Telif Hakları konusunda Yargıtay Kararı
Merhaba,
Bar,restorant market, avm kısacası umuma açık mekanlarda radyo ve tv den müzik dinlemek yasaktı, Bunun için meslek birliklerine telif hakkı ödenmesi gerekiyordu, Bununla ilgili olarak bir bar sahibine izinsiz müziklerini yayınladığı için bir müzik yapım şirketi dava açmış yargıtaya kadar bu dava gitmiş yargıtayda davayı reddetmiş.
Bu dava sonucuna dayanarak market, bar avmlerde, türkçe ve yabancı müzik yayınları firma tarafından yapılabilir mi?
Ya da radyolardan müzik dinlenebilir mi?
Bu davaya istinaden müzik yayınlarsak tarafıma dava açılır mı?
Teşekkür ederim
Haber şu şekilde
Yargıtay, otel, lokanta ve bar gibi umuma açık işletmelerde yapılan müzik yayınlarına ilişkin önemli bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme, umuma açık işletmelerde müzik eserinin radyodan veya televizyondan yayınlanmasının, yapımcı ve sanatçının malihaklarının ihlali anlamına gelmeyeceğine karar verdi. Yargıtay’ın kararına konu olay 2013 yılında İstanbul’da yaşandı. Bir yapımcı şirket, televizyonda yayınlanan şarkıları müşterilerine dinleten bar sahibi hakkında şikâyette bulundu.
BAKANLIK BOZMA İSTEDİ
Şikâyet dilekçesinde bar sahibinin, yapımcı şirket ve eser sahibi sanatçıların malihaklarını ihlal ettiği savunuldu. Şikâyet üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığısoruşturma başlattı. Ancak Başsavcılık, soruşturmanın sonunda takipsizlik kararı verdi. Bu karara yapımcı şirket tarafından yapılan itiraz da İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Böylece takipsizlik kararı kesinleşmiş oldu. Bu gelişme üzerine yapımcı şirket, kanun yararına bozma yoluna gidilmesi içi Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Talebi kabul eden Bakanlık, Aralık 2014’te takipsizlik kararının kanun yararına bozulması için dava dosyasını Yargıtay’a gönderdi.
YARGITAY REDDETTİ
Kanun yararına bozma talebine ilişkin yazıda, “Söz konusu eserlerin umuma açık olarak yayınlandığının tespit edilmesi karşısında suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine ret kararı verilmesinde isabet görülmemiştir” ifadelerine yer verildi. Kanun yararına bozma talebini görüşen Yargıtay 19. Ceza Dairesi ret kararı verdi. Kararda, lokanta, bar, otel ve market gibi yerlerde müzik eserlerinin radyodan veya televizyondan yayınlanması halinde, yapımcı, sanatçı ve eser sahibinin bu yayını engelleme açısından haklarının bulunmadığı vurgulandı.
RADYODAN TELEVİZYONDAN MÜZİK SERBEST
Söz konusu yayın nedeniyle sadece radyo ve televizyon yayıncısının yayın üzerinde inhisari nitelikte mali haklarının ihlalinden söz edilebileceğine dikkat çekilen kararda, “Şüphelinin bir müzik eserini, televizyondan yapılan yayınla işletmesinde, umumi mahalde müşterilerine dinletmekten ibaret olan eyleminde, fonogram yapımcısı ve icracı sanatçılar yönünden mali hakların ihlali söz konusu olmadığından eylemin suç oluşturmayacağı gözetilmelidir” denildi. Bu karar sonrası bar sahibi hakkında verilen takipsizlik kararı kesinleşirken, ceza almasının yolu da kapamış oldu.
(Kaynak:Habertürk)
Cevap: Telif Hakları konusunda Yargıtay Kararı
Alper Bey,
Bu konu önemli bir konu ve uzun yıllar öncesinde Fikri Mülkiyet konusunda Fikir ve Sanat Eserleri alanında çalışan meslektaşlarımızın bir kısmı müzik yayınını kim umuma iletirse iletsin, her ileten hak sahiplerine bir bedel daha ödemelidir görüşünü savunuyordu. Benim de katıldığım bazı kişiler, Yargıtay'ın şimdiki kararını savunuyordu. Hatta bir sempozyumda ben kürsüden bu görüşü savununca meslek birliklerinin avukatları çok sert eleştiriler yöneltmişti bana. Yıllar sonra da olsa doğru sonuca ulaşılması isabetli oldu.
Fikri Mülkiyet hukuku alanında mali haklar ve manevi haklar meselesi önemlidir ve korunmalıdır. Ancak bu koruma fikri mülkiyet hukukunda sağlanan monopolün, yani kişinin insanlığa, topluma, bilime, sanata vs sağladığı katkı karşılığında ödüllendirilmesini aşırıya götürmemelidir. Yani, hakkın suiistimali boyutuna erişmemelidir. Piyasadaki etkin rekabeti bozucu şekilde ve haksız kazanç oluşturacak şekilde kullanılmamalıdır. Marka, Patent, Endüstriyel Tasarım, haksız rekabet gibi alanlarda bu konu daha açık şekilde düzenlenmiş ve doğru şekilde uygulanmaktadır; bir fikri mülkiyet hakkına konu ürünü ilk defa piyasaya süren kişi o ürünün sonraki ticarileştirilmesine karışamaz, engel olamaz ve bundan ilave gelir elde edemez. Son zamanlarda YARGITAY Fikir ve Sanat Eserleri ile ilgili olarak özellikle de bilgisayar programları konusunda da bu yoruma ulaşmıştır. Bilgisayar yazılımları da fikir ve sanat eserleri kapsamında korunur, bir yazılım bir kere satıldıktan sonra yazılım sahibi fikri mülkiyet hakkının sebebi olan ücreti (buluş primini) almıştır. Bundan sonraki ticari satışlara karışamaz, engel olamaz, ek gelir elde edemez şeklinde yeni Kararlar çıkmıştır.
Özellikle radyo ve televizyon kanalları yayın yaptığında hak sahibine bir bedel ödemektedir. Umuma açık mekanlarda da bu radyo ve televizyonların gösterilmesi halinde müzik yayıncısına bir kere daha ücret ödenmesinin isabetli olmadığını düşünüyorum. Kaldı ki, mekanında radyo ve televizyon yayını yaptığı için müzik yapımcılarına bir bedel ödenmesi halinde, bazı yerlerde radyo ve televizyon açılmaz hale geleceği için, ana gelir kalemi reklamlar olan radyo ve televizyonların da izlenme oranları düşecektir. Bu nedenle de radyo ve televizyon, fikri mülkiyet hakkı sahibine bir bedel ödedikten sonra bu yayını umuma açık yerde izlettiren/dinlettiren gerçek/tüzel kişilerin ek ücret ödememesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak, bu mekanın niteliği önemlidir; eğer bu mekan radyo/TV yayını izlettirerek para kazanıyorsa, yani kişiler bu mekana maç yayını izlemek vs gibi nedenlerle sırf o yayına erişmek için geliyorsa, mekanın ödeme yapması gerekir, ancak otobüs, vapur, tren, dolmuş, uçak, lokanta, bar, mağaza, otel, avm, konut asansörü ve sair yerlerde bu nitelikteki yayınlar nedeniyle bir bedel ödenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Fikri Mülkiyet haklarında "hakkın tükenmesi /Exhaustion" ilkesi ile de ilgili olan bu konunun uzun tartışmalara da sahne olacağını düşünüyorum.
Av. Dr. Ahmet T. KEŞLİ