Asliye ceza mahkemelerinde karar vermek için belli bir süre varmıdır?Yani mevcut delillerle sanığın suçlu olduğuna karar veremiyorsa mahkeme yeni delilde yoksa karar vermek için zorunlu bir süre varmıdır?
canan
Printable View
Asliye ceza mahkemelerinde karar vermek için belli bir süre varmıdır?Yani mevcut delillerle sanığın suçlu olduğuna karar veremiyorsa mahkeme yeni delilde yoksa karar vermek için zorunlu bir süre varmıdır?
canan
Atılı suça ve bu suça ilişkin cezaya bağlı olarak zamanaşımı sözkonusu olabilir. Kısaca hangi yasa maddesi ile suçlandığı önemlidir. Yargılandığı Mahkemenin zamanaşımında önemi yoktur.
Satın canan kahraman ;
Sanıyorum ki bu sizin diğer formda yazdığınız sorunla ilgili ben o formunuzu okuduğumdadakanunnen neyin ne olduğunu tam kestirememe rağmen davanın lehinize biteceğini tahmin etmiş ancak tahmin dışında bir değer yargım olmadığından ve değerli hukukçularımıza saygımdan bir şey yazmamıştım.
Olayınızda en fazlaşüphe olabileceği amaşüphenin mevcut hukuki yapımıza göre sanıklehine kullanılacağı değerlendirmesiyle böyle bir fikre kapılmıştım.
Ancak burada tam olarak sorunuz açık değil mevcut delillerle sanığın suçlu olduğuna karar verilemiyor sadece şüphe bazında kalıyorsa ve iddia makamının ek delil ve talebi yoksa mahkeme esasa yönelik mütalaayı ve savunmayı almak zorunda diye biliyorum.. bu iki aşamada tamamlandıktansonraki aşama karar aşamasıdır. her nekadar geciken adalet adalet değil densede hukukumuzda mahkemelere davayı şu kadar sürede bitireceksin diye bir şart getirilmemiştir. Ancak davanızda savcıcan esasa yönelik mutalaası ve sizin savunmanızın dinlenmesi aşaması geçildi ise davanız karara kalmıştır. Bu hususu belirtmemişsiniz.. ondan dolayı sorunuza sağlıklı bir yanıt verilemeyeceği kanısı bende oluştu..
Bu arada mesajınıza yanıt vermediğim için buradan özür dilerim. Yanıt vermedim ( bir çok değerli site üyeside yazıyor onlarada vermiyorum özür dilerim ) çünkü defaaten belirttiğim gibi avukat yada hukukçu değilim . Ben bir hukuk dostuyum. Formlarda yazılanlara eğer biliyorsam ve bildiğimden oldukça eminsem yanıt yazıyorum ama en büyük güvencem ve beni rahatlatan sayın admin başta olmak üzere değerli site yöneticisi avukat arkadaşlarımız (sayın fırat bayındır ; sayın avukat 62 ; sayın pınarbaşı veöğrenci olmasına rağmen benden çok iyi bilen khan) ile değerli hukuk üyelerinin genel formları okuyor kontrol ediyor olmasıdır. yani bana göre doğru olsa bile hukuken yanlış birşey yazdığımda bu değerli hukukçu üyelerin müdahale edip düzelteceği yolundaki güvenle formlara yazıyorum. Taktir edersiniz ki kişisel maillerde ben bu güvenceden yoksun kalıyorum bundan dolayıda aslave kata %100 emin bile olsam hukuki hiç bir yazışmaya yanıt vermiyorum veya 'lütfen ilgili forma yazın veya bir avukata danışın '' diyorum.
Bunuburada yazmamın nedenide sizin bu form aracılığınız ile tüm avukat olmayan değerli üyelere ne bana nede avukat olmayan herhangi bir başka üyeye hukuki bir sorun yazılmaması içindir. Anlayışla karşılayacağınızı umuyorum sevgi ve saygıyla kalın bu arada size tavsiyem davasonucu ki artık düşüncemi açıklamış oldum bir avukat aracılığı ile tazminat hakkınızı aramanızdır. Kazanacağınızı sanıyorum...
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
Ceza mahkemelerinde davaların açılması ve görülüp karara bağlanmasının usulü 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda düzenlenmişdir. Bu Kanun’un, “Duruşmanın bitmesi ve hüküm” başlıklı 253 üncü maddesi aynen şöyledir :
“Madde 253 – (Değişik madde: 05/03/1973 - 1696/37 md.)
Duruşmanın sona erdiği tefhim olunduktan sonra hüküm verilir.
Sanığın beraatine veya mahkümiyetine, davanın reddine veya düşmesine ve muhakemenin durmasına dair kararlar hükümdür.
Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava var ise davanın reddine karar verilir.
Kovuşturmanın ve dolayısiyle muhakemenin yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın gerçekleşmediği anlaşılırsa, gerçekleşmesini beklemek üzere, muhakemenin durmasına karar verilir.
Ceza Kanununun birinci kitabının dokuzuncu babında davanın düşmesi sebebi olarak gösterilen haller varsa veya muhakeme şartının gerçekleşmeyeceği anlaşılırsa davanın düşmesine karar verilir.
Derhal beraat kararı verilebilecek hallerde durma veya düşme kararı verilemez.”
Bahsekonu kanun’un tamamı incelendiğinde de görüleceği üzere, bütün deliller toplandıktan ve tanıklar dinlendikten sonra yapılan duruşma neticesinde hüküm verileceğine göre, mahkemenin karâr vermesi için belli bir süreden bahsetmeye de imkan bulunmamaktadır. Çünkü, ceza davalarında karârı geciktiren hususlar, delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve duruşma icrâ edilmesi olup, bütün bunlar tamamlandıktan ve dâvâ dosyası tekemmül ettirildikten sonra yapılan duruşmanın neticesinde mahkeme karâr vermek durumunda olup, buna rağmen karâr verilmemek suretiyle dâvânın uzatılması hakimin sorumluluğuna sebebiyet verir.
Bu sebeple, karârın geciktirilmesinden söz edilemeyeceği gibi hakimler de böyle bir duruma meydan vermezler. Şayet bir gecikme var ise bu hakimin karâr verememesinden değil, dosyanın tekemmül ettirilememesinden dolayıdır.
DeFacto