-
Bu da oldu!
Evet, bu da oldu!
Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı (ve Hükumet Sözcüsü) Cemil Çiçek; herkesin gözünün içine baka baka, """irtica suç değildir, Kanun'la suç olarak tanımlanmış bir eylem değildir""" diyebildi.
Hadi, durmayın, mürteci olun çocuklar! Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi kitaplarınızın, "bunları biliyor muydunuz" köşesinde yazdığı ve Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı'nın, yine herkesin gözünün içine baka baka açıklayıp; """biz bunu uydurmuyoruz, hurafe de değil, bakın, bir Alman doktor böyle söylemiş""" dediği gibi; abdest suyunun faydalarını okuyun; yıkanmanın, arınmanın, yalan söylememenin faydaları değidir önemli olan. Önemli olani abdest almaktır.
Ortaya çıkarak, rahatça ve sınırsız bir özgürlüğe sahip kişi olarak, gerine gerine, her türlü eylemle irticayı destekleyin! Nasıl olsa, bu artık Devlet'çe (en azından Hükumet'çe) açıkça desteklenen bir olgudur.
Yakın veya uzak tarihe bakarak, nasıl mürteci olunur, öğrenin ve siz de uygulayın!
Bunlar; cesaret göstergesidir, cür'ettir?
Yalan söylemek, Kanun'la yasaklanmış bir suç değildir; dilediğiniz yerde, dilediğiniz kişiye karşı, dilediğiniz şekilde ve sınırsızca, fütrusuzca yalan söyleyebilirsiniz. Ama dikkat edin; birisine """yalancı""" derseniz, duruma göre sövme veya hakaret suçu işleyebilirsiniz.
Şerefsiz olmak suç değildir; ama, sakın ola da birisine, hele bir kamu görevlisine, "şerefsiz" demeyin!
Alman doktorun söyledikleri, kabul edilerek ders kitaplarına girer; Birleşmiş Milletler örgütünce, """dünyada terörü finanse eden kişi""" olarak kabul edilen ve tüm dünyadaki faaliyetleri yasaklanan kişi; yasaklanmaz; makbul ve emindir Türkiye Cumhuriyeti Hükumet üyelerince...
Çekinmeyin mürteci olmak için; sakın çekinmeyin, destekleyin irticayı, göreceksiziz, siz de prim yapanlardan olacaksınız, önünüz açılacak...
Sakın ha çekinmeyin!
-
Sayın Karakum, size güvenerek yazıyorum, eğer suç derlerse ücretsiz savunacaksınız beni, sorumlusu sizsiniz ona göre :)
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, şıracı bozacıya (ya da tam tersi) şahitlik yapar, arka çıkar... (Ne güzel demiş atalarımız :) )
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, abdest suyu tartışmasında tahrifatı kabul etti.
Bakan Hüseyin Çelik, din dersi kitabına "Abdest suyu kandaki alyuvarları artırır" alıntısının, metinde tahrifat yapılarak konulduğunun anlaşıldığını açıkladı. Çelik, "Ben bile bile hatada ısrar etmem" dedi
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 11. sınıflarda okutulan "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" kitabında alıntı olarak yer alan, "Abdest suyunun alyuvarları artırdığı" şeklindeki ifadede çarpıtma yapıldığı izlenimini edindiğini, bu çerçevede gereken neyse yapacağını açıkladı. Çelik, "Ben hayatımda hiçbir zaman bile bile bir hatada ısrar etmedim" dedi.
Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanarak 11. sınıf öğrencilerine dağıtılan söz konusu kitapta yer alan tartışmalı ifadelerle ilgili olarak dün Milliyet'e ayrıntılı açıklamalarda bulundu.
Milliyet araştırdı
Kitapta, "Abdest için kullanılan su kandaki alyuvarları arttırır" şeklinde bir alıntıya yer verilmiş, bu ifadenin Dr. Elbert Schalle adlı bir Alman yazarın "Başarılı Tedaviler" adlı kitabından alındığı yazılmıştı.
Getirilen eleştiriler üzerine Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, bu bölümün bir alıntı olduğu, dolayısıyla bakanlığı değil orijinal kitabın yazarını bağladığı savunmasını yapmışlardı.
Milliyet, bu savunma üzerine kitabın orijinalini bulup, metinde böyle bir ifadenin olmadığını, dolayısıyla Milli Eğitim'in hazırladığı kitaptaki alıntının gerisinde bir çarpıtmanın yattığını ortaya çıkartmıştı. Bu durum Milliyet'in dünkü sayısında ayrıntılı ve belgeli bir habere konu olmuştu.
Çeviride tahrifat var
Milli Eğitim Bakanı Çelik, dün bu konuda Milliyet'e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Konuyla ilgili yayınlar üzerine gerekli incelemeyi başlattım. İncelemede arkadaşlar alıntı yapılan Almanca kitabın orijinal metnini alıp okudular ve beni bilgilendirdiler. İnceleme sonucunda ilk intibamız, yapılan alıntılarda orijinal metinde bulunmayan bazı ifadelerin tahrifat yapılarak kitaba konduğu yolundadır.
Gereken yapılacak
Bunun üzerine incelemeyi soruşturmaya çeviriyorum. Soruşturma sonucunda müteselsil sorumluları hakkında gereken neyse yapılacaktır. Ayrıca yine soruşturmanın sonucuna göre ilk aşamada bütün okullara göndereceğimiz bir genelgeyle bütün okullarda din dersi derslerinde bu bölümün kitapta yok sayılmasını isteyeceğiz. Bundan sonraki aşamada ise önümüzdeki yıl kitabın yeniden basımında bu bölümün çıkartılmasını sağlayacağız."
Erdoğan ne demişti?
Söz konusu kitapla ilgili tartışmalara Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmuştu. Erdoğan, geçen hafta sonunda ABD'ye giderken uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, alyuvar meselesinin bir Alman bilim adamının kitabından alındığını, kitabı getirterek kendisinin de baktığını söylemişti. Erdoğan, "Bir sakatlık varsa onu bağlar" diyerek Alman bilim adamına sorumluluk atfetmiş ve "Kitaptaki cümleler aynen var mı?" sorusuna "Evet, aynen var" karşılığını vermişti.
Milli Eğitim Bakanı Çelik, dün Milliyet'in sorularını yanıtlarken söz konusu kitapla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bilgi verdiğini açıkladı. Çelik, "Bu konuda Sayın Başbakanımızı bilgilendirdim. Ama kendisine orijinal metni değil, bizde okullarda okutulan ders kitabını götürdüm. Kendisinin kastettiği bu kitap" diye konuştu.
Milliyet
-
Buyrun burdan yakın, bu ülkede irtica yokmuş, ilkokullara kadar cami yardımı adı altında genelge gönderilmesi nedir söyler misiniz? Amaç gerçekten yardımsa, ilkokul çocuklarından ne istersiniz, cami avlularında toplanan paralar nereye gider, yetmedi de ondan mı ilkokullara el attınız? Hem hangi camide okullara yardım kampanyası yapılmış söyler misiniz ??
*******
Zonguldak Çaycuma'da İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, tüm okullara gönderdiği genelgeyle bir cami inşaatının tamamlanması için yardım toplanmasını istedi
Zonguldak'ın Çaycuma ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğü, tüm okullara bir genelge gönderek, bir caminin inşaatının tamamlanması için gerekli 90 bin YTL'nin toplanması için açılan kampanyaya maddi destek sağlanmasını istedi.
Skandala yol açan gelişme, Çaycuma Kaymakamı Musa Işın'ın imzasıyla 19 Eylül'de Çaycuma Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gönderilen genelgeyle başladı. Işın yazısında, Ereğli'deki Sefa Camii'nin inşaatının tamamlanması için gereken paranın toplanması konusunda Zonguldak Valiliği'nce 1 yıl süreyle izin verildiği hatırlatıldı. Işın'ın yazısı üzerine Çaycuma İlçe Milli Eğitim Müdürü Dursun Şen de, 25 Eylül'de tüm anaokulları, ilköğretim okulları, liseler ve özel okullara bir genelge göndererek kampanyaya destek verilmesini istedi.
Şen, yazının valilikten kaymakamlığa, oradan da kendilerine geldiğini iddia ederek, "Bu il genelinde bir yardım kampanyasıdır. Biz de okullara bildirdik" dedi.
CHP tepki gösterdi
Camiye yardım için öğrencilerden para istenmesine tepki gösteren CHP Zonguldak İl Başkanı Ali Koçal da, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün son günlerde başarıları yerine skandallarla gündeme geldiğini belirterek, "Görülüyor ki Milli Eğitim'deki yapılanma AKP politikasının gereğine göre yapılıyor" dedi.
Milliyet
Mustafa ÖZDEMİR
-
Şimdi gerçeklere bakalım
Adamlar yalan söylemiş mi ? Hayır ... Neden Çünkü bu kişiler kendilerini Suudi Arabistan da İran da BAE de yaşıyor sanıyorlar veya burayı oraya benzetmeye çalışıyorlarda ondan...
Bu kişiler başta TBMM si başkanı ki neyazık ki orada oturuyor Başbakan ve bunların Takunya takımı İRTİCANIN DORUĞUDUR. İrtica bunlardır. Ama işin garibi bunlarda din de yoktur. Bunların dini paradır. İncaleyin Başbakan olarak sıfatlandırılan kişiyi fakir bir aileden gelip bu servet ::: Din bezirganı din sömürücüsü irtica isterim getireceğim diye kefenini dolar dolduran bir kişi çıkar... O kadar dindar ki kefenin cebinin olmadığını bilmez... Saf gerçek dindarları sömüren alttan alta İrticayı tetikleyen bir numaradır... TSK anayasa da belirtilen görevleri yapmakla yükümlüdür ahkamını keser ama kendisi Anayasa değil Fetva cı olduğundan kendi görevini bilemez....
Başbakanlık makamını fuzuli işgal eden bu mümtaz şahsiyet ülkeyi ki kanla alınmış toprakları şahsi hesabına dolaylı gelen petro dolarlarla fersah fersah satar... Hadi canım sende... Sen varken İrtica mı olur ? İrtica nın temelisin daha ne olacak...
Korkundan Cumhurbaşkanı olmak istiyorsun aman sakın o makam kutsaldır kirletme oralarıda ... Kaç artık valla kimse takip etmez ... Al türbanını kanlı paranı git... Yalan söyleme kandırma 340 kişiyide al yanına ama git... Valla 10 bin dolar göndercem neredeysen Ne olur ATATÜRK TÜRKİYESİNİ bırak...
-
Başbakan ve zevatı ;
İrtica tanımını yapsanızda Türkiye olarak ne nedir öğrensek...
-
Bu ülkede irtica yok, tarikat yok, şeyh yok, tekke yok, mürit yok, yok yok yok... Hepsi bizim uydurmamız, hepsi bizim fitne fücurluğumuz, ülke güllük gülistanlık ama biz sevmiyoruz ülkemizi, bu yüzden abuk subuk şeylere inandırıyoruz kendimizi...
Bu da foto montaj kesin ama biz kötü niyetliyiz işte...
http://image.haber3.com/haber/56173.jpg
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Çarşamba'da sarık ve cübbe ile dolaşanları vatandaşların uyarması gerektiğini belirterek "İçişleri de gerekeni yapmalı" demişti.
İslami kesimin de tepkisini alan Şahin'in bu açıklamaları Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz'ın gözünden kaçmadı.
Yılmaz, Bakan, Şahin'in son açıklamasını bu fotoğrafla vurdu. Hürriyet'in arşivinden bir fotoğrafı köşesinde yayınladı. Yazara göre Bakan, "Ele verir talkını kendi yutar salkımı" rölünde.
Şahin'in İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Hoca ile kucaklaşmasını gösteren fotoğraf için Yılmaz, şu soruyu sordu:
...O kişi herkesin bildiği gibi her yerde cüppesi ve sarığıyla dolaşıyor. Nitekim camide Başbakan Yardımcısı ile çekilen fotoğrafında da aynı kılık içindeydi.
Merak ettim, acaba o gün bir "vatandaş olarak" Şahin, söz konusu tarikat liderini bu kılıkla dolaşmaması için uyardı mı? Üst düzey bir kamu yöneticisi olarak, civarda bulunan görevlileri bu duruma göz yumarak "görevlerini ihmal ettikleri için" uyardı mı?...
İŞTE O YAZI:
Ele verir talkını kendi yutar salkımı
BAŞBAKAN Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Fatih Çarşamba'da olduğu gibi sarık ve cüppe ile dolaşanları vatandaşların uyarması gerektiğini belirterek "İçişleri de gerekeni yapmalı" dedi.
Mehmet Ali Şahin'in bu sözleri dünkü Hürriyet'te ve başka bazı gazetelerde de yayımlandı.
Şahin, kılık kıyafet yasasına göre cüppe ve sarığı kimlerin giyebileceğinin belli olduğunu, bu duruma göz yummanın da görevi ihmal etmek anlamına geldiğini söyledi.
Haberde Şahin'in "geçenlerde Fatih'e gittiğimde Fevzi Paşa Caddesi'nde dolaşmıştım ki Çarşamba'ya çok yakındır. Oralarda bu şekilde dolaşan kimse görmedim" dediği de haberde yer alıyor.
Ben ise Şahin'in bu kılıkta dolaşan birilerini gördüğüne çok eminim. Hafızama güveniyorum ama yine de yanlış yapmamak için Hürriyet fotoğraf arşivinde bir araştırma yaptım.
Ve Mehmet Ali Şahin'in, Fatih Camii avlusunda, Çarşamba'daki tarikat lideri ile el sıkışıp, öpüşürken çekilmiş fotoğrafını buldum.
O kişi herkesin bildiği gibi her yerde cüppesi ve sarığıyla dolaşıyor. Nitekim camide Başbakan Yardımcısı ile çekilen fotoğrafında da aynı kılık içindeydi.
Merak ettim, acaba o gün bir "vatandaş olarak" Şahin, söz konusu tarikat liderini bu kılıkla dolaşmaması için uyardı mı?
Üst düzey bir kamu yöneticisi olarak, civarda bulunan görevlileri bu duruma göz yumarak "görevlerini ihmal ettikleri için" uyardı mı?
haber3.com
-
Yok yokkk, irtica yok... Rektör de uyduruyor.
Harran Üniversitesi akademik yılı açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Uğur Büyükburç, irtica uyarısında bulundu.
Büyükburç, üniversitede cemaatlerin irticai hareketler içerisinde olduğunu belirterek, "Cemaatler bedava yurt ve yemekle kızları türbana sokuyor" dedi. Büyükburç akademisyenlerin de bu tür faaliyetlerinin olduğunu öne sürerek, şunları söyledi:
"Sayıları az da olsa aramızda tarikat ve cemaatlerin temsilcileri önünde diz çöken veya Atatürkçülük maskesi altında iş yapmayan, bölücü insanların da bulunması toplam kalitemizin düşmesine neden oluyor. Özellikle son bir kaç yıldırgenel lise mezunu kız öğrencilerin, bir grup cemaatler tarafından bedava yurt ve yemek uğruna tesettüre sokuldukları gözlenmektedir."
Sabah
Mehmet Yıldırım
-
Çarşamba da Sarıklı Cübbeli Peçeli Çarşaflı yokmuş ya doğru gerçekten
Dedim boş boş dolanma şu bakana destek çık çek bir iki fotoğraf koy siteye münafıklar utansın bir daha orada burada boş boş konuşup durmasınlar...
http://img243.imageshack.us/img243/2...9061605ef3.jpg
http://img97.imageshack.us/img97/9127/1309061635gz4.jpg
http://img168.imageshack.us/img168/5...9061642mh8.jpg
-
-
Daha önce, bir görüşmemde, site yöneticilerimize belirtmiştim reklamlar mevzuusunu.
Buraya girdiğimde, aşağıda neler çıkıyor gibi veya Turk Avukat gibi ya da kadınları aşağılayıcı site adresleri gibi.
Lütfen, "adsense" yoluyla mı, başka yolla mı olur, bu reklamlarda seçim yapılsın ve sitedeki katılımcıları rahatsız edici reklamlar alınmasın ya da engellensin!