X Firması Tüketicileri Kandırıyor, Tazminat Davası Açabilir miyim?
X markasına ait bir duvar tipi inverter klimayı bayisi olan M internet mağazasından aldım. Daha sonra montajının yapılması için X markasının müşteri hizmetlerini aradım. Görüşmelerimiz X markası müşteri hizmetleri tarafından kayıt altına alındı.
Müşteri hizmetleri adresime yakın olan bir servisi yönlendirdi ve servis montaj işlemini yaptı. Montajda vakumlama yalnızca 1 dk kadar yapıldı.
Servis ayrıldıktan hemen sonra X markası müşteri hizmetlerini aradım ve montajda 1dk ile sınırlı tutulan vakumlama işleminin bir sorun olup olmayacağını sordum. Hatta biraz bekletildikten sonra, müşteri temsilcisi boru mesafesine bağlı olarak yapılan işlemin normal olduğunu söyledi.
Servisin montaj sonrası tarafıma teslim ettiği 2 adet kitapçıktan biri Türkçe ve İngilizce dillerini içeren kullanma kılavuzu. Diğeri ise Türkçe hariç 5 adet dil içeren Kurulum Kılavuzu.
Kurulum kılavuzundaki İngilizce talimatlarda açık ve net bir şekilde boru mesafesi 10 metreden kısa ise en az 10 dakika vakumlama yapılması gerektiği yazıyor.
Durumu müşteri hizmetlerine bildirdiğimde servisi tekrar yönlendirdiler ve cihaza yeniden vakumlama ve gaz şarjı yapıldı. Bu sefer de borularda bir gaz akış sesi (malesef rahatsız edici düzeyde) var.
Servis şu ana kadar montaj sonrası 2 kez daha evime geldi. Yapılan işlemlerin elimde raporu var.
Ayrıca eksik yapılan vakumlama işlemi için de genel merkezden gelen bir özür yazısı elimde mevcut.
Fakat, ben X markasının ve işgüzar servis elemanlarının İngilizce bilmeyen müşterilerini kandırmaya devam edeceğini düşünüyorum. Zaten günlerdir olayın stresini yaşıyorum.
Telefonda verilen yanlış bilgilendirme nedeniyle markaya tazminat davası açabilir miyim?
Eğer böyle bir dava açacaksam konusu Maddi mi yoksa manevi mi olmalıdır?
Görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi mi olur?
Anladığım kadarıyla Borçlar Kanunu'na göre bu olaydan bireysel tazminat talep etmek yerine, markayı ilgili mercilere şikayet ederek ceza almasını sağlamam gerekiyor. Bu durum doğru mudur?
Saygılarımla,
Cevap: X Firması Tüketicileri Kandırıyor, Tazminat Davası Açabilir miyim?
Türkiyede tazminat hukuku sizin sandığınız gibi değil. Borçlar Kanununu bir okuyun.
Bilgilendirme:
İKİNCİ AYIRIM
Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri
A. Sorumluluk
I. Genel olarak
MADDE 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
II. Zararın ve kusurun ispatı
MADDE 50- Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
III. Tazminat
1. Belirlenmesi
MADDE 51- Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.
Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.
2. İndirilmesi
MADDE 52- Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
IV. Özel durumlar
1. Ölüm ve bedensel zarar
a. Ölüm
MADDE 53- Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
1. Cenaze giderleri.
2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
b. Bedensel zarar
MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
c. Belirlenmesi
MADDE 55- Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin istem ve davalarda da uygulanır.
d. Manevi tazminat
MADDE 56- Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.