Müfettişler hakim ve savcıları uyardı
Yargıdaki aşırı iş yoğunluğuna karşılık hakim ve savcı sayısının az olması dolayısıyla sık sık adli hatalar yapılıyor. Hakim ve savcıların mevzuata uygun hareket etmesini sağlamak amacıyla mahkemelerde denetim gerçekleştiren Adalet Bakanlığı müfettişleri, çok sayıda hatalı işlem tespit ediyor.
Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, müfettişlerin denetimler sırasında karşılaştıkları eksik ve yanlış uygulamaların tekrarlanmaması için yargı mensuplarına yönelik tavsiye listesi hazırladı. Raporda, duruşma saatlerinin belirtilmeyerek `avukatların adliye koridorlarında bekletildiği, mahkeme masraflarının kararda gösterilmemesi nedeniyle Hazine`nin zarara uğratıldığı, aynı sanık hakkında aynı suçla ilgili iki ayrı dava açıldığı, zamanaşımı hükümlerinin yanlış uygulandığı, yazı işleri müdürlerinin bilirkişi seçildiği, kararların geç yazıldığı` gibi yanlış uygulamaların altı çizildi. Müfettişler raporda; `duruşma saatlerini önceden belirtin, avukatları adliye koridorlarında bekletmeyin, mahkeme masraflarını mahkumdan isteyin, Hazine zarar etmesin, duruşmaları uzun süre ertelemeyin.` uyasında bulundu.
Ceza mahkemelerinde mahkumiyetle sonuçlandırılan bazı dosyalarda yargılama giderlerinin gösterilmediği vurgulanırken, bu durumun Hazine zararına sebep olduğu belirtiliyor. Tavsiye raporunda, `Mahkumiyetle neticelenen dosyalarda yapılan yargılama giderlerinin tespitinde dikkatli davranılarak, Hazine zararına neden olunmaması, Ceza Muhakemesi Kanunu`nun (CMK) 324 ve devam eden maddelerinin uygulanmasında daha duyarlı davranılması` isteniyor. Müfettişler, avukatların şikayetlerine yol açan tüm dosyalara aynı duruşma saati yazılması uygulamasından da vazgeçilmesini istiyor. Denetimler sırasında mahkemelerin duruşmalarda oturum gününün belirlenmesi ile yetindikleri, tüm dosyalarda celse saatinin 09.00 olarak yazıldığının gözlendiği belirtiliyor. Yargıtay Ceza Genel Kurulu`nun bu konudaki içtihatları uyarınca duruşma tarihiyle birlikte oturum saatinin de gösterilmesi gerektiği hatırlatılırken `tarafların ve avukatların adliye koridorlarında lüzumsuz bir şekilde beklemelerinin önüne geçilmesi` için duruşma saatinin doğru yazılmasının önemine işaret ediliyor. Bir mahkemede yapılan denetim sırasında, aynı suçla ilgili olarak sanık hakkında daha önce dava açıldığı ve yargılamanın sürmesine karşın aynı sanık hakkında aynı suçtan ikinci bir davanın daha açıldığının anlaşıldığı belirtiliyor. Bu tür bir uygulamanın CM K`ya aykırı olduğu vurgulanıyor. Raporda, bazı davalarda zamanaşımı hükümlerinin uygulanmasında hatalar yapıldığına dikkat çekiliyor.
Adalet müfettişlerinin mahkemelere tavsiyeleri:
Kararda mahkeme masraflarını gösterin, Hazine`nin zararına yol açmayın.
Avukatları ve vatandaşı adliye koridorlarında bekletmeyin.
Duruşmaları uzun süre ertelemeyin.
Bir kişi hakkında aynı suçtan iki dava açmayın.
Dava dosyalarını düzenli tutun.
Gelmeyen tanıklar hakkında ceza uygulayın.
Gizli olması gereken duruşmaların açık yapılmamasına dikkat edin.
Yazı işleri müdürlerini bilirkişi seçmeyin.
Kararları zamanında yazın, yargılamayı geciktirmeyin.
Kaynak: Zaman
Re: Müfettişler hakim ve savcıları uyardı
Bence müfettişlerin uyarması gereken bir başka konuda hakimlerin iş sahiplerine kötü davranmaması olmalı.. Belki hakimler çok yoğun çalışıyor ama şu da bir gerçekki insanlara karşı saygılarını korumalılar. Girdiğim bir çok davada derdini anlatmaya çalışan insanların ve hatta zaman zaman meslektaşlarımın bile hakimler tarafından azarlandığına şahit oldum.. Bunlar hoş şeyler değil..Bu nedenle bir hakimi malesef şikayet etmek zorunda kaldığımızı söylemek zorundayım..
Ayrıca bu listenin yeterli olduğunuda sanmıyorum, araştırılsa eklenecek daha çok madde çıkar..Ama sanırım bunlar en bariz olanlar..
Re: Müfettişler hakim ve savcıları uyardı
Ben hakimlerin yok yere kendilerinede avukatlarada orada bulunan sanık/ mağdur farketmez vatandaşada gereksiz stress yaşattıklarını sanıyorum...
Hakim demenin salonda tek konuşan kişi demek olmadığını çağrılan kişinin konuşma hakkını sonuna kadar kullandırtmanın hukukun temeli olduğunun hakimlere cidden anlatılması gerektiğine inanıyorum...
Davaya giriyorsunuz hakim göz ucuyla bakıp yarım ağız bir şey sorup ondan sonra kndi kendine konuşmaya başlıyor... Be kardeşim o zaman beni neden çağırdın ? Ne dediğini dinlemem için mi?
Aslında HUKUK en büyük sözel düellodur. kanun koyucunun çıkardığı yasaların mahkeme önünde kişi lehine ve alyhine olmak üzere çarpıştığı arenadır Hakim de bu arenanın galibini tayin etmekle yükümlüdür o kadar. Çoğu ceza davasında bilgi birikimlerini konuşarak gösterecek olan avukatların diledikleri gibi konuşmalarının sağlanması esas olmalıdır amma maalesef olmamaktadır bu o yüzden çok ciddi hatalar çıkmaktadır aslında.Hakim kendin çal kendin oyna taktiği ile mahkemede muhakeme ettiğinden çok hata olmaktadır...
İnsan hakları mahkemesi kararlarına bakınız tüm bozmalar ' adil yargılanma olmadığından ' veya ' savunma hakkından' olmaktadır. Buda aslında hakimlere yapılmakta olan en büyük uyarıdır ama neden bilmem hakimlerimiz kendi kendilerine devam etmektedir...