Açılmış hakaret davası

Öncelikle konuyu anlatmam gerekiyor. Eşim üniversitede öğretim üyesi ve bir bayan öğrencisi ile ilişki yaşamış. Ben de bunu öğrendim. Olay çok ilerlememiş olduğu için eşim pişmanlığını dile getirdi vs ve aileler de araya girdiği için boşanma davası açmıştım ama geri çektim. Ancak bu olay öyle sineye çekilecek gibi değildi üstelik kız maddi olarak eşimi aylarca iyi kullanmış olduğundan birden bire bu işe noktayı koyamadı ve eşimin etrafında türlü oyunlarla dönmeye devam etti hatta kendini unutturmamak için türlü entrikalar çevirdi. Üniversitede son sınıf öğrencisi olup, yoksul bir aileden geldiği için geleceği ile oynamayım diye, eşim yalvardı. Araya girdi diye sustum ama kız ısrarla yaptığı hareketlerle beni tahrik etmeye devam etti. Bu dönemlerde kendinin hem de erkek arkadaşı varmış, hem onu hem eşimi de ustaca idare etmiş. Bu kıza eşimin kullanmadığı bir telefon hattından mesaj attım ve bu yaptığın marifetleri ailene söyleyeceğim dedim. Ancak isim yazmadım. O eski erkek arkadaşı sanarak cevap verdi ve beni tehdit etti. Ben de " sen tehdit edecek halde misin, cücük beyinli" dedim. Üstelik elimde eşimle facebook üzerinden yaptıkları 7600 mesajın, 3600'ü olmasına rağmen, cep telefonundan gecenin bir yarılarında 1 saate yakın süren konuşmaları olmasına rağmen, kısacası günün her saatinde diyelim. Eşimin evine gittiğine tanık olan öğrencilere rağmen, hatta eşimin onun mutfak ihtiyacı da dahil (giyim vs) tüm ihtiyaçlarını karşıladığına dair banka ekstresi, mağazaların kameralarına rağmen sırf eşimin de deşifre olduğunda başının ağrıyacağını bilerek sustum. Ama kız geldi resmen camii duvarına ...di!!! Beni o mesajla tehdit etmesine rağmen, hakaret etti diye savcılığa vermiş. Üstelik babası da kızıma iftira atıyormuş senin eşin diye eşimi arayıp " biz 10 kardeşiz onları zor tutuyorum " diye tehdit de etmiş. O tarihin , saatin ve babasının teli de elimde. Bir kaç ay önce bunca işimi arasında gittim polise ifade verdim. Şimdi haftaya mahkemem var. Asliye cezada , davanın içeriği de " sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret " Sorum şu; cücük beyinli demek hakaret midir? Zira yakın tarihte "küçük beyinli-ki aynı şey " bir önemli dava basında yer aldı ve hakaret değil dendi.
Bir de sustum ama artık susmayacağım, üstelik de karşı dava açacağım . Babasının ve kendisinin tehdit ettiğini de içeren bir suç duyurusunda bulunacağım.
Eşimle yaptığı konuşmaları, görüşmeleri belli ki ailesi bilmiyor, bu mesajla önayak olmuş. Benim iftira falan attığımı düşünüyorlar. Babası ve ailesi de öğrenmiş olsun. Kimsenin yaptığı kimsenin yanına kar kalmasın. Evli biriyle böyle bir ilişkiye girdiği için açacağım davanın içeriğine neler ekleyebilirim ? 50 yaşına merdiven dayamış, 24 saatin neredeyse 20 saatini çalışarak geçiren beni bu şekilde rahatsız ettiyse ve bu kadar tahrik ettiyse sonucuna katlanmalı diye düşünüyorum. Bütün bunlar için avukat tutmalı mıyım en azından bu aşamada ? Yoksa çok da gerekli değil mi altından kalkabilir miyim diye sormak istiyorum. Teşekkür ederim.

Avukat tutmalı mıyım sorusu abesle iştigal. Her işin bir uzmanı var. Öyle karışık bir durumdan ancak bir avukat çıkabilir. Dişleriniz ağrıdığında berbere gitmiyorsanız bir avukat tutun. Önemli bir konu, haklarınızı korumak için avukat şart.

Merhaba Sayın agat2003,

Öncelikle bu tür bir olay ile karşılaşmanız üzücü olmuş. Bir an önce avukat yardımı almanızı ve müfafiiniz ile duruşmaya gitmenizi tavsiye ederim. O zaten size bu olay ile ilgili ve sonrası için ne yapılması gerektiğini detaylıca anlatacaktır.

Çok teşekkür ederim. Bir ceza avukatı ile görüşmem gerekiyor, öyle anlıyorum. Bugün bu durum ile ilgili girişimde bulunacağım. Derdim karşı tarafın benim bilhassa zamanımı çalması, üzmesi, tansiyonumu yükselterek sağlığımı tehlikeye sokacak boyuta getirmesinin bedelini ödeyecek cezayı almasıdır. Tazminat vs gibi şeyler umrumda değil. Bunun dışında sarfettiğim kelimenin içeriğini büyütmüyorum. Zira bununla ilgili bir mahkeme sonucu da var, örneği de var. Velev ki " cücük beyinli" hakaret kabul edilsin, alacağım cez da umrumda değil. Bu saatten sonra yaptıkları tehdit ve hem suçlu hem güçlü olmalarının bedelini ödemeliler.Ben bunun hesabını sormak derdindeyim. Bu olaydan eşim de yara alırsa alsın, onu da artık umursamıyorum. Karşı taraf bu cesareti zaten ondan alıyor. Yılanın başı küçükken ezilmeliydi.

Kendi yaşınızdan yola çıkarak eşinizinde bayağı kamil bir yaşta olduğu kanaati oluştu bende.

Mesajınızda sanki kocanız sütten çıkma ak kaşıkmış, tüm kusur karşı taraftaymış gibi bir algı yaratmaya çalışmışsınız.

Ya kocanız çok cambaz sizi bir güzel kandırmış, ya da siz kocanızdan (her nedense) soramadığınız hesabı karşınızdaki kişiye sormaya çalışıyorsunuz.

Önce kocanıza hesap soracaksınız hanımefendi; kamil yaşa gelmiş bir adamın önce eline, diline ve beline sahip olması gerekir karşısındaki çocuk, öğrenci, cahil, yanlış da yapar, yanlış yola da sapar, öğretmenlik kişilere doğru yolu göstermek değil midir.

Ama eşiniz uçkurunun derdine düşmüş belli ki; öğrencisine doğru yolu göstermek yerine onun zaafından faydalanmış.
Öğrenci de kusurlu ancak, kocanız bu gidişe ya da taleplere hayır diyebilecek olgunlukta olmalıydı.

Bir değil iki değil, eşiniz mutfak masraflarına kadar gördüğüne göre bayağı bir ilerletmişler bu ilişkiyi.
Eşinize hukuk önünde soramadığınız bu hesabı, karşı tarafa sormaya çalışmanız hoş ve etik değil.

Ama şunu yaparsanız emin olun yanınızda olurum. Kocanıza zina ve sadakatsizlik nedeniyle dava açın, tazminat talep edin, karşı tarafa da buna istinaden haksız fiil nedeniyle dava açın.

Gelelim karşı tarafın açtığı davaya; muhtemelen kendisine cücük beyinli diyen kişinin eski sevgilisinin eşi olduğunu bilmiyor.
Muhtemelen henüz hazırdaki bir maddi destekten sizin sayenizde mahrum olmuşken hakaret davası açmak sureti ile tazminat alarak maddi desteğini arttırmak istiyor olabilir.

Ama bir başka ihtimalde; mesajı gönderenin siz olduğunu bilmekte, sizi kaşıyarak dava ederek olayı alenileştirmek istemekte, ailesine karşı da kocanızla yaşadığı ilişkiyi meşrulaştırabileceği bir zemin hazırlamakta.

Sizinle mahkemede başlayacak olan bir kavgaya girişecek, sonra eşiniz hakkında evlendirme vaadi ile benimle birlikte oldu diyerek dava açacak ve sizin gizli kapaklı kalsın istediğiniz ne var ne yoksa hepsini ortaya dökecektir.

Eşinizin, iş yerinde, sizin ise aileniz yakınlarınız ve iş yerinizde yaşayacağınız rezilliğin haddi hesabı olmayacaktır.

İçinde kalacağınız durumu bir düşünsenize; eşinin onursuz basiretsiz ilişkilerini bilen fakat ona hesap sormaktan aciz olup, eşinin kandırarak birlikte olduğu not vereceğim diyerek yatıp kalktığı bi çare öğrenci ile kavga eden bir kadın olacaksınız.

Kendisi de ailesinin ve arkadaşlarının gözünde, öğretmeni tarafından evlilik vs vaatlerle kandırılmış masum kız olacak. Bu sayede en az zararla bu işten sıyrılmaya çalışacak.

(son mesajınızda çizginiz daha düzelmiş gördüm kutluyorum. Ancak kendi mesajımı özellikle düzeltmedim. Ki okuyan başkalarına sosyal mesaj ulaşsın diye...)

- - - Updated - - -

Alıntı:

---

agat2003 rumuzlu üyeden alıntı

..... Eşim üniversitede öğretim üyesi ve bir bayan öğrencisi ile ilişki yaşamış. .......50 yaşına merdiven dayamış, 24 saatin neredeyse 20 saatini çalışarak geçiren ben.......

---

Sosyolojik açıdan irdelenmesi gereken bir durum bence.
Bu ülkede kadınlar ve erkekler eşlerinin tv, internet, anne - babası, futbol takımı, işi gibi nedenlerle kendisi ile ilgilenilmediğinden yakınmaktalar.
Bir çok eş ise bu nedenlerle başka kollarda (!) arayış içinde oluyorlar ne yazık ki...

Beyefendi yanıtınız için teşekkür ederim ancak konunun tamamını ve yaşanmışlıkların tamamını buraya aktarmış değilim. Bu olay 2013 yılı mart ayında gerçekleşti. Bu nedenle bilmediğiniz çok şey var. Eşimden hesap sormam için , bunu yasalar nezdinde yapmam gerektiğini düşünmüyorum. Olayı hukuğa taşımadan da sorunu çözeriz , insan olarak öyle değil mi? 24 yıllık evliliği ,bitirecek kadar derin bir ilişki yaşanmış olsa emin olun, hesabını sorardım. Bu olayda yaşanan derin bir ilişki henüz oluşmamış, yani fiziksel veya ruhsal olarak da aşk gibi bir şey değiil. Acımayla, yardımla başlayıp kızın asılması ve tahriğine kayıtsız kalamamış bir erkek vardı. Ben onun hesabını sordum zaten. Aldatmanın boyutu yoktur, aldatma aldatmadır. Ya da fiziksel veya ruhsal duruma göre değişir şeklinde kimse beylik laflar etmesin. Ben tarttım, kötülükten çok iyilik vardı evliliğimde bu nedenle eşimin de evliliğini kurtarmak istediğine emin oldum. Hukuk aracılığı ile bu işi çözmedim, insani bir şekilde çözdüğümü düşünüyorum. Kaldı ki karşıdaki öğrenci bakmayın 25 yaşında olduğuna, nice değme kadınları şeytanlığı ile cebinden çıkarır. Bir atasözü vardır. Dişi köpek kuyruk sallamazsa, erkek köpek dolaşmaz. Ben bunu o kız öğrencide fazlasıyla gördüm. Kaç erkeği parmağında oynatmış durumda. Erkeklerin saf bir yanı vardır, çıkar ilişkisini kollayan her kadın bunu affetmez kullanır.
Bu işin hesabını ama karşı taraf beni tahrik ederek hukuk yolunu açmış. Yanına bırakmayacağım.

hepsini sildim...