-
Eşe darp
Eşimle aramızda annesinden kaynaklanan bir olayla ilgili tartışma çıktı.Bu sırada aşırı tahrik olmam nedeniyle eşimi ittirdim ve tokat attım. Eşim evden giderek polise ifade vermiş ve benden şikayetçi olmuş. Şikayetinde kendisini tekme tokat dövdüğümü, ona hakaret ettiğimi, tehdit ettiğimi iddia etmiş. Aynı zamanda adli tıptan kızarıklık raporu almış. Aldığı raporda herhangi bir iş görememezlik raporu mevcut değil. (Bu rapor tarafıma hiçbir şekilde tebliğ edilmemiştir.) Polise bunların hiçbirini kabul etmediğimi eşimle aramızdaki tartışmanın aile içerisinde kalması gereken bir tartışma olduğunu, bu tartışmanın annesi tarafından kaynaklandığı ifadesini verdim. Polis ifademi aldıktan sonra serbest bıraktı. Aradan 10 gün geçtikten sonra eşimle barıştım. Savcılıktan evime gelen ilk tebligatta hakaret ve tehditle ilgili herhangi bir somut delil olmaması nedeniyle kamu yararına dava açılamayacağı yazıyordu. Bu tebligattan 10 gün sonra yeni bir tebligat geldi. Kasıtlı yaralama suçundan dolaya TCK. 86/2,3(a) ve 53 maddeler gereği cezalandırılmam ve kamu yararına dava açılması yönünde iddianame ve iddianame ekinde davada hazır bulunmam yazıyor. Etkisi basit bir müdahale ile giderilebilecek şekilde tekme ve tokatla eşimi yaraladığım için bu davanın açılması talep ediliyormuş. Eşim ilgili hakime giderek şikayetçi olmadığını ve şikayetini geri aldığına dair dilekçe yazdı. Hakim iki tarafında duruşmaya katılmasına gerek olmadığını beyan etmiş.
1-Şikayetin ortadan kalkması kamu yararına açılan bu davayı düşürür mü?
2-Etkisi basit bir müdahale ile giderilebilecek şekilde tekme ve tokatla eşimi yaralamam TCK.86 değilde 88. maddesine göre yargılanmamı gerektirmez mi? Bu maddeye itiraz edebilirmiyim.
3-Eşimin aldığı adli tıp raporunun tamamında yüz ve boyundaki kızarıklıklardan bahsedilmesine rağmen tekme atmam (tekmeyi surata vurabilecek bir maharetim yoktur.) iddasını ve iddianamesini çürütmez mi?
4-Zaten olayda aşırı tahrik olmama kast olayını kaldırmaz mı?
5- Adli tıp raporu tarafıma hiçbir şekilde tebliğ edilmediğinden rapora itiraz hakkımı kullanamamış bulunmaktayım. Bu duruma itiraz edebilirmiyim?
6-Davaya taraflar katılmazsa dava düşer mi?
Tüm sorularıma cevap verirseniz sevinirim. Saygılarımla
-
Sayın Zafer Usta;
Sorularınızı, pek çok (hukukçu) arkadaşım okumuş, ancak yanıtlamamış. Bundan; size ve eyleminize karşı ne kadar tepkili olduklarını anlamamak mümkün değil. Umarım, siz de, eğitimli (ekonomist olduğunuzu belirtmişsiniz) bir site yaşayanı olarak; bundan biraz yararlanırsınız.
Sorularınıza gelince;
1. Yeni yasal düzenlemeler çerçevesinde, artık takibi şikayete bağlı suç, şahsi ceza davası gibi bir kavram yok (yanılıyorsam; lütfen meslekdaşlarım düzeltsin). O nedenle; şikayetçi değilim şeklindeki bir ifade, kamu davasını ortadan kaldırmaz.
2. Eyleminiz, TCK .m. 86'ya girmekte; 3/a bendi uyarınca da, şikayet aranmaksızın, temel cezanın artırımı sebebi sayılmaktadır (eşe karşı işlendiğinden, yarı oranında artırılacaktır).
88. madde, bunun ihmali davranışla işlenmesini düzenlemektedir k; ihmali bir davranışla bunu işlemediğiniz ortadadır.
3. Tekmeyi surata vurmak için, dövüş sporları bilmeye gerek olmasa gerektir. Zira; zaman-mekan statüsü içerisinde, illa ayağın baş hizasına kaldırılması gerekmez; baş da, ayak hizasına indirilmiş olabilir!..
Bu nedenle; yüz ve boyundaki kızarıklıkların neden kaynaklandığını (tekme mi, tokat mı, sıkma mı gibi) takdir edecek olan; deneyimlerine ve vicdanına göre hükmedecek olan, Yargıç'tır.
4. Tahrik, kastı hiçbir zaman, hiçbir olayda kaldırmaz; belirli hallerde, cezadan indirim nedenidir.
5. Adli Tıp Raporu, tebliğ edilmez. Hazırlık aşamasında (henüz davanın açılmadığı süreçte), dosya içerisinde bulunur ve siz de ifade verdiğinizde, bunu size söylerler.
Yargılama başladığında (ki başlamış), elbette, Yargıç önünde, bu Rapora itiraz edebilirsiniz.
6. TCK. m. 86/3-son cümlesi gereğince, şikayet aranmaksızın soruşturma ve kovuşturma yürüyeceğinden; tarafların katılmamasıyla dava düşmeyecektir. Ancak; Hakimler, elbette hatalı da karar verebilirler ve temyiz edilmezse, kesinleşir. Yani; Hakim hatalı bir biçimde davayı düşürebilir ve Savcılık da temyiz etmezse, ceza almazsınız (umarım böyle bir hata yapılmaz)
Şiddetli (!) tavsiyem; eşinizi ve varsa çocuklarınızı alarak, bir psikolog/psikiyatristen, ailece destek almanızdır.
Saygılarımla,
-
Sayın Mehmet Bey. Öncelikle verdiğiniz bilgiler için size teşekkür ederim. Ben hayatımın her döneminde şiddete karşı olmuş bir insanım. Eşime tokat atmış olmam benim için hoş bir durum değildir. Ama öyle anlar geliyorki insan ne yaptığını bilmiyor. Eşimden ve herkesten böyle bir davranış yaptığım için özür dilerim. Tabiki verilecek karara saygılıyım.
Ancak o an ruh halimden, aşırı ahır ve haksız tahrike maruz kaldığımdan, ve bunun neticesinde fevren istem dışı hareketle tokat atmam bahsettiğim kast olayını ortadan kaldırmaz mı?
Saygılarımla
-
Eşinizden burada değilde özellikle hakimin önünde özür dilemenizi tavsiye ederim.
Zira hem insanlık hem kadınlık onuru hemde annesi kaynaklı gerçekleşen bu fiilden ötürü evlatlık onuru incinmiş durumda. Şikayetçi olmaması büyük bir lütuf aslına bakarsanız.
Eşinizin yaralarını umarım tez zamanda iyileştirebilirsiniz.
-
Hukuk kapsamı dışında yapılan tavsiyeler nedeniyle teşekkür ederim.
-
Tüm yorumlar bence yasal zemini olan yorumlardı. Hakimin önünde yapılan bir özrün sizin lehinize olduğunu bu özrü yaptığınızda göreceksiniz. O zaman bu sözleri anımsayın.
-
Yaşadığım ve tasvip etmediğim bir konu hakkında hukuksal açıdan yorum almak istedim. Ancak gördüğüm kadarıyla çoktan yargılanıp çoktan cezalandırıldım. Eşimin annesiyle yaşadığım bir çok sorun bu olayın oluşmasına zemin hazırladı. Yaşadığım olayları burada uzun uzadıya anlatarak zaman çalmak istemem. Ama sadece bir tanesini anlatayım. Eşinizin annesi çocuğunuzu sizden izinsiz evden götürüp onun gece eşinizle beraber kendi evinde kalacağını, bunun da en doğal hakkı olduğunu söylese ne yaparsınız? Tepkisiz mi kalırsınız? Yoksa tepki göstereni cezalandırırmısınız?
-
Sayın Zustad;
burada sizinle restleşmek amacıyla bulunmuyorum. Ve eyleminizin hukukcu olsakda önce insan olmamızdan kaynaklanan reaksiyonlarına
-nasıl siz anlayış beklıyorsanız- aynı anlayışı bize de göstermelisiniz.
Burada mesele kayınvalidinizle olan sorunlarınız vs değil. Sizin basit bir kızarıklık dediğinizi savcı "kasıtlı yaralama suçu "olarak düşünmüş. Bu intibaı bırakan tüm eylemerinizle sizsiniz.
Bize izah etmeye calıştıgınız haklı olduğunu düşündüğünüğz gerekçeleri hakime de anlatın.
"tekmeyi surata vurabilecek bir maharetim yoktur" cümlelerinizle.
Bakalım ne olacak.
-
Sn. Duygu Hanım. Tabiki haklısınız. Burada amacımız kesinlikle restleşmek değildir. Benim amacım hukuksal açıdan bilgi almaktı. İlginize teşekkür eder saygılarımı sunarım.
-
Sayın Zafer Usta;
Bir de şöyle düşünün; ya eşinizi o sinirle veya daha da ağır bir sinirle (ki; herkesin sinir katsayısı farklıdır) öldürseydiniz ve böyle bir savunma yapsaydınız?
Ya da, birisi sizin canınız gibi sevdiğiniz çocuğunuzu, mesela öğretmeni; ''''''sinirden gözümü döndürdü, ne yaptığımı bilmiyorum'''''' diye dövseydi ve çocuğunuz, hafif de olsa yaralansaydı; en azından gururu incinseydi?
Kastın ortadan kalktığı ve bu nedenle, kasta bağlı suçların cezalandırılmadığı haller elbette var; örneğin delilik gibi...
Siz, söylediğiniz savunmanızda başarılı olamazsınız ve kesinlikle Duygu Hanım'ın söylediklerini dinleyin. Ayrıca; bu davanın sonunda cezalandırılmanızın herhangi bir önemi var mı, bilmiyorum (yani; önceden tecil edilen başka mahkumiyetiniz var mı gibi). Ama; sanırım önemli olan, eğer hala birbirinize karşı sevginiz varsa; bunun saygı derecesini yükseltmek ve Duygu Hanım'ın belirttiği jest, en azından, eşinizin vicdanında, sizi daha da aklayabilecek; annesiyle olan iletişimini belirlemesine daha da yardımcı olabilecektir, diye düşünüyorum.
Belki bu kötü tecrübe, sizin de olumlu katkılarınızla bir hayra vesile olur ve gerek eşiniz ve gerekse annesi; iç ilişkilerde daha olumlu tavra girerler.
Saygılarımla,