Printable View
İş hukuku açısından maddi ve manevi davalar süresi içinde açıldığı halde ancak bir çok gerekçe ile bir türlü sonuca varamayan mahkemedeki dosyalar için borçlar kanunu 125. maddesini düzenleyen Mururu zaman (zaman aşımı) geçerli olup olmadığı ile ilgili olarak yardımcı olursanız çok memnun olurum ilginiz için şimdiden teşekkür ediyorum.
Davanın süresi içerisinde açılması zaman aşımını durdurur. Dava ne kadar sürerse sürsün bu süre artık çalışmaz. Örnek vermek gerekirse;
kıdem tazminatı alacağında zaman aşımı süresi 10 yıldır ve süre işten ayrılmakla çalışmaya başlar, işten ayrıldıktan 9 yıl 11 ay sonra açılacak bir kıdem tazminatı alacak davası, süresi içerinde açılmış demektir ve dava isterse 5 yılda sonuçlansın zaman aşımı olduğu iddia edilemez diye düşünüyorum, ancak hukukçu üyelerin de görüşlerini almanızda fayda var.
Selamlar,
Öncelikle görüşünüz için teşekkür ediyorum.
ancak zaman aşımı kavramının dava açıldıktan sonra işlemeyeceğine dair bir hükmün bulunması gerekecektir. Bu noktada hukukçu katılımcılarının görüşleri konu yu sonuca bağlayacak nitelikte...
Ek olarak ' da Borçlar kanunun'dan ilgili madde aynen şöyle ;
I - Müddetler:
1 - On senelik müruru zaman
Madde 125 - Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dava on senelik müruru zamana tabidir.
Görüleceği üzre bir dava dan bahs edilmekte ve davanın 10 senelik bir ömrünü dile getirmekte bu da açılmış bir davanın zaman aşımını durduramayacağına dair görüşleri destekler mahiyette....
0818
BK.
BİRİNCİ KISIM
Umumi Hükümler
ÜÇÜNCÜ BAP
Borçların Sukutu
(F) Müruru zaman
IV - Müruru zamanın kat'ı
1 - Katı sebepleri
Madde 0133: Aşağıdaki hallerde müruru zaman katedilmiş olur:
Borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde.
Alacaklı dava veya defi zımnında mahkemeye veya hakeme müracaatla veya icrai takibat yahut iflas masasına müdahale ile hakkını talep eylediği halde
not: kat'ı= kesilmesi
İş hukuku açısından maddi ve manevi tazminat davalarında zaman aşımını soruyosanız; bu davaların 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu çok açıktır. Ayrıca kıdem ve ihbar tazminatlarında da 10 yıllık zaman aşımı vardır. Ancak uygulamada dikkat edilmesi gereken hususlar vardır.
Şöyle ki; biz davayı açarken gerçek rakamı bilmiyoruz ve gerçek rakam ancak yargılama aşamasında bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkıyor.
Siz bir maddi veya manevi tazminat davasını dokuzuncu yılda açmışsanız henüz rakalmar netleşmeden zaman aşımı dolabilir ve ıslah hakkınızı kaybedersiniz.
Çünkü zamanaşımı sadece dava dilekçesinde istediğiniz rakam için kesilmiştir, gerisi için zaman aşımı işlemektedir. Bu nedenle bilirkişi tarafından yapılan tespitten sonra yapılacak ıslahın da zamanaşımı süresi içinde yapılması gerekir.
Selamlar.
sayın Bilgili;
Öncelikle katılımız için teşekkür ederim.
Dava dilekçesinin Mahkemeye intikali ve davanın açılması rakamlar netleşmediğinden zaman aşımını sadece konu edilen rakamlar için dur dura bilmektedir.
Mahkemenin onayıyla atanmış bilir kişi raporlarıyla onaylanmış rakamlar mahkemece kabulü ile kesinleştiğinden buradaki rakamlarda zaman aşımını durdurmakta, zaman aşımı kapsamında değerlendirilememektedir.
Bu yargım eğer doğru ise ;
10 yıllık zaman aşımı süresi içinde eğer mahkeme sonuçlanmassa dava dosyasında kesinleşen bu rakamların hukuki bir değeri kalırmı?
sonuçlanamayan bir dava zaman aşımına uğrarsa ve zaman aşımına uğrama sebebi olarak asli kusurların araştırılması veya adaletin yerine getirilmesi adına yapıla bilecekler varmıdır?
Teşekkür ederim.
Maddi ve manevi tazmiantla ilgili istediğinizi rakamları mutlaka 10 yıllık zamanaşımı içinde istemeniz gerekir.
Zaten manevi tazminattta ıslah yolu kapalı olduğundan başlangıçta yani davayı açarken manevi tazminat isteğinin miktarını tam olarak yazmalısınız. Çünkü bunu değiştirme şansınız yoktur.
Maddi tazminatta ise ıslah şansı vardır, ancak ıslahın da 10 yıllık zamanaşımı içinde yapılması gerekir.
Bilirkişi raporunda rakamın belirlenmesi zamanaşımını durdurmaz, bilirkişi raporunda belirlenen rakamadan ilk istediğiniz kısmı düşererek bakiyesi kadarı için ıslah (ilave talep) yaparsınız.
Selamlar.
merhaba
bahsettiğiniz ıslah kanununu anlayamadım biraz açıklama yapabilirmisiniz? benim de kıdem ve ihbar alacaklarımdan dolayı elimde mahkeme kararları var fakat alacaklarımı alamıyorum.
bu bahsettiğiniz borçlar kanunuyla almam mümkün olabilirmi?
teşekkürler
Islah kanunu diye bir kanun yok. Islah, yargılamayı düzenleyen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda (HUMK) düzenlenen bir durumdur.
Ancak sizin sorduğunuz konunun bizim izah ettiğimiz zaman aşımı ve ıslahla bir ilgisi yok. Sanıyorum siz davayı kazandınız ama işveren kayboldu veya mal varlığı kalmadı diye tahsilat yapamıyorsunuz. Bu durumda işinizin zor olduğunu üzülerek söylemek durumundayım.
Yine de kolay gelsin. Selam.
Zaman aşımı ile ilgili benimde bir sorum olacak. Eşim Peyzaj Mimarları odasına 1997 yılında üye olmuş ancak oda onu, o'da odayı unutmuş. Taki geçen hafta odanın geriye dönük 12 yıllık üyelik aidatı için icra tebligatı yollayana dek. 12 Yıldır hiç bir uyarı tebligat yok. Adres aynı adres. Avukat bir arkadaşımla görüştüm düzenli ödeme olduğu için tebligata gerek yok dedi. Tamam da insanlık namına da mı gönderilmez? Neyse az önce aklıma takılan ve buraya yazmama sebep olan zaman aşımı mevhumunu sormak istiyorum. Bu tür borçlar için böyle bir zaman aşımı var mıdır?