Denetimli serbestlik yasası; suç kategorisi ayırt etmeksizin, ceza sınırı ayırt etmeksizin herkese 3 Yıl olmalıdır
Herkese merhaba arkadaşlar. Kader mahkumları yakınları olarak elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışmalıyız.
TBMM Adalet Komisyonun da taleplerimizin dinlenmesi için,Adalet Bakanlığında taleplerimizin dinlenmesi için e-dilekçe yollayabiliriz. Gerçekten dikkate alınıyor.
Size verdiğim yazıyı lütfen dediğim siteler üzerinden yani tbmm dilekçe komisyonu ve başbakanlık iletişim merkezi üzerinden yollayınız.Mutlaka geri dönüş oluyor ve gerekli tüm makamlara iletiliyor.
Başbakanlık iletişim merkezi sitesi: http://www.bimer.gov.tr/
Siteye giriyoruz. Sağ üstte başvuru yap var. Tıklıyoruz. Mail adresimizi giriyoruz. Mail adresimize gelen onay linkinden başvuru formuna ulaşıyoruz.
Başvuru formunda kimlik bilgilerimizi girdikten sonra açıklama kısmına yazıyı yazıyoruz. Göndere tıklıyoruz.
Başvuru takip numarasını kayıt edin. Zaten mailinize gönderiyor.Başvuru takibinizi o numarayla giriş yaparak öğreniyorsunuz.
Ne kadar çok kişi gönderirsek o kadar iyi.
Diğer bir site TBMM Dilekçe Komisyonu: https://edilekce.tbmm.gov.tr/
Siteye girdikten sonra sol tarafta bulunan kayıt ol butonundan kayıt oluyoruz. Sonra bilgilerimizle giriş yapıp dilekçe formuna tıklıyoruz.Ordaki bilgileri yine giriyoruz.Açıklama kısmına yazıyı yazıp gönderiyoruz. Sisteme giriş yaparak dilekçe durumunuzun ne olduğunu öğrenebiliyorsunuz.
Ayrıca başlattığımız kampanyayı lütfen 1 dk nızı ayırarak imzalayın.
https://www.change.org/p/adalet-baka...rim-olsun-ve-d
Giriş yaparak imzalaya basıp destekleyin lütfen.
Gerçekten işe yarayan adımlar. Benim başvurum TBMM Adalet Komisyonunda görüşülmek üzere kabul edildi. Lütfen az zaman ayırıp yakınınız için bu işlemleri yapınız.
GÖNDERECEĞİMİZ YAZI:
Ülkemizde cezaevlerinin doluluk oranı ve mahkumların yatak sıkıntısı kamuoyunca bilinmektedir.Mahkumlar sağlıklı koşullarda ve insani durumlarda yaşamakta güçlük çekmektedir.Ayrıca yargıda dosya yükü oldukça fazladır.Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi;
Yerel mahkemelerin ve yüksek mahkemelerin dosya yoğunluğu yüzünden adaleti sağlayamaması,doğru karar verememesi ve olmaması gereken bir şekilde baskı altında kalarak ağır cezalar vermeleridir.Yani kısaca yargı kendine kendine ayak bağı olmaktadır.Yükü aslında yargı kendisi oluşturmaktadır.Gereksiz yere suç ceza oranı gözetilmeksizin insanlara haddinden fazla ağır cezalar verilmektedir.
Bu bilgiler ışığında acil talebimiz;
1-) Denetimli serbestlik yasası; suç kategorisi ayırt etmeksizin,ceza sınırı ayırt etmeksizin herkese 3 Yıl olmalıdır.Yargı,hukuk hiçbir sivil toplum kuruluşunun baskısıyla hareket etmemelidir. Devletimiz güçlü devlettir. Derneklerin,sivil toplum örgütlerinin baskısıyla hiçbir kategoriyi ayırt edemez. Suç,suçtur.Herkes hata yapabilir.Herkes mahkum olabilir. Yargı yükünü,cezaevi yükünü azaltmak adına denetimli serbestlik suç kategorisi ayırt etmeksizin 3 yıl olmalıdır.
2-) Yargı ve cezaevi yükünü azaltacak diğer bir doğru hamle şu olmalıdır:
İlk defa suç işleyen mahkum ya da hükümlüye,sicili temiz ise suç öncesi durumunda, 5 yıl cezai indirim yapılmalıdır acil olarak. Her insan hata yapabilir. Sicili temiz ilk defa suç işleyen mahkum ya da hükümlüyü geri kazanmak adına,topluma kazandırmak adına bu indirim yapılmalıdır.5 yıl cezai indirim+5 yıl suça karışmama seçeneği de düşünülebilir.
3-) 3 Yıl denetimli serbestlik ile birlikte 1 yıllık cezai indirim formülü aynı anda uygulanabilir. 1 yıl ceza indirimi + 3 yıl denetimli serbestlik.
Unutmayalım ki her insan bir sebep den dolayı hata yapabilir. Önemli olan cezaların yüksekliği,caydırıcılığı değil önemli olan bireyleri topluma kazandırmaktır.
Bu hamleler cezaevleri ve yargı yükünü hafifletmekle birlikte yargıda ivme kazandıracak ve insanları topluma kazandırma adına,adil yargılanma adına ve insan hakları adına olumlu adımlar olacaktır.
Saygı Değer Yetkililer;
Senelerce umutla bu yasaları bekleyen çocuklara,eşlere,annelere,babalara bu müjdeyi vermenizi talep etmekteyiz.
Cevap: Kader Mahkumu Yakınları Lütfen Baksın!Çözüm İçin Birlik Olalım!
Yargı, yasalara dayanarak ceza verir. Bir hakim kendi keyfine göre karar vermez. Kanunda suç olarak tanımlanmayan eylemden dolayı da ceza verilemez. Bu durumda ceza kanunuyla cezaları arttır, ama iş infaza gelince cezaları uygulanabilir olmaktan çıkar fikri çok daha tehlikelidir. Hukukçu olaylara tek taraflı bakamaz. Suçluyu koruma, mağdurun adalet hissini ortadan kaldırma şeklinde algılanacak bir düzenleme kesinlikle yarardan çok zarar getirir.
Oyunda nasılsa 1 tane canım var. Bir kere yansam bir şey olmaz gibi düşünülmez ceza hukukunda.
Bu nedenle mağdurları üzücü ama sadece suçluları koruyucu bir düzenleme yerine adaletin terazisinin dengesini bozmayacak bir düzenleme pekala gereklidir.
Cevap: Kader Mahkumu Yakınları Lütfen Baksın!Çözüm İçin Birlik Olalım!
Bu gibi konular tek taraflı bakış açısıyla yorumladığı vakit adaletimiz terazisi bir tarafa kayarak adaletin KAĞIT üzerinde tecelli etmesine sebebiyet verebilir.
nitekim icra hukukunda borçluyu koruyan tavır, iş hukukunda işçiyi koruya kanuni tavırlar kötü niyetli insanların eline geçtiği zamanlar kimi zaman alacaklı mağdur olmaktadır, kimi zamanlarda işveren tarafı ispat külfeti yüzünden mağdur olmaktadır.
Adalet terazisinin kayması durumunda oluşan durumların aynısı ceza hukukun içine girerse güçsüz zayıf mağdur (müşteki ) tarafın adaletin sağlanmadığını düşünerek SANIĞA YÖNELİK hukuksuz şekilde intikam almasına NEDEN OLABİLİR.
Cevap: Kader Mahkumu Yakınları Lütfen Baksın!Çözüm İçin Birlik Olalım!
Yapılan yorum ve görüşlere teşekkür ederim.
Kader mahkumu ailelerinin; dilekçeyi açtığım konuda belirttiğim gibi göndermesini rica ediyorum.