Atatürk'ü dogma haline getirmek
Ulu önder ...Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu devlet başkanı...Sayısız askeri başarılara imza atmış eşsiz komutan...
Atatürk bu topraklarda siyasal açıdan yeni bir dönem başlatmıştır. Demokrasinin temellerini atmış, Türk insanını laiklikle tanıştırmıştır.
Oysa ki, birileri sürekli olarak onu tartışılması imkansız, söylediği her söz dini bir dogma olan biri gibi görmemizi istiyor. Fotoğrafları dört bir yana asılıyor, asmayana yan gözle bakılıyor. Bu açıdan bir sembol olmuş durumda. Her kesim "Atatürk asıl, benimdir" diyor. Herkes Atatürk'ün bir sözünü bir ayetmiş gibi kendi görüşüne destek bulmak için kullanmaya çalışıyor. Sağ kesim bir taraftan, sol kesim bir taraftan...
Hatta 12 eylül döneminde Kenan Evren Paşa öyle bezmiştir ki bu işten,"Her taşın altından da Atatürk çıkıyor:)"demiştir.
Sonuç itibariyle "tartışılamayan" bir dogma haline geliyor. Onun izinden gitmek, tüm yaptıklarını harfiyen uygulamak gibi algılanıyor.
Oysa ki, bizzat kendisi ne demiş: "Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar."
Bu kadar basit. Tek yol akıl ve bilimdir. Atatürkçülük budur. Onun arkasına sığınarak tabular inşa etmek değil. Zaten hangi kalıplaşmış fikir her çağa hitap edebilir ki, akıl ve bilim dışında?
Saygılarımla...