Yıllık izin ile ilgili birşeyi öğrenmek istiyorum. Cuma günü için izin aldığımda cumartesi gününüde kapsıyor dediler iş yerimde. Yani 1 gün izin aldığınızda 2 gününüz yıllık izinden gidiyor. Bu doğru mudur? Ve mantığı nedir? Teşekkürler
Printable View
Yıllık izin ile ilgili birşeyi öğrenmek istiyorum. Cuma günü için izin aldığımda cumartesi gününüde kapsıyor dediler iş yerimde. Yani 1 gün izin aldığınızda 2 gününüz yıllık izinden gidiyor. Bu doğru mudur? Ve mantığı nedir? Teşekkürler
Merhaba;
Çalışma saatleriniz nedir?Şirketinizde c.tesi çalışma varmı?
Sayın tuğçe8,
4857 sayılı İş Yasası :
Yıllık ücretli iznin uygulanması
MADDE 56. - Yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez.
Bu iznin 53 üncü maddede gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur.
Ancak, 53 üncü maddede öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir.
İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez. Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.
Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır. İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır.
Sorunuzdan anlaşıldığı üzere, sözkonusu izin ücretli veya ücretsiz mazeret izni olup, yıllık izin kapsamında değerlendirilemez ve yıllık izne hahsup edilemez.
Mazeret izni olarak ise, sayın ekircali'nin sorusundaki gibi, çalışma gün ve süreleriniz önem kazanır.
Şayet cumartesi günü çalışma günü ise ve işe gitmezseniz tabii ki 2 gün olarak değerlendirilecektir.
Ancak soruş şeklinizden anlayabildiğim kadarı ile, haftalık 45 saatlik çalışmayı 5 günde tamamlayıp, cumartesi ve pazar günleri çalışmıyorsunuz ki, bu durumda
cuma günü alacağınız mazeret izni 1 gündür ve cumartesiyi kapsamaz.
Esenlikler.
Sn.KASIMAN,
Peki hafta içi çalışma ile 45 saat dolduruluyorsa,cuma günü izin alındığında 45 saat doldurulmadığı için hafta tatili ücretinin de kesilmesi gerekmezmi?
saygılar
Sayın ekircali,
4857 sayılı İş Yasası :
Hafta tatili ücreti
MADDE 46. - Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.
Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.
Şu kadar ki;
a) Çalışmadığı halde kanunen çalışma süresinden sayılan zamanlar ile günlük ücret ödenen veya ödenmeyen kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri,
b) Evlenmelerde üç güne kadar, ana veya babanın, eşin, kardeş veya çocukların ölümünde üç güne kadar verilmesi gereken izin süreleri,
c) Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri,
Çalışılmış günler gibi hesaba katılır.
Zorlayıcı ve ekonomik bir sebep olmadan işyerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde işveren tarafından tatil edilmesi halinde haftanın çalışılmayan günleri ücretli hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılır.
Bir işyerinde işin bir haftadan fazla bir süre ile tatil edilmesini gerektiren zorlayıcı sebepler ortaya çıktığı zaman, 24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebeplerden ötürü çalışılmayan günler için işçilere ödenen yarım ücret hafta tatili günü için de ödenir.
Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde hafta tatili ücreti işverence işçiye ödenir.
Madde 46/c de belirtildiği gibi, işveren tarafından verilmiş bir günlük izin hafta tatilinin hesabında çalışılmış gibi sayılır.
Esenlikler,
Sn. tuğçe8,
Günlük kaç saat çalışıldığı ve buna bağlı haftada kaç gün çalışılarak 45 saatin doldurulduğunun bir önemi yoktur.
Hafta tatili 6 işgünü çalışmayı takip eden kesintisiz 24 saat olarak tanımlanmıştır ve bu da 7 günlük haftada 1 gündür. Bu nedenle Cumartesi günü çalışılmasa dahi (haftada 5 gün çalışarak 45 saati doldurma halinde) hafta tatili değildir. Bu nedenle çalışılıp çalışılmadığına bakılmaksızın Cumartesi günleri yıllık ücretli izin hesabında dikkate alınır. İşyerinizin uygulaması doğrudur.
Selamlar,
Sayın Gür,
Yıllık izinle ilgili olarak söylediklerinize aynen katılıyorum, ancak Sayın tuğçe8 in bahsettiğinin yıllık izin olduğuna katılmam mümkün değil.
"Cuma günü için izin aldığımda cumartesi gününüde kapsıyor dediler iş yerimde. Yani 1 gün izin aldığınızda 2 gününüz yıllık izinden gidiyor. Bu doğru mudur? Ve mantığı nedir?"
1 günlük iznin yıllık izinden sayılması mümkünmü sizce. İşverenin 1 günlük izni yıllık izin olarak nitelemesi ve mahsup etmesi çok yaygın bir uygulama ama yasal mı.
Bence bu hususun açıklık kazanması önemli.
Esenlikler,
Sn. Kasıman belirttiğiniz gibi 1 günlük yıllık ücretli izin mantıklı ve makul değil ancak uygulamada halen mevcut... Tabi ki ; yıllık izin bir fizyolojik ihtiyacın sonucu Yasalarımıza girmiş bir konu , insanın aralıksız dinlenmesinin sağlanması, ruh ve bedeni sağlığın korunması amaçlanan bu maddeyle...
Yasa , işçinin muvaffakati halinde bir bölümü 10 günden az olmamak üzere en çok 3 parçaya bölünmesine olanak sağlıyor yıllık iznin. Ancak şöyle bir durum var ki, Yasa iznin kullanılma zamanını işverenin yönetim hakkına bırakmış ve hiç kullanılmaması veya eksik kullanılması halini açık olarak cezalandırmamış. (Süreklilik arzetmezse) Bu durumda yoğun çalışan işyerlerinde örneğin kişinin izin hakkı 14 günse 1 haftası veya 10 günü kullandırılmış, bakiyeler kalmış. Hele Toplu İş Sözleşmeleri ile daha yüksek izin hakkı tanıyan işyerlerinde durum daha da ilginç, bir bakıyorsunuz 10 yıl kıdemli çalışanın, bakiye 80-90 gün birikmiş izin hakkı var. İş Kanunu mazeret izinleri konusunda oldukça cimri, işçinin 1. derece yakını vefat ederse izin hakkı var, örneğin dayısı, amcası, teyzesi, kayınpederi vefat ederse izin hakkı yok. Özellikle mavi yakalı dediğimiz saat ücretli işçiler bundan muzdaripler... Bugün çalışanların en temel sorunu , hele de 5510 ile emeklilik, sigortalılık... İşçinin amcası ölmüş izin istiyor, Kanun'da böyle bir izin yok, ücretsiz izin vermeniz gerekli, bu durumda sigortası gün olarak eksik yatacak, ücretinden kesilecek. Şimdi yönetici olun bu çalışana ücretsiz izin verin, öte yanda adamın birikmiş 50 gün yıllık izni var. İşçi diyor ki; "birikmiş iznim var, neden bu izinden mahsup etmeyip, ücretimden kesiyorsun, bir de sigortam 1 gün eksik yatıyor" Şimdi adam haklı mı haksız mı? Öte yandan Devletin prim kaybı da cabası, siz olsanız istenilen bu izni 1 gün yıllık ücretli izninden mahsup etmez misiniz?
Selamlar,
Tabii ki ederim Sayın Gür, çünkü uygulama işçi lehine. Ama bu uygulamanın işçi aleyhine olduğu durumlarda ne olacak. Örneğin, yıllık iznini kullanmış ve önemli bir hususta mazeret izni talep eden bir çalışana verdiği izni gelecek yıllık iznine mahsup eden işverene ne yapacağız. Buna göz yumulursa (nereye kadar) bir süre sonra yıllık izin kavramı ne olur.
Dediğiniz gibi yasanın bu maddesinde boşluk mevcut.
Bu detaylara cevap veren bir yargıtay kararı var mı bilemiyorum.
Ama herhalde belirleyici unsur, uygulamanın işçi lehine olması ve işçinin rızası doğrultusunda yapılması, olmalıdır.
Sayın tuğçe8 in gündeme getirdiği izin konusunun detayları burada önem kazanıyor diye düşünüyorum.
Esenlikler,
Sn. Kasıman,
Sizinle aynı görüşte olduğumu baştan belirteyim de, ortaya maraza çıkmasın.:o
İş Kanunu'nun düzenlenişinde gerçekte direkt olarak mazeret izni diye bir kavram da yoktur, bu konu hafta tatiline hak kazanmada çalışılmış olarak sayılacak süreler olarak dolaylı olarak düzenlenmiş, "....şu kadar güne kadar" denilerek aslında azami miktarları belirtilen, daha az kullandırılmaları halinde bunun mümkün olduğu, Toplu İş Sözleşmeleri ile artırılıp hak haline getirilebilen izinlerdir. Kanun'un böyle düzenlendiği bu konuda (Bilim Kurulu'nca- bolca lobi yapan siyasetçi, işveren, işçi, Devlet kesimi bir de yetmezmiş gibi Komisyonlarda Önergeler ile değişiklikler) ortaya böyle ucube birşey çıkar, sonra Adalet (Mahkemeler, Yargıtay, işçi, işveren) ağlar.
Şimdi "burası Türkiye" diyeceğim, seviyorum böyle de diyemem, ama şu bir gerçek ki; biz de işçimize ve işverenimize layık kanunları çıkarmayı bilmiyoruz. Diğer yandan elin adamı Kanun'u stratejik ülke gerçeklerine uygun çıkarıyor, bizse işçi sendikası şöyle der, işveren böyle ağlar hesapları içerisinde; ülke nereye gidiyor, sektörel destekler nerelere lazım ki bunlar rekabet edebilsinler, 50 yıl sonra Dünya'da ülke olarak ben nasıl tanınmak istiyorum, tekstil mi satacağım, tarım ürünleri mi, yoksa yüksek teknoloji ürünlerine mi yöneleceğim, o dönemde rakiplerim kimler olabilir? vb sorulara yanıt vermeden Kanun?!! çıkarıyoruz, eh bunlar da Devlet'e, millete hayırlı olsun, biz tartışmaya devam edelim ... :(