SGK'ya reçete kesintisi davası
SGK Türkiye genelinde eczanelerden her ay haksız reçete kesintisi yapmakta. Bu reçete kesintisi SGK'ya gelir kapısı olmuş durumda. SGK komisyonuna reçete kesintisine itiraz yapılıyor, eğer haklı bulunmazsa Ankara'ya üst komisyona gönderiliyor. Üst komisyondan da olumsuz cevap geldiğinde ya da 60 gün içinde cevap gelmediğinde dava açma hakkımız doğuyor. Bu davanın idari yargıda açılmasını düşünmekteydim ancak aynı şekilde sulh hukuk mahkemelerinde açılmış ve yargıtay tarafından da onanmış davalar var. Görevli mahkeme kesin olarak neresidir? Ayrıca dava dilekçesini nasıl güçlendirebiliriz?
Cevap: SGK'ya reçete kesintisi davası
SGK bir Devlet kurumu olduğundan yetkili mahkeme idare mahkemesidir. Sulh hukuk mahkemesinde açılıp da Yargıtay tarafından onanmış davalar olduğunu ileri sürmüşsünüz. Bunun bir örneğini yayınlar ya da linkini verirseniz sevinirim.
Bundan öte hangi ülkede, hangi idare mahkemesinin, hangi hakimin SGK'yı haksız bularak işlemi iptal edip sizi haklı çıkaracağını umduğunuzu da merak etmiyor değilim doğrusu.
Cevap: SGK'ya reçete kesintisi davası
Alıntı:
karavelioglu rumuzlu üyeden alıntı
SGK bir Devlet kurumu olduğundan yetkili mahkeme idare mahkemesidir. Sulh hukuk mahkemesinde açılıp da Yargıtay tarafından onanmış davalar olduğunu ileri sürmüşsünüz. Bunun bir örneğini yayınlar ya da linkini verirseniz sevinirim.
Bundan öte hangi ülkede, hangi idare mahkemesinin, hangi hakimin SGK'yı haksız bularak işlemi iptal edip sizi haklı çıkaracağını umduğunuzu da merak etmiyor değilim doğrusu.
Antalya Eczacılar Odası hukuk müşaviri SGK'nın haksız kesintileri hakkında birçok dava açmış ve hepsi de Yargıtay'dan kendi lehine dönmüş. Sulh hukuk mahkemesinde ve asliye hukuk mahkemesinde açılmış davaların olduğu bir iddia olarak askıda değil; gerekçeli kararının örneğini görmüş biri olarak kesin bir şekilde belirttim. Haksız kesintileri gelir kapısı haline getirmiş, bu kesintilerden yılda 65 milyon TL gelir sağlayan SGK'yı -haklı olarak- haksız bulan vicdan sahibi ve tarafsız hakimler varmış çok şükür.
Yargıtay kararlarından ikisinin örneği var elimde, sizinle birisini paylaşıyorum.
13. Hukuk Dairesi 2014/26470 E. , 2015/23063 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile aralarında ilaç teminine ilişkin protokol bulunduğunu, davalının kurumun, provizsyon sisteminin onay vermesi üzerine sigortalısı hastaya teslim edilip kuruma fatura edilen ilaç bedelini ilacın SUT hükümlerine göre ancak 3 hekimden oluşan raporla verilebileceği, tek hekimin yazdığı ilaç bedelinin ödenmesinin mümkün olmayacağı gerekçesi ile ödemediğini, hakedişinden bu sebeple yapılan 8.873,72 TL kesintinin kendisinin kusurunun bulunmaması nedeniyle haksız olduğunu ileri sürerek kesintinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı işlemin usule uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava eczacılık protokolü hükümlerine göre eczanenin hakedişinden yapılan kesinti yönünden muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Böbrek hastası sigortalıya tek hekim tarafından yazılan reçetede yer alan ilacın SUT'un 4.5.4.d.2.2. maddesine göre ancak 3 hekimin hazırlayacağı raporla verilebileceğini gözeten kurum eksikliğin ihtara rağmen giderilmemesi üzerine reçete bedeli 8.873,72 TL yi davacının hakedişinden kesmiştir. Davacı, reçete sisteme girildiğinde herhangi bir uyarı çıkmaması üzerine yıllardır aynı tıbbı ürünü kullanan hastaya ilacı verdiğini, sistem uyan vermiş olsaydı kuruma fatura etmesinin mümkün olmayacağını, provizyon sistemindeki teknik aksaklık nedeniyle kendisinin mağdur edildiğini dile getirmiştir. Kesintiye konu ilaçların hastaya teslim edildiği çekişmesizdir. Uyuşmazlık SUT hükümlerine göre 3 hekimin yazacağı ilacın tek hekimin yazdığı reçete ile karşılanamayacağı kararlaştırılmakla birlikte, medulanın işleme onay vermesinden kaynaklanmaktadır. Hükme dayanak bilirkişi raporunda ilaç takip sisteminin tek başına kontrol mekanizması sayılamacağı eczacının da SUT hükümlerine göre reçetelerin yerindeliği kontrol etmesi gerektiği mütalaa edilmiş ise de, kurumun bizzat kendisinin bilgi yükleyerek oluşturduğu ve tek denetleyicisi olduğu sistemin onay vermesi ile hastaya ulaştırıldığı sabit olan ilacın kuruma fatura edilmesinde eczacı davacıya atfı kabil kusur bulunmadığının kabulü gerekir. Mahkemece bu husus gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 2.7.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Cevap: SGK'ya reçete kesintisi davası
Sanıyorum taraflardan birinin tacir olması nedeni ile asliye hukuk mahkemesi bu davayı sonuçlandırmış. İlacı alan böbrek hastası açmış olsaydı (burada 3. şahıs durumunda olduğundan dava açmasını gerektirir bir durum yok) görevli mahkemenin idare mahkemesi olması gerekirdi.
Aslında temyize konu olan ilk kararın gerekçesini de merak ediyorum. Olay apaçık ortada iken nasıl eczacı aleyhine karar verilmiş görmek açısından.
Şu da var ki bu Yargıtay kararı üzerinden iki yıla yakın bir zaman geçmiş. Bu ülkede hoşa gitmeyen yasalarda bir gecede değişiklik yapılabiliyor artık. Yasa, mevzuat değişince hakimin elinden de bir şey gelmiyor.