aykutk34k rumuzlu üyeden alıntı
Merhabalar;
HTS Kayıtları ile ilgili çok sayıda makale, Yargıtay Beraat ve Hükmün Onanması / Bozulması gibi kararlar inceledim ama inceledikçe kafam daha çok karıştı.
3 Sanıklı bir ceza davası dosyasında Yargılanıyorum. (Nitelikli Dolandırıcılık, 158/1.f ile başladı 142/2-e ye çevrildi.)
Savcı Mütalaa verdi ve TCK 142/2-e ile cezalandırılmasını talep etti ve süre talep edip savunmalarımızı daha genişleterek yeni celsenin gelmesini bekliyoruz.
Konu Kısaca Şu : Bir Şirketin hesabından aynı zaman içerisinde 2 defa para transferi yapılıyor. Yapılan bu para transferi işlemi mail üzerinden bankaya gönderilen bir yazı ile yapılıyor.
Yazı içeriğinde bulunan şeyler, " Şirketin Antetli kağıdı üzerine talimat içeren bir yazı, kaşe ve imza var " bu yazı mail ile bankaya gönderiliyor ve banka bunu işleme alıyor.
Şirketin muhasebesi bu işlemi 2 gün sonra fark edip işleme müdahale etmek istiyor ama iş işten geçmiş oluyor.
Benim konum burada şu : Ben bu şirketin eski bir çalışanıyım, şirketten ayrıldığımın üzerinden 8 ay sonra bu işlemler oluyor ve ben şirketin bulunduğu ilde bile değilim.
Müşteki Şirket benim ismimi kullanarak " Eski çalışanımızdı ve ondan şüphelendik diyerek " ceza davası içerisine beni alıyor..
Şirket İstanbul ilinde ama ben farklı bir şehirdeyim olay tarihinden çok önce ve olay zamanında.
Para transferi yapılan kişilerin parayı çektiği ve kayıtlı olduğu banka il ve ilçesi de çok farklı bir şehir.
Soruşturma başlayınca savcı araştırmalarını tamamlayıp iddianame hazırlayıp şöyle diyor .
" Şu şehirde yaşayan şahısların İstanbul ilinde ki şirkete müdahale ederek işlem yapması mantıksızdır , o şirkette çalışıp o şehirde yaşayan şahısın (yani bana diyor) bu işlemleri
yapmış olması daha mantıklıdır " şeklinde söylemde bulunarak iddianame hazırlıyor ve bu kabulde edilip kovuşturma başlatılıyor.
Sonra ne bilirkişi inceliyor nede farklı bir inceleme yaptırılıyor. IP adresi kimin, mail kimin, gönderilen talimatın gerçekçiliği nedir ne değildir, banka tarafının neden ve nasıl aksiyon aldığı gibi sorular cevaplanmıyor ve sadece ben dahil
diğer sanıkların ve müşteki şirketin beyanları esas alınarak kovuşturma ilerliyor.
Ben bir gün çıkıp diyorum ki hakim beye, benim içinde kalbimde vicdanımda rahat ve HTS Kayıtlarının incelenmesini talep ediyorum diyorum. Bakın bunu ben söylüyorum ve hakim bey HTS Kayıtlarını talep ediyor BTK' dan.
HTS Kayıtları geliyor, bir bakıyoruz olay tarihlerinde diğer sanıklardan birinin " BEN TANIMIYORUM " dediği halde beni aradığı ama çok sayıda beni aradığı ortaya çıkıyor. Görüşmelerin içeriği (SMS , SES KAYITI) vs belli değil.
Sadece Aradı , Arandı gibi yazılar var. Ben hakim beye dedim ki, efendim bu talebi ben size sundum, ayrıca diyelim ki ben bu şahıslarla görüştüm ama inanın hatırlamıyorum ve içeriği belli değil ki.
Evet ciddi şüphe uyandırıyor ama hakkımda hiçbir somut delil yokken, Şüpheden sanık yararlanır etiği varken, tüm duruşmalara katılım göstermişken, diğer sanıkları zorla getirip ifadelerini almışken,
incelenmeyen o kadar şey varken ve ben o şirkette yokken, alakam bile olmadığı dönemlerde bu yapılıyorken savcı beyin beni cezalandırmak istemesinin sebebini iddia makamı olarak incelenmesi gereken şeylerin incelenmeyerek
üstünü kapatmak istemesini takdirinize sunmak istiyorum dedim.
Avukatım yok ve içim çok rahat ama savcı beyin cezalandırma istemesi ve bunu sadece HTS Kayıtlarına bakarak talep etmesi benim gerçekten bu durumu çok ciddiye almam gerektiğini anlattı ama artık iş işten geçmiş gibi görünüyor.
Savcı mütalaa açıkladı çünkü ve bu süreçten sonra tevsii tahkikat talebi olmadığından karar aşamasına geçildi.
Sorum şu :
Şirkette yokum çalışmıyorum, gitmedim uğramadığım halde, mail adresine erişimim olmadığı halde, gönderilen antetli kağıt üzerine kaşe ve imza atılarak bankaya mail ile gönderilen mailin kime ait olduğu resmileştirilmediği halde,
Maile giren çıkan - işlem yapan IP adresi belli olduğu halde bunu uzmanından mütalaa alınmadığı halde, diğer 2 sanığın birbirlerini çok iyi tanıyor olmaları ve bunu kabul etmiş olmalarına rağmen,
Benim farklı bir şehirde olmam ve bunları ispatlayabiliyor olduğum halde durum sizce ne olur?
Ceza alırsam bu ülke ' de hiç şaşırmam gerçekten hiç şaşırmam ama olur da beraat ya da lehe hüküm verip cezalandırırsa istinaf edip BAM' den medet umacağım.
Beni yormadı değil bu süreç, ciddi anlamda yordu ama bu konuyu medyatikleştirip hukukun önceliği somut delillerdir ve vicdani kanaattir etiğinin çiğnendiğini tekrar gündeme getireceğim.
Savcı bey ceza talep edip olayda ki tüm eksiklikleri göz ardı edip rahatça mütalaa verip benim psikolojimi hiçe sayıp, sırf parası var diye emimin öyle düşündü , müşteki şirkete yeşil ışık yakıp sizi destekliyorum iması
beni cezalandırmak için yetti de arttı bile.
Müddei iddiasını ispatla yükümlü olduğu halde beni gösterir hiçbir ispatı sunamamış, sanık olarak ben olabildiğince o şirketle işim olmadığını ispatlamak için farklı şehirde ki kurumlara abonelik evraklarımı - kira kontratımı - banka hesap hareketlerimi gösterir
somut deliller sundum. Diğer sanıklar sadece " BİLMİYORUZ, GÖRMEDİK, DUYMADIK " deyip, olay şöyle şöyle oldu deyip suçtan kurtulmaya yönelik olduğu mübaşir tarafından bile anlaşılıyorken benim savunmalarım savcı beyi tatmin edememiş!
Sinirim gerçekten çok bozuk ama kurbanlık için yatırılacağım günü beklemekten başka çarem kalmadı.
Sesimi duyurmak için yazmıyorum, adalette aramıyorum, bıktım usandım yoruldum ama bu yazı burada kalsın. Bir gün olur da örnek gösterilmesi gerekirse bu yazı rahatlıkla alınabilir iznim vardır.
Sorulacak çok sorunuz var biliyorum ama inanın bir avukatın staj döneminde ki bilgi kadar bilgiliyim artık. Size özet geçtim bu durumu.
Beni gösterir hiçbir ama hiçbir somut delil yok. Sadece HTS Arama kayıtları var o kadar. İçerik belli değil, beni niye aramış, ben onu niye aramışım hatırlamıyorum bile. (Yıl 2016 yılı).
Mütalaa' da söylenen şu " Şirketin İstanbul ilinde olması, diğer sanıkların şu şehir de olması , şirket eski çalışanı (bana diyor) şahısın daha önce şirkette çalışmış olması ve işleyişi biliyor olması ,
diğer sanıklarla işbirliği yaparak suçu oluşturduğu ve olay tarihinde HTS kayıtlarında görüleceği üzere çok sayıda görüşme kaydının bulunması nedeniyle " ... deyip devam edip ceza istedi.
Soruyorum : SİZCE MÜTALAA HAKİM TARAFINDAN DESTEKLENİP HAKKIMDA CEZAYA HÜKMEDİLİR Mİ?
Biliyorum : Savcı talep ederse genelde hakim onaylar.
Bilmiyorum : Mucize olur mu?
Saygılarımla;