-
O da baba, bu da...
O da baba...
Danıştay 2'nci Dairesi'ne yaptığı saldırıyla bir hakimin ölümü 4'ünün de yaralanmasına neden olan avukat Alparslan Arslan'ın babası ilginç açıklamalarda bulundu. Baba İdris Arslan, "Bu milletin değerlerine saygı duymayanlara bu millet şu veya bu şekilde hak ettiği dersi verecektir" dedi.
Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki kanlı Danıştay yargılamasının öncesinde saldırgan Alparslan Aslan'ın babası İdris Arslan gazetecilere açıklamalarda bulundu. Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi de olan İdris Arslan, duruşma öncesinde medyaya, "Emperyalist güçlere alet olmayın. Milletin hizmetinde olun. Milletin değerlerine saygı duymayanlara millet şu veya bu şekilde gerekli cezayı verecektir" diye seslendi.
İdris Arslan, "Bu ülkede İslam düşmanları var, Kuran düşmanları var, millet düşmanları var. Bu ülkeye yüz bin şehit verdik. Gerekirse yüz bin şehit daha veririz." diye konuştu.
************
Bu da baba...
BURSA'da arkadaşı Yiğit Bekçe ile yaptıkları seri cinayetlerden tutuklanan Mehmet Karahasan'ın babası Osman Karahasan, "Düşündükçe çıldırıyorum. Masum olan o kişileri öldüren oğlumun asılmasını istiyorum. Bir baba için en acı istek herhalde budur. Keşke cinayetlerden sonra intihar etseydi" dedi. Baba Karahasan, can güvenliklerinin bulunmadığını belirterek savcılıktan koruma isteyeceklerini belirtti.
Bursa, Sakarya, İzmit, Mersin ve Ankara'da 7 kişiyi arkadaşı Yiğit Bekçe ile öldürdükten sonra yakalanan Mehmet Karahasan'ın babası Osman Karahasan, yaşanan olaylara inanamadığını söyledi. Düşündükçe çıldırasının geldiğini dile getiren baba Osman Karahasan, "Çok acı bir olay. Masum olan 7 kişiyi katlettiler. Onlar ekmek parası için uğraşıyorlardı. Suçsuzdular. Hiç yere öldürüldüler. Geride yetim, dul kadın bıraktılar, ideallerine ulaşamadılar. Bundan daha acı bir olay olamaz" dedi.
Günlerdir uyumadığını dile getiren Osman Karahasan, "Mehmet'in ve Yiğit'in asılmasını istiyorum. Bunlara bu ceza yakışır. Bir baba için de herhalde bundan daha acı bir istek olamaz. Ama onlar bu cezayı hak ettiler. Mehmet'ten utanıyorum. Keşke cinayetlerden sonra intihar etseydi'' diye konuştu. Ölenlerin yakınlarından oğlu adına bir kez daha özür dileyen Osman Karahasan,"O masum ve zavallı insanların anne, baba, eş, çocuk ve akrabalarına başsağlığı diliyorum"dedi.
*********
Not: Baba Osman Karahasan'ın "Oğlumu asın" söylemine karşıyım ancak iki baba arasındaki zihniyet ve duyarlılık farkını vurgulamak, insan hayatına, hukukun üstünlüğüne verdikleri önemi ortaya koymak için bu forumu açmak istedim.
-
Kızını okutmak için her şeyi göze alan babalar da var
Şanlıurfalı aile, aşiretin zorla evlendirmek istediği kızlarını okutabilmek için altı yıl önce gizlice kenti terk etti. 23 yaşındaki Ayşe şimdi bilgisayar programcılığı bölümünde okuyor. Aslında bu da diğerleri gibi bir hikayeydi.
2000 yılında Harran'ın Mutluca Köyü'nden çiftçi Ali Aslan'ın Şanlıurfa Anadolu Lisesi'ni bitiren kızı Ayşe'yi isteyen akrabaları, başlık parası olarak 10 bin YTL ve son model bir otomobil verdi. Bu sırada öğretmenleri evlenmek istemeyen Ayşe için baba Ali Aslan ile konuştu. Baba Aslan, "Kızıma sordum. Bana kesinlikle evlenmeyi değil okumayı istediğini söyledi. O gün, "Ne pahasına olursa olsun kızımı okutacağıma" dair kendime söz verdim" dedi. Ayşe'nin kararından sonra aile, başlık parasını da otomobili de kabul etmedi. Ayşe'nin talipleri ise günden güne arttı, aşiret önde gelenleri baskı yapmaya başladı. Baskıların günden güne arttığını anlatan baba Ali Aslan, kızını okutabilmek için eşi Emine ve kızı Ayşe ile birlikte Kulu'da çobanlık yapan oğulları Ahmet Aslan'ın yanına kaçtı.
Üç yıl evde çalışan, bir yıl da dershaneye giden Ayşe Aslan, 2005 yılında Selçuk Üniversitesi'nin Kulu Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama Bölümü'nü kazandı. Birinci sınıfı birincilikle bitiren Ayşe, şimdi dört yıllık bilgisayar mühendisliği bölümüne geçiş için sınava hazırlanıyor. Okumak için ailesi ile birlikte Urfa'dan kaçtığını belirten Ayşe Aslan şunları söyledi:
"Töre ve geleneklerden kaçtım. Eğer köyde kalsaydım evlenip çoluk çocuğa karışacaktım. Kendi çocuğumu okutmaktansa, öğretmen olup bin çocuğu okutmayı tercih ederim. Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan aileler de benim ailem gibi kızlarını okutsunlar. Artık zincirleri kırsınlar. Kızlarını cahilliğe mahkum etmesinler."