Bir Papa yorumu da benden
Malum aktüel konumuz, PAPA'nın islam dini ve peygamberi hakkında alıntıları zihninden yazılı metinlere ve yazılı metinlerden ses telleri aracılığı ile memleketi Almanya'dan tüm dünyaya ilan etmesi. Şimdi ben her konu hakkında bir kelam ederken bu kadar aktüel bir konuyu pas geçseydim , müthiş ayıp olurdu bende bu ayıbı yapmadım ve pek kırmamaya çalışarak bu yüzden de sansür uygulayarak gecenin bu saatinde başkaişim yokmuş gibi yazdım....
Herşeyden önce bu sözleri söyleyenler uzaydan gelmemiştir;
Onlar hep var idi; Onlar dinlerin ortaya çıkışındaki kurucularından beri hep var oldular ve olacaktır
Arada bir ortadan kaybolmalarının nedeni
Ya sağlanan dengeden
Ya da kendi aralarında meydana gelen açgözlülüklerin önlenemeyen çatışmalarından kaynaklanmaktadır
Kahramanlarımızın başrolde oynamış olduğu kesitten kaba bir genelleme yaparsak;
Ortaçağ'da yaşanan aydınlanma kakışmasına ağır katolik yaptırımları
Bu baskılara rağmen reform hareketleri ile meyvalarını veren farklı bakış açısına katolik Vatikan'ın sert tepkisi;
Vatikan'a karşı DOĞUya bir avantaj sağlamış
Ve dengenin DOĞUya kayma kaygısı Vatikanın kaybetmeyi göze almayan din anlayış ve siyasetinde tavizler vermeyi zorunlu hale getirmiştir
Ortaçağda başlayan aydınlanma ve doğu/yeni dünya ile ticari bağların güçlenmesinin getirmiş olduğu fikri ve maddi zenginliğin ruhban ve aristokrat sınıftan gayri yeni bir sınıfı, BURJUVA sınıfını yaratması
Bu yeni sınıfın maddeyi keşfetmesi (daha da açık anlamla, bu sınıfın ruhban sınıfı ve aristokratlar gibi dünyada cenneti keşfetmesi)
Katolik Vatikan ruhban sınıfının güçlü dönemlerinde büyüyen pastasının paylaşımındaki açgözlülük ve makam hırsı ile iğrençliklerinin sergilendiği döneme denk gelmiştir
Öyle ki Voltaire, Thomas Paine gibi nice dönemin aydınları tarafından da keşfedilen maddenin, sıradan halka ulaşması an meselesi olmuştur
Geçmiş dönemde arada bir aristokratlarla ruhban sınıfı arasında yaşanan çıkar çatışmaları (Akinaton-Amon Rahipleri gibi) sıradan halkın günlük egolarını gidermiş ancak maddeyi keşfetme noktasının çok uzağında kalmıştır
Köleleştirilmiş ve cahilleştirilmiş halk yığınlarının maddenin önemini kavrayacak öngörüden yoksun kalmaları yazık ki ruhban ve aristokrat sınıfının en büyük şansı ve avantajı olmuştur
Ama Ortaçağ aydınlanma kakışması papaz ve halifelerin o kadar kütüphane yaktırmalarına rağmen ışığını para kazanan burjuva sınıfı aracılığı ile halka indirgemiştir
Ve o ışığın halkı aydınlatması en fazla kiliseyi, Vatikanı tehdit etmiştir
İnandırıcılığını soyut kavram ve kişisel çıkarlara hizmet eden ayrımcılıklardan alan kilise için büyük bir tehdit olduğunu anlamamak oldukça güçtür zaten
Bu tehdidin aristokrat ve yeni sınıf burjuvanın keyfini de bozacağının kimi akıllı aristokrat ve burjuva temsilcileri tarafından da keşfinin ardından adı bir türlü genellenemeyen açgözlülük, hırs, kuralsızlık, hayvanlıkgibi sözcüklerin emperyalizm sözcüğünde bütünleşmesini sağlamış ve bu duygular, düşünceler yalnız bu sözcükte gerçek anlamını kazanmıştır
Maddenin, ışığın artık o kadar engele rağmen halka sızıyor olması ve bu sızıntının önlenemeyeceğinin anlaşılması yazık ki çıkar çatışması yaşaması beklenen bu sınıfları bir araya getirmiştir
Şimdi amaç maddenin, ışığın kaynağına kiliseyi yerleştirecek katı vatikan anlayışının törpülenerek yerleştirilmesidir
Ve sonuçta kilise paylaşım savaşlarının kızıştığı bu dönemde özellikle burjuvanın baskısı ile payını almak kaydıyla ışığın kaynağında kendine düşen pasif rolü oynamaya razı olmak zorunda kalmıştır
Ama bu öyle bir zorunluluk ki pastalar katlanarak yükselirken o maddenin ışığındaki burjuvanın çizmiş olduğu konumun hiç de önemi olmadığını kabul ettirecek keyifli bir zorunluluktur
Tabii burjuvaya artık günümüzde küreselleşen şirket sahipleri dememiz gerek
Ancak maddeye karşı, onun yaymış olduğu ışığa karşı kazanılan göreceli başarının vermiş olduğu sarhoşlukla bugün gelinen noktada Vatikan uzun yıllar burjuvanın, küreselleşen şirketlerin vermiş olduğu pasif görevden aktifliğe geçmektedir
Bu aktiflik için burjuvanın iki dudakları arasından çıkacak oluru 200 yıldır sabırsızlıkla bekleyen Vatikan nihayet amacına ulaşmıştır
Bunun nedeni Vatikan'ın en büyük ruhban rakibi olmasından dolayı islam dünyasından geçmiş yüzyılların intikamını almak dersek büyük bir yanılgıya düşeriz diye düşünmekteyim
NEDENİ
BURJUVA, ARİSTOKRASİ VE VATİKANIN ARDINDAKİ FON OLAN KOYUN SÜRÜSÜ HALKLARININ VARLIĞINI SÜRDÜREBİLMESİ GEREKLİLİKLERİDİR
Bunlar, ellerinden alınan komunizm tehlikesi oyuncağının yerine ne yazık ki yüzyıllar öncesinden gelen açgözlülükten dolayı aradan geçen 20 yıla rağmen vaad ettikleri maddeyi ışığı koymamışlardır
O maddeyi, o ışığı koymadıkları gibi kendi mabetlerinden, saraylarından ve dev darphanelerinden saçılan ışığı saklamak için yeni ancak yine kapkara örtülere ihtiyaçları vardır
Burjuva tüm uyuşturucu (eroin, kokain, fuhuş, müzik, sinema, fantastik romanlar, demokrasi, insan/hayvan hakları palavraları) operasyonlarına rağmen fonunda varlığını sürdüren halkını uyutamayacağını önceden görebilecek kadar zeki ve sinsidir
Fonunu oluşturan halklarının bir gün gerçek maddeyi ve gerçek ışığı arayacağını çok iyi bilmekte kara örtülerinden taşan ve etrafa yayılan ışıktan maddeden haklarını talep edeceğinden ödü kopmaktadır
Üretmiş olduğu iletişim silahını devamlı yeni mermilerle doldurmak ve fonu olan halklarının hizmetine vermek zorundadır
Şarjörü boş bırakması halinde silahı dolduracak mermilerin aynı iletişim kanalıyla 21. Yüzyıl Voltaireleri, Mustafa Kemalleri tarafından doldurulacağını çok iyi bilmektedirler
Şimdi öyle bir mermi sürdüler ki namluya kendi halkları da menzilin içindedir
İşte o mermi Vatikan tarafından imal edilen ve güya medeniyet çatışmasını tetikleyen silahın mermisidir
Şu an Amerikanın yüzde 15i açtır (DİKKAT YOKSUL DEĞİL)
İşsizlik Avrupada ortalama yüzde 10un üzerindedir
Afrikada Güney Amerikada Uzakdoğu ve Asyada fonundan olan halklar ise aç ve açıkta yaşamaktadır
İşi olan veya iş bekleyenler ise Avrupa dahil açlık sınırında verilen sadakalarla hayatlarını sürdürmektedirler
Hedeftekileri konuşmaya gerek var mı siz karar verin artık
Aldatılan bu halk bundan 20 yıl öncesine kadar en büyük tehlikenin komunizm olduğunu zannederek açlığını unutmuş komunizm paranoyası ile yaşamakta idi
Korku sona erdi ancak madde yok para yok ortada açlık ve açıkta olma hali farkedilmekte
Siz korktuğunuzda diğer duygularınızı hissedebilir misiniz?
Acılarınızı hissedebilir misiniz?
Ya açlığınızı?
Ya soğuğu?
Ya susuzluğunuzu?
Ya yorgunluğunuzu?
İşte korku budur
Tek başına bütün dertlerinize deva en sert uyuşturucudur
Bütün komplikasyonlara karşı etkinliği klinik deneylerle tarih laboratuvarında defalarca test edilmiş ve onaylanmıştır
Etken maddesi değişse de aynı amaca hizmet eder
Bu kez etken madde o kadar etkili ki üretenini bile korkutacak özellikte
Korku bu kez etken maddesi islamdır
Ve son yıllarda kullandıkları satın alınabilen devşirilmiş hayvanlara bu korkuyu aşılatmaları ne yazık ki mümkün değil
Bu ilacın uzmanı ve aynı zamanda kurulan düzenin hissedarı olan Vatikan tarafından verilmesi elbette etkenliğine etken katacaktır
Ve olan da budur
Şimdi papa yokluyor
Neren ağrıyor diye soruyor
Aç ağzını diyor
Aaaa de bakalım diyor
Derin nefes al bakalım diyor
Tahlillerde soyunun da hastalığı taşıdığını söylüyor
Öyle ki 14 asır öncesindeki beyinsel hasarlara kadar ulaşıyor
Beyin hasarının yapmış olduğu saldırganlığın ameliyat bölümlerinde kullanılan ilkel alet kılıca kadar tahlillerde bulunabiliyor
Kendi atalarının bitkisel, doğal tedavilerle saldırganlık hastalığını iyileştirdiğini iddia edecek kadar pişkinleşiyor
Bakıyor hasta terli
Şimdilik tahlili yapan laboratuara işi yıkıyor ve aradan sıyrılmaya çalışıyor
Ama aydınlanmadan payını almasını bilen gerçek çağdaş insanların doğu'da da var olduğundan haberdar mı acaba bay papa?
Mustafa Kemal diye bir lider, bir halk kahramanından ve onun ardıllardan haberi var mı acaba?
Başlarına bela olan devşirilemeyen, satın alınamayan Türk ulusunun varlığının sona erdiğini mi düşünüyor ve yazamadıkları yalan tarihi önümüze yeniden mi koyuyorlar acaba?
Biz daha ölmedik bay PAPA
BİZLER SENİN DÜŞÜNDÜĞÜN GİBİ SALYALARINI AKITARAK NARALAR ATAN ANCAK YAPTIKLARI İLE NEYE VE KİME HİZMET ETTİKLERİNİN FARKINDA OLMAYAN UZAKTAN AKRABAN SATILMIŞ ÇOBANLARDAN VEYA GÜDÜLEN KOYUNLARDAN DEĞİLİZ
BİZLER TENCERE DİBİN KARA SENİN Kİ BENDEN KARA DİYECEK CESARETTEN BİLE YOKSUN YAN CEPCİLERDEN DE DEĞİLİZ
BİZLER MUSTAFA KEMAL'İN ARDILLARIYIZ
Tanrı....
Namluya sürülen mermiyi ateşleyen korkak halklara ortaçağ aydınlarının ve ardıllarının engizisyon karşısında gerçekleri savunmada gösterdikleri cesareti versin
Hedefteki halklara ise yüzyıllar sonra uyanan ve 20. Yüzyılda destanlar yazan devşirilmemiş tertemiz Türk ulusunun cesaretini ve liderleri Mustafa Kemal'in aydınlık yolunu göstersin
22.09.2006 t. a