımlarını yapıyoruz.
Örneğin, her fırsatta Hukuk'un üstünlüğüne inandığımızı hatırlatıyoruz birbirimize ve ''laik'' kaygılarımız var kendimizce.
Bunlar bizim devletimizin işleyişi için gerekli argümanlar ve olmazsa olmazlar.
Fakat yazılı kalan ve yaşamın içinde kendisini bireye hissettiremeyen kavramlar yüzünden topluma ekilen fraksiyonlarla başımızın ağrıyacağını
kestirmek çok da zor olmasa gerek.
Şimdi bakınız, Demokrasi gereği Tandoğan Meydanında toplanan yüz binlerce ''yurtsever'' vatandaşımız ortalığı kırmızıya bulayıp tek yürek halinde
haykırdılar 14 Nisan günü. Kendilerince haklı kaygıları olduğu muhakkak. Gözle görülür bir realite onları sokağa döktü ve kaygılarını kamuoyuyla
paylaşma fırsatı buldular. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkan'ı olmasını istemiyorlar. Bunu dile getirmek için çok doğru ve hakları olan bir yol seçtiler.
Reaksiyonlarının karşılığı ne olacak ve mahut mesaj yerini bulacak mı bekleyip göreceğiz!
Tv'ler yürüyüşe olan ilginin fazla olmasından, kalabalığın meydana sığmadığından ve yüz bin kişinin sığabileceği bir meydana üç yüz bini aşkın insanın gelmesinden dem vururken, anlaşıldı ki fazla ilgi sonucu insanlar yollardan taşmışlar, iğne atılacak yer kalmamış. Aynı saatlerde gelen bir haberde yine fazla ilgiden ve yer darlığından bahsediyordu ne ilginç: İlköğretim Okulu öğrencilerini geziye götüren otobüsün kamyonla çarpışması sonucu 33 kişinin öldüğü trafik kazasında da kapasitesiyi aşan ilginin acı faturası önümüze seriliyordu! Bu görüntülerde de ortalık kırmızıya bulanmıştı, fakat coşku yerini ölüme bırakmıştı!
Bir çocuğun yanacak canı, kırılacak kalbi, akacak gözyaşı beni her şeyden fazla ilgilendiriyor. İnsan hayatının değerler sıralamasında öncelikli olması benim en büyük kaygımı oluşturuyor. Türkiye rejim ve sistem kavgasında insanlarını göz ardı ederken toplanan kalabalıklar hiçbir şey ifade etmeyecek bana. Atılan naralar bir kulağımdan girip diğerinden çıkacak. Bir çocuğun yaşamı ''siyasi kaygıların'' önüne geçtiğinde, yaşam hakkı kavramlardan önde geldiğinde Türkiye'de gerçek demokrasiden bahsedilecek ve otuz kişilik otobüse altmış kişinin sıkıştırılamayacağını öğrendiğimiz zaman, seslerimiz daha da gür çıkacak, mesajlarımız yerini bulacak! ''Vicdan yolu'' ''Çankaya yolu''ndan önemli olduğu vakit, özlemi duyulan ''güzel güneşli günler'' kapımızı aralayacak
Erkan ÖZTÜRK
Haber3 com
Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu
Bu konudan ne çok konu var...
Belki de kırk forum açınca dileğiniz olur diye mi? :rolleyes:
Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu
Tuncay Özkan ikili oynamış
Ankara'daki mitingte Tuncay Özkan'a gösterilen sert tepkinin nedeninin ADD yönetimi konusunda iki yüzlü davranması olduğu ortaya çıktı.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) teşkilatlarının, Ankara'da düzenlenen Cumhuriyet Mitingi'nde programda olmamasına rağmen konuşan Tuncay Özkan'a ikiyüzlü davrandığı için tepki gösterdiği öğrenildi.
ADD Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur'a ağır eleştiriler yönelten ADD Isparta Şubesi ile işbirliği yapan Tuncay Özkan, muhalif şubenin hem mitinginde konuşmuş hem de sahibi olduğu Kanaltürk'ten konuşması saatlerce yayınlanmıştı. ADD Isparta Şube Başkanı Mahmut Özyürek ve içinde bulunduğu grup, ADD Genel Başkanı Eruygur Paşa'yı emperyalizm karşıtı olmamakla suçluyordu. Aynı grup, Eruygur Paşa ve yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter'i Avrupa Birliği fonlarından 700 bin Euro hibe alan Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Yönetim Kurulu üyesi olduğu için hedef seçmişti. Özkan, geçtiğimiz ocak ayında yapılan ADD olağanüstü genel kurulunda ise Eruygur Paşa'ya karşı liste çıkaran İşçi Partisi'ne yakın Ertuğrul Kazancı'yı desteklemişti. Özkan, Kanaltürk Genel Müdürü Kerimcan Kamal ve Haber Müdürü Adnan Bulut, sadece destekle kalmamış Kazancı'nın listelerinde de yer almıştı. Üç isim de seçimleri kaybederek ADD yönetimine girememişti. Eruygur Paşa, Özyürek ve arkadaşlarının geçtiğimiz yılki muhalefetleri sebebiyle olağanüstü genel kurula gitmek zorunda kalmıştı
Aktif haber