Adalet Oyunu filmi

bugün bir gazetede bir haber okudum.Av.Mahur Özmen ile sinemacı Ali Özuyar ADALET OYUNU adlı senaryolarına sponsor olabilecek birilerini aramak amacıyla Türkiye Barolar Birliği başkanıÖzok ile görüşmüşler.Sayın TBB Özok güzel bir öneride bulunmuş.Tüm türkiyede kayıtlı yaklaşık 47000 avukat bulunmakta,film bütçeisi için her avukatımız kişi başı 15ytl verse film bütçesi oluşabili diyor.
Ben bu film senaryosunun yazılan haberden avukatların hayatını konu aldığını öğrendim.böyle bir girişime ben dahi katkıda bulunabilrim siz sayın avukatlarımız ne dersiniz. Hatta ben sayın TBB Özok'a öneride bulunmak dahi isterim.Bu koşullar ile film bütçesi toplanabilirse filmin gelirinin bir kısmının TBB'ne bir kısmınında Türkiye'de görev yapan lösemi kuruluşlarınıdan,derneklerinden birine bağışlanması kaydıyla daha bir çok katılım olacağı düşüncesindeyim.siz sayın avukatlarımız bu konuya ne derler acaba..saygılarımla

Avukatlar derken barolar birliği başkanı hangisini kastetmiş acaba ?
Avukatları ayırmadan mı? İşine gelenleri mi? İşte garip davranışlar insanda normalde olmaması gerekenleri düşündürüyor... Ha birde Fahri avukatlar var pardon....

"Her kişiden alınan 5 baro pulunun film için verilmesi" fikri daha güzel...

Bütçe için benim önerim var.
Önce adalet bakanlığına yazı yazılsın. Orada komisyon oluşturulsun. Sonra Meclise teklif verilsin. Orada da okeylensi.ş derken oradan cıksın Maliye Bakanılığından görüş alınsın. Olumludur yanıtı geldikten sonra yapım hazırlıkları başlasın. Yapım ekibi bütçeyii beklesin duursuuuuuuuuuunnn. Bekle bekle nereye kadar durumu TBB anımsatsın. TBB de barolara dönsun sonra Başbakandan randevu alınsın. Maliye Bakanı,Adalet Bakanı Başbakan bir iki danışman Birlik başkanı toplantı yapsınlar. Ortakkarar alıp bunu basın toplantısında açıklasınlar. Yapım ekivbinin çay kahve parası kadar ödenek cıksın. Yapım ekibi cepten karşılasın masrafları.

Bu arada yapım ekibi filmi çeksin ama gösterim ve dağıtım için ödeneksiz kalsın. Sonra birlik başkanına oradan bakanlara ulaşsın. Bakanlık yetkilileri desinlerki bu bütçedir ödenektir yasasız ben bunu ödeyemem. Tamam desinler başlasın görüşmeler tekrar. Yasa çıkarılması için alakasız bir yasaya ek madde halinde çıkarılmasına kara versin. Yapım ekibi iyi niyetli olacağından ses çıkarmayacaktır.


Tüm bunlar olurken, bir yasa tasarısı gündeme bomba gibi düşsün. Eser sahipleri ve sanatı yorumlayanlarla ilgili. Bunu hazmetmeye çalışırken biri de çıksın desin ki filminizi çekicez maddi yardımlarınızı bekliyoruz....

Sizce ne cevap verilir buna....
Film gösterimden indi dvdleri çıktı mı?

sayınEmrah Yavuzcan'ın dediği ''baro pulu''nun ne olduğunu bilmiyorum ve Sayın Duygu hanımın dediği ''Bekle bekle nereye kadar durumu TBB anımsatsın. TBB de barolara dönsun sonra Başbakandan randevu alınsın.''desenize avukatların birlik içinde karar vermesi veya bir noktada birleşmesi benim davamın karara bağlanmasındanda zor :-) eh ne diyelim bakarsınız Sayın Duygu hanımın dediği kadar da karışık bir durum oluşmaz ben sadece hukukçuların hayatını seyretmeyi isterdim.Tabii benim adliye koridorunda denk gelipte sohbetlerine kulak misafiri olduğum (istemedende olsa)veya Sigara içilmesinin yasak olduğu yazılı ve cezai işlem uygulanacağı (maddi)yazılı afiş altlarında sigara içilmesi,hakimlerle davalı veya davacı vatandaş huzurunda samimi konuşmaların işleneceği mi yoksa gerçekten hakkın savunucusu pozisyonunda bulunulan işine ciddiyetle sarılan avukatlarınmı konu edileceğini çok merak ediyorum .senaryo hangi grup avukatları konu almıştır gerçekten merak ediyorum.Bu arada örneklemelerim tüm avukatlar için değil ben sadece kendi davam boyunca gözlemlediğim avukatların yaptığı yanlışları ve dikkatsizlikleri söylediğimi belirtmek isterim.ama isterseniz yarın bir davanıza girmeden önce sizde bir köşeden diğer arkadaşlarınızı izleyin,muhakkak benzer olaylar yakalayacaksınız.bu arada ben yinede FİLMİN çekilmesi konusuna sıcak bakıyorum.Duygu hanım ne kadar Türkiye'de zar zor çıkarılabilen yasalara benzetsede olabileceğini düşünüyorum.ama hukukcular(mahkeme salonu dışında) bir konuda yanyana gelemezse sade vatandaşları nasıl yanyana getirilebilir bunuda bilemiyorum.saygılarımla..

Polisler, doktorlar, öğretmenler, savcılarla ilgili dizi filmler çekildi hatırladığım kadarıyla ve bu dizilerde mesleklerin zorlukları, karşılaşılan sorunlar konu edildi. Elbette, güzel, gurur verici yanları da anlatıldı bu mesleklerin ama adı üstünde filmdi, senaryoydu ve geneli hayal ürünüydü, bence gerçekleri, Türkiye gerçeğini yansıtmıyordu. Avukatlarla ilgili olarak çekilmesi düşünülen filmin de gerçekleri yansıtacağını zannetmiyorum ama nasıl tanındığımızı, toplumda nasıl bir portre çizdiğimizi de görmek isterim açıkçası.

Beni şaşırtan filmin bütçesinin avukatlardan temin edilmesi fikri, 15 YTL hiçbirimize dokunmaz, hiçbirimizi zorlamaz, çekiyoruz filmi hadi gönderin paraları derlerse destek de olurum ancak içim burkulur. Benim menfaatlerim sözkonusu olduğunda bana danışmayan, benim fikrimi almayan birilerinin, muhtaç olduklarında benim farkıma varmalarını hazmedemem çünkü...

Alıntı:

---

34-sercan-34 rumuzlu üyeden alıntı

Arkadaslar Adalet Oyunu Filmi Cekilmistir Ama Bu Filmi Ceken Insanlar Ekibin Parsini Odemeden Ortadan Kayboldular. Boyle Konulu Bir Filim De Insanlarin Alin Terini Odemeden Kaybolmak Cok Ayip Ben De O Ekipten Biri Olarak Konusuyorum Hakkimi Helal Etmiyorum Ali Bey Ve Mahrur Beye Paramizi Odemeden Kaybolduklari Icin Tesekkur Ediyoruz. Onlara Aciyorum Kendilerini Rezil Ettiler.

---

Yukarıdaki yazıyı okuyunca adı geçen yani izini kaybettiren borçlarını ödemeyen kişi Mahur özmen hocamız mı diye düşündüm.. Adalet Oyunu filmini çekmek için evini arabasını satan avukatlık mesleğini ihmal eden , yıllardır çağrıldığı her yerde ücretsiz sinema seminerleri veren , 2 yıldır bu filmi çekmek için en az 50 kere İstanbul'a giden hocamız mı?.. Mahur hocamıza yazıdan bahsettim , o isimde birinin sette çalışmadığını, kimseye borç bırakıp izlerini kaybettirmediklerini söyledi. Zaten yıllardır ne adresinin ne de telefon numarasının değiştiğini, istanbul'da arayan herkesin kendisini şafak film stüdosunda bulabileceğini söyledi..yazanın kim olduğunu da tahmin ettiğini o kişinin yapım sorumlusu tarafından ödenen ücretten daha fazla para isteyen kendince belgelenmemiş masraflar yaptığını söyleyen kişi olacağını söyledi.Adalet oyunu filminin kalan az miktarda borcunun da kısa sürede ödeneceğini ve sektörde bir kısım borcun film tamamlandıktan sonra kanallara videoya veya vizyona girdikten sonra ödenmesinin çok olağan olduğunu söyledi.Hocamız "yazıyı yazan kişi madem alacaklı adını niye gizliyor ve niçin bizler çekim öncesi 2 haftalık yarım ücretlerimizi ve 3 hafta süren çekimde de 2 haftalık tam ücretlerimizi aldık ama kalan tek haftalıklarımızı bazıları aldıği halde benimki hala ödenmedi diye yazmıyor, o takdirde diyeceğim olamazdı" diyor.Sanırım bu kişi alacağı hiç kalmayan kişilerden biriymiş. Çünkü diğerleri ile sürekli görüşüyormuş hocamız.
Beni asıl üzen bu internetin kötü niyetliler karşısında ne kadar tehlikeli olduğu. İstediğiniz bir şeyi yazıyorsunuz ve o yazıda anlatılan herşey gerçek kabul ediliyor. tekzip etseniz dahi yarattığı sıkıntı ortada.Ama biz kimin ne olduğunu çok iyi biliyoruz.