Ücret tarifemiz Rekabete aykırı mı?

Rekabet Kurumu, T.Barolar Birliğinin ücret tarifesini 4O54 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna aykırı bulmuş. İlginç değerlendirmeleri içeriyor.
Aynı biçimde T. Tabipler Birliği ve TMMOB için de benzer kararlar verilmiş.
Karar metnini aynen aktarıyorum.
Lütfen konu üzerinde biraz araştırma yapalım ve görüşlerimizi aktaralım



Rekabet Kurumu Başkanlığından,

REKABET KURULU KARARI

Dosya Sayısı : 2003-4-145
Karar Sayısı : 03-73/876 (a)-374
Karar Tarihi : 13.11.2003

A- TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER

Başkan : Mustafa PARLAK
Üyeler : Tuncay SONGÖR, A. Ersan GÖKMEN,
R. Müfit SONBAY, Prof. Dr. Zühtü AYTAÇ, Rıfkı ÜNAL,
Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI, Kublay ATASAYAR,
M. Sıraç ASLAN, Süreyya ÇAKIN

B- RAPORTÖRLER : Metin HASSU, Hatice AKKAYA

C- ŞİKAYET EDEN : - Emir ÇETİNKAYA
Eski İzmir Cd. No:61/14 Bozkaya/İzmir

- Ege Bölgesi Sanayi Odası
Cumhuriyet Blv. No:63 İzmir

D- ŞİKAYET EDİLEN: Türkiye Barolar Birliği
Karanfil Sk. No:5/62 Kızılay/Ankara

E- DOSYA KONUSU: Türkiye Barolar Birliği (TBB)'nin üyelerinin çeşitli hizmetlerde uygulayacağı ücretler ile ilgili alt sınır belirlemek yoluyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'u ihlal ettiği iddiası.

F- İDDİALARIN ÖZETİ: Emir Çetinkaya'ya ait elektronik posta mesajında, ülkemizde aralarında TBB'nin de bulunduğu birçok oda ve meslek örgütünün çeşitli hizmetlerde uygulanacak ücretler ile ilgili alt sınır belirlediği, bu uygulamanın 4054 sayılı Kanun'a aykırı olduğu ifade edilmektedir.

Öte yandan, Ege Bölgesi Sanayi Odası Genel Sekreteri M#8230; K#8230; imzalı başvuruda ise, işyerlerinde işyeri avukatı çalıştırılması mecburiyetinin bulunduğu; bu personelin ücret tarifelerinin bağlı bulunduğu meslek kuruluşu tarafından her yıl tespit edildiği ve bu uygulamanın rekabeti bozucu etkisi olduğu iddia edilerek uygulamanın düzeltilmesi talep edilmektedir.

G- DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına sırasıyla 30.7.2003 ve 1.8.2003 tarih, 3650 ve 3707 sayılar ile giren başvurular üzerine düzenlenen 24.10.2003 tarih, 2003-4-145/BN-03-MH sayılı Bilgi Notu 27.10.2003 tarih, REK.0.08.00.00/181 sayılı Başkanlık önergesi ile 03-73 sayılı Kurul toplantısında görüşülerek karara bağlanmıştır.



H- RAPORTÖRLERİN GÖRÜŞÜ: İlgili Bilgi Notu'nda;

- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile TBB#8217;ye verilmiş olan asgari ücret tarifesi belirleme yetkisinin rekabeti kısıtlayıcı ve 4054 sayılı Kanun#8217;un 4. maddesine aykırı hükümlerine ilişkin olarak, aynı Kanun'un 30 (f) maddesi çerçevesinde, olası Kanun değişikliği halinde gözönünde bulundurulmak üzere girişimlerde bulunulmasına,

- 1136 sayılı Kanun#8217;un 164. ve 168. maddelerinde izin verilen asgari ücret tarifesi düzenleme yetkisi çerçevesinde, sözleşmeli avukatlar için de aylık ücret düzenlemesi yapan TBB tarafından kanunla kendisine tanınan yetkinin aşılarak 4054 sayılı Kanun tarafından yasaklanan bir durumu sağlamaya yönelik amaçlar için kullanıldığı; ancak burada temel sorunun, 1136 sayılı Kanun'un verdiği tarife belirleme yetkisinin 4054 sayılı Kanun#8217;a aykırı olması nedeniyle, aynı Kanun#8217;un 30 (f) maddesi çerçevesinde, ilgili sürecin işletilerek yasal düzenleme değişikliği talebi ile Başbakanlık nezdinde girişimlerde bulunulmasının yerinde olacağı ve söz konusu düzenleme değişiklikleri sağlandıktan sonra, asgari fiyat tarifesi yayınlama talebinde bulunan meslek birliklerinin olası taleplerinin, 4054 sayılı Kanun#8217;un muafiyet hükümleri çerçevesinde ayrıca değerlendirilebileceği,

görüşlerine yer verilmektedir.

I- İNCELEME VE DEĞERLENDİRME

I.1. TBB tarafından Avukatlık Ücret Tarifesinin Belirlenmesi

19.3.1969 tarih ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu#8217;nun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164. maddesinde (2.5.2001-4667/77 ile değişik), #8220;Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder. Yüzde yirmi beşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir#8230; Avukatlık asgari ücret tarifesi altında vekalet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir. Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu hallerde, değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır. Değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde ise asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın sonucuna ve avukatın emeğine göre değişmek üzere ücret anlaşmazlığı tarihindeki dava değerinin yüzde beşi ile yüzde onbeşi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir#8230;#8221; hükmüne yer verilmiştir.

Kanun#8217;un "Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması" başlıklı 168. maddesi (205.2001-4667/81 ile değişik) ise şu şekildedir: #8220;Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliği#8217;ne gönderirler. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir. Bu tarife Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşir. Ancak Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesi ile birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir. Geri gönderilen bu tarife, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığı#8217;na bildirilir#8230;#8221;

Bu çerçevde, TBB'ye Kanunla açıkça asgari ücret belirleme yetkisi verilmiş olduğundan, şikayete ilişkin yapılacak herhangi bir işlem bulunmamaktadır. Ancak, ilgili Kanun maddesi 4054 sayılı Kanun ile ihtilaf halinde bulunduğundan, 4054 sayılı Kanun'un 27 (g) ve 30 (f) maddeleri uyarınca ilgili merciler nezdinde rekabetin tesisi için girişimde bulunulması gerekmektedir.

I.2. İşyerlerinde İstihdam Edilen Avukatların Ücretlerinin Belirlenmesi

Dosya mevcudu bilgilere göre, 28.11.2002 tarih ve 24950 sayılı Resmi Gazete#8217;de yayımlanarak yürürlüğe giren "Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin Birinci Kısım 3. bölümünde, Avukatlık Kanunu#8217;nun 35. maddesi gereğince bulundurulması zorunlu sözleşmeli avukatlara, yapı kooperatiflerinde aylık 200.000.000 TL, anonim şirketlerde aylık 300.000.000 TL ücret ödenmesine ilişkin düzenlemeye yer verilerek; bu ücretin danışmanlık hizmetleri karşılığı olduğu, dava ve takiplerin bunun dışında bulunduğu belirtilmiştir. Aynı tarifenin Birinci Kısım 4. bölümünde ise, kamu kurum ve kuruluşlarıyla özel kişi ve tüzel kişilerin sözleşmeli avukatlarına ödeyecekleri aylık ücretin 330.000.000 TL olduğu, bu ücretin danışmanlık hizmetleri karşılığı olup dava ve takiplerin bunun dışında olduğu belirtilmektedir.

Ayrıca, Raportörler'ce yapılan incelemelerde çeşitli kuruluşlarda çalışan avukatların aylık asgari ücretlerinin düzenlenmesinin de dayanağını, Avukatlık Kanunu#8217;nun vekalet ücreti ve tarifeye ilişkin 164. ve 168. maddelerinden aldığı belirlenmiştir.

Esasen, söz konusu Kanun hükmü avukatlık hizmetlerine ilişkin düzenleme getirmektedir. Bu hüküm çerçevesinde, TBB tarafından işyeri avukatlarının aylık ücretlerinin düzenlenmesi suretiyle Kanunun verdiği yetki aşılmakla birlikte, asıl olarak ilgili Kanun maddesi 4054 sayılı Kanun ile ihtilaf halindedir.

J- SONUÇ

Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre;

1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. ve 168. maddeleri ile verilen yetki kapsamında Türkiye Barolar Birliğinin asgari ücret tarifeleri belirlemesinin rekabeti kısıtlayıcı etkilerinin bulunması ve ilgili Kanun hükümleri ile 4054 sayılı Kanun#8217;un arasında ihtilaf olması nedeniyle, aynı Kanun#8217;un 27 (g) ve 30 (f) maddeleri çerçevesinde yasal düzenlemede değişiklik talebi ile TBMM, Başbakanlık ve ilgili Bakanlık nezdinde girişimlerde bulunulmasına;

2. 1136 sayılı Kanun ile verilen asgari ücret tarifesi belirleme yetkisi çerçevesinde sözleşmeli avukatlar için de aylık ücret düzenlemesi yapan Türkiye Barolar Birliği tarafından kanunla kendisine tanınan yetkinin aşıldığı, esasen anılan Kanun#8217;un verdiği yetkinin 4054 sayılı Kanun#8217;a aykırı olduğu ve TBB tarafından sözleşmeli avukatlara ilişkin ücret düzenlemesi yapılması uygulamasının rekabeti kısıtlayıcı etkilerinin bulunduğu anlaşıldığından; 4054 sayılı Kanun#8217;un 27(g) ve 30(f) maddeleri çerçevesinde ilgili süreç işletilerek yasal düzenleme değişikliği talebi ile TBMM, Başbakanlık ve ilgili Bakanlık nezdinde girişimlerde bulunulmasına ve söz konusu düzenleme değişiklikleri sağlandıktan sonra, asgari fiyat tarifesi yayınlama talebinde bulunan meslek birliklerinin olası taleplerinin, 4054 sayılı Kanun#8217;un muafiyet hükümleri çerçevesinde ayrıca değerlendirilebileceğine;

OY BİRLİĞİ ile karar verilmiştir.





ceteris paribus

Gerek 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve gerekse 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri arasında ihtilaf olduğunu düşünmüyorum. Şöyle ki;

4054 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile "Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan Teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır. hükmününden başka aynı Kanun'un 5 inci maddesinde de Rekabet Kurulu'nun, bazı anlaşma, eylem ve kararların 4 üncü madde hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulmasına karar verebileceği öngörülmüşdür. Madde aynen şöyledir:

"Madde 5 - Kurul, aşağıda belirtilen şartların tamamının varlığı halinde ilgililerin talebi üzerine, teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birlikleri kararlarının 4 üncü madde hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulmasına karar verebilir:

a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması,

b) Tüketicinin bundan yarar sağlaması,

c) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması,

d) Rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu olanlardan fazla sınırlanmaması.

Muafiyet kararları en çok beş yıl için verilir. Muafiyetin verilmesi belirli şartların ve/veya belirli yükümlülüklerin yerine getirilmesine bağlanabilir. Kurulca verilen muafiyet süresi sona erdiğinde muafiyet şartları halen devam ediyorsa ilgili tarafların başvurusu üzerine muafiyet kararı yenilebilir.

Kurul, birinci fıkrada gösterilen şartların gerçekleşmesi halinde, belirli konulardaki anlaşma türlerine bir grup olarak muafiyet tanınmasına sağlayan ve bunların şartlarını gösteren tebliğler çıkarabilir."

Belli şartların varlığı halinde, Rekabet Kurulu'ha muafiyet getirme yetkisi veren Kanunkoyucu, bizatihi kendisi bazı kurum ve kuruluşların kararları için münhasıran muafiyet getiremez mi? Şayet öyle olmuş olsa idi, Kanunkoyucu, ya 4045 Kanun'u koyarken 1136 sayılı Kanun'daki ve diğer kanunlardaki benzer hükümleri değiştirirdi; ya da 1136 sayılı Kanun'da, 02/05/2001 tarihli ve 4667 Sayılı Kanun ile değişiklik yapılır iken bu hükümleri de değiştirirdi.

Her iki yol da tercih edilmediğine göre Kanunkoyucunun iradesinin, 1136 sayılı Kanun hükümlerini, 4045 sayılı Kanun hükümlerinden muaf tutmak amacı taşıdığı yolunda olduğunu, bu itibarla 1136 sayılı Kanun'daki hükümlerin 4045 sayılı Kanuna muhalif olmadığını; bu itibarla, Rekabet Kurulunun, Kanunkoyucunun üzerine çıkarak, böyle bir tespit ve karar veremeyeceğini düşünüyorum

Ancak, bu değerlendirme 1136 sayılı Kanun'daki hükümlerin rekabeti engelleyici bir nitelik taşıyıp taşımadığı hususunu kapsamamaktadır. Bu ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hususdur.

Saygılarımla.




DeFacto

TMMOB'nin dört Yönetmeliğinin rekabet hukukuna aykırı olduğu ve TMMOB ve Yönetim Kurulu Üyelerinin Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun'a aykırı davrandıkları gerekçesi ile toplam 8.578.754.000 TL para cezası ile cezalandırılmasına ve uygulamanın sürmesi durumunda günlük 1.454.027.328 TL süreli para cezası ile cezalandırılmasına dair verdiği karar, Danıştay 10. Daire’nin 17.11.2003 günlü ve 2003-2705 Esas Sayılı kararı ile yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş. (Karar'dan yeni haberim oldu. Danıştay kararı, yukarıda belirttiğim görüşlerimi destekler mahiyette.)
http://www.imoistanbul.org.tr/rekabetkrl.htm

DeFacto

sayın avukat 62

konuya ilginize teşekkür ediyorum ama diğer arkadaşlarımızın da katkılarına ihtiyacımız var. rekabet kurulu kararı meslekler açısından vahim bir olay üstelik kurulda hukukçu üyeler de var. konuyu ben de henüz inceliyorum ama aklıma bir şey geliyor

acaba biz de rekabet kuruluna " AVUKATLARIN REKLAM YASAĞI" düzenlemesi rekabete aykırıdır iddiasıyla başvursak mı!!? eğer ücret tarifemiz rekabet hukukuna aykırı ise meslekdaşların başarılı ve uzman oldukları konularda "BEN EN İYİSİYİM" reklamını yapması neden olmasın!!

avukatlık k. Madde 1 - Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.

(Değişik fıkra: 02/05/2001 - 4667/1. md.)(*) Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.

buna göre, avukatlığı hem bir KAMU HİZMETİ olarak düzenleyeceksiniz, hem serbest meslek diyeceksiniz hem de ücret tarifesi ile avukatların zaten büyük ölçüde alamadıkları ücretlerini bir de işin içine rekabeti sokarak iyice ayağa mı düşüreceksiniz.

sevgili üstadım, avukatlarla ilgili pek çok cehennem fıkrası var ama esasen biz cehennemi dünyada yaşadığımızdan hepimiz cennetliğiz.

saygılarımla




ceteris paribus

Sayın Bayındır,

Serbest avukat olmadığımdan dolayı, reklam yasağının meslektaşlarımızı nasıl etkilediğini ve meslektaşlarımızın bu yasak hakkında ne düşündüklerini bilemiyorum. Ancak ben bu husustaki görüşlerimi kısaca açıklayayım.

Öncelikle avukatlara getirilen reklam yasağının gerekçesini araştırmak gerekir. Yani bu yasağın hangi mülâhazalar ile konuldu tespit edilebilir ise, o zaman yerinde olup olmadığı üzerinde daha kolay ve rahat tartışma yapılabilir diye düşünüyorum.

Gerçekten bazı mesleklerin reklamının yasaklanmasında kamu yararı mevcut olup, bu yasağın kaldırılası halinde çok vahim neticelerin doğabileceği kuşkusuzdur. Meselâ; sağlık hizmetlerindeki reklam yasağı gibi. Düşünebiliyor musunuz, hergün gaztelerde televizyonlarda boy boy doktor, hastane reklamının çıkması insanları nasıl etkiler. Birisi, "en iyi tedaviyi ben yaparım" derken bir diğeri, "ben şu kadar şu hastalıktan kimseyi tedavi ettim, ey hastalar bana gelin". İşin bu yönü düşünüldüğünde bazı hizmetlerin reklamının yasaklanması, kamunun selameti ve menfaati açısından daha uygun ve yerinde olduğu söylenebilir.

Gelelim Avukatlara getirilen reklam yasağına; Diyelim ki bu reklam yasağı kalktı. O zaman avukatlar reklam verip, "Davaları en iyi biz kazanırız", ""Biz ipten adam alırız" diye reklam mı yapacak. Bence avukatlık mesleğinin reklamının yasaklanması yerinde bir uygulama. Zira bu meslek, adaletin ve hakkaniyetin sağlanmasında, sacayağından birisi olması hasebiyle çok önemli bir yer işgal ediyor. Adaletin tecellisinde müvekkiline en iyi bir şekilde hizmet vermeye çalışan bir avukatın reklamını yapacak olan yine onun müvekkilidir. Aksi halde avukat kendi reklamını yaparsa, yarın ondan hizmet satın alan müvekkili, "hani sen reklamında böyle söylüyordun, netice neden böyle" diye hesap sorma hakkını kendinde bulur. Bu sebepler ile nasıl ki sağlık hizmetlerinin reklamı olmuyor ise adalet hizmetlerinin de reklamının olmaması gerektiğini düşünüyorum.

Ancak bu düşüncem bu yönde olmakla birlikte, bunun aksini savunan birisi kendisini haklı çıkaracak gerekçelerini ortaya koyabilirse, beni de ikna edebilir. Konu ile alakalı meslekdaşlarımız görüş ve düşüncelerini buraya yazabilirlerse biz de aydınlanmış oluruz.

Ne demiş düşünürlerden birisi, "Müsademe-i efkârdan barika-ı hakikat doğar"

DeFacto