Ermeni İddiasında Türkiye

Her zamanki gibi tersten başlayayım ben gene. Uzun süredir devam eden ve nihayetlenen bir dava var . Gerçi daha Yemyizi ve üst mahkeme yolları duruyor amma burada önemli olan bizim ne yaptığımız...

İsviçre'de sözde Ermeni soykırımını "inkar" yasasını ihlal ettiği gerekçesiyle Lozan'da yargılanan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'e 90 gün tecilli hapis ve 16 bin 873 İsviçre frangı para cezası verildi.


Lozan'da yargılanan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek hakkındaki karar açıklandı.

Lozan mahkemesi, 6 Martta başlayan duruşmalar sonunda bugün verdiği kararda, Perinçek'i 90 gün hapis cezası karşılığında her günü 100 İsviçre Frangı (yaklaşık 115 YTL) olmak üzere 9 bin İsviçre Frangı para cezasına çarptırdı ve bu cezayı iki yıl tecil etti.

Mahkeme, bunun dışında 3 bin İsviçre Frangı para cezasına çarptırdığı Perinçek'in, bu parayı hemen ödemediği takdirde 30 gün hapis yatmasına karar verdi. Bunun için 5 günlük süre tanındı.

Perinçek'in ayrıca 1000 İsviçre Frangını sembolik olarak bu ülkedeki Ermeni cemaatine ve 10 bin İsviçre Frangını dava açan Sarkis Şahinyan'a ödemesi istendi.

Mahkeme masrafı olarak da Perinçek'in 5873,55 İsviçre Frangı ödemesine karar verildi.


PERİNÇEK'İN TEPKİSİ


İsviçre'de 2005 yılında düzenlenen bir etkinlik sırasında sözde Ermeni soykırımının emperyalist bir yalan olduğunu söylediği için yargılanan Perinçek, hakkında verilen kararı "emperyalist bir kinin ürünü" olarak değerlendirdi.

Dava hakimi Pierre Henri Winzap'ın duruşmanın ilk gününden itibaren taraf tuttuğunu gösterdiğini belirten Perinçek, "Hakim Winzap bugünkü kararı okurken Türkiye'ye ve Türk ulusuna karşı içindeki kini ve ön yargıları dışa vurdu. Hakimin tavrı duruşmanın başından beri belliydi" dedi.

Hakimin bu kararına rağmen duruşmanın İsviçre'de olumlu bazı gelişmelere vesile olduğunu ifade eden Perinçek, "Şunu söyleyebilirim ki, sözde Ermeni soykırımını 'inkar' yasası artık İsviçre'de tartışılıyor. Tarihin yargılanamayacağı görüşü toplum içinde hızla yayılıyor. Tüm bu gelişmeler bu yasanın değişmesine hız kazandıracaktır" diye konuştu.


"KARARI TEMYİZ EDECEĞİZ"


Dava hakimi Winzap'ın verdiği kararın "her şeyin bittiği anlamına gelmediğini" ifade eden Perinçek, kendilerine tanınan 5 günlük süre içinde temyize gideceklerini bildirdi.

Perinçek, karara karşı nasıl bir yol izleyecekleri yolundaki bir soruya şu yanıtı verdi:

"Bu kararı hemen temyiz edeceğiz. Göreceksiniz, bu karar ve ilgili yasa değişecektir. Buradaki bir üst mahkemede temyiz hakkımızı kullandıktan sonra gerekirse kararı Strasbourg'taki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götüreceğiz."


PERİNÇEK: ERMENİLERE SOYKIRIM YAPILMADI


Lozan Adliye Sarayında hakkındaki kararın açıklanmasından sonra İsviçre televizyonuna Almanca olarak demeç veren Perinçek, muhabirin, "Bu karardan sonra hala Ermenilere soykırım yapılmadığı görüşünü savunuyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bugün burada alınan karar ABD'nin büyük Orta Doğu projesinin bir parçasıdır. Ermenilere 1915 yılında soykırım yapılmadığı benim inanarak savunduğum görüşümdür. Hiçbir karar veya yasa benim inanarak savunduğum görüşümü değiştiremez. Gallile'yi ve Göthe'yi de yargıladılar, ama görüşlerini savunmaya devam ettiler. Hakim Winzap bugünkü kararıyla Türkiye'ye ve Türk ulusuna karşı içindeki kini ve ön yargıları dışa vurmuştur."

Doğu Perinçek i sevebilir sevmeyebilirsiniz. Bu önemli değil. Önemli olan burada neden yargılandığıdır. Devlet politikası olarakta TC nin kırmızı çizgilerinden birisi olan soykırım iddialarına olmadı dedi diye yargılanmaktadır Doğu Perinçek...
Atatürk e hakaret eden Türklüğü aşalayan kişilerin yargılandığı 301. madde olaylarını yağlayıp ballayıp önümüze getiren. Okunduğunda cidden hakaret olduğu açıkça anlaşılan yazılara ve yazarcıklara övgüler düzen basın yayın organları ile görsel yayın. Bizim için çok ciddi bir olay olduğu açık olan bu davayı görmemezden geldiği gibi neredeyse duyurma ihtiyacı bile duymayacaktı velevgi Rauf Denktaş davaya izlemeye gitmeseydi...
Peki bizim ve özellikle devletin bundan böyle sotkırımı olmamıştır filan diye konuşmaya hak ve yetkisi var mı? Uyduruk haber ve dizilerle Halkı iyice cahilleştirmeye çalışan görsel medya bu ulusal olayda neden susmuştur acaba ? Yoksa soykısımı var da bizi mi kandırdılar bunca sene ? Öyle ya böylesine bir devlet politikası yüzünden birisi yargılanıyorsa devletin orada olması gerekmez mi ? Biz TC olarak bu kararı tanımıyoruz demeleri gerekmez mi? Peki ya Perinçek mahkemede ' Ben TC devletine inandımda dedim aslında haberim yok yaşımda uygun değil bilmeye byu devlet resmi söylemi yargıladığınız nezdimde TC dir diyiverseydi ?''
TC Başbakanı orada burada boş boş dolaşıp kabadayılık yapacağına bulunması gereken yer burasıydı. Dış işleri bakanı ile birlikte orada olmalı ve ' Soykırım olmamıştır.' demeliydi mahkeme salonunda. Ama bizimki uyduruk kaydırık gezilerde. Dış işleri bakanı desen pişmiş kelle gibi sırıtma görevi almış ağzı var dili yok bir prens. İcazet almaya ABD ye giden bir acz vesikası...
Dün Lozan ın sallanması gerekirdi Türkiye'nin tepkisinden ama biz ayakta uyuduk her zamanki gibi. Amam konu gerçekten önemsiz olan bir Türban olsaydı hükümet ve basın bunu yazar dururdu. Şimdi Türkiye nin en ciddi sorunu tısssss....
Artık bu hükümete inanmak mümkün mü? Dış politikada ve oluşumlarda bizleri onurla temsil edebileceklerine olanak var mı? En haklı olduğumuz konuda bile sus pus kalan bir iktidar ne işe yarar ? Yazık ki yazık...

İsviçre'de sözde Ermeni soykırımının emperyalist bir yalan olduğunu söylediği için hakkında dava açılan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'in Lozan'daki duruşması başladı.
Perinçek, yanında getirdiği yaklaşık 90 kilo tutan Rusça ve Ermenice belgeleri mahkemeye teslim etti. Ermenistan'ın ilk devlet başkanı olan Ohannes Kaçaznuni'nin 1923 yılında Bürkreş'te gerçekleşen Taşnaksutyun Partisi'nin konferansına sunduğu raporda "İngilizler, Fransızlar, Ruslar Ermenileri Büyük Ermenistan vaatleriyle aldattı.
Bizler gönüllü birlikler kurarak Türk-Kürt ve Müslüman katliamları yaptık. Türkler'in ne yaptıklarını biliyoruz. Bu nedenle Türkler haklıdır, Taşnak Sütyan Partisi'nin yapacağı bir şey kalmadı, intiharı öneriyorum, partiyi kapatalım'' dediğini öne süren Perinçek, "Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır" tezini savundu.

İSVİÇRE KARIŞTI
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in duruşmasından 4 gün önce İsviçre Adalet Bakanı Christoph Blocher ile Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in Bern'de bir araya geldiği söylentisi İsviçre'yi karıştırdı. Tages Anzeiger ve Le Matin Gazetesi'nde yer alan haberde, İsviçre'nin demokratik bir ülke olduğu belirtildikten sonra Türk Adalet Bakanı ile İsviçre Adalet Bakanı'nın Perinçek davasından 4 gün önce görüşmesinin "kuvvetler ayrılığı ilkesine" zarar verdiği belirtildi. Bu haberlerin ardından İsviçre dışişleri ve adalet bakanlıklarından yapılan açıklamada, Perinçek olayının görüşülmediği, yargıya müdahalenin söz konusu olmadığı söylendi.
Ve gidenler...
Perinçek'e destek için Lozan'a giden 164 kişilik heyette KKTC Eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Süheyl Batum, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Rektörü Bertaş Açıkgöz, İÜ eski rektörü Kemal Alemdaroğlu, emekli generaller Servet Cömert ve Yaşar Müjdeci gibi isimler bulunuyor. Heyettekilerin boynunda Türk Bayrağı işlemeli atkılar ve Talat Paşa Komitesi yazan tanıtım kartları var.

Duruşmanın en ilginç diyaloğu ise şu oldu...
Lozan'daki duruşmada İsviçreli savcı "Faşist misiniz?" diye sordu. Perinçek ise "Bunu hakaret kabul ederim" dedi.

İsviçre'de, "Ermeni soykırımının emperyalist bir yalan" olduğunu söylediği için hakkında dava açılan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, önceki gün Lozan kentinde başlayan ve 9 Mart'a kadar devam edecek davada, savcı Eüe Cotter'in, "Siz faşist misiniz? Kendinizi ırkçı olarak tanımlayabilir misiniz?" sorusuna muhatap oldu.

İlginç diyalog
Önceki gün sabah saatlerinde başlayan ve akşam geç saatlere kadar devam eden duruşmada İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, savunmasını Almanca olarak yaptı. Duruşma sırasında savcı Eüe Cotter, "Sayın Perinçek, siz faşist misiniz? Kendinizi ırkçı olarak tanımlayabilir misiniz" diye sordu. Perinçek ise soruyu, "Hayır ben ömrümü faşizme karşı mücadele ile geçirdim. Bunu hakaret sayarım" diye yanıtladı. Daha sonra duruşmanın İsviçreli hâkimi ile Perinçek arasında da şu diyaloglar yaşandı:

'Soykırım değil'
Hâkim: Peki Sayın Perinçek, Ermeniler neden güneye sürüldü?
Perinçek: Bu bir gerçektir ama o dönemde Lübnan, Irak Osmanlının sınırları içindeydi. Ermeniler Osmanlının sınırlarının dışına atılmadı. Bu önlemler soykırım olarak kabul edilemez.
Hâkim: Peki bu sürülenler, yerleri değiştirilenler nasıl oldu da öldü?
Perinçek: Ben bu soruyu kendi davamla ilişkili bulmuyorum. Benim konferansımda bu konu üzerine konuşmadım. Tehciri cezalandıran İsviçre yasaları yok ki.
Doğu Perinçek, hâkimin "Eğer uluslararası uzman bir komisyon, 'evet soykırım olmuştur' dese siz kabul eder misiniz?" şeklindeki sorusunu ise "Ben hiçbir zaman kabul etmem, Türk milletine soykırımcı dedirtmem" sözleriyle yanıtladı.

Perinçek '' Türk milletine soykırımcı dedirtmem...'' diyor. Hükümet ne diyor... Tısssss......
Şimdi düşünün bakalım Fransada bu oylama nasıl oldu ? Türkiye ne yaptı ? ABD de yakında gene gündeme gelecek bizimkiler ne yapıyor ?

Ruhat Mengi bugün diyor ki...
Perinçek’in yerinde olsaydım...
İsviçre’de Ermeni soykırım iddiası ile ilgili çıkarılmış olan “inkâr” yasasını ihlâl ettiği için Lozan’da yargılanan Doğu Perinçek davası sonuçlanmış.

Mahkeme Perinçek’i 90 gün hapis cezası karşılığında 9 bin İsviçre Frangı para cezasına çarptırmış.

Doğu Perinçek bu yasalara karşı çıkmak için “soykırım yoktur” diyerek yargılanmayı isteyenlerden biriydi. Ve aslında bu Fransa’ya ve diğer ülkelere de “ne olacağını” göstermek açısından yapılmalıydı.

Ama asıl mesele şimdi başlıyor. Perinçek para cezasını ödemeyip hapse girmeyi göze almalı... Ki olay tarihe böyle geçsin ve İsviçre’nin “ifade özgürlüğü” konusunda büyük bir insan hakkı ihlâli yaptığı ciddi şekilde belgelenmiş olsun.

Bu yasa başlı başına ihlâlin kendisidir zaten. Ben olsam kesinlikle hapse girmeyi tercih ederdim. Selahattin Duman da yazısında resmen ilân ederek söz verdiği gibi gelip bana bakmak zorunda kalırdı!
yani haberi yok mış miş li konuşuyor. Amma ahkamını kesiyor ' Ben olsaydım ' diye.. Yahu sen olsaydın öyle yapardın amma sen olmadığın halde bir tepki yazısı yazmadın ayıp...

'Soykırım' kararı Türkiye lehine

Fransa'daki Ermenilerin Türkiye'nin Paris Başkonsolosu Aydın Sezgin hakkında 'Ermeni soykırımını tanımadığı' gerekçesi ile açtıkları dava Türkiye lehine sonuçlandı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada kararın kesinleştiği belirtildi.

Paris Başkonsolosu Aydın Sezgin, konsolosluğun internet sitesinde Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin yayınladığı bir broşür nedeniyle Fransız Ermenileri tarafından mahkemeye verilmişti.

2004'te Sezgin lehine çıkan kararı temyize götüren Ermeniler, en son Yargıtay aşamasına kadar tezlerinde ısrar etti, ancak karar değişmedi.

Yargıtay'a yasal süre içinde görüş bildirilmediği gerekçesi ile Fransız mahkeme, Ermeni derneğin dava hakkını kaybettiğine hükmetti. Böylece dava da Türk Başkonsolos lehine karar kesinleşmiş oldu.

CNNTÜRK

MGK, Ermeni soykırımı iddialarını konuşup şu kararı aldı: ORTAK TARİH BİLİMSEL YAKLAŞIMLA DEĞERLENDİRİLEBİLİR

NetHaber - 28 Nisan 2009 S

Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, ''Türk ve Ermeni uluslarının ortak tarihlerinin ancak gerçekliği tartışılmayacak kanıt ve belgeler temelinde, önyargılardan arındırılmış olarak, tarafsız ve bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilebileceği'' vurgulandı.

MGK Toplantısında, Afganistan'da yürütülmekte olan Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti Harekatına yapılabilecek ilave katkılar da görüşüldü.

MGK Genel Sekreterliğinden, toplantı sonrasında yapılan açıklamada, şöyle denildi:

''Toplantıda, ülke güvenliğini etkileyen iç ve dış gelişmeler ele alınmış, terörle çok yönlü mücadelenin demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkeleri temelinde sürdürüleceği vurgulanmıştır.
Irak ile ilişkilerimiz ve bu çerçevede Irak'tan kaynaklanan terör ile mücadelede gelinen aşama bütün boyutlarıyla değerlendirilmiştir.

Ülkemizin enerji arzı güvenliği, siyasi, stratejik ve diplomatik veçheleriyle ele alınmıştır.

Afganistan'da yürütülmekte olan Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti Harekatına yapılabilecek ilave katkılar görüşülmüştür.

KKTC'de 19 Nisan 2009 tarihinde düzenlenen erken genel seçimlerin huzur ve barış ortamında cereyan etmesinin memnuniyetle karşılandığı belirtilmiş ve KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Talat tarafından BM parametreleri temelinde yürütülen kapsamlı çözüm müzakere sürecinin desteklendiği teyit edilmiştir.

Bazı ülkelerce 1915 olaylarıyla ilgili olarak yapılan son açıklamalara tarafımızdan gösterilen tepkiler ve bu konuda yapılan girişimler değerlendirilmiştir. Ayrıca, Türk ve Ermeni uluslarının ortak tarihlerinin ancak gerçekliği tartışılmayacak kanıt ve belgeler temelinde, önyargılardan arındırılmış olarak, tarafsız ve bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilebileceği vurgulanmıştır.''

PROF. DR. BAYRAM KODAMAN: OSMANLI DEVLETİ'NDE ERMENİLERİ KIŞKIRTAN GÜÇ İLE PKK'NIN ARKASINDAKİLER AYNI

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Kodaman, Ermeni meselesinin temelinde ABD ve Avrupalı ülkelerin dünyaya hakim olma, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini sömürme isteği olduğunu ileri sürdü.

Haberler.com - 30 Nisan 2009

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Manavgat Meslek Yüksekokulu'nda 'Dünden bugüne Ermeni macerası' konulu konferans veren Kodaman, Türkleri Anadolu topraklarından Orta Asya steplerine, Arapları Mekke ve Medine'ye hapsetmek isteyen güçlerin tarihin değişik devirlerinde farklı isimler altında Türkiye'de fitne çıkardıklarını vurguladı.

Kodaman, Osmanlı topraklarında 1890 ile 1915 yılları arasında Ermenilere isyan çıkartan güçle günümüzde terör örgütü PKK'nın arkasındaki gücün aynı olduğunu iddia etti.

Kodaman, Türk Dışişleri Bakanlığı'nın yurtdışında Ermeni olayları konusunda yeterli derece lobi çalışması yapamadığını kaydetti.

Kodaman, "Avrupalı devletlerin kışkırtması dışında Türklerle Ermenilerin arasında çok ciddi bir problem olmamıştır. Türklerle Ermeniler, Selçuklular ve Osmanlılar devrinde 844 yıl kardeşçe birlik ve beraberlik içinde yaşamıştır. Eğer Türk diaspora Ermenilerinin iddia ettiği gibi soykırım yapsa idik 1071 yılından bu yana Anadolu topraklarında bir tek Ermeni kalmazdı. Osmanlı Devleti'nde Ermenilerin ismi 'millet-i sadıka' (sadık millet). Ermeni çeteleri 1890-1915 yılları arasında Anadolu köylerine yaptıkları baskınlarla 1 milyon Türk'ü katletmiştir. Osmanlı arşivlerine bakılması bunun için yeterli. ABD, İngiltere, Almanya, İtalya ve Fransa Orta Doğu'da zengin petrol yataklarını sömürmek ve Türkiye'nin bölgeden etkin olmamasını istedikleri için 35 yıldır Ermeni meselesini gündemde tutuyorlar." diye konuştu.

Tarihte Ermenilerin düzenli bir orduları ve devletlerinin olmadığına dikkat çeken Kodaman, Türkiye'de bazı akademisyenlerin Ermeni tehciri konularında Ermenilerin ağzıyla konuştuğunu ifade etti. Kodaman, bunda en önemli etkenin bazı akademisyenlerin kökeninin Ermeni olmasına rağmen, 'ben Ermeni asıllıyım' diyerek konuşma cesaretini göstermemesinden kaynakladığını dile getirdi.

Dünyada toplam 5,5 milyon Ermeni yaşadığını, bunların 2,5 milyonunun Ermenistan'da, 3 milyonunun da diasporada olduğunu kaydeden Kodaman, Osmanlı Devleti'nde Ermenilerin en fazla Van ile Bitlis illerinde yaşadığını anlattı.

Kodaman, politikanın ve diplomasının temelini karşındakini ikna etme ve kendini iyi anlatma olduğunu sözlerine ekledi.