Savunma sınırı ve etik kurallar
"Evlilik dışı ilişkiden hamile kalarak bir çocuk dünyaya getirdiği" gerekçesiyle Güldünya Tören#8217;in önce silahla yaralanması, ardından da tedavi gördüğü hastanede öldürülmesine ilişkin yargılanan iki kardeşinin mahkum olduğu davanın temyiz duruşması, Yargıtayda yapıldı...
Sanıklar hakkında hüküm kurulurken "haksız tahrik" hükümlerinin uygulanması gerektiğini savunan Av.Yavuz, yerel mahkemenin kararının bozulmasını istedi. Yavuz, "Güldünya#8217;nın eylemi aile şerefini lekelemiş, namusunu iki paralık etmiştir" diye konuştu.
Avukat aldığı işi ne kadar kişiselleştirebilir? Ya da daha doğru bir ifade ile, "böyle bir ihtimal var mıdır, olabilir mi?"
"Aile şerefinin lekelenmesi" deyimi nispeten kabul görse dahi, "namusun iki paralık edilmesi" deyiminin mahkemede Avukat tarafından kullanılması meslek kuralları ile bağdaşırmı?
Re: Savunma sınırı ve etik kurallar
sayın meslektaşım benzeri bir konu benimde başıma geldi ;
Geçtiğimiz aylarda müvekkilim Ağır ceza mahkemesinde cinayetten yargılanıyordu .Özetle ;maktül müvekkilin karısıyla ilişkiye girmiş,evine çağırıp soyundurarak kastürbasyon filan yapıyormuş .Birden fazla kadınla birden ilişki kurup arkadaşlarına,kardeşine vs.telefon konuşmalarını dinletiyormuş...........savunma yaparken MÜVEKKİLahrik hükümlerinden faydalalanması amacıyla '' SU TESTİSİ SU YOLUNDA KIRILMIŞ DEDİM'' .Maktülün ailesi şikayetçi oldu.BAKANLIK SORUŞTURMA İZNİ VERDİ .Savcı bey ''ölünün hatırasına hakaretten dava açtı,20 şubatta duruşmam var.
Bakanlık avukatlara enufak bir suçlama olmaya görsün hemen soruşturma izni veriyor.Aynı hassasiyet diğer meslek guruplarına ygösterilmiyor.Avukatlar sanki üvey evlat gibi ekmek yok ama şamar var.......... Ne dersiniz?
__________________
Re: Savunma sınırı ve etik kurallar
Eğer yanlış anlamadımsa iki ileti birbirinin tam tersi....
Birisinde Avukatın gerçekten etmemesi gereken bir söz ötekinde ise bir durumu izah eden bir atasözünden dolayı avukatın düştüğü zor durum var...
Benim yanıtım tek.... İlkinde avukat haddini çok ama çok aşmış kusura bakmayın ama saçmalamış , diğerinde ise avukata gereksiz yere dava açılmış... İlkinden dolayı avukata dava açılsa yerden göğe haklı olunur ikincisinde ise yerden göğe haksız... Ama işte Türkiyemin bir yüzü Haksız ' vay haklı dedirtir' haklı ise ' sürüm sürüm sürünür...'
Biz Güldünya yı yaşarken koruyamadık öldükten sonra ona yapılan hakaret karşısında mı koruyabileceğiz... Burada sorun Avukatın tam tersinde bir durum yaşasaydı ne diyeceği bence ? Gene aynı düşüncedeyse yanlış bir düşünce derim ama saygı duyarım yok tam tersini derse o zaman yazık ki yazık ...
Peki bir avukat yanıtlayabilir mi ? Bu söylenenin Güldünya için çok ciddi bir hakaret olduğunu bahisle dava açma yetkisi kimlerde olabilir ? Alın size uzman sorusu...
Re: Savunma sınırı ve etik kurallar
TCK 128 bunu hakaret suçunun istisnası olarak değerlendirmiş.Somut olgu isnadı olması ve o uyuşmazlıkla alakalı olması halinde iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilecektir.Hakaret suçunu oluşturan diğer hareket olan "sövme" buraya alınmamıştır.
Somut olgu isnadı bir kişiye mahkeme sürerken "hırsız" denmesi halinde bile gerçekleşmiş sayılır.Eğer ki bu iddia bir mahkeme kararı veya başka bir delille ispatlanırsa kişi savunma ve ya iddiasını destekleyici nitelikte bundan yararlanacaktır.İspatlanamaması halinde otomatikman bu isnad bir sövmeye dönüşecek, kişi hakkında dava acılabilecektir.
Etikliği tartışılabilir ancak sanık - mağdur açısından düşünülünce öfke ve gazabın etkisiyle bu kişilerin böyle bir davranışta bulunması mümkün görülürken, cezalandırılmaları irade yeteneğinin etkilenmiş olarak o suçu işlemeleri nedeniyle uygun görülmüyor olabilir.
Avukatlar açısından düşünülünce de sadece müvekkilinin hakkını daha etkin bir şekilde aramasına yardımcı bir araç olarak gözüme çarpıyor.
Hakkaniyetin sağlanması, mahkeme dışında suç teşkil eden davranışlara bağlanıyorsa bunun etikliği tartışmaya açıktır.