-
İmza bedeli
Değerli hukuki net üyeleri,
Birkaç yerden farklı yorum geldi, bende sizinle paylaşmak istedim. Yaklaşık 15 gün önce 7 yıldır çalıştığım uluslararası bir firmadan ayrıldım. Maden mühendisi asli branşım olmakla beraber firmada satış ve pazarlama işlerinde bölge sorumlusu olarak çalışmaktaydım ve bu şeklide işe girmiştim, hammadde ticaretini yönetmekteydim. Firmanın da muhtelif maden sahaları ve ruhsatları bulunmaktadır. Zaman içerisinde benden bu sahalardan bazılarının teknik nezaretçiliğini yürütmemi istediler (teknik nezaretçilik her saha/ruhsat için zorunlu olan bir müşavirlik hizmetidir ve ruhsat sahibini devlet adına denetlersiniz, raporunu tutarsınız) . Ben de şirketin işi yürüsün diye ve çıkıntılık yapmayalım diye istemeden de bu görevi kabul ettim , ancak bu arada nezaretçilik işinin ayrı bir görev olduğunu, imzasının sorumluluk taşıdığını, diğer şirket içi görevlerden farklı ve devlete karşı şahsi sorumluluk içerdiğini mütemadiyen anlatırken, bir sahamızda ölümlü iş kazası meydana geldi. Sonuçta bu görevin nekadar sorumluluk taşıdığını anladılar ancak ; kanunla belirli olan ve mühendisler odasınca asgari ücretleri belirlenmiş olan fenni nezaretçilik karşılığı benim imza bedellerimi tüm ısraralarıma rağmen ödemediler. Şimdi bu konuda ben eski şirketimden bu imza bedellerinin karşılığını talep edebilirmiyim (zira iş sözleşmemde ve iş tarifimde nezaretçilik konusunda bir görev tanımı yoktu). Nezaretçilik yaptığıma dair noter onaylı devlette kaydım, nezaret defterleri ve imzalarım kayıtlarda mevuttur.Ayrıca şirketime yazılı ihtarlarım ve uyarılarımda sözkonusudur.
Sağlıklı ve adaletli günler dileğimle,
-
Re: imza bedeli
Teknik nezaretçilik konusunu detaylı olarak bilmemekle birlikte , sorunuzu İş Kanunu açısından değerlendirmeye çalışayım.
İş sözleşmenizde ve iş tanımınızda bu yönde bir görev tanımlanmamışsa, bu görevi ifa etmeniz karşılığında ayrıca bir ücret talep etme hakkınız doğar, çünkü genel anlamda verdiğiniz hizmet "verilen diğer görevler" ile açıklanamayacak bir konudur.
Yapılan iş Mühendisler Odası'nca tarifelendirilen ve yetkili kişilerce Devlet adına yerine getirilen bir iş ve hizmet olduğuna göre, bunu iş ilişkisi ve dolayısıyla İş Kanunu kapsamında değil, Borçlar Kanunu genel hükümleri kapsamında değerlendirmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Bu nedenle açacağınız alacak davasının İş Mahkemesi'nde değil, ikametgahınızın bağlı bulunduğu yetkili Mahkeme'de görülmesi gerekir. (Bu konuda ayrı bir sözleşme yapılmadı ise ki, anladığım kadarıyla yapılmamış ve böyle olsa bile tercihinize göre.) Sonradan ekleme gereği duydum, tarifelendirilmiş likit bir alacak sözkonusu olduğundan direkt icra takibi de yapabilirmişsiniz gibi geliyor.
Öte yandan konunun bir de etik yanı var (yasal olabilir) ; iş sözleşmesi ile çalışan birine görevi dışında böyle bir teknik nezaret görevi verilmesi, verildiyse bunun kabul edilmesi ne derece doğru olur o da ayrı bir tartışma konusudur.
Belirttiğim gibi yukarıdakiler şahsi yorumlarım, hukukçu üyelerin de görüşlerini almanızda fayda var.
Selamlar,
-
Re: imza bedeli
Harun bey gece gece ilginize emeğinize çok tşk. ederim. Son belirttiğiniz konu tabiki önemli. Konuyu biraz daha aydınlatmak açısından , Ben iş kazası gibi hem maddi hem de vicdanı yönü ağır olan bu tür bir sorumluluğu kabul etmek istemedim. Zira nezaretçilik bir nevi müşavirlik hizmeti olup, tüm sorumluluk imza sahibine aittir, belki bu iş kazası neticesinde benimde sicilime ceza gelebilir (allah tan tüm raporlarım, uyarılarım eksiz ve tam olarak tutulmuş durumda ama sonuç ta mahkeme kara verecek) Bazı firmalarca nezaretçi bünyelerdeki mühendislerden de yararlanılmaktadır. Ancak 5177 sayılı maden yasası ve yönetmeliklerine göre fenni nezaretçisi olmayan kanun yönetmelik ve meslek odalarınca belirlenen tariflerde nezaretçi tutmayan ruhsat sahiplerinin ruhsatları zaten kanunen yasaya aykırıdır ve nezaretçilik sözleşmesi ile prosedürün tamamlanması gerekmektedir. İşin diğer boyutu firma şirket içi denge vs. bu görev karşılığını bize vermediği gibi işi dışarıdan birilerine bedelini vererek yaptırmaya başlamıştır. Tabii bu zoruma gitmiştir yani ben risk aldıkatan sonra akılları başlarına gelmiştir. Benim samimi talebim ben bu işi yapalım, dışarıda 3 se 1 e yapalım ancak bir adı olsun şeklinde idi. İşi kabul edip etmeme konusunda , tabii itiraz edince firma yetkililerince kesinlikle yanlış anlaşılıyor ve negatif etki yaratıyor, e sizde ekmek kapınızla didişmek istemiyorsunuz ve kabul etmek zorunda kalıyorsunuz. Ancak yöneticiler bu görev ve içeriğinin farkında ve farklılığında olmadıkları için dert anlatmak zira çok güç oluyor ve sonuçta ben ayrılmak zorunda kaldım. Ancak bugüne kadar 8-10 çeşit şirket içi iş yapmamıza rağmen hiçbir ekstra talbeim olmamıştı, çünkü bunlar doğal işimizin gerekleriydi. ancak nezaretçiliği bir türlü kavratamadık.
alakanız çok faydalı oldu. bu konuda zaten piyasada karmaşa var. meslektaşlarımla paylaşacağım..
ilginize ve bilgilerinize çok tşk ederim....