Ceza Genel Kurulu'ndaki dosyanın akibeti
Merhabalar,
Şikayetçinin şikayetini geri çektiği ve rızaya dayalı bir ilişki yaşandığını beyan ettiği kamu davasında Yerel Mahkemenin vermiş olduğu 14 yıl hapis cezası kararını 1,5 yıl cezaevinde yattıktan sonra ilgili Yargıtay Dairesi bozmuştur, cezaevine karar yollayıp tutukluluk haline ivedi bir şekilde son vermiştir ve ardından mahkemeye beraat verilmesi yönünde kararını belirtmiştir. Tekrardan yapılan mahkeme sonucunda Yerel Mahkeme, Yargıtay Dairesi'nin kararına uymamış ve tekrar verdiği cezada direnmiştir ama tutuklamamıştır ve dosya Yargıtay ceza kuruluna gitmiştir.
Benim soracağım şudur;
1- Yerel Mahkemenin, Yargıtay Ceza Dairesi kararına uymaması sıklıkla yaşanan bir durum mudur?
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu genelde Yargıtay Ceza Dairesi kararına mı yoksa Yerel Mahkeme kararına mı onay verir?
3- Yargıtay Ceza Genel Kurulu dosyayı incelerken Hakimin takdirine bakar mı? Kısacası hakkaniyete göre karar verildiyse bunu baz alır mı yoksa sadece usule mi bakar?
4-Zira Yargıtay Dairesi'nin yazdığı 2 sayfalık ve çok keskin olan gerekçeler mi(hukuki gerekçeler, 6 aylık zaman aşımı, deliller) yoksa yerel mahkemenin olayı dramatize edip yazmış olduğu 20 sayfalık yasalara dayanan değil de, hakkaniyete dayanan gerekçeler mi daha önemlidir?
Tabi ki bu soruların çok net ve kesin cevapları yoktur, lakin ben sizlerden buna benzer davalarda gördüklerinizi ve duyduklarınızı baz alıp cevaplandırmanızı rica ediyorum.
Şimdiden teşekkürler :)
Cevap: Ceza Genel Kurulu'ndaki dosyanın akibeti
Öncelikle geçmiş olsun.
Sırasıyla sorulara cevap vermeye çalışacağım.
1-Mahkemeler, direnme kararı verebiliyorlar, yani yargılama yapsam bile aynı cezayı vereceğim zaten diyerek, topladığı delillerde ve verdiği cezada bir hata görmüyor, tamamen yasaya uygun karar verdim diyerek aynı kararda direnerek dosyayı ceza genel kuruluna gönderiyor.
Ceza genel kurulu da yerel mahkeme ile yargıtay arasındaki uyuşmazlık konusuna bakar ve mahkeme kararından çok Ceza Dairesi'nin gerekçelerine bakar.Bu sıkça yaşanan bir durum demek pek doğru olmaz.Genelde mahkemeler bozma kararına uyarlar.
2-Ceza Genel Kurulu, her iki tarafın kararını da inceler ama mahkeme kararındaki gerekçeler zaten bozma ilamında bulunduğu için öncelik olarak bozma ilamına bakar, sonrasında mahkeme kararını incelerler, ve çoğu zaman Yargıtay Ceza Dairesi kararı lehine çıkar ama bunun aksi de olabiliyor, yani yüzde yüz oran vermemiz yanlıştır.
3-Hakimlerimize taktir yetkisi verilmiştir ancak ceza yargılamasında (her ne kadar sadece bu lafta kalsa da) sanık cezalandırmak için öncelikle yüzde yüz sanığın suçlu olması ve bunun delillerle desteklenmesi gerekir, mesela salt hakim benim takdirim size 14 yıl veriyorum diyemez, ama indirim yapmayabilir, cezanızı ertelemeyebilir.
4-Hakkaniyet, dramatize bunlara bakmazlar, her zaman delil, belge önemlidir, yerel mahkemenin salt tanık beyanlarına dayanarak verdiği bir çok kararı, yargıtay bozuyor, mantık ise, sırf tanık beyanlarıyla bir kişiye ceza vermek, ileride telafisi güç sonuçlara neden olabilir, netice de hakimler cezaları verirken, sanıkların ileriki yaşamlarını da göz önünde bulundurmak zorundadır.Çünkü sabıkalı bir insanın karşısına bu karar, her zaman çıkacaktır.
Elbetteki mahkemenin ve ceza dairesinin sunduğu gerekçelere bakacaklardır, ama oradakiler işinin ehli insanlar ki oralara getirilmişler.Onlar neyi yapacaklarını iyi bilirler.