-
Kuralsız mahkeme?
18 yaşından küçük sanıklar için duruşmanın kapalı yapılması ve kararın kapalı olarak açıklanması gerekiyor sanırım. (5271)
Eğer duruşma dışardan kişilere açık yapılmışsa ve bu durum açık(!) duruşma yapıldı diye mahkeme tutanağında belirtilirse alınan tutuklama kararları gibi vs kararların iptali için başvuru yapıldığında geçerli bir sebep midir?
Yardımcı olursanız çok sevinirim.
-
Dediğiniz gibi çocukların yargılamaları gizli yapılır, amaç çocuk rencide olmasın daha fazla zarar görmesin. Şayet bu kurala uyulmamışsa olan olmuştur yani bu bir bozma sebebi değildir.
Eğer duruşmalar kapalı oturumda görülseydi dava sonucu değişirdi diyorsanız, örneğin çocuk açık duruşmada utanıp bazı hususları gizlemişse vs. ancak ozaman bozma sebebi olur.
-
Bunun kural değil usul olduğuı kanısındayım.. Zaten kuralsız olsaydı mahkeme olmazdı çünkü mahkeme kurallara uyarak yasaları tatbik eder. Sanırım ki bu ilk duruşma eğer esasa yönelik bir hata yoksa bence normal neden bence ben avukat değilim... Kaldıki 18 yaşında tartışmaya açılması gerekli sanıyorum çağımız çok değişti çok....
-
peki bu usülsüzlük hüküm verilip temyiz için yargıtaya gittiğinde bozma sebebi midir?
Bir de 18 yaşından küçük sanığın 18 yaşından büyük sanıklarla aynı anda yargılanması doğru mudur? Bu konuda yargıtay kararı olduğunu duymuştum?
-
Söylediğim gibi kapalı yargılama yapılması gerekirken yapılmamışsa bu bozma nedeni değildir.
Çocuklar büyüklerle beraber kural olarak yargılanamaz, şayet yargılanmışsa mahkeme görevsiz olur, ancak duruma göre de değişir. Örneğin, bazen davaların birlikte görülmesi gerekirse hakim birleştirme kararı verebilir. Başka durumlar da var mı onu bilmiyorum.
-
peki ben yada yanımda yargılanan diğer arkadaş hüküm giyerse ve itirazını "18 yaşından küçük sanık açık mahkemede benimle birlikte yargılanmıştır. Mahkemenin açık olması nedeniyle utandığı için savunmasını tam olarak yapamamıştır. Savunmasını tam olarak da yapamadığı için benim adıma hayati önem taşıyan bilgilere ulaşılamamıştır" derse ve bende bu itirazın altına imzamı atarsam bozma nedeni olur mu?
-
Sonuçta ceza yargılamasında amaç maddi gerçeğe ulaşmaktır. Böyle bir durum varsa ve bunu ispatlayabiliyorsanız, neden olmasın? Ancak böyle bir durum yoksa bunu kuru kuruya sırf bozulur mu ümidiyle söylemek de bir fayda sağlamaz. İlk sorunuz da bu olmadığına göre sanırım olay konumuza pek uygun değil.
-
Bu olay tıpkı müdafi huzurunda alınması gereken ifadelerin, müdafisiz alınması örneğine benzemektedir. Konuya ilişkin durum tamamen mahkemeyi kesin bağlayıcı usulü bir hükümdür. Kesin bağlayıcı usulü hükme uyulmamışsa; bu durumda tüm işlemlerin yok hükmünde sayılması gerekmektedir. Ve yine hukuki mantığımca; Yargıtay'ın bu nedenle, 'Her şeye yeniden başlanması gerektiği' açıklamasıyla kesinkes Bozma kararı verecektir.
-
Müdafi huzurunda alınan ifade ile müdafisiz alınan ifade şüphelinin psikolijisi nedeniyle çok farkedebilir. Şayet olaya göre çocuğun kapalı yargılamadaki sorgusu açığa göre değişecekti denebiliyorsa bu durumda bozma nedeni olur.
Mühim olan esasa etkili olmasıdır yapılan hatanın. Bu nedenle zorunlu müdafi huzurunda alınmayan ifade bile tek başına bozma nedeni olamaz. Bu yanlışlığın sonuca, esasa etkili olması gerekir. Şayet mahkeme bu ifadeye dayanmaksızın hüküm tesis etmişse yani o ifadeyi hukuka aykırı delil sayıp hükmüne temel almamışsa ancak diğer delillerle hüküm kurmuşsa, sırf bu nedenle hüküm bozulamaz.
-
Sayın Salih33;
Bu son yanıtınızın dayanağı nedir merak ediyorum... Nasıl bu kadar kesin yazabiliyorsunuz?... Anlamıyorum... Biz çok iyi bildiğimiz bazı hususlarda bile bazen soyutlamaya giderken hele... Avukatlık yapıyormusunuz bilmiyorum, ama yeni başlamışsanız sanırım dosyalarınız çok fazlalaşacak... Cesaretinize hayran kaldım.
Siz hiç müdafi huzurunda alınması gerekirken, müdafisiz alınmış bir ifadeye dayanarak verilmiş (ceza hükümlü) esas mahkemesi kararını Yargıtayın onadığına dair bir karar gördünüz, okudunuz mu?... Bana gösterin, avukatlığı bırakayım?...