25.maddeden işveren feshi ve 6 günlük hak düşürücü süre

Merhaba,
İşveren 25 maddeye dayanarak iş akdimi feshetti ,bunun üzerine işe iade davası açtık.Hakkımda 17 adet "işi savsaklamaktan" tutanak tutmuşlar ,ancak söz konusu tutanakların hiçbiri fesih tarihinden önceki 6 iş gününü kapsamıyor.Biz de davacı olarak fesihten 6 iş günü önce tek taraflı düzenlenmiş tutanaklara dayalı olarak feshe itiraz ettik.Son yapılan duruşmada ,davalı taraf bu 6 günlük hak düşürücü süre ile ilgili olarak bazı yargıtay kararları ekledi.Derler ki;"ŞAYET İŞÇİ , İŞE İADE DAVASI AÇMIŞSA BU 6 GÜNLÜK SÜRE GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMAZ."

Konu ile ilgili bilgi ve yorumlarınızı paylaşırsanız sevinirim.
Saygılarımla,

Sn. demir_3,

Belirttiğiniz tarz bir gerekçe bana mantıklı gelmedi, Yargıtay'ın hak düşürücü sürelerle ilgili kararları var ve Yargıtay bu sürelere önem veriyor.

Davalı hangi Yargıtay kararına istinaden böyle bir iddiada bulunuyor, doğrusu merak ettim. Yargıtay kararını eklerseniz, daha doğru yorum yapabiliriz.

Selamlar,

Siz işe iade davası açtığınız için, 6 işgünlük süre sizin işinize yaramaz. Daha doğrusu 6 işgünlük sürede fesih yapılmamış olmasının işe iade davası ile bir ilgisi yok. Bu nedenle de 6 işgününden sonra da fesih yapılmış olsa; bu durum sizin işe iade davasını kazanmanıza etkili olmaz.

İş Yasasının 26. maddesindeki 6 işgünlük süre haklı neden iddiası ile yapılan fesihlerden sonra açılan alacak ihbar ve kıdem tazminatı) davalarında geçerlidir. İşveren haklı nedenle (tazminatsız) işe son verecek ise haklı nedeni öğrendiği andan itibaren 6 iş günü içinde fesih yapmak zorundadır. 6 iş gününden sonra yaparsa haklı fesih hakkını kaçırmış olur ve tazminatları ödemek zorundadır. Ancak 6 işgününden sonra yapılan fesih "haklı feshi" ortadan kaldırmakla birlikte "geçerli feshi" ortadan kaldırmaz.

"Geçerli fesih" "haklı fesih" haline göre daha hafifi bir kusur olup, işe iade davasını kaybetmeye neden olur, ancak tazminat almaya engel değildir. Haklı fesih ise aynı zamanda geçerli feshi de içinde barındırdığından hem işe iadeye engeldir ve hem de tazminata engeldir. Her geçerli neden haklı neden değildir, ama her haklı neden aynı zamanda geçerli nedendir.

Sizin olayınızda işveren İş yasasının 25/II. maddesine göre "işi savsaklamak" eyleminden haklı nedene dayanmaktadır. Bu durumda mahkemenin kararı aşağıdaki üç ihtimalden biri şeklinde olacaktır;
1) İşveren haklı nedenin varlığını kanıtlarsa siz işe iadeyi kaybedeceksininiz ve ileride tazminat davasını da (açarsanız) kaybedersiniz demektir.
2) İşe iadeyi kazanırsanız geçerli ve haklı neden yok demektir ve ileride tazminatı da kazanırsınız demektir.
3) İşe iade davasını sadece "geçerli nedenin yokluğu" nedeni ile kaybederseniz, bu durum "geçerli neden var, ama haklı neden doğuracak ağırlıkta değil" şeklinde anlaşılıp, tazminatlar için dava açabilirsiniz demektir.

İnşallah anlatabildim. Selamlar.

Abbas Bey ,

Yanlış anlamadıysam, bizim davada işveren 6 günlük süreyi aştığından ,sizin bahsettiğiniz üç ihtimalden sadece 2. ve 3. sonuçlar çıkabilir diye anlıyorum...

Çok teşekkür ederim,gerçekten çok faydalı bir aydınlatma oldu...
Saygılarımla,