Arkadaşlar Lütfen Hukuka Sahip Çıkalım
Neden kayıtsız kalıyoruz arkadaşlar burda hukukçular ve hukuku sevenler yokmu??
Farkındamısınız biliyomusunuz bilmiyorum ama hakimler savcılar yuksek kurulu adalet bakanlığı musteşerının katılmaması yuzunden kaç aydır boş olan yargıtay ve danıştay koltuklarını dolduramıyor???
Sizce neden?
Nedeni ne fark eder sizce hukuk siyasetin ne kadar elinde???
Hükümetin ne yapmaya çalıştığının farkında değilmisiniz??
Burda neci olursanız olun sağcı solcu akpci chpci mesele o değil arkadaşlar mesele hukuk mesele hukukun bağımsızlığı yargının bağımsızlığı
Lütfen Kayıtsız Kalmayalım Duygusal Davranmadan Herkes Bişeyler Soylemeli Yapmalı
Yoksa Bir GÜn Mahkemeler Siyasi Partilerin meclis gurubu olacak
Hukuka Sahip Çıkalım
Lütfen!!!
Re: Arkadaşlar Lütfen Hukuka Sahip Çıkalım
hükümet bir de yargı bağımsız diye ahkam kesiyor. yeni cumburbaşkanı bu makamlara seçim yapsın diye oynadıkları oyunlara bak. demokrasiyi hukuku sadece araç gördükleri ortada.
Re: Arkadaşlar Lütfen Hukuka Sahip Çıkalım
Bugüne kadar ben başka bir şey mi dedim ? Sahip çıkmak lazım Cumhuriyete diye bas bas bağırmadım mı ?
Bakın Cumhurbaşkanı olmak isteyen şahıs ne diyor kendisinin terörist başına 'sayın' dediğinin anımsatılması üzerine...
Muhalefetin, kendisinin terör örgütü Abdullah Öcalan için "Sayın Öcalan" diye hitap ettiğini belirttiğini anımsatan Erdoğan, Baykal'ın zihin bulandırdığını söyledi. Erdoğan, "Cemaziyelevvelini karıştırmaya kalkarsak kimin kime yakın olduğu çok daha iyi ortaya çıkar. 19'uncu dönemde Meclis çatısında terör örgütü yöneticileriyle birlikte değil miydiniz? Sayın Baykal vatanseverlik konusunda bizimle aşık atamazsınız" dedi.
Başbakan Erdoğan, medyada, oğlunun gemi alması üzerine çıkan haberleri eleştitirken, "Benim oğlumun iki ortaklı bir şirketi var. Aldıkları gemi 16 yıllı ufak bir koster, 2.5 milyon dolar. 500 bin dolar peşinat ve banka kredisiyle alındı. Gemi kazancıyla kendi taksitini ödeyecek" dedi. Erdoğan, "Bu medyanın sancısını biliyoruz, sancılarının ne olduğu belli. Neyin ne olduğunu Maliye zaten takip ediyor. böyle belden aşağıya vurarak bir şey bulamazsınız" diye konuştu.
Okuduğumuzu anlıyorsak açık ve net iki şey diyor... DEDİM ( DEMEDİM İ YOK ) Amma siz de eskiden onun destekçisi partiyi meclise aldınız karıştırmayın haaaa
BASIN ÇOK OLUYOR MALİYE TAKİP EDİYOR. ( maliye benim elimde zaten yakında benim hazinem olacak abi sağ olsun şimdi de öyle yapıyor ben ve sülalem zengin olacağız.. )
Re: Arkadaşlar Lütfen Hukuka Sahip Çıkalım
Alıntı:
taylan_666 rumuzlu üyeden alıntı
hükümet bir de yargı bağımsız diye ahkam kesiyor. yeni cumburbaşkanı bu makamlara seçim yapsın diye oynadıkları oyunlara bak. demokrasiyi hukuku sadece araç gördükleri ortada.
sevgili Taylan niyetimiz siyaset yapmak değil biliyosun
Hukukun bağımsızlığını engelleyen herşeye karşıyız
Dediklerin çok doğru cumhurbaşkanlığı seçiminin sonrasına bırakılıyor yargıçların seçimi bu nasıl adalet bu nasıl yargı bağımsızlığı
Re: Arkadaşlar Lütfen Hukuka Sahip Çıkalım
Ben farkındayım, ama bir şey yapamıyorum ki, elimden ne gelir ? Lafla peynir gemisi yürümüyor işte. :(
Aklıma takılan bir nokta var, bu sinsice planları yapanlar, "o günü" bekleyenler, "Adalet, mülkün temelidir" sözünü kavrayamamış, adaletin, hukukun önemini anlayamamış ve kendi emellerine yargıyı bile alet etmeyi düşünen,pozitif hukuku sağlama misyonunu kazanamamış kişiler... Demek ki bunların bir bildiği var,o koltuklara kimleri oturtacaklarını da planlamış olmalılar, demek ki kendi yandaş hukukçuları (!) var, onları anlayamıyorum işte, 4 yıl boyunca Hukuk Fakültesi çatısı altında öğrenim görüp, senelerce mesleklerini icra eden, adaleti sağlayan,tarafsız olan kişilerin nasıl bir tarafın tarafı olabileceklerini anlayamıyorum, konduramıyorum. İşte bu yüzden, ben yine de biliyorum ki, o koltuklara kimler oturursa otursun, adalet yerini bulacak, mülkün temeli bağımsız olacak, hiçbir şahsi emele alet olmayacak.
Re: Arkadaşlar Lütfen Hukuka Sahip Çıkalım
Sevgili Başak ;
Elden ne gelir sözü çaresizlik sözüdür teslimiyet sözüdür Sana hiç yakışmıyor... Elden ne gelir merak ediyorsan sana tavsiyem derhal yaptığın işi bırak ve on kere gençliğe hitabeyi oku al sana bir iyilik burayada alayım arama .....
GENÇLİĞE HİTABE
Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
20 Ekim 1927
Bak ''Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.'''' Şimdide günümüze bak ... Ondan sonra ''İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! '' bu kısmı bir daha oku...
Sen çok zeki ve akıllı bir bıcırıksın sakın bir dahada böyle bir söz etme... Durduk yere sabah sabah zıplatma beni yerimden Ankara da çok uzak değil... Hayır bir şey değil senin için oraya gelitrim gelmişken meclisede uğrarsak anlat anlat anlamayacak bir sürü büyükbaş var orada oraya yerleşmek gerekecek ...
Re: Arkadaşlar Lütfen Hukuka Sahip Çıkalım
Oktay EKŞİ
oeksi@hurriyet.com.tr
Bunun örneği olmadı
BİR ilkeyi savunmak için bin defa yazsanız yeridir. Ama bir kişiyi veya bir konuyu ikide bir gündeme getirmek, bizim sevdiğimiz bir gazetecilik uygulaması değildir.
O nedenle, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) sonuçta "yargı bağımsızlığı" adına başlattığı mücadeleyi bugün de ele almamıza bakıp, "Galiba bu arkadaş Adalet Bakanlığı’na taktı" demeyin.
Derseniz haksızlık etmiş olursunuz. Çünkü "yargı bağımsızlığı" anayasal sistemin kendisi kadar önemlidir. Hukukun üstünlüğünün ve hukuk devleti olmanın temel koşulu da "bağımsız yargı"dır.
Konunun özüne girmeden belirtelim:
HYSK’nın, Yargıtay’da boşalmış 23, Danıştay’da boş olan 9 üyeyi seçmedikçe gündemine başka bir konu almamaya karar vermesi, yargı tarafından, yürekli ve onurlu bir "bağımsızlık" mücadelesi başlatıldığının ilanıdır.
En önemlisi de, yargı tarihimizde, bizzat yargı tarafından başlatılmış böyle bir mücadele örneği, -bildiğimiz yanlış değilse- yoktur.
Doğrusunu söylemek gerekirse "yargı" hep kendi mensuplarının -hadi ihanetine demeyelim- azizliğine uğramıştır. Çünkü onu temsil edecek noktaya gelenlerin pek çoğu (birkaç istisnayı saygıyla anıyoruz) yargıyı iktidara satmıştır. Bugün yaşanan kriz de 1981 tarihinde Adalet Bakanı olan eski Yargıtay Birinci Başkanı Cevdet Menteş’in, "yargı bağımsızlığını, 12 Eylül yönetiminin isteğine feda etmesi"nin sonucudur.
Nitekim Adalet Bakanı’nın, HSYK Başkanı sıfatını da taşıması o tarihte çıkan yasanın emridir. Adalet Bakanlığı Müsteşarı’nı söz konusu kurulun üyesi yapan o yasadır.
Adalet Bakanı’nın "Kurulu temsil ve Kurul adına beyanda bulunma yetkisi" ile donatıldığını bildiren o yasanın 9’uncu maddesidir.
"Kurul Adalet Bakanlığı’nda toplanır. Kurulun işleri Adalet Bakanlığı’nca yürütülür" diyerek HSYK’yı Adalet Bakanlığı’nın şemsiyesi ve etki alanı içine sokan aynı yasadır.
"Kurulun işlerini Adalet Bakanlığı’nın yürüteceğini" söyleyen hüküm, o kurula hizmet sunmak için değil, HSYK’yı Bakanlığın etkisi ve baskısı altına almaktan başka bir amaç gütmemektedir.
Esasen, "Kurul (...) üye tamsayısı ile toplanır" diyen hüküm, "Müsteşar istemedikçe Kurul hiçbir iş yapmasın" anlamına gelmektedir. Bunun da "yargı bağımsızlığı" ile bağdaştığını söylemek mümkün değildir.
HSYK’nın önceki günkü toplantısına katılmayan Sayın Müsteşarın, Yargıtay ve Danıştay üyeleri seçimini engellemesi o yüzden yargıya yapılmış çok ağır bir müdahaledir.
Keza Sayın Müsteşarın o gün bakanlıkta bulunmasına rağmen toplantıya katılmaması, üstelik Müsteşar Yardımcılarından birini kendi yerine görevlendirmemesi, bu eylemin hesaplı kitaplı bir yaklaşım ürünü olduğunu ortaya koymaktadır. O nedenle Sayın Müsteşar hakkında Avukat Sedat Vural’ın "suç duyurusu" yaptığı bilinmekte, HSYK’nın da aynı yola başvuracağı bildirilmektedir.
Yeri gelmişken belirtelim ki sahnede Müsteşar görünse bile tüm bunların birinci derecedeki sorumlusu Adalet Bakanı Cemil Çiçek’tir. Tabii o da Başbakan Tayyip Erdoğan’dan aldığı talimatı yerine getirmektedir.
Bizim meselemiz ise "yargı bağımsızlığı"nın bu kavgadan başarıyla çıkıp çıkmayacağıdır.