-
Evlatlık ve Miras
BU FORUMLARDAN ÖĞRENDİĞİM KADARIYLA,
EVLATLIK GÖREVİNİ İFA EDEN BİR KİŞİ, TARAFLARIN İHMALİ SEBEBİYLE EVLATLIK İLİŞKİSİ HUKUKEN KURULMADIĞI İÇİN, MİRASTAN HİÇBİR HAK TALEP EDEMEMEKTEDİR.
Anlamak istediğim; Bu evlatlık ilişkisinin resmen kurulmasında hiçbir etkinliği olmayan/olamayan çocuğun bu durumda hakkı nasıl alınacaktır?
Hukuk sisteminde bir karşılığı olmayabilir ama burada bir haksız durumun olduğunu düşünüyorum.
GÖRÜŞLERİNİZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM.
-
Sayın İlgili;
Hukuk; karşılıklı ihtiyaçlar doğrultusunda, bir düzen kurmaya çalışır ve seçimler yapar.
Mirsa hukuku düzenlenirken de; çeşitli seçimler arasından, varolan sistem belirlenmiş ve mirasçıların kimler olabileceği, nasıl olunacağı belirlenmiş.
Çok eskilerden bu yana, evlatlık müessesesi de varolmuş ve bununla ilgili yasal düzenlemelere gidilmiş.
Şİmdi iradeye bir bakalım. Evlatlık alan, hukuken yapması gerekenleri yapmamış. Bir vasiyet yaparak, evlatlığını mirasçı da atamamış ki; bu da hukuki bir düzenlemedir ve örneğin, Noter'e dahi gitmeden, elyazısıyla vasiyet de mümkündür.
Demek ki, iradesi ''evlatlık'' değilmiş.
Maalesef, hayatın içinde bu tür olaylarla çok sıklıkla karşılaşılmaktadır ve tam bir ''evlatlık'' muamelesi gören; fakat, ''besleme'' hukuki statüsünde kalan ve tanımladığınız gibi, sonradan zor durumda kalan kişiler var ve üzülerek belrtmeliyim, miras hukuku açısından, bu durum hiçbir önem ve anlam ifade etmiyor. Daha acı durumlar da oluyor; örneğin, imam nikahlı eşlerin, tescil edilmeyen çocuklarının yaşadıkları.
Ben; imam nikahlı eşlerle ilgili olarak, Yargıtay'ın içtihadi olarak (ve zorlamayla) kabul ettiği tazminat mantığından hareketle ve elde güçlü doneler olması durumuna, bir tazminat (alacak) davası açılabileceğini düşünüyorum bu gibi durumlarda. Ama; bu benim kişisel fikrim ve hiçbir araştırmaya dayanmıyor.
Saygılarımla bilginize,
-
Sayın Karakum a katılmıyorum.
Öncelikle imam nikahı kelimseini kullanmasını yadırgadım. tek nikah vardır bana göre. Onun dışındaki her tür birliktelik, imam nikahı, gönül nikahı, devrim nikahı vs adı ne olursa olsun adı, nikahsız yaşamaktır.
Evlatlık ilişkisi, kurulması resmi şekle bağlı bir hukuki muameledir. Şekil şartlarına uymamak,ilişkiyi geçersiz kılar. Tıpkı harici satış vaaadi sözleşmesi gibi. Y da noterde yapılmayan araç satışı gibi.
Ancak, evlatlık ilişkisi kurulmaması nedeniyle mirastan pay alamakala hakkın korunmaması aynı şey değil.
Yargıtay ın da son zamanlarda kabul ettiği "denkleştirici adalet" ilkesine göre, kendini evlat olarak hisseden, evlatlık ilişkisi kurulması vaadiyle biyolojik ailesinden koparılan çocukların tazminat hakkının olduğu açıktır.
Bence bu konunun tartışılması gerekir kanısındayım
-
Re: Evlatlık ve miras
aynı şekilde benim eşimde 25 yıl önce evlatlık olarak alınmış ve hiçbir evlatlık işlemi yapılmamış,üvey babası geçen yıl vefat etmiş(ancak üvey baba işlemleri sağılığındayken yaptırmak istemiş ama üvey anne istemeiş mani olmuş).vasiyetinde sadece bir dairesinde oturum hakkı vermiş.toplam 29 dairesi ve dükkanı var iken.şu an mirası üvey annesi ve kız kardeşlerine kalacak.üvey annesi de kendine kalacak kısmı kendi yeğenlerine vermeyi hedefliyor.şu durumda tazminat davası açsak ne kadarlık bir kısmı elde edebiliriz?
-
Re: Evlatlık ve Miras
noterlikten ve mahkemeden evlatlık alındığıma dair kağıtlarım mevcut evlatlık ilkisi hukuken kurulmuş sayılır değilmi? bu kağıtların haricinde başka önemli olarak hukiki açıdan yaptırmamız gereken işlemler varmı (ayrıca soyismimde değişmiştir.)