Güveni Kötüye Kullanma'ya Takipsizlik Kararı Hk.
Merhabalar.
Öncelikle forumda ilk defa konu açtığın için yanlış bir bölüme açmış olabilirim konumu. Şimdiden özür dilerim.
Başımdaki sorunun kısacası şöyle.
Gayri resmi ortaklık yaptığımız arkadaş ortaklığımızın 17. gününde ortaklığı sonlandırmak istedi ve bende kabul ettim. Dükkanın kiracısı olarak ortağım gözükmekteydi ve içerisinde bulunan teçhizatlar bana ait. Ortaklığın sonlanması ile ortağım işe devam etmek isteğini bunun için kendi teçhizatını alacağını ve 10 gün süre ile bana ait olan teçhizatı kullanmak istediğini söyledi ve bende kabul ettim. 10 gün sonra eşyalarını almaya gittiğimde ortaklıktan kalma borçlarımın olduğunu ve ödememem halinde eşyalarımı vermeyeceğini söyledi. Bende para ödemedim ve kendisini mahkemeye vereceğimi söyleyerek ayrıldım.
Soluğu savcılıkta aldım ve konuyu savcıya anlattım. Savcı güveni kötüye kullanma olarak soruşturma başlattı. Benden malzemelerime ait faturaları istedi ve bende teslim ettim. Geçtiğimiz gün elime takipsizlik kararı geldi. Kararda kısaca borçlu olduğum için ortağımın eşyalarıma el koyabileceği, bunun hukuki olduğu ve kamuyu ilgilendiren bir konu olmadığı yazıyor.
Sormak istediğim şu.
- Borç / alacakla alakalı herhangi bir resmi evrak ( çek, senet vb. ) yokken savcı nasıl oluyor da beni borçlu karşı tarafı alacaklı sayıyor?
- Madem alacaklılar borçluların mallarına bu kadar rahat el koyabiliyor icra daireleri neden var?
- Şahit gösterilen şahıslar hiç dinlenmeden poliste sadece bu konuyla ilgili bilgin var mı? sorusuna evet cevabı verilip bırakılıyor. Savcılıkça çağırılmıyor.
- Bir üst mahkeme olan Ağır Ceza Mahkemesine itirazımı nasıl yapmalıyım?
Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.
Cevap: Güveni Kötüye Kullanma'ya Takipsizlik Kararı Hk.
Güveni kötüye kullanma suçu yok. Ortada hukuki bir borç alacak ilişkisi var. Şartları varsa ve sizin de borcunuz varsa bu mallar üzerinde TMK 950 ye göre hapis hakkını kullanabilir. Bir avukatla görüşün.
Madde 950
-Alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması hâlinde, borç ödeninceye kadar hapsedebilir. Zilyetlik ve alacak ticarî ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılır. Alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olur.
Cevap: Güveni Kötüye Kullanma'ya Takipsizlik Kararı Hk.
Cevabınız için teşekkürler.
Ancak borç olduğu iddiası var ben borcu kabul etmiyorum ve borçla alakalı resmi bir evrak yok. Ve ben mallarımı rızamla borca karşılık rehin vermedim, işini görmesi için emanet olarak verdim.