Barışmak için yapılan girişimlerin kusurların affedilmesi gibi sayılan içtihat hk.
Merhaba,
Burada diyor ki, eşiniz evet kusurlu ama siz terk ettiği için noterden ihtar çektiniz ve bu yönde irade gösterdiniz, eşinizin kusurları kusur sayılmaz diyor.
Bu nasıl kanun bu nasıl saçmalık? Biz çocuğumuz babasız büyümesin, ailemiz dağılmasın diye belki bir şans veririz diyorsak, bu boşanmayı tamamen istemediğimiz ya da bu ihtimali göze almadığımız anlamına gelmiyor.
1) Sormak istediğim, bu karara göre karşı tarafın kusurları varsa ve biz noterden ihtar çekmesek de barışmak için yazdıl ve girişimlerde bulundu isek BARIŞMASAK ve karşılıklı bir mutabakat yoksa bile bu tüm kusurların artık görmezden gelineceği midir?
2) Şu anda boşanmamıza sebep olan nedenler boşanma davası dilekçesinden 3 ay önceki konulardır genellikle, eşim benle barıştı ama 3 4 ay sonra benzer nedenlerle tartışmalar yaşadık ve ayrı yaşıyoruz 3 aydır. Bu nedenleri tekrar öne sürüp, kusur olarak görülebilir mi?
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/17300
K. 2016/175
T. 11.1.2016
• MAHKEMECE KADINA KUSUR OLARAK YÜKLENEN DAVRANIŞLARIN AFFEDİLMESİ (Tarafların Ayrılmalarından Sonra Davalı Erkeğin Eşini Bir Çok Kez Evlilik Birliğinin Devamı Maksadıyla Davet Ettiği ve Davanın Açılmasından Sonra Noterden Davacı Eşin Eve Dönmesi İçin İhtarname Tebliğ Ettirdiği - Kadına Mahkemece Kusur Olarak Yüklenilen Davranışların Davalı Erkek Tarafından Affedilmiş En Azından Hoşgörü İle Karşılanmış Olduğu/Kadına Kusur Atfedilemeyeceği)
• BOŞANMA DAVASI (Davalı Erkeğin Dava Açıldıktan Sonra Eşine Eve Dönmesi İçin İhtarname Göndermesinin Davacı Kadına Mahkemece Kusur Olarak Yüklenilen Davranışların Davalı Erkek Tarafından Affedilmiş En Azından Hoşgörü İle Karşılanmış Olduğunu Gösterdiği - Affedilen ve Hoşgörü İle Karşılanan Olaylar Sebebiyle Davacı Kadının Kusurlu Kabul Edilmesinin Doğru Olmadığı)
• EŞİN EVE DÖNMESİ İÇİN NOTER VASITASIYLA İHTARNAME GÖNDERME (Davacı Kadına Mahkemece Kusur Olarak Yüklenilen Bu Davranışların Davalı Erkek Tarafından Affedilmiş En Azından Hoşgörü İle Karşılanmış Olduğunu Gösterdiği - Affedilen ve Hoşgörü İle Karşılanan Olaylar Sebebiyle Davacı Kadının Kusurlu Kabul Edilmesinin Mümkün Olmadığı)
• HAKKANİYET İLKESİ (Tarafların Gerçekleşen Sosyal ve Ekonomik Durumlarına Nafakanın Niteliğine Günün Ekonomik Koşullarına Göre Müşterek Çocuk Yararına Verilen Tedbir Nafakasının Az Olduğu - Hakkaniyet İlkesi de Dikkate Alınarak Daha Uygun Nafakaya Hükmedilmesi Gerektiği)
4721/m. 4, 197
ÖZET : 1- Tarafların ayrılmalarından sonra davalı erkeğin eşini bir çok kez evlilik birliğinin devamı maksadıyla davet ettiği, davanın açılmasından sonra noterden, davacı eşin eve dönmesi için ihtarname tebliğ ettirdiği anlaşılmaktadır. Davalı erkeğin birlikte yaşama yönündeki iradesi ve ihtarname göndermesi, davacı kadına mahkemece kusur olarak yüklenilen bu davranışların, davalı erkek tarafından affedilmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğunu göstermektedir. Affedilen ve hoşgörü ile karşılanan bu olaylar sebebiyle davacı kadının kusurlu kabul edilmesi doğru değildir.
2- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk yararına verilen tedbir nafakası azdır. Hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından; hükmün tamamına yönelik olarak, davacı tarafından ise; kusur belirlemesi, nafakaların miktarı ve başlangıç tarihi, müşterek çocuk M. A.'ın velayetinin kararın kesinleşme tarihinden itibaren davacıya verilmesi ile vekalet ücreti miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 11.01.2016 günü duruşmalı temyiz eden davalı R. A. ile karşı taraf temyiz eden davacı R. A. vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-)Mahkemece davalı erkeğin ağır kusurlu bulunduğu, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu kabul edilerek, ergin olmayan müşterek çocukların geçici velayeti davacı kadına verilmiş, davacı kadın ve birlikte yaşayan çocuklar yararına da tedbir nafakasına (TMK.md.197) hükmedilmiştir. Davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunu ortaya koyan davranışları belirlenmekle birlikte, ev işlerini yeteri kadar yapmadığı, sinirli ve agresif olduğundan bahisle davacı kadının da kusurlu bulunduğu kabul edilmiştir. Tarafların ayrılmalarından sonra davalı erkeğin eşini bir çok kez evlilik birliğinin devamı maksadıyla davet ettiği, eldeki davanın 07.05.2013 tarihinde açılmasından sonra 16.05.2013 tarihinde noterden, davacı eşin eve dönmesi için ihtarname tebliğ ettirdiği anlaşılmaktadır. Davalı erkeğin birlikte yaşama yönündeki iradesi ve ihtarname göndermesi, davacı kadına mahkemece kusur olarak yüklenilen bu davranışların, davalı erkek tarafından affedilmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğunu göstermektedir. Affedilen ve hoşgörü ile karşılanan bu olaylar sebebiyle davacı kadının kusurlu kabul edilmesi doğru değildir. Davacı kadın tarafından açılan davanın kabulü sonucu itibarıyla doğru olup, hükmün kusura dair gerekçesi yerinde olmadığından, hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiş, (HUMK.md.438/ son), davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-)Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk yararına verilen tedbir nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeple tedbir nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin ise yukarda 1. bentte gösterilen sebeple hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1.350.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatıran davacıya iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Cevap: Barışmak için yapılan girişimlerin kusurların affedilmesi gibi sayılan içtihat hk.
Noterden eve dönmesi için çekilen İhtar,veya Şahitler huzurunda barışma sonucu taraf eve dönmüş ise,bu Tarihten önceki Şikayet ve Delillere dayanarak Tekrar Boşanma Davasına Delil olarak sunulamaz.Çünkü taraf daha önceki suçları af etmiş sayılır.
Cevap: Barışmak için yapılan girişimlerin kusurların affedilmesi gibi sayılan içtihat hk.
Sorduğunuz soruların kısa cevabı yok.
1- Boşanma davası sırasında tekrar bir araya gelmek veya evi terk eden eşi eve geri davet etmek onu affetmek anlamına gelir, geçmiş kusurları sıfırlar. Bunun mantığı uzun hikaye, boşanma davası sırasında bunalmış bir kişiye anlatmak da çok zor.
2- İspat konusu her olayın özelliğine göre değişir. Elbette ki, bazı durumlarda yaratıcı fikirler gerekir. Bunları yaz, yaz bitmez; sayfalarca yazsak sizin durumunuza uygun farklı bir ispat metodundan bahsetmemiş olabiliriz. Ama bunları alenen yazarsak ileride ihtiyacımız olduğunda kullanamayız.
3- Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesinden oluşan dilekçeler teatisinde her iki tarafın iddia ve savunmalarını iki dilekçede belirtmeleri gerekir. Sonraki aşamada, yeni bir iddia veya iddialara karşı yeni bir savunma sunulması ancak karşı tarafın kabul etmesiyle mümkündür. Kimse aleyhine olacak şeyi kabul etmez. Delil ve tanıkları da öninceleme duruşmasından sonra verilen süre içinde toplu şekilde sunmak gerekir. Delil ve tanıklar ancak dilekçedeki iddialar bakımından değerlendirilir. Dava açıldıktan sonra meydana gelen olaylar, dilekçede belirtilse ve süresi içinde delilleri sunulsa bile hükümde esas alınamaz. Bu kurallar Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun emredici hukuk kurallarıdır.
Aynı zamanda eşiniz ve ailesinin de burayı okuyup strateji geliştirebileceğini unutmayın, bu nedenle internette açık forumlarda alenen detay tartışmak da bence zararınıza olur.
Cevap: Barışmak için yapılan girişimlerin kusurların affedilmesi gibi sayılan içtihat hk.
Alıntı:
Av.Yusuf Selçuk Ateşkan rumuzlu üyeden alıntı
Sorduğunuz soruların kısa cevabı yok.
1- Boşanma davası sırasında tekrar bir araya gelmek veya evi terk eden eşi eve geri davet etmek onu affetmek anlamına gelir, geçmiş kusurları sıfırlar. Bunun mantığı uzun hikaye, boşanma davası sırasında bunalmış bir kişiye anlatmak da çok zor.
Bizim yaşadıklarımız Kasım ayında problem olmuştu. Bir şekilde çözdük ve devam ettik. Barıştık velhasıl.
5 ay sonra boşanma aşamasına geçtik. Birlikte olduğumuza dair şahitler de var.
Şimdi benim sormak istediğim, boşanma davasında dayandığı en önemli delil bu, diğerleri ispata dayanmayan şeyler. Bu gerekçeyi de, eve geldi, barıştı ve affetti diye boşa çıkarabilir miyim? Yine de 6 ay geçmiş mi olması gerekiyor? Son 5 aydaki resim, kutlama, yazışmalarımız barıştığımızı ispatlar şekilde var.
Bahsettiği delillerin, evlilik öncesi olması, zorla ele geçirilen hesaplardan elde edilmesi, bir kısmının 3. bir kişiyle kurgu yaparak delil üretilmesi vb. hukuki nitelik taşımaması da var ama zaten affetti sayılır mı?