Rektörün Cep Telefonundan Akademisyene Emir Vermesi Yasal mı?

Evet arkadaşlar,
bu konuyla ilgili yargı kararı arıyorum. Rektör kafasına her estiğinde "odama gel" demesi ve bunu benim özel numaramdan yapması sonra da "ben çağırdım gelmedi" deyip soruşturma açması hangi yasaya nasıl uygundur?
Ben akademisyen miyim yoksa rektörün özel uşağı mı?
Rektörün çağırdığı konuyu da yazayım el,mde whatsapp yazışmaları var: Kurumdan 2 sene önce atılmıştım bu sene geri döndüm maddi haklarımın eski rektörden rücusunu istedim bunun da zoruna gitmiş zırt pırt bana kumpas kurma peşinde. Odaya gitsem bu sefer tehdit ediyor küfür ediyor. İnsan sabrını tüketen birşey. Yanındakiler de zaten o küfür etse de gelip şahitlik etmezler. Ben bu kadarını aramıyorum zaten sadece gerçekten sabah 8 akşam 5 arası her an beni telefondan "odama gel" demesi yasal mıdır?

Bir amirin astını çalışma saatleri içinde yanına çağırması gayet doğal bir şey.Yani yanına çağıramaz gibi bir kanun maddesi veya yönetmelik olması elbette düşünülemez.

Engin Bey, bizde sözlü emre itaat yok polis ya da askerdeki gibi. Yönetmeliğin tek maddesinde dahi geçmiyor. + bizde çalışma saati de yok. Pek çok yargı kararı var buna ilişkin. Yani çalışma saati içinde çağırması açısından olağan ise bizi kapsamıyor diyebilirim o zaman.
(Bir de bizde odaya çağırma genellikle emir değil aşağılamadır nasıl desem yazılı olmayan bir çeşit kural zaten GERÇEKTEN emir verse ona bir itirazım yok )

Hukuk niyet okumayla yürümez.Beni normal çağırabilir ama iş için değil gıcıklığına çağırıyor diye bir şeyle hukuki hak iddia edemezsiniz.Rektör elbette kendisini dikkate almayan, dinlemeyen personele tutanak tutabilir yaptırım uygulayabilir.

O zaman mobbingin hukukta yeri olmaması gerekirdi?
*Kendisini dikkate almayan personel= niyet okuma değil mi?
[[
*kasten öldürme/taksirle yaralama--> niyet?
*...sanığın şüpheliyi rahatsız etmek maksadıyla defalarca aradığı anlaşıldığından.. --> MAKSAT?
*görevi kötüye kullanmak--> niyet??
*medeni hukukta iyiniyet ilkesi--> iyi niyet??
*HMUK422iydi galiba:....art niyetli davacı-->artniyet??
+doktorun neşterle kesmesi ile birinin bıçaklaması aynı o zaman. niyet okuyamayız ikisi de bıçaklıyor mu diyeceğiz?
]]
son olarak dediğinizin tam tersine "mahkemeler şekilci karar veremez" diyen AIHM kararı da var yoksa şekil olarak bir doktorun neşterle kesmesi ile bir adamın bıçaklanması aynı, orada da istemesek de niyete bakıyoruz biri ameliyat amaçlı diğeri öldürme niyeti.

Arkadaşlar belki yardımı olur birilerine konuyu derinlemesine araştırdım
1) Tahmin ettiğim üzere akademisyen memurun disiplin hükümlerine doğrudan tabi değil bununla ilgili danıştay kararları da var 2 farklı danıştay kararı + AYM kararı var.
2) Akademisyenin mesai saati koşulu tam olarak yok bu konuda da AYM kararı mevcut
3) "Telefondan emir" meselesine gelince: Tutanak tutulmadan zaten kanıtlanamaz, tutanak tutulması içinİSE en az iki imza lazım telefonda konuşulan kişi imza atamayacağına göre 3'cü bir kişinin konuşmayı "izinsiz dinlemesi" gerekiyor ki bu da zaten TCK131-135 ihaline giriyor
4) Mobbing amacıyla sürekli aşağılama amacıyla odaya çağırmak da zaten yasal değil.

Belki yıllar oldu üniversitenizle ve çalıştığınız, ilişki içinde olduğunuz kişilerle sayısız sürtüşmenizi kavganızı anlaşmazlığınızı yazdınız.Kurumuzla ve oradaki kaç farklı kişiyle sorun yaşadığınızı ben bilmiyorum belki sizde sayamadınız.Bunun sebebini özetler nitelikte bir yazı yazmış üstüne de beklediğiniz ancak gelmeyen cevabıkendi kendinize vermişsiniz.O zaman doktorun ameliyat yapmasıyla, adam bıçaklamak aynı şey demogojisi de herhalde bir ortaokul çocuğuna bile mantıksız gelecek ölçüde.

Sonuç olarak hoca asistanını, rektör personelini, patron çalışanını yanına çağırır, şöyle yapalım böyle yapalım veya yap, et der.Bunlar sizin her şeyi hukuki sandığınız gibi şeyler değil.Hayatın olağan akışı işinde harfi harfine yazılı olmayan kurallardan.Bunu anlayamayanlar ise hayatı zorlaştıracak bu gibi şeyleri hayatın çoğu döneminde yaşar.

Alıntı:

---

Engin Ünalmış rumuzlu üyeden alıntı

Belki yıllar oldu üniversitenizle ve çalıştığınız, ilişki içinde olduğunuz kişilerle sayısız sürtüşmenizi kavganızı anlaşmazlığınızı yazdınız.Kurumuzla ve oradaki kaç farklı kişiyle sorun yaşadığınızı ben bilmiyorum belki sizde sayamadınız.Bunun sebebini özetler nitelikte bir yazı yazmış üstüne de beklediğiniz ancak gelmeyen cevabıkendi kendinize vermişsiniz.O zaman doktorun ameliyat yapmasıyla, adam bıçaklamak aynı şey demogojisi de herhalde bir ortaokul çocuğuna bile mantıksız gelecek ölçüde.

Sonuç olarak hoca asistanını, rektör personelini, patron çalışanını yanına çağırır, şöyle yapalım böyle yapalım veya yap, et der.Bunlar sizin her şeyi hukuki sandığınız gibi şeyler değil.Hayatın olağan akışı işinde harfi harfine yazılı olmayan kurallardan.Bunu anlayamayanlar ise hayatı zorlaştıracak bu gibi şeyleri hayatın çoğu döneminde yaşar.

---

Engin Bey yazdığınız mesajın benim yazdığımla çok da ilgisi yok aslında en baştaki mesajdan beri böyle. Sizinle iletişimsizlik yaşıyoruz zira evet burada yazdığım herşeyde "sonuç alamaszın" diyorsunuz ama ben gerçekten mahkemelerde kazanıyorum. Dediğimi farklı anladığınızı anlıyorum aslında ama size nasıl anlatabileceğimi gerçekten bilemiyorum. Belki mesajımı tam okumuyorsunuz üstten okuyorsunuz belki benyanlış yazıyorum ama Kırıcı şeyler yazmışsınız biraz, belki günlük stresten olabilir bu yazdıklarınız, kendinizi benim yerime koyup okursanız anlarsınız sanıyorum ama "istediği cevap gelmeyince ağlayan" üyelerden olmadığımı en iyi sizin bilmeniz gerekir. Size demogoji gibi gelen saçma gelen şeylerin nedeni belki anlatmak istediğimi anlatmak istediğimden farklı anladığınız için olabilir ya da ben anlatamamışımdır benim hatam ya da gerçekten saçmalıyor olabilirim ya da sadece fikir ayrılığı olabilir ya da başka sebebi olabilir ama kırıcı olmanıza gerek yok. Madem o kadar rahatsız oldunuz paylaşımlarımdan çok da buraya aktarmamaya çalışırım ne diyeyim. Niyetim kimseyi üzmek kırmak değil. Saygılar.

Benim de kesinlikle niyetim sizi kırmak değil.Bildiğim doğruyu söylemek.Ben gerçekten bazı şeyleri yanlış anlamış kişileri kendi doğru bildiklerimle uyarmak istiyorum.Tamam bura hukuk forumu ama biz her şeyi hukuka taşımaya çanak tutan kişiler değiliz.

Şu bir gerçek, ve yıllardır burada bunu anlatmaya çalıştım.Her şeyin çözümü hukukta değildir.Yani bir çalışanın hukuki hakları var, ancak bir kişi çıkıp ben hem çalıştığım yerle mahkemelik olayım yani bir yerde hasım olayım ve aynı yerde hukuki haklarım sayesinde çalışmaya devam edeyim dediği an buları yaşaması kaçınılmaz.Bu istek hukukun sağlayabileceği bir şey değil.Tamamen insani bir şey.

Siz belki çok başarılı bir akademisyen olabilecekken, tamamen hukuka yaslanıp onun buna hakkı yok, şu hukuken bunu yapamaz işlerine öyle girmişsiniz ki bu gerçekliği görmüyorsunuz ve kendi şahsi fikrim en çok kendinize zarar veriyorsunuz.Burada size rektörün dediğini(ki rektör üniversitenin cumhurbaşkanıdır) yapmasan da olur aha bilmem kaça bilmem kaç maddesi gibi bir şey söyleyelim istiyorsunuz.Öyle bir madde olmadığı gibi olsa dahi hayatın gerçekliği içinde işlevi olamaz.

Daha önce de iş yerini mahkemeye verip aynı iş yerinde bir yandan da mutlu mesut çalışmaya çalışanlar gördük.Bu insanın doğası gereği imkansız.

Kastım birilerine yaranın, her denileni yapın değil, ama sizin olduğunuz da takip ettiğim kadarıyla tam olarak diğer uç.Ben gene üstüne basa basa söylüyorum, bir yerde patronla, rektörle, müdürle, oranın idaresini elinde tutan kişiyle hasım olup, mahkemelik olup her şeyin normal yürümesini beklemek mümkün değil.

Ben daha uç bir örnek vereyim, emniyet teşkilatında kuruma atamadan, görevlendirmeden veya başka bir şeyden dava açan kişilere genel yaklaşım bile farklı olduğu söyleniyor.

Onun dışında istediğiniz davayı kazanın hiç biri sizin bir gün karşılaştığınız muamelenin karşılığı olamaz.Kırgınlığa sebebiyet verdiysem üzüntülerimi iletirim.Her zaman paylaşımlarınıza açığız.Umarım bu sorunların düzeldiğine dair paylaşımlarınızı da yakın zamanda okuruz.Esenlikle..