Yaklaşık 3 senelik bir mücadelenin ardından işe iade davam lehime sonuçlandı. 2014 yılı haziran ayında sürecin başında çok araştırmama rağmen internet üzerinden yeterli bilgiye ulaşamadım. Bu nedenle tüm süreci sizlerle paylaşmak istedim. Umarım faydası olur.
Ege Bölgesi ağırlıklı K... perakende şirketinin Marmaris mağazasında çalışırken bölge direktörümün ricası ile 2012 yılında Ankara Keçiören mağazasına departman şefi olarak atandım. (kabul etmeme şansım vardı). Ankara ya atamam çıkınca evimi atandığım mağazaya 29 km uzaklıktaki Balgat civarından tuttum.2013 yılında şirketin açmış olduğu opsiyonlu programa katıldım (görevde yükselme). Bu programda yaklaşık 18 aylık bir eğitimden sonra grup müdürü olarak atanacaktım. Yeni mağazamda ki görevime ilk başladığımda 4 tane grup müdürü vardı. Eğitim sürecimin 6. ayında bu sayı 2 ye düştü ve bu 2 grup müdüründen biri bendim (maaşımda hiç bir artırım yapmadan eğitim adı altında bu görevi yaptırdılar). Bu eğitim süreci boyunca hiç bir eğitim verilmedi, sadece eğitim dokümanlarını kendim edinerek bir şeyler yapmaya çalıştım. Her ay mağaza müdürümle yapmak zorunda olduğum eğitim değerlendirmemi kopyala + yapıştır şeklinde hazırlanan değerlendirme formları ile yaptılar.(duruşma evraklarını incelerken bu değerlendirmelerle ilgili karşı tarafın geriye tutanaklar hazırladığını da tespit ettik). Tüm bunlar olurken mağaza müdürüm beni düşündüğü için(!) evimin iş yerime uzak ve kiramın yüksek olması, yol parası veriyor olmam v.b. nedenlerle evimi mağazaya yakın bir yere taşımam konusunda ısrarcı olmaya başladı. Evimin mağazaya yakın olması durumunda iş yerinde daha fazla vakit geçirebileceğim, canı her istediğinde çağırabileceği, gece çalışmalarında beni daha rahat kullanabileceği gibi düşünceyle yapmadı (!) tabi ki. Bense her defasında bu talepleri, eğitimde olmam ve başka mağazaya atanma ihtimalim olması nedeniyle reddettim. 2014 yılı nisan ayı döneminde mağaza müdürüm atamamın hali hazırda çalışmakta olduğum Keçiören mağazasına yapılacağını ve evimi taşıyabileceğimi söyledi (şahitlerle sabit). Evimi taşıdığım gün ise bana telefon açıp bu defa evimi taşımamı söyledi. Evimi taşıdığımı ve yapabileceğim bir şey olmadığını söyledim. Süreç de bundan sonra başladı zaten. Bana bağlı çalışanların izne ayrılırken benim imzalamam gereken formların bana imzalatılmaması, personel terfilerinde görüşlerimin alınmaması, personelimle benim yapmam gereken performans görüşmelerinin ben yokken mağaza müdürü tarafından yapılması, opsiyonlu programda bulunan diğer adaylara verilen eğitimlere çağrılmamam, kullanmış olduğum bilgisayarın eğitim ihtiyacı (!) ile başka odalara alınması gibi durumlarla karşılaştım. Ve tüm bunlar olurken atamamı taşınmadan önceki evime yakın olan mağazaya yaptılar. Haliyle evimi istekleri doğrultusunda taşıdığım için kabul etmedim. Avukat desteği alarak atamama kararını yazılı olarak vermelerini istedim. Bilgisayardan çıktı alarak imzasız, kaşesiz bir kağıt parçasını bana verip imzalamamı istediler. Önce mağaza müdürünün(MM) imzalamasını istedim. Ancak MM imzalamadı ve bir iki telefon görüşmesi yaptıktan sonra düşünmem için bana zaman tanımak istediklerini söyleyerek formu geri aldı ve bana bırakmadı. Fırsatını bulup resmini çektim. Formda tamamen alanım dışı olmasına karşın ( gıda dışı alanında çalışıyordum) taze gıda departman şefi olarak atandığım yazıyordu.
Yaklaşık 1 aylık süreçten sonra bölge direktörü benimle görüşmek istedi. Aslında halihazırda çalıştığım mağazada kalmam da, eğitimime aynı mağazada devam etmem de bir sakınca olmadığını ancak isyan eder tarzda yaklaşımım olduğunu, bunun diğer çalışanlar nazarında olumsuz olacağını (diğer mağaza değişikliklerini sekteye uğratacağı) söyleyerek, herhangi bir mağaza seçebileceğimi ancak "tükürdüğünü yalamak istemediği" için aynı mağazada kalamayacağımı söyledi.( birebir görüşme olduğu için şahidim yok, dava dilekçesine bunları yazmadık). Araya başkalarını sokarak ikna etmeye çalıştılar ancak kabul etmedim.
Opsiyonlu eğitim programının başında imzalatılan formda ve iş sözleşmesinde "şirketin belirleyeceği herhangi bir mağazada çalışabilirim" maddesi olduğunu da belirtmek istiyorum.
Ciddi olduğumu ve avukat desteği aldığımı gördükleri için konuya daha dikkatli yaklaşmaya başladılar. Haziran ayının ortasında tebligatla (imzaların hepsi tamamlanmış halde) atama yazımı verdiler. 6 iş günlük cevap süremi kullanmak istediğimi belirtip “yasal haklarım saklı kalmak koşuluyla” yazarak tebligatı imzaladım. Avukatım o ana kadar yaşadıklarımızı özetleyen bir ihtirname hazırladı. İhtarnamede evimi MM nin isteği ile taşıdığımı, yol yardımı yapılmadığını, evimi taşırken şirketten maddi destek almadığımı, yeni mağazadaki görevimle ilgili herhangi bir eğitim verilmediğini ve en önemlisi (bilirkişi raporu ve mahkemenin gerekçeli kararında üzerine vurgu yapıldı) terfi hakkımdan feragat ederek mevcut görevim olan departman şefi olarak çalışabileceğimi yazdık. Noter kanalıyla şirketin İzmir de ki genel merkezine ihtarnameyi çektim. Yeni görevime başlamam konusunda ikinci tebligat da yapıldı. Aynı şekilde “yasal haklarım saklı kalmak koşuluyla” yazarak tebligatı aldım. Haziran ayı sonunda yaptıkları son tebligatla “verilen görevi yapmamakta ısrar etmem” nedeniyle iş kanunun 25/2. Maddesi uyarınca sözleşmem tazminatsız olarak fesih edildi.
İşe iade davası için 30 günlük hak düşürücü süre var. O yüzden sözleşme fesih tarihinden itibaren 30 gün içinde davayı açmanız gerekiyor. Avukata vekaleti verip istemiş olduğu evrakları gönderdikten gerisini avukatım halletti. Bu arada şirketin beni iş kanununun 25/2. maddesine dayanarak işten çıkarması nedeniyle alamayacağımı bilmeme rağmen, işe iade davası sonucu hak iddia edebilmek için İşkur’a giderek işsizlik maaşı başvurusunda bulundum. Haliyle reddedildi. Hemen ardından yine aynı neden ve amaçla kabul edilmeyeceğini bildiğim halde önceden yaptırmış olduğum özel işsizlik sigortasına başvurdum ve red cevabı aldım.
Gelelim dava sürecine. İlk duruşmalarda hakim her iki tarafın şahitlerini dinlemek işitiyor. Şahitlerinizi mahkemede hazır etmek sizin sorumluluğunuzda. 2 tane şahit gösterdik. Şahitlerimden birisi hemen duruşmaya geldi ve hakim onu dinledi. Ancak Ankara da ki şahidime tebligat ulaşmadığı için davam yaklaşık 6 ay uzadı. Burada avukatınızı ve şahitlerinizle sürekli irtibat halinde olmanızda fayda var. Sadece bir tebligatın ulaşmaması ve şahidin dinlenmemesi nedeniyle dava uzuyor. Yaklaşık 1 sene bu safha sürdükten sonra dava bilirkişi aşamasına geldi. Kasım 2015 de bilirkişiye gönderilen dava için rapor eylül 2016 da geldi. Yani bilirkişi raporu yaklaşık 1 senede geldi. Tüm bunları göz önünde bulundurarak avukatınızla sık sık iletişime geçmenizi tavsiye ederim.
Bilirkişi raporun özetine gelince;
-İşveren mağaza değişikliği yapabilir, ancak bunu keyfi olarak yapamaz.
-Şahit ifadeleri ile sabit olmak üzere işveren çalışanın evini önce taşımasını istemiş sonrasında tam tersi istikamette atama yapmıştır, bu ise hakkaniyetli değildir.
-Yol ücreti verilmemiş veya servis sağlanmamıştır.
-Çalışan yeni atandığı görevle ilgili eğitim almamıştır ve işinde esaslı değişikliğe gidilmektedir.
-Terfi hakkından feragat edip mevcut konumunda ve görevinde çalışmayı kabul etmesine rağmen bu isteği dikkate alınmamıştır.
Tüm bu nedenlerden dolayı bilirkişi feshin geçersiz olduğu yönünde görüş bildirdi.
Bilirkişi raporundan hemen sonra ki duruşmada lehime karar verildi. Tüm bu süreç yaklaşık 28 ay sürdü.
Dava sonucuna karşı taraf itiraz etti ve dava istinaf mahkemesine taşındı. Yaklaşık 3 aylık bir süre sonunda karar yine lehime çıktı. Ancak karşı taraf yine itiraz etti ve davayı Yargıtay a taşıdı. Yargıtay ilk başvuruyu karşı tarafında harcı yatırmamış olmaması nedeniyle kabul etmedi ki, bu da yaklaşık 1 ay sürdü. Karcı taraf harcı yatırdıktan sonra Yargıtay davayı görüşüp yine benim lehime onadı. Yargıtay kararının iş mahkemesine gelmesi ve ardından taraflara tebliği derken 1,5 ay daha geçti. Kararın tebliğinden sonra yine noter kanalıyla işe başlama isteğimizi, kabul edilmemesi halinde tazminat talebimizi ilettik. 1 aylık cevap hakkının sonunda yani haziran 2017 yılında paramı alabildim.
İşkur ve özel işsizlik sigortası yaptırmış olduğum şirkete dava evrakları ile başvurumu yaptım, sonucu sizlerle yine buradan paylaşıyor olacağım. İnternette yaptığım aramalarda olumsuz sonuçlanır diyen de gördüm, olumsuz sonuçlanır diyende. Avukatım başvuruyu yapmamı ve parayı alacağımı, aksi durumda tekrar dava açacağımızı söyledi.
Bir diğer konu işe iade davasının kanuna göre yaklaşık 8 ay sürmesi gerekirken 3 senede bitmiş olması. Anayasa Mahkemesi nin uzun süren işe iade davaları ile ilgili hükmetmiş olduğu tazminat kararları var. Bu yönde de başvuru yapmayı düşünüyorum, bunun sonucunu da sizlerle paylaşacağım.
Belki benzer durumda olanlar vardır diye yaşadıklarımı paylaşmak istedim. Lütfen benim yaşadıklarıma göre hareket etmeyin, yönlendirmek için değil fikir sahibi olmanız açısından paylaşıyorum.
