Astsubay MYO bedeni yeterlilik sınav sonuçlarım aleyhime değiştirilmiş.

1. Kara Astsubay Meslek yüksek okulu öğrenci temini için 1 Temmuz 2015 tarihinde ön sağlık ve bedeni yeterlilik, 2 Temmuz 2015 tarihinde sözlü mülakat olmak üzere, ikinci seçim aşamaları sınavlarına katıldım. Birinci gün bedeni yeterlilik için;
a. 400 metre koşu,
b. Durarak uzun atlama,
c. Mekik,
d. Barfikste kol çekme,
e. Basketbol topu fırlatma
dallarında yapılan sınavın tümünü yüksek bir başarı oranı ile geçtim. Sınav sonuçları rütbeli görevli gözetmen tarafından yüksek sesle kayıtları yapan görevliye bildirilirken tarafımdan bu sonuçlar kayıt altına alınmıştır. Buna rağmen sınav sonuçları ile ilgili hiçbir belge ne bana, nede sınavlara giren diğer adaylara verilmemiştir.
3. İkinci gün ise taban puanı 70/100 olan sözlü mülakattan yeterli puanı (70’in üstü) alarak başarı ile geçtim.
4. 3 Ağustos 2015 tarihinde ise Yüksek Öğretime Geçiş sınavı (YGS) puanı, Bedeni yeterlilik sınavları puanları ve sözlü mülakattan alınan puanların Kara Kuvvetleri Komutanlığının internet sitesinde belirtilen hesaplama formülü ile hesaplanmış, asil ve yedek başarı sıralaması tüm ilgililere Kara Kuvvetleri Komutanlığı internet sitesinden duyurulmuştur.
5. Bu duyuru ile internet sitesine giriş yaptım. Bedeni yeterlilik sınavından aldığım sonuçlarla bağdaşmayan 5748’inci yedek olarak sıramın sisteme girildiğini gördüm.
6. İlk önce bu sonucu benden daha iyi olan diğer adayların benden daha yüksek puan almış olmalarına bağladım. Ancak benimle aynı YGS puanını (201) alıp bedeni yeterlilik sınavından ise benden daha geride sonuçlar almış bir kişinin asil listede isminin yayınlandığı duyumunu alınca konuyu hukuka götürmeye karar verdim.
8. Bedeni yeterlilik sınavından yüksek puan beklediğimden 8 Ağustos 2015 tarihinde sınavları yapan Kara Harp Okulu Komutanlığına tüm sınavlarda aldığım sonuç ve notların bildirilmesi istemli müracaatımı yaptım.
9. 15 Ekim 2015 tarihinde yaptığım müracaatıma Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu Komutanlığı tarafından cevap verilmiştir. Bu cevaba göre;
DERECE PUANI
a. 400 metre koşu (sn) : 70 10
b. Durarak uzun atlama (cm) : 200 20
c. Mekik (1 dk/adet) : 30 10
ç. Barfikste kol çekme : 2 0
d. Basketbol topu fırlatma (mt) : 12 10
sonuçlarını aldığıma yönelik cevap gönderilmiştir. Talep ettiğim sözlü mülakat sonucu puanı ise hiç gönderilmemiştir.

10. Şimdi gönderilen bu sonuçlar benim gerçek sonuçlarımla hiç alakası olmayan sonuçlardır. Ki gerçek sonuçlarım aşağıda listelenmiştir.
DERECE PUANI
a. 400 metre koşu (sn) : 63 60
b. Durarak uzun atlama (cm) : 240 100
c. Mekik (1 dk/adet) : 42 50
ç. Barfikste kol çekme: 8 50
d. Basketbol topu fırlatma (mt) : 23 100
11. Görüldüğü gibi bedeni yeterlilik testinden aldığım gerçek sonuçlar son derece yüksek olup sözlü mülakattan aldığım not taban puan olan 70/100 (70’ten yüksek not aldığımı biliyorum) olarak kabul edilse bile, YGS puanımın 201,65973 olduğu da değerlendirildiğinde muhtemelen asil değilse de ilk bin yedekte sıralamam gelmesi gerekirdi. Ama her halükarda 5748’inci yedek olamayacağım kesindir. 2100 yedeğe kadar yedeklerin çağrıldığı göz önüne alındığında yedekte olsa KAMYO’da öğrenim görme hakkı elde edebileceğim açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
16. Gerçek puanlarımla yaptığım hesaba göre 47 civarında, gerçek olmayan sonuçlara göre ise 40 civarında sıralama puanım olduğunu kendim hesapladım. Gerçek puanımla olan 7 puan fark yaklaşık 4500-5000 kişiye tekabül edebilmektedir. Her bir puanın 600-700 kişilik sıraya tekabül ettiği hesaplandığında yedekte olsa KAMYO’da öğrenim görme hakkını elde edecektim.
17. Sonuç olarak 3 ağustos 2015'te asil ve yedek listeler yayınlandı. Bende 8 Ağustos 2015'te sınav sonuçlarımın gönderilmesi için talepte bulundum. 15 ekim tarihinde bu sonuçlar geldi ama gerçek olmayan sahte sonuçlar geldi. 9 kasım 2015 tarihinde tüm kamyo bedeni yeterlilik sınavları ve asil/yedek listelerinin iptali istemli dava açtım. Acaba davayı süreden kaybetme gibi durumum olur mu. Birde elde mevcut hiç bir belge yok zaten hiç kimseye böyle bir belge vermiyorlar. Ben Türkiye Voleybol Federasyonu ikinci liginde profesyonel voleybolcu sporcuyum. Arkadaşlarım gönderilen bedeni yeterlilik sınav sonuçlarını sakın takım hocamıza söyleme seni yoksa döver diye birde dalga geçiyorlar. Haklılar tabi. Bu sonuçların benimle alakası yok. Kaldı ki ben sonuçlarımın tümünü kaydettim. Yani anlayacağınız, ya büyük bir sahtekarlık yada büyük bir hata söz konusu. Ben tek kolla bile 8-10 barfiks çekebiliyorken 2 adet yazılıp birde sıfır puan verilmiş. Bu bir örgüt işi artık ona yormaya başladım. Üstelik askeri öğrenci olur hem de uçucu olmaya elverişli raporunu da almıştım. Ama maalesef böyle bir sahtekarlıkla karşı karşıya kaldım. Bu konuda yardımcı olup değerli fikirleri ile bizi aydınlatacaklar lütfen yazın.

davayi suresi icerisinde acmissiniz onda sorun yok. dava surecinde ilgililer hakkinda suc duyurusunda bulunulmasini da mahkemeden talep edebilirsiniz.

Elinizde somut bir delil yok ancak eger sahit gosterebilirseniz cok iyi olur. Size belge vermemeleri ve bu sekilde uygulama yapmalari onlarin hatasi. Sporcu lisansinizi vs bunlari da ileri surerek saglikli ve sportif bir birey oldugunuzu ileri surebilirsiniz.

davayi nereye actiginizi yazmamissiniz. AYIM'e ve MSB aleyhine acmaniz gerekirdi. Butun bu iddialarinizi KKK ya da iletin onlarda idari tahkikat yaparlar. En saglami yazili basvuru ancak e postayi da ciddiye alirlar.

Davayı Konya İdare mahkemesine MSB'ye karşı açtım. AYİM'de açmamamın sebebi; AYİM sadece asker şahısları ve 1111 sayılı askerlik kanununa tabi sivillerin davalarına bakıyor diye biliyorum. onun için Konya İdare Mahkemesi başkanlığına hitaben dilekçe verdim. Şahit verebilmek için beraber sınava girdiğimiz insanları tanıyor olmamız gerekir. Ancak hiç biri daha önce tanıdığım insanlar olmadığı gibi kim olduklarını bile bilmiyorum. Eğer işimiz AYİM'e kaldıysa o iş zaten olmayacak demektir. Çünkü AYİM adil bir mahkeme asla olamaz. Ben kendimde asker emeklisiyim bu konu aslında oğlumla alakalı. Yani AYİM'in ne derece adil olduğunu bizden iyi kimse bilemez. O mahkemeden asla doğru bir şey çıkmaz. Yazdığım dilekçenin sadece küçük bir bölümü bu yazdığım. Dediğiniz gibi sportif biri olduğumu hatta gerçek sonuçlarımı mahkeme veya noter huzurunda tekrar edebileceğimi verdiğim değerlerden biri bile düşük olduğu taktirde ileri sürdüğüm tüm iddialarımı geri çekip her türlü cezayi müeyyideyi de peşinen kabul edeceğimi dilekçemde belirttim. Bir insan doğru söylediğini bundan iyi gösterebilir mi bilmem. ilgililer hakkında ben kendim savcılığa suç duyurusunda bulunmayı düşünüyorum. Bu konudaki dilekçe şu anda yazım aşamasında. İlginiz için teşekkür ederim.

Askeri kurumla ve askeri bir konu ile ilgili oldugu icin dava acma yeri AYIM. Konya idare mahkemesinin gorevsizlik vermesi gerekir. AYIM adil yargilamanin yapildigi, bir yerdir. Bunun ile ilgili AIHM nezdinde kararlar var. Ayrica askeri idare mahkemesi Turkiye'ye ozgu bir durum degil.

Oradaki hakimler adli tatil olmadan calisirlar, konularinda uzmanlasmislardir. Askeri uygulamalari bilirler. Ayrica davaniz cok daha kisa surede sonuclanir. Tabi begendiginiz mahkemeye dava acarsaniz dosyanizin AYIMe gitmesi zaman alir o da AYIM'in kusuru degildir.

Asla dogru karar cikmaz derken hangi karari yanlis ise bilgilendirirseniz okumak isterim. Oyle butun bildiklerinizi anlatmaniza da gerek yok. Bir ornek verin AYIM nerede kimin hakkini yemis, nasil tarafli davranmis.

Bir mahkemenin adaleti ete süte dişe dokunmayan davalarda aldığı kararlarla değil, hakkaten ete dişe dokunur davalarda aldığı kararlarla ölçülür. İşte bizim davamızda ete dişe dokunacak bir davadır. Çünkü mülakata bile Kara Harp okulu komutanı Tümgeneral in girdiği bir sınava dairdir. Yani eğer bizim lehimize bir karar çıkacak olursa ben hemen bu ilgililerin hakkında paralel terör örgütü üyeliği, hatta yabancı istihbarat örgütleri için ajanlık suçlaması ile savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Çünkü bize yapılan kendilerine bağlı aday öğrencilerin okula alınması için parlak sınav sonuçlu diğer öğrencilerin sonuçlarının tahrif edilmesinden başka bir şey değildir.

Size olunca ota dise dokunur degilse dokunmaz oyle mi? AYIM karari ile sinif gecen okula done haklari iade edilen onlarca ogrenci var, bunlar da ictihat halinle yayinlanmis. Okudunuz mu?

Kendi istegiyle ayrilan kisiler dahi tazminat icin AYIM'e basvurmus ve AYIM bu kisiler lehine karar vermis bilginiz var mi?

Kusursuz sorumluluk ilkesi ile idareyi kusuru olmadigi durumlarda dahi vatandasa tazminat odemeye mahkum ettigi de tabi onemli degil. Cunku sizin ile ilgili olmadigi icin dise dokunur degil.

Bir tane dosya soyleyin ki vatandasin hakki yenilmis olsun dedim, dise dokunmayan dava..... vs dediniz. Var mi bildiginiz herhangi birseyde bu mahkemeyi boyle sucluyorsunuz? Varsa paylasin bilelim.

Yok AYIM tarihinde bir kere bile dise dokunur davaya bakmadi ama kesin adaletsiz karar verir.

Öncelikle bana olunca ete dişe dokunur olmayınca dokunmaz diye bir anlayışım asla olmadı. Aslında burada kullanılması gereken ifade “zülfi yâre” olmalıydı. AYİM kararı ile evet okula dönen hakları iade edilen onlarca değil belkide yüzlerce öğrenci vardır. Bende buna şahidim. Ama bunların tümü hukuksuzluğu gizlenemeyecek tabiri caizse kıvırılanamayacak davalardır ve açık hukuksuzluk içerdiğinden mecburen alınmış kararlardır. Aksi taktirde AİHM’den geri dönecektir üstelik katmerli bir şekilde. Bizim davamızda olduğu gibi kolaylıkla belge yok yalanına sarılınmayacak davalardır bunlar. Nöbet tutarken kafasına yıldırım düşmüş zavallı Mehmetçiğin ailesine verdiği tazminat kararını sen davadan mı sayıyorsun. Onu bizim muhtarda yapıyor zaten. Kusursuz sorumluluk ilkesi Askeri AYİM mahkemesine özel bir kural değildir. Bu bir evrensel hukuk kuralıdır. Yani bunu sivil mahkemelerde, tazmanyanın mahkemeleride veriyor. Burada hiçbir generalin bir zararı söz konusu değildir ve onun için tabikide tazminat kararı alınacaktır. Benim yukarıda söylediğim lojman davasında olduğu gibi Kanun ve yönetmelik hükmü açık ve sarih olduğu halde acaba bir kıvırma payı bulabilirmiyiz diye birliğimden şahsi dosyamı isteyende AYİM’dir. Sorarım sana idari bir mahkemenin idari bir konuda şahsi dosyamla ne alakası olabilir. Ben sana demişim ki hukuksuzluk var AYİM’de yok önce hele bir bakayım bakalım sen bizim standartlarımızda muteber bir vatandaşmısın değilmisin ben önce ondan emin olayım sonra kararımızı veririz diyor bunun tevili budur. Bir örnek ver demişssin al sana bir örnek. Allah’tan şahsi dosyamda onların işine yarayabilecek zerre kadar bile bir sorun yoktu. Mecbur kalıp lehime karar verdiler. AYİM emir komuta zinciri içinde karar veren bir mahkemedir. Zaten 1972 yılında kendilerinin lehine karar vermeyen zamanın sivil mahkemelerinin verdiği kararları beğenmeyen 12 mart darbe generallerinin zamanın darbe ortamında kurulmuş bir general mahkemesidir AYİM. Mahkeme üç üyeden oluşuyor ve bunlardan bir tanesi hukukçu olmayan bir subaydır. Düşünebiliyormusunuz piyade sınıfından üye subay senin hakkında karar veriyor. Hayatındaki bildiği tek şey yat kalk sürün yaptırmak olan biri ne kadar adildir çok merak ediyorum. Üstelik bunun veto hakkı var. Yani generallerin keyfine uymayan bir kararın çıkması mümkün değildir. Siz hakimlik teminatı nedir bilirmisiniz. Verdiği kararlardan bahsediyorsunuz ama AİHM’nin hakimlik teminatı ve bu hukukçu olmayan subay üye nedeniyle Türkiye’yi mahküm ettiği yüzlerce dava var siz neden onlardan bahsetmiyorsunuz. Mahkemenin hakimlerinin sicilini bir general veriyor ve siz de o hakimin adil karar vermesini bekleyeceksiniz. Madem öyle niye geleceğe yönelik tüm vaatlerde AYİM’in kaldırılmasını herkes vaat ediyor. İyi olsa heralde kimse kaldırılmasını istemez öyle değil mi.

- - - Updated - - -

Bu arada maalesef Konya idare Mahkemesi görevsizlik kararı verdi. Bende zaten böyle çıkacağını biliyordum ama belki kaçırdığım bir kanun değişikliği vardır. Zayıf ihtimalde olsa öncelikle bu ihtimali deneyeyim dedim. Çünkü bu haksızlığı yapanlar nasıl olsa AYİM bizden yana karar veriyor. Dolayısı ile korkusuzca hukuksuzluk yapabiliriz düşüncesindedir. 60 günlük dava açma süresini geçirmek içinde elinden geleni yapıyor. Ben 8 ağustos'ta sonuçlarımı gönderin demişim, onlar bir ay sonra ben sonuçları balıkesir myo'ya gönderdim onlar size gönderecek diye yazı gönderiyor. Balıklesir'de tam 1,5 ay sonra bu sonuçları gönderiyor. Bu arada 60 günlük süreyi bilmeyende geçirmiş oluyor. Çünkü onlara göre bizler hukuk cahiliyiz iş bilmediğimizden böyle bir yöntemle savuşturmayı düşünüyor.

AIHM, AYIM'in bagimsizligini onaylayan kararlari defalarca verdi. Okumak isterseniz linki;
http://www.msb.gov.tr/Ayim/icerik/ay...aihm-kararlari

Lehinize karar vermisler gene size yaranamislar. Ozluk haklariniz ile ilgili actiginiz bir davada ozluk dosyanizin istenmesi normal. Ozluk dosyanizdan durumu kontrol etmisler, sizi hakli cikaran delili bulmuslar ve lehinize karar vermisler. Ozluk dosyaniza bakip, "kivirma payi" nasil bulunur. Sicil dosyaniz zaten ayri eger cekindiginiz sey oysa.

Subay uyenin veto hakki yok, gorev suresi sabit ve sinirlanmistir. Ihtisas gerektiren durumlarda normal ve bu insanlar orada kalici da degil. Idare mahkemelerinde ne oluyor saniyorsunuz? Hukuk egitimi alinmadan hakim olarak gorev yapiliyor. Halbuki bu subaylar gorev oncesi egitim aldiklari gibi okulda da hukuk egitimi aliyorlar. Bu ulkenin Anayasa mahkemesinin baskani Hukukcu degil beyfendi.
"Hayatındaki bildiği tek şey yat kalk sürün yaptırmak olan biri..." tabiriniz terbiye disi. Hadi bir subayin aldigi akademik egitimi, muhendislik diplomasi almasini, hukuk okumasini hadi anlayamiyorsunuz. Kaldi ki bunlar sadece Harp Okulunda alinan egitim, ondan sonra meslek ici egitim, Yuksek lisans falan tabi bunlar akademik konular. Meslek tecrubesine de sayginiz yok. Baska sinif bilmiyorsaniz dahi piyadecilik dahi sizin asagiladiginiz gibi basit bir kavram degildir. Sadece manganin sevk idaresini anlatan piyade talimnamesi bile 800 sayfanin uzerinde. Sadece Piyade sinifina ait 67 tane talimname var ki yardimci yayinlar buna dahil degil. Bunun haricinde, piyade subayi havan birligine gorevlendirilir Topcunun yaptigi her gorevi yapar, topcu talimnamelerini uygular, Ic Guvenlik gorevi verilir; Polisin Jandarmanin yapmasi gereken isi yapar ve Ic Guvenligi saglar, barisi destekleme harakati ile uluslararasi arenada ulkeyi temsil eder, Mekanize birliklerinde ayni tankci gibi gorev yapar, mekanize araclari bakim ve idame eder, Hudut hala piyadenin sorumlulugundadir..... Yani bu isler oyle sizin dediginiz gibi yat kalk surun degildir. O sadece sizin anlayabildiginiz.
dilekceya cevap suresi 30 gundur. Eger bu sure icerisinde idare cevap verirse dava sureniz bu tarihten itibaren, cevap vermez ise 30 gunun dolmasiyla dava suresi baslar. Yani gec cevap verilmesi veya hic cevap verilmemesi sizin hak kaybiniza neden olmaz. Ki zaten size cevap verende AYIM degil, idare cevap verir siz ona gore dava acarsiniz. Sizin orneginizde, sizin bilerek ve isteyerek yetkisiz bir mahkemeye dava acmaniz AYIM'in hatasi degildir. dosyaniz AYIM'e gonderilir ve AYIM davayi gecikmeye ragmen gorur.
Sizin davanizda da durumunuzu somut olarak kanitlama imkani var. Normalde sizin istetmeniz gerekirdi ama o asagiladiginiz piyade subayi yonergeyi bilir, gerekli kaydi aldirir. bulamazlarsa da gerekli islemi yaptirirlar siz merak etmeyin.

Birincisi o davanın konusu özlük hakkımla ilgili değil, oturduğum lojmana oturulamaz raporu verilmesi ve eşiti lojman tahsis edilmemiş olması idi. Lojman konusunun benim şahsi dosyamla ne alakası olabilir. Eğer siz biliyorsanız anlatında bizde bilelim. İkincisi lehimize karar vermiş olmaları benim hak ve hukukuma verdikleri değerden değil kamu konutları kanunu ve TSK Kamu konut yönetmeliğinde bulunan açık ve seçik “oturduğu konutuna oturulamaz raporu verilenlere oturduğu konutun eşiti konut tahsis edilir” maddesinin kendilerine hareket alanı bırakmamış olmasıdır. Emin ol ki yönetmelik eşiti konut tahsis edilir değil de eşiti konut tahsis edilebilir deseydi karar kesinlikle benim lehime çıkmazdı. Bizde bir deyim var nizamiye dışına yay yüklü olmak diye aha işte AYİM aynen bunun gibi haksızlığa ve hukuksuzluğa yay yüklüdür. Bir çıkar yol bulabildiği taktirde asla bizim lehimize karar vermez. AİHM çıktı mertlik bozuldu. Bir mahkemedeki hukukçu olmayan üyenin sınırlı görev süresinin bulunması o mahkeme ve üyeyi meşru mu yapar. Ben sizi hukukçu zannediyordum ama meğer siz bizden bile daha fazla militaristmişsiniz maşallah. İhtisas gerektirmesi durumu demişin ama ben mahkemelerin ihtisas gerektiren durumlarda başvurduğu kurumun bilirkişi kurumu olduğunu biliyordum. Üstelik bilirkişi mahkemelerde kararda oyu ile etkili olmaz ama verdiği teknik bilgi ile hakimi ikna ederse oda olabilir. Bir kimse hem bilirkişi olacak hemde kararda etkili olan oy hakkına sahip olacak bu nasıl mahkemedir. Piyade sınıfının görev ve sorumluluklarına ilişkin bilgi vermişsiniz 800 sayfa demişsiniz. Bende uçak bakımcıyım. Bir F-4 uçağının uçması için 85 ayrı ihtisas bir araya gelerek, toplamı 10 000 çeşit teknik neşriyatlarda yazan ki bunlardan bazıları 20 bin sayfa 9 ciltten oluşan tüm kitapları bilmeyi gerektirir. Üstelik 800 sayfa piyade sınıfının ihtisası ile ilgili değil değişik durumlardaki hareket tarzlarını anlatır. O zaman biz mahkemelerde niye hukukçu hakim savcı atıyoruz ki her mahkemeye gönderelim piyade sınıfından bir subayı olsun bitsin. Bu doğal bir durum mu yani. O zaman AİHM niye her gelen karara tazminat veriyor onu anlamadım. Madem bu kadar adil bu AYİM niye her tarafa bunlardan kurmuyoruz ki. Allah aşkına siz gerçekten hukukçu musunuz emin misiniz.?