Ecri misil ve El atmanın önlenmesi davası açılabilir mi?
Merhabalar,
Aşağıda ki hususlarda değerli görüş ve önerilerinizi rica ediyorum. İlginiz için şimdiden teşekkürler..
Konut kredisi kullanarak aldığım Kat İrtifak Tapulu dairemin tamamen ruhsatsız kaçak bir binada olduğunu, sahte evrak düzenlenip tapu görevlisi de aldatılmak suretiyle yolsuz tapu sicili oluşturulup Kat İrtifakı kurulduğunu sonradan öğrendim. Tüketici Mahkemesinde dava açtım. Tapunun iptali ile davalıya tescili ve ücretinin davacıya (bana) verilmesi yönünde karar çıktı.2 yıldır icra yolu ile daire ücretini davalıdan tahsil etmeye çalışıyorum.
Nihayet müteahhit 26.12.2014 tarihinde icra dairesine taksit yaptırmış ve ilk taksiti yatırdıktan sonra, 30.12.2014 tarihinde el atmanın önlenmesi ve ecri misil talebi ile dava açmış.
Bedel ödenmediği için tapu halen benim üzerimde ve müteahhide iadesi yapılmadı. Dairede halen oturuyorum. Emlak vergilerini ödüyorum.
Davalının da ecri misil davasını açtığı tarihe kadar bu yönde bir talebi olmadı. Böyle bir talebi olsaydı ya daireden çıkar yada kendisinden munzam zarar olarak tahsil etmek üzere kira kontratı düzenlerdim.
Bu süreçte daire fiyatları da yükseldi. Davalıdan aldığım faiz bu yükselişi de karşılamıyor. Kararda fazlaya ilişkin hakların saklı tutuldu.
Bildiğim kadarıyla mahkeme kararlarında ki edimler aynı anda ve karşılıklı olarak yerine getirilmek üzere hüküm altına alınırlar.
Davalı hüküm altına alınan bedeli ödemeden, daire benim kira vereceksin yada daireyi boşaltacaksın demeden ecri misil ve el atmanın önlenmesi davası açabilir mi?
İcra dairesince tarafımdan (alacaklıdan) Cezaevi harcı da kesildi. Bu bedeli borçludan tahsil edebilir miyim?
Bu hususlarda emsal karar var mıdır?
Saygılarımla....
Cevap: Ecri misil ve El atmanın önlenmesi davası açılabilir mi?
Davalının üzerine tescil edilen evin tapusuna haciz koyduğunuzu farzediyorum. Ancak mahkemenin verdiği gayrimenkul satış ücretinin iadesi nedeniyle uğradığınız zararların açacağınız davanın adı munzam zararların tazmini davası ve faiz ile karşılanamayan zararların tazmini olabilir.
Fakat doğal olarak tapu karşı tarafın adına tescil olduğuna göre sizin de kullanma bedeli olarak ecrimisil ödemeniz ve şu anda fuzuli işgalci konumunda olduğunuzdan dolayı da evi sahibine iade etmeniz gerekiyor.
Cevap: Ecri misil ve El atmanın önlenmesi davası açılabilir mi?
Basri bey selamlar,
Öncelikle ilginiz ve cevabınız için teşekkür ediyorum. Aşağıda ki hususta da yorumunuzu rica ediyorum.
Evin tapusu halen benim üzerimde. İcrada iade edeceğim daire tapusu üzerine haciz koymadık. Borçlunun AVM ve otoparkı üzerine haciz konuldu. Karşı tarafın banka hesapları (büyük bir holding ve AVM sahibi olmasına rağmen) tamamen boş, AVM ise bankaya yüksek bir bedel karşılığı rehinli. Bu sebeple hükmedilen daire bedelini tahsil edip, yeni bir daire alamadığım için halen bu dairede ikamet ediyorum. İade bedelinin son taksitini alır almaz, tapu devrini yapacak ve iyi kötü bir daire alıp hemen çıkacağım. Burada bir sıkıntı yok.
1- Mahkeme kararları tarafların edimlerini aynı anda ve karşılıklı olarak yerine getirmesi gerektiği şeklinde yorumlanıyor sanıyorum. Borçlu parayı ödemediği ve ödemek niyetinde olmadığı için tapu devrini talep etmedi. Kendisi de gidip mahkeme kararına dayanarak tapu devrini almadı. Bu sebeple daire tapusu halen benim üzerimde.
2- Tahsil sürecinde başka bir yere kiraya çıksam yada bu daire için kira bedeli ödüyor olsam, ödeyeceğim bu kira bedelini munzam zarar olarak borçludan tahsil etme hakkım olacaktı.
Borçlu bu sebeple kira istiyorum yada evimi boşalt gibi taleplerde bulunmadı. Burada zimmi bir kabul, zimnen bir anlaşma söz konusu olduğu kabul edilir mi?
3-Aksi bir kabulde açılacak karşılıklı davada Mahkemenin; bana "sen oturduğun dönem için ecri misil ödeyeceksin" borçluya da "sende parayı ödemediğin için alacaklının ödemek zorunda kaldığı ecri misil bedelini munzam zarar olarak alacaklıya ödeyeceksin" şeklinde bir karara hükmetmesi sonucunu doğur sanıyorum.
Borç ve alacak konusu ile oranı aynı olduğu içinde mahsuplanarak borç ve alacak oluşmayacağından bu dava sürecinin yaşanmasının borçlunun sebepsiz zenginleşmek üzere kötü niyetli davranması şeklinde yorumlanır mı?
Saygılarımla..