İnsanın başına gelmeyinceye kadar, anlayamazmış!!!
2014 yılı eylül ayında, isteğim dışında il içi yer değişikliğine tabi tutuldum. İdare mahkemesine başvurmak için, Müfettiş Soruşturma Raporunda sadece benimle ilgili bilgilerin tarafıma verilmesi için Bakanlığımız Personel Genel Müdürlüğüne BİMER aracılığıyla başvurdum. Bana “ Müfettiş talebi doğrultusunda, atamanız İl Müdürlüğünüzce değerlendirilmiştir. Gizli evrak niteliği olan Teftiş Raporu içeriği konusunda Bilgi Edinme Kanununun 9.maddesi gereğince bilgi vermek zorunda değiliz.” cevabı gönderildi. Biraz da emrivaki ve tehditkar bir üslupla, ilginçti. Ben de 4982 sayılı kanunun 13.maddesine istinaden, kurulun önceden verdiği emsal kararlar da sunarak Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna bu cevap için itiraz ettim. Kuruldan gelen cevapta, itiraz dilekçelerinin 15 gün içerisinde kuruma ulaşması ve kayda girmesi gerektiği, sürenin 3 gün geçtiği anlaşıldığı, bu nedenle işlem yapılmayacağı belirtilmişti. Kanunun 13.maddesinde “kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde Kurula itiraz edilebilir.” diye açıkça yazılmaktaydı halbuki. Ben üstelik 15 günlük süre dolmadan itiraz dilekçemi yazmama rağmen olumsuz cevap aldım. Kendi kurul kararları, kanunun üstünde oluyor dolaylı olarak. Kanunu uygulamayan, kanunla kurulmuş bir kurum, ne çelişki ama….
Yani sonuç olarak, gerekçesini bilmediğiniz bir sürgün tayine maruz kalıyorsunuz, Bakanlığınız da Başbakanlık Bilgi Edinme değerlendirme Kurulu da sebebini kanun çerçevesinde talep etmenize rağmen, keyfi değerlendirmelerle olumsuz cevaplıyorlar. Çünkü gerekçe olarak sunulan kanunun maddesinde , gizli bilgi ve belgeden bahsetmektedir. Ben sadece , Raporun sonuç kısmında benimle ilgili kanaati belirten bilgiyi talep etmiştim. Çünkü müfettişin hangi gerekçeyi gösterdiğini çok merak ediyordum. Ortada somut bir suçum yok, üstelik müfettiş kendisi bizzat iddiaları iftira olarak teyit ediyor ve hiçbir disiplin cezası da veremiyor ama idari olarak il içi yer değiştirme cezası veriyor. Ne kadar çelişki, ne acı bir durum.
İdari itiraz süresini geçirmeden son bir umutla, Yürütmeyi Durdurma ve İptal istemli İdare mahkemesine dava açtım. Dava dilekçemde yukarıda bana verilen cevapları ve durumu da anlattım. Ben gerçekten haksızlığa uğradığıma emindim. Müfettiş soruşturmasında, benim için iddia edilen suçlamaların hepsine somut belgeler ile cevap verdim. Müfettiş hatta bana “ bu 3-4 konunun hepsi de iftiraymış gerçekten. Senin yerinde olsaydım, bu iftirayı atanlara tazminat davası açardım. ” dedi. Fakat ne hikmetse, sonradan gelen müfettiş raporunda, artık ne gerekçe gösterilmişse il içi yer değişikliği yapıldı. Üstelik disiplin cezası da verilmedi bana. Aslında konu; benim çalıştığım kurumda düzeni bozduğum, diğer personellere baskı yaptığım, görevimi kötüye kullandığım iddialarına dayanarak açılan bir soruşturma dosyasıydı. İdari olarak önceden Valilikçe soruşturma yapıldı, incelemeye yer olmadığına ve savcılık tarafından da takipsizlik kararı verildi. Fakat bunu hazmedeyemenler, bakanlığa imzasız dilekçeler yazdılar , dilekçelere istinaden müfettiş geldi sonunda. Müfettiş de detaylı bir soruşturma yaptı, ortada hiçbir somut olay da olmadığından bir sorun yok diye tahmin ediyordum. Fakat hayal kırıklığı yaşattı müfettişimiz.
Gelelim finale. İdare mahkemesinden karar geldi bugün. YD talebim red edilmiş. 2577 sayılı kanunun 27/2 maddesi gerekçe gösterilmiş. Kararda “ atama kararının yukarıda belirtilen gerekçelere istinaden açıkça hukuka aykırı olarak tesis edildiği tespit edilmekle birlikte, telafisi güç ve imkansız zararların meydana geldiğine dair somut bilgilere rastlanılmadığından 2577 Sayılı Kanunun 27/2 maddesine istinaden YD talebinin REDDİNE, ” denilerek müthiş bir karara imza atılmış. En acısı da, bu kararda da niye sürgün edildiğim net olarak yazılmamış. Yani ben hala niye sürgün edildim, bilmiyorum. Çünkü mahkemeye gönderilen ve mahkemenin kararında belirttiği ifade: “Müfettiş raporunda, adı geçen personel ile ilgili disiplin ve adli yönden hiçbir işlem tesis edilmemesi, idari olarak il içi yer değişikliği takdirinin de Valilik Makamında olduğu” belirtilmiştir. Başka hiçbir işe yarar bilgi yok. Valiliğin takdirini kamu yararı olarak yorumlamışlar. Somut hiçbir gerekçe yok .
Herhalde böyle bir olayla karşılaşan yoktur. Ben kararı okuyunca çıldırdım resmen. Suçsuz olduğunuza eminsiniz, haksız bir işleme maruz kalıyorsunuz. Hakkınızı aramak için bilgi talep ediyorsunuz olumsuz cevap alıyorsunuz. Bu cevaba itiraz ediyorsunuz, kanunda süresi bitmediği halde keyfi yorumla 3 gün gecikti diye buna da olumsuz cevap alıyorsunuz. Sebebini bilmediğiniz, bu yüzden kendinizi tam anlamıyla savunamadığınız bir durumla idare mahkemesine dava açıyorsunuz, mahkeme karar hukuksuz ama ortada bir zarar yok diye red ediyor. Mahkemeye kalsa, benim aklımı yitirmem, cinnet geçirmem gerekiyor. Onların tabiriyle telafisi güç ve imkansız zarar olması lazım. Yahu ben memleketimden sürgünle başka bir ilçeye tayin edilmişim, eşim, çocuklarım psikolojik olarak yıpranmış, ben hem geldiğim yerden ve yeni gitttiğim kurumdan sürgün etiketiyle töhmet altında kalmışım, itibarım kalmamış, dışlanmışım, daha ne olsun. Bunlar zarar değil ki. Allahımdan tek dileğim, aynısının buna sebep olanların başına gelmesidir.
Ben bu karara itiraz edeceğim. Hakkımı sonuna kadar, aklımı kaybetmeyene kadar arayacağım. Benim bu durumumu anlayan, vicdanlı, mevzuatı bilen arkadaşlar lütfen bu karara yapacağım itiraz için, bana emsal ve kesin kararlar varsa elinizde paylaşırsanız çok makbule geçecektir. Acilen bekliyorum. Şimdiden yardımcı olanlara teşekkür ediyorum….
Cevap: İnsanın başına gelmeyinceye kadar, anlayamazmış!!!
Yürütmeyi durdurma talebi mi yoksa dava mı reddedildi. Onu anlayamadım.
Cevap: İnsanın başına gelmeyinceye kadar, anlayamazmış!!!
122 kİŞİ okumuŞ , bİr kİŞİ yorum yapmiŞ... Bu forumdan bu kadar performans İlgİnÇ. Ben acİlen yardim İstemİŞtİm ama bu kadarmiŞ demekkİ... İnsan da Şans olmazsa her yerden de kaybeder zaten....