Avukatlardan eylem hazırlığı
Avukatların, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında görevlendirilen avukatların alacaklarının ödenmemesi ve ödemelerin barolar yerine Cumhuriyet savcılıkları aracılığıyla yapılmasını öngören düzenlemeye tepki amacıyla eylem yapacakları bildirildi.
Bursa Barosu Başkanı Asude Şenol, baro başkanlarının, Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) ev sahipliğinde yarın (24 Şubat) Ankara'da bir araya gelerek çeşitli sorunları tartışacaklarını söyledi.
Türk Ceza Kanunu (TCK), Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, CMK, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, CMK'nin Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun ve Kabahatler Kanunu gibi kanunlarda bazı değişiklikler içeren 5560 sayı Kanunun 19 Aralık 2006 tarihinde yürürlüğe girdiğini hatırlatan Şenol, yürürlükte olmasına rağmen kanun kapsamında müdafi ve vekil görevlendirilmesi usullerini belirleyerek yönetmeliğin henüz hazırlanmaması nedeniyle uygulamada sorunlar yaşandığını vurguladı.
Şenol, CMK kapsamında görevlendirilen avukatlara, Adalet Bakanlığınca, TBB ve barolar aracılığıyla ödeme yapılması gerektiğini, ancak meslektaşlarının CMK ödeneklerini aylardır alamadıklarını savundu. TBB'nin, 1 Nisan 2006 tarihli toplantısında alınan karar doğrultusunda, baroların ''müdafi-vekil tayinini geçici olarak durdurma'' eylemi yapmalarına rağmen sorunun devam ettiğini anlatan Şenol, bu yüzden avukatların binlerce YTL alacaklı olduğunu kaydetti.
CMK ÖDENEKLERİ TOPLANTI GÜNDEMİNDE
Bakanlığın, CMK ödeneklerinde, TBB ve baroları devreden çıkaran yeni
düzenlemenin hazırlığını yaptığını öne süren Şenol, bu düzenlemeyle, daha önce TBB'ye, oradan da barolar kanalıyla CMK kapsamında görevlendirilen avukatlara yapılan ödemelerin, Cumhuriyet savcılıkları ve mahkemeler tarafından yapılmasının söz konusu olacağını belirtti. Şenol, ''Baro Başkanları Toplantısı''nda, CMK ödenekleri ile ilgili iki sorunun ele alınacağına işaret ederek, şunları söyledi:
''Yeni düzenlemeyle, birlik ve barolar devreden çıkarılarak avukatların CMK ödeneklerini savcılıklardan almaları isteniyor. Bu düzenleme, avukatların ve baroların bağımsızlık ilkesine aykırıdır ve yasal değildir. Herhangi bir makamın avukatın ita amiri olamayacağına dair açık yasal hükümlere rağmen böyle bir düzenlemeye gidilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Bu nedenle yeni bir eylem gündemde. 24 Şubatta yapılacak Baro Başkanları Toplantısında eylem planı belirlenecek.''
Bu arada, TBB'nin internet sitesinde yer alan toplantı duyurusunda, CMK
kapsamında müdafi ve vekil olarak görev yapan avukatların toplam 112 milyon 593 bin 385 YTL tutarındaki alacaklarının bugüne kadar ödenmediği iddia edildi
Re: Avukatlardan eylem hazırlığı
Eylem kararı iyi güzel de, eylemin amacını bilmeyen insanlarımız için bir şeyin altını çizmekte fayda var. Sorun sadece ücret, para sorunu değil. Öyle zannediyorum ki halkımız avukatların sadece CMK ücretlerini alamadıkları için bu kadar gürültü (!) çıkardığını düşünüyor, çünkü basın dahi maalesef ki tepkimizin sadece bu yönüyle ilgileniyor. Ne acıdır ki, işi gücü para, parayı verince susan meslek grubu imajı çizmeye başladık daha doğrusu öyle lanse edildik.
Hayır, sorun ne ödenmeyen CMK ücreti, ne de ücret ödenmediği için CMK görevlerinin bizlere ağır gelmesi, yük olması.
Sorun, abuk subuk yasal düzenlemelerle elimizden haklarımızın alınması, alınmaya devam edilmesi. Sorun hakim ve savcıların ita amirimiz haline dönüştürülerek, avukatların bağımsızlığı ilkesinin göz ardı edilmesi. Sorun, yargının olmazsa olmazı "Savunma" ayağını, diğer ayakların astı haline getirerek hiyerarşi yaratma çabası. Sorun, eylem kararlarının ve amaçlarının çarpıtılarak, avukatların gerek diğer yargı mensupları gerekse de halkın gözünde saygınlığını yitirmelerine neden olunması. Sorun, ne emeklerle ne sıkıntılarla kazandığımızı (!) bilmedikleri paralardan aldıkları vergiler haricinde, kursağımıza girecek 1 lokma ekmeğin dahi bizlere çok görülmesi, bu nedenle "daha ne alabiliriz bunlardan" düşüncesiyle çeşitli arayışlara girilmesi, elimizin kolumuzun bağlanması. Sorun, çok kazanan, kazandıkları parayı nereye harcayacağını bilemeyen avukatlara sosyal güvencede dahi ayrımcılık yapılması. Sorun bitmez, bu liste de uzar gider...
Bu yazıyı okuyanlara gerçek sorunun, yansıtıldığı gibi "PARA" sorunu olmadığını; tepkimizin haklarımız ve bağımsızlığımızın üzerine uzanan ellere olduğunu anlatabildiysem ne mutlu bana...
Re: Avukatlardan eylem hazırlığı
Sevgili Dilek;
Bunun avukatlar olmayanların değil bizzat meslektaşlarımızın dediğin boyutlarda anlaması lazım bence.
olay tabii ki sadece mali boyut değil. sıkıntının adı: ne yapılmak istendiğinin gizlenmesi.
Bir başka boyutu da Hakimin savcının üstüne bu tür yükler bindirilirse tabii ki noterlerede bazı yetkiler tanınır. Bu bir çözüm olur ama sorunu ortadan kaldırmayacaktır..
Son olarak uzlaşma kurumunu da anımsatayım. Uzlaştırıcılar avukat iken 2005 yılıu duzenlemesi ile artık hatırı sayılıur kişilere devredildi bu.
Muhtar, imam aile büyüğü vs.
Hakim dense anlarım, savcı dense anlarım noter dense gene anlarım ve hatta desteklenirde ama bu uzlaştırıcı saygıdeğer ve hatırı sayılır kişiler naısl oluyor anlamadım.
Demek ki memlekeetin hukukçusu hatırı sayılan kişilerden değil
Re: Avukatlardan eylem hazırlığı
BAROLAR SUSKUNLUGUNU BOZUYOR
İstanbul Barosu Başkanvekili,"Hükümeti, savunmanın gerekliliğine inanmaya çağırıyoruz. Bunu kanıtlamak adına girişeceğimiz mücadelenin her aşaması, hükümetin sorumluluğunda olacaktır" dedi
ZORUNLU AVUKATLIKTA SÖZÜN BİTTİĞİ NOKTA
23 Şubat 2007 Cuma günü saat 12.00’da Sultanahmet Adliyesi önünde yapılan bir basın açıklamasıyla
ZORUNLU AVUKATLIKTA SÖZÜN BİTTİĞİ NOKTA:EYLEMLER BAŞLIYOR
İstanbul Barosu Başkanlığı, zorunlu avukatlık sistemine ciddi darbelerin vurulması üzerine 23 Şubat 2007 Cuma günü saat 12.00’da Sultanahmet Adliyesi önünde yapılan bir basın açıklamasıyla konuyu kamuoyunun bilgisine sundu.
5560 sayılı yasa ile çıkarılması öngörülen yönetmeliğin getireceği düzenlemelerin “avukatın bağımsızlığı” ilkesini ciddi biçimde zedeleyeceği vurgulanan açıklamayı İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu okudu.
Pek çok avukatın da hazır bulunduğu basın toplantısında yapılan açıklama şöyle:
“Yaklaşık 1 yıl önce tartışmasına başlanan ve 19 Aralık 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 Sayılı Yasa ile zorunlu avukatlık sisteminin işleyişine ciddi darbeler vurulduğunu belirtmiştik. Bu değişikliğin, pek çok alanda taşıdığı sakıncalar ve özellikle de zorunlu müdafilik sisteminde, ciddi bir “geriye dönüş” sürecini yaşatmakta bulunduğuna tanık olmaktan üzüntü duyuyoruz.
Sistemin kapsamının daraltılması nedeniyle, yaklaşık 15 yıldır konuşmadığımız işkencenin ve kötü muamelenin yeniden hortladığına, adil yargılamanın olanaklarının kalmadığına tanık olacağımız bir düzleme doğru yöneldiğimiz kaygısını tarihe not düşüyoruz.
Bu süreci kabullenmeyeceğiz.
Diğer yandan 5560 Sayılı Yasa ile çıkarılması öngörülen Yönetmeliğin tartışılması için, bir süre önce hazırlanan taslakta, vekâlet ücreti ödemelerinin hâkim ve savcılar tarafından düzenlenecek “sarf belgesi” karşılığı yapılacağı hükmü getirilmektedir. Böyle bir düzenlemenin “Avukatın Bağımsızlığı” ilkesini ciddi biçimde zedeleyeceğini, yargının süjeleri arasında mevcudiyetinden yakındığımız hiyerarşinin pekişmesine neden olacağını açıkça belirtmiş olmamıza karşın, hükümet tarafından ikinci kez düzenlenen taslak metinde bu hükmün korunmuş olduğuna tanık olduk.
Zorunlu avukatlık görevi yapan bir avukatın “adil yargının” oluşumu, “savunma hakkı”nın sağlanması gibi temel yaklaşımları sergilerken, zaman zaman doğal biçimde tartışmaya girebildiği savcı ve hâkimi, avukatın ita amiri durumuna getiren, onun ücretinin “takdir mercii” gibi hareket etmesini sağlayan bir düzenlemenin, zorunlu avukatlığı devlet avukatlığına indirgeyen bir çarpıklığın uzantısı olduğunu düşünüyoruz. Yargının tek bağımsız gücü olan avukatların bağımsızlığını da alarak, tümüyle siyasal iktidara tabi kılan bir düzenlemeye girişilmektedir.
Bu düzenlemeye asla razı olmayacağız.
Diğer yandan, bilindiği üzere zorunlu avukatlık hizmetlerinin angaryaya dönüştüğü bir aşamadayız. 9 ay önce hak edilen vekâlet ücretleri ödenmemekte ve ne zaman ödeneceği de bilinmemektedir. Şu anda ödemeler için yasal değişiklik yapılması aşamasındayız. Hükümetin oyalama taktiğini sürdürmekte olduğu kaygısı içindeyiz.
İstanbul Barosu olarak, vekâlet ücreti alacaklarımızın tahsiline ilişkin gösterdiğimiz çabalarla “sözün bittiği noktaya” geldiğimizi düşünüyoruz.
Bahse konu ettiğimiz yönetmelik taslağı, çok ciddi başka sakıncaları da taşımaktadır. Yönetmelik bu şekliyle yürürlüğe girerse, müdafilikte masraf tümüyle kaldırılmakta ve şüpheli/sanık görüşmesi yapılmadan verilecek şekli bir hizmeti öngören düzenlemeler ile sistem çökertilmekte, birey ve bağımsız savunmayı temsil eden avukatlar mağdur edilmektedir.
Bu koşullar altında ve sözün bittiği yerde yeni bir sürecin başlaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yeni süreç eylemlilik sergilemektir.
Avukatlar olarak bu sorunun aşılmasına ilişkin olarak sergilemekte olduğumuz tavır, bireyin hak arama özgürlüğünü ve mesleğimizin bağımsızlığını savunmak anlamına gelecektir. Bağımsızlığımızdan vazgeçmeyeceğiz ve bu uğurda bütün olanaklarımızı kullanacağız.
Bugün başlattığımız eylem, yapacaklarımızın ilkidir. Hükümeti, savunmanın gerekliliğine inanmaya çağırıyoruz. Bunu kanıtlamak adına girişeceğimiz mücadelenin her aşaması, hükümetin sorumluluğunda olacaktır.”
www.gencavukatlar.net sitesinden alınmıştır.