Sağlık raporu ve hak kayiplari

Öncelikle iyi günler dilerim.

Sorumu kısaca açıklamam gerekirse;

Tsk mensubuyum

2011 senesinde hipertansiyon tanısıyla uçuştan men edilerek sınıf değişikliği aldım. Bu karara itiraz ettim fakat itiraz hastanesinde yine önceki karar dikkate alınarak hakkımda düzenlenen karar geçerli sayıldı, sonrasında 2.itiraz muayenesine gönderildim ve yine aynı diğer kararları alarak hakkımda düzenlenen tanı ve karar kesinleşti.

2016 yılı 669 khk gerekçesiyle tekrar muayene hakkı verilmesi suretiyle MSB ve Sağlık bakanlığı tarafından oluşturulacak heyet ile tekrar muayene sürecine girdim ve hakkımda düzenlenen "hipertansiyon" tanısı kaldırıldı yerine uçuşa herhangi engel teşkil etmeyen Labil tansiyon yani halk diliyle hastane- beyaz önlük korkusu tanısı konularak uçuşa tekrar dönüşüm sağlandı. hakkımda hipertansiyon tanısını koyan doktor fetö zanlısı sıfatıyla hem atıldı hemde tutuklandılar.

hipertansiyon rahatsızlığının geçen iyileşen bir rahatsızlık olmaması sebebiyle geçmişe dönük hak kayıplarım ve maddi manevi yıpranmalarımı mesleğimden geri plana atılmamı üstüne eklersek ne gibi hak iddaa edebileceğim ve nasıl bir yol izleyeceğimi siz değerli site üyelerinden talep etmekteyim. şimdiden cevaplarınıza teşekkür ederim

Merhaba,

Öncelikle, mesleğinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisinin (doktor) anlattığınız bu eylemi Ceza Kanunlarımıza göre suçtur. Koşulları var ise bu doktorun, resmi belgede sahtecilik veya görevi kötüye kullanma veya görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak üzere iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarından ceza alması mümkündür.

Öncelikle yapılması gereken hakkınızda gerçeğe aykırı raporlar tanzim eden kişi/kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmaktır. Soruşturma sırasında tedavi evraklarınız ilgili kurumdan getirtilecek, bu kişilerin ifadesi alınacak ve dosya önceki tedavi evraklarınız ile birlikte, Adli Tıp Kurumu'na sevk edilecektir.

Hipertansiyon hastalığının iyileşme olanağının bulunmadığı yönündeki iddianızın doğru olduğu varsayımı ile, Adli Tıp Kurumu'ndan alınacak rapor sonrasında kişi/kişiler hakkında ceza davası açılacak ve kuvvetle muhtemel bu kişilerin cezalandırılmasına karar verilecektir.

Maddi ve manevi tazminat talebinize gelince,
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur.

Anayasa'nın, "Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir." hükmü ve paralel şekilde 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın (kişilerin uğradıkları zararlar başlıklı) 13. maddesindeki "kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine DEĞİL ilgili kurum aleyhine dava açarlar." hükümleri gereğince, maddi ve manevi tazminat davasının, bu kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumuna karşı idari yargıda ikame edilmesi gerekmektedir.

Fakat bu (davanın idare mi yoksa doktor aleyhine mi açılacağı) konusunda, doktorun kusurunun hizmet kusuru mu yoksa kişisel kusur mu olduğu üzerinde durmak gerekir. Bu duraksama da, soruşturma ve kovuşturma sonunda anlaşılacaktır.

Saygılarımla.