Hayata bağlayan fiş çekilebilir mi?
Geçtiğimiz günlerde gazetelere haber olan Alman Nina Typol’un durumu uzun süre önce benzer bir vakayla kafamı kurcalayan soruyu tekrar hafızama geri getirdi.
58 günlük bebeği ile bitkisel hayata giren (olayı çoğunuz biliyorsunuzdur ama kısaca özetleyeceksek, Türk sevgilisi tarafından vurulan ve beyin ölümüne giren 6.5 haftalık hamile kadın) Nina ve bebeğini hayata bağlayan fiş çekildi.
Tıp etiğine göre yapılan doğru mu, hukuksal açından bakıldığında yapılan doğru mu?
Ailenin kızımızın bize vasiyeti vardı, böyle bir durumda fişimi çekin dedi ifadelerini hiç mi hiç değerlendirmeye alamam.
Çünkü böyle bir vasiyetin olduğuna gerçekten inanmıyorum olsa dahi bir ailenin böyle bir şeyi değerlendirmeye alabileceği ihtimalini düşünmek bile istemem.
Ne olursa olsun ister beyin ölümü ister bitkisel hayata girme olsun her iki seçenekte de anne karnındaki canlı bir varlıktan, bebekten söz ediliyor.
En son ana kadar hem annenin hem bebeğin yaşatılması gerekir. Alternatiflerin konuşulması bile rahatsız edici.
Bir yolla engellenmesi gereken bir durum olduğunu düşünüyorum..Ailenin böyle bir kararı almasını benim vicdanımın anlaması ise mümkün değil....
Ölçüm yine vicdanım kendi kızım olsa ben hiçbir durumda böyle bir şeyi kabul edemezdim...
Ekte haberi okumak isteyenlere haberin ilgili bölümleri;
Marmara Üniversitesi Organ Nakli Bölümü'nde görevli Doktor Emel Aksoğlu, “Eğer beyin ölümü tespit edilmişse, organlar bağışlanabilir" dedi. Çapa Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever ise, beyin ölümü ve bitkisel hayatın birbirinden farklı şeyler olduğunu ve ayırt etmek gerektiğini söyleyerek, "Beyin ölümünde hasta makineye bağlıdır ve hiçbir yaşam belirtisi yoktur. Bitkisel hayatta ise solunum devam eder. Beyin ölümü gerçekleşmişse bağış yapılabilir" diye konuştu. [hl]Olayın hukuki boyutunu değerlendiren Avukat Ali Rıza Dizdar ise, "Anayasa ve TCK, Nina ve bebeğin koruyucusudur. 468 ve 478'i maddeler bu durumu düzenlemiştir. Bunun aksi davranmak suç olur" dedi.</span id='hl'>Savcı: Buna tıp karar verir
Olayla ilgili soruşturmayı yürüten Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Naci Ayaz ise konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı "Beyin ölümü gerçekleşmiş anne karnındaki yedi haftalık bebeğin durumu ile ilgili kararı ancak tıp verebilir. Burada hekim dışındaki yakınları, karar verme yetkisine sahip değildir. Tıbben beyin ölümü gerçekleşmiş bir annenin, karnındaki bebeğe altı ay bakılması gerekir. Bizim hukukumuzda hiçbir zaman kişinin kendi ölümünü istemesi mümkün değildir. Anne karnındaki bebeğin bu sanığa ait olup olmadığı tartışılır. Baba bu çocuğun kendisinden olmadığını mahkemede söyleyebilir. Onun için DNA testi yapılması gerekir."
(MADDELERDEN BİRİNİN İÇERİĞİ)
T.C.K.468.Madde
• Bir kadinin rizasi olmaksizin çocugunu düsürten kimseye yedi yildan oniki yila kadar hapis cezasi verilir.
• Gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadinin rizasiyla tibbi nedenler mevcut olmadan çocugunu düsürten kimseye iki yildan bes yila kadar hapis cezasi verilir. Çocugunu düsürtmeye riza gösteren kadina da ayni ceza verilir.
• 1. fikrada yazili fiil kadinin ölümüne neden olmussa, faile 15 yildan 20 yila ve bedeni bir zarara neden olmussa 8 yildan 12 yila kadar agir hapis cezasi verilir.
• 2. fikrada yazili fiil kadinin ölümüne neden olmussa, faile 5 yildan 12 yila ve bedeni bir zarara neden olmussa 3 yildan 8 yila kadar agir hapis cezasi verilir.
• Gebe sanilan bir kadin üzerinde rizasi olmaksizin çocuk düsürme amaciyla bazi fiillerde bulunan kimse kadinin ölümüne veya bedeni bir zarara neden olmussa 452 ve 456. madde hükümlerine göre cezalandirilir
T.C.K.469.Madde
• Gebelik süresi on haftadan fazla olan çocugunu isteyerek düsüren kadina bir yildan dört yila kadar hapis cezasi verilir.
• Cürme istirak halleri disinda gebe bir kadini, çocuk düsürmeye yarayacak vasita tedarik etmek suretile çocugu düsürmeye tahrik eden kimse 6 aydan 2 seneye kadar hapis cezasi ile cezalandirilir.
Give Justice A Hand