-
Masonlar hakkında...
http://www.youtube.com/watch?v=usOO5gMyuaY Lütfen İzleyiniz
Bu görüntüler 7 ocak 1997 yılı pazartesi günü kanal 7 habar bülteninde yayınlandı.
Bu görüntüler ışığında Anayasa Mahkemesine yada Yargıtaya dava açılabilir mi?
Açılırsa nasıl açılır?
Tabii biliyorsunuz ki bu adamlar en üst seviyede yöneticilik yapabiliyorlar bir çok kurumda...
Bunu gibi zararsız gözüken ama dışarıdan yönetilen örgütlerin kapatılması ve üyelerinin tespit edilip teşhiri yada vatan hainliği suçlarından yargılanabilirler mi?
Sizlerden Hukukçu olarak vereceğiniz cevapları görüşleri merakla bekliyorum
Bir alıntı: Haftalık dergisi sayı: 132
Aytunç Altındal diyor ki ;Gül ve Haç Örgütü liderinin Türkiye Lideri ünlü bir hukukçu kim diye soruluyor. Cevabı : " Eğer isim yazarsanız ne sizi ne de beni yaşatmazlar."
-
Bu ülkede masonlara karşı herhangi bir çözüm yolu bulunamadı.
Bütün medya patronları, bürokrat ve multi zenginler mason ya da mason uzantısı olunca önlerine geçilemiyor.
Yani sanıldığı gibi burası bir hukuk devleti değil.
Resmen orman kanunu geçerli.
Güçlüysen hukuk da senden yanadır.
Toplum olarak aşmamız gereken çok engel var.
Saygılar.
-
Bütün dünyada masonlar bir noktadan idare ediliyor.Her memlekette bir hücre evleri var.Bulundukları ülkelerin büyük sermayelerini rahatca kontrıl altın alabiliyorlar.Dünyadaki bütün sistemler bunlara bağlı .Esasında insanlık taş devrinde nasıl iri insanların kölesi ise bu günde sermayenin esaretinde.
-
Ülkemizin ve yurttaşlarımızın menfaatleri hilafına çalışanlar varsa en ağır cezaları almalıdırlar.
Görüntüleri başından sonuna izledim. Seslendirmeyi (çünkü gerçek sesler değildi, zira ilk bölümde soruları soran yönetici ses, sonrasında seslendirme dışı repliklerde de yer alıyordu) dinledim. Amacım kimseyi savunmak değil ama seslendirme ile dahi olsa ortaya konulan repliklerde ben bir suç unsuru göremedim.
İbranice birşeyler söyleyip, keçi kesip, şeytana tapma ayini de bana çok inandırıcı gelmedi, ancak nikah töreni çevredekiler ve giyimleri nedeni ile çok daha doğal ve inandırıcı idi.
Seslerin gerçek olmaması, niye gerekti ise alt yazı ile konuşulanların ayrıca yazılması (konuşmalar farklı bir dilde değildi ki alt yazıya ihtiyaç duyulsun, buna ihtiyaç olan bölüm İbranice olduğu iddia edilen kukuletalı adamların görüntülerindeki anlaşılmayan konuşmalar idi, orada da alt yazı yoktu)
Mason adayı olduğu iddia edilen kişilerin eğer gerçekse isimlerinin , ortada suç unsuru olmaksızın böylesine aleni teşhir edilmesi de bana çok anlamlı gelmedi...
Sonuç olarak; burada bir katakulle hissediyorum, ancak, tekrar etmek gerekirse, ülkemiz ve ulusumuz aleyhine çalışan her türlü örgüt, dernek, vakıf ve STK kimliğindeki yapılarla da etkili olarak mücadele edilmesi gerektiği düşüncesindeyim. belki basite indirgemek olacak ve konudan saptırma olarak yorumlanacak ama, ÖZKLÖMBÜRGECİLER Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (isim tamamen atmasyondur) Kumarhane olduğunu bilmeyen yoktur, bunlar vergi de ödemezler. Zaten kuruluş amaçlarının başında bu gelmektedir.Dernekler Yasası'nda ciddi düzenlemelere gidilerek MASON, KUŞSEVERLER, YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA vb. ne olduğu belirsiz ya da bir başka deyişle tamamen açık dernekler üzerine kesinlikle gidilmeli, bu işler şeffaf olmalıdır. Bu arada küresel sermayenin dini, dili, ırkı, vatanı olmadığı da unutulmamalıdır.
Selamlar,