Borçlu Şirketten Tahsil Edilemeyen Amme Alacağının şirketin Kanuni Temsilcisinden Tahsili için ayrıca Ödeme Emri gönderilmesi gerekli midir?

Merhabalar,

Kamu İdaremize olan borcu sebebiyle, şirket hakkında ödeme emri düzenlenip usulüne uygun olarak kesinleşmiş olmasına rağmen süresinde ödenmemiş bir amme alacağımız bulunmaktadır. Kamu alacağını şirketten tahsil edemeyince 618 sayılı A.A.T.U.H.K.'nun mükerrer 35. md.si uyarınca şirket ortaklarına karşı haciz işlemlerine geçilmiştir. Ancak şirket ortakları tarafından idaremiz aleyhinde kendilerine tebligat yapılmadığı için haciz işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle açtıkları dava aleyhimize sonuçlanmış ve karar danıştay tarafından da onanmıştır.

Yaptığım araştırmalarda şirketten tahsil edilemeyen amme alacağının kanuni temsilcilerden tahsili için öncelikle temsilcilere ödeme emri gönderilmesine ilişkin herhangi bir düzenleme tespit edemedim. Ancak mahkeme ödeme emri gönderilmesi gerektiği yönünde Karar verdi. 6183 sayılı kanunun 35. md.sine istinaden Kanuni temsilcilere yapılacak işlemle ilgili ödeme emri gönderilmesinin zorunluluğu var mıdır?

Amme borçlusu nezdinde sürdürülen takip muameleleri ile alacak tahsil edilemedi ise, kanuni temsilciler hakkında takip, kanuni temsilciler adına 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesine göre tanzim edilecek ödeme emri tebliği suretiyle başlanacaktır.

Alıntı:

---

Av.İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı

Amme borçlusu nezdinde sürdürülen takip muameleleri ile alacak tahsil edilemedi ise, kanuni temsilciler hakkında takip, kanuni temsilciler adına 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesine göre tanzim edilecek ödeme emri tebliği suretiyle başlanacaktır.

---

Teşekkür ederim. Ancak Mahkeme, söz konusu Kararında 6183 sayılı Kanun'un 54, 55, 58 ve 62. maddelerini açıklayarak, borçlular hakkında haciz uygulanabilmesi için, öncelikle ortada usulüne uygun şekilde kesinleşmiş vadesinde ödenmemiş bir amme alacağı ile söz konusu amme alacağının tahsili için usulüne uygun bir biçimde tanzim ve tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin olması gerektiği, ödeme emri tebliğinin cebri takibatın başlangıç noktası olduğu gerekçe gösterdi. Oysa ki asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş ve usule uygun tebliğ edilmiş bir ödeme emri olmasına rağmen şirket adına herhangi bir mal varlığına rastlanılmaması ve bağlı olduğu vergi dairesinden gelen yazıda, şirketin resen terk statüsüne getirildiği görüldüğünden 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesine istinaden idaremizce şirket ortakları hakkında mal varlığı araştırması yapılarak haciz işlemi tatbik edilmiştir.

6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi ödeme emri gönderilmesini zorunlu kılıyor. Ancak, şirketten tahsil edilemezse, şirketin kanuni temsilcilerine ayrıca bir ödeme emri gönderilmesini gerektirecek açıkça bir hüküm bulunmuyor. Karar düzeltme yoluna gideceğiz. Burdan bozabilir miyiz düşüncesindeyim..

Alacağın, kanuni temsilciye yüklenilebilmesinin ilk ayağı ödeme emri ile haberdar edilmesidir ki, bu yapılmamış ise bir alacaktan bahsedilemez. Kararın bozulmayacağını düşünüyorum.

Merhaba , istinaf mahkeme onama harcınının kesinleştiği tarihte, borçlu şirketin kapanmış olması halinde yinede ortakların sorumluluğuna gidiliyor mu acaba ? Teşekkür ederim.