Vekalet olmadan dava dilekçesi verip dava açılmışsa bu davanın yeniden görülme sebebi olabilir mi?

Merhabalar, kararı kesinlenmiş bir davayı iptal ettirmek veya yeniden görülmesini sağlamak istiyorum, (Hukuki Tabiri nedir bilmiyorum)
a- 2011 yılında davacılar arasında benimde bulunduğum 4 kişi davacı olarak bir kişiye taahhütüne karşılık tazminat davası açılmış gözükmektedir. Dava haksız husumet yönünden red edilmiş, temyizde karar onanarak kesinleşmiştir. 2011 yılında açılan bu davadan davacıların hiç birinin haberi yoktur. (Haberi olmadığı ispat edilebilir)
b-Zaten asıl olarak benden hariç diğer davacı 3 kişinin dava konusu tazminat ve taahhütle alakası olmadığı gibi, haberi dahi yoktur.
c-Benim bu davadan daha önce başka bir dava için verdiğim vekaletimle ve diğer 3 davacının vekaleti ise bu sözü edilen dava dilekçesi verildikten 3 ay sonra başka bir dava için verilen vekaletler sonradan ilave edilmiş.
d- Davada dosyasındaki Tensip Tutanağında, DAVA TARİHİ: 8 AY..... "usulüne uygun vekaletnameye binaen Avukat A...... Z...... davacı vekili olarak duruşmalara kabulune,,," şeklinde yazı varken, 11 ayda, yani 3 ay sonra CELSE NO: 1 DURUŞMA ZAPTINDA ise tekrardan "Davacıların vekaletnameleri okundu, dosyaya konuldu" yazmaktadır.
e- Dava dosyasında Vekaletnameler için süre verildi, sonradan ilave edildi şeklide başkaca hiçbir yazı yoktur.
f-Davaya delil olarak sunulan bir sözleşme vardır ve davacılardan hiçbirinin bu sözleşmede imzası dahi yoktur. (Asıl imzalı evrak mahkemeden saklanmış, mahkemeye sunulmamış)

Bu durumda Mahkemenin yeniden görülmesi için başvuru yapacağız. Avukat olarak bana sadece yardımcı olan dostumun bu önerisinden bahsettiğim başka bir Avukat ise (Emekli Hakim), önce davayı gören Hakimi vekaletsiz dava açtığı için şikayet edip sonuç almamın daha uygun olacağını, veya en azından iki işlemi birden yapmamı tavsiye etmektedir.
(Not:Avukatlar mesleki dayanışma sebebi ile resmi olarak davayı kabullenmek istemiyorlar)

2011 yılında açılmş, 2013 yılında kararı kesinleşmiş olan davanın iptali yada yeniden görülmesi amacı ile izlenebilecek hukuki yöntemler hakkında yorumda bulunanlara teşekkür ederim.

Yargılamanın yenilenmesi-iadei muhakeme istiyorsunuz anladığım kadarıyla ama nedenini anlamadım doğrusu. Vekaletsiz dava açılabilir bilahare vekalet eklenebilir usuli eksiklikler sonradan giderilebilecek şeylerdir. Dava haksız husumetten red edilmiş diyorsunuz o da ayrı bir anlaşılmaz taraf siz husumetin olduğunu mu düşünüyorsunuz karışık bir konu madem avukat dostlarınız var tavsiyeleri yönünde davranabilirsiniz.

Sayın Oğuz ilginize teşekkür ederim,
Benim şahsıma verilmek istenen bir taahhüt söz konusu, bir şirket müdürü ile şahsen bağlayıcı bir belge imzalıyoruz. Karşı taraf ilave olarak kendi yazdığı bir benzer belgeyi sadece kendi imzalayarak, şahsen imzaladığına dair iki şahite de imzalatarak, "fazladan benden güvence olsun, sözümü tutmazsam bu belgede yazılı olan tazminatı da şahsen ödeyeceğim" diyerek gidiyor. Tabii alışık olduğumuz üzere sözler tutulmuyor ve bir avukata hakkımızı aramak için vekalet veriyoruz. Avukat iki tarafında imzaladığı, imzalayanların şahsen imzaladıkları belli olacak şekilde olan asıl belgeyi saklayarak, sadece karşı tarafın imzaladığı, benim imzam olmayan belge ile karşı taraf dava açıyor. (Avukatın bütün bunları yaparken işlediği suçları gizlemek çabası içinde telaşı olduğunu belirtirim)
Dava açarken davacı olarak ile kardeşlerimin adını da yazıyor. davayı açtıktan sonra vekaletleri elinde olmayınca bu sefer başka bir konu için yalvar yakar kardeşlerimden vekalet istiyor ve veriyorlar. Dava açılıyor, vekaletler üç ay sonra ilk duruşmaya ilave ediliyor. Davalı tebligatı almıyor, duruşmalara katılmıyor, hakim şahitleri ve davacıları hiç dinlemeden 3. cü duruşmada "bu belge şahsen imzalandığına dair hiç bir iz yoktur, husumet şirkete ait olmalıdır" diyerek davayı bitiriyor. Biz bu davanın varlığını sonlandıktan sonra öğreniyoruz. Bu davadaki diğer Davacı görünenlerin bu dava ile pek ilave zararları yok ve zaten asıl olarak bu taahhütle alakaları dahi yok. Benim ise şahsen imza atıldığına dair belge ve şahitlerim var, bu sebeple davanın yeniden görülmesini sağlamak istiyorum.
Bu sözünü ettiğim davada avukatın yazılı olarak "vekaletleri sonradan sunacağına dair" hiç bir bildirimi veya izni yok. Bu sebeple dava iptal edilmez fakat HSYK şikayet edildiğinde, haklı çıkarsan dava hakimi ceza alır, mahkemenin yeniden görülmesi anlamında sebep ve delillerin daha güçlü hale gelir, avantaj olabilir tavsiyesi yapanlar var.. Eğer bu vekaletler olmadan dava kabul etmek suç ise, dava hakiminin kasıtlı olduğuna inanmak çok mantıklı gelmiyor, bizi kandıran avukatın hakimi de, ""evde unuttum, arabada kaldı"" tarzı yalanlarla hoşgörü sağladığını sanıyorum.
Açıkçası, bir hukukçunun kabul edilmez ahlaksızlığı ve suçu için, başka bir hukukçunun belki de yardım amacı ile sadece basit bir hoşgörü göstermesi sebebi ile ceza alması işime gelmez.(Bu arada konuşmak istedim, Hakim üç ay kadar önce tayin olmuş) Bana yapılan haksızlığı da düzeltme çabamda avantajı olacaksa, sırtımı dönmekte pek kolay bir karar değil. !0 gün içinde kararımı verip, dilekçemi yazdırıp müracaat etmem gerekiyor. İnşallah hayırlısı olur, fikrinizi belirtirseniz sevinirim. Saygılar.

Konu burda yazdıklarınızdan daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuyor meseleyi en başından en açık detaylarıyla konuşmak gerekiyor kullandığınız ağır ifadeleri hangi gerekçeyle hak ediyorlar hiç anlaşılmıyor. Hakim dava görürken hukuk usulü yasası gibi yasaları uygular ben de hala hangi davranışıyla ceza alacak kadar hukuksuzluk yaptığını anlamadım. Vekalet olmadan dava açılabilir bilahare vekaletler tamamlanabilir. Hukuk davalarında iadei muhakeme çok kolay değil yapılabilecek başka şeyler olabilir mi diye de düşünmek gerekir ben konunuza vakıf olamadım tam size mutlaka bir avukatla enine boyuna konuşup hareket etmenizi öneririm avukatların mesleki dayanışma duygusu öyle aşılmaz kronik bir şey değildir belki almak istemeyişlerinin başka sebebi vardır davanın sizin düşündüğünüz yöntemle icrasından umutlu değillerdir davanızı kabul edecek bir avukat araştırmaya devam edin derim.

Sayın Oğuz, Karmaşık konuma cevap bulamaz isem de, forumda bu konu en azından yarım kalmasın niyeti ile,
kısaca özetlersek, avukat bulmanın zorluklarından en başından geleni zaten dava sonunda borçlu kişinin 200.000 dolardan fazla borçlu olmasına rağmen mal varlığını elden çıkarmış, malını başkaları üstüne yapmış olmasıdır. Ayrıca kendisi mimar fakat nasılsa gelirini saklamaktadır. Dava ve duruşmalar için normal bir avukatlık ücreti ödeyeyim, dava bitsin yapılacak tahsilattan ayrıca emeğinin karşılığı alınsın teklifime ise, meslektaşları birinin yarım bıraktığı, hatalı olduğu davayı üstlenmek istemiyorlar. Dayanışma demeyelim de, dedikodu korkusu küçük yerlerde çok ciddi engeller çıkarıyor, şu günlerde yakın illerde avukatlarla görüşmeye çalışıyorum. Ben paradan vazgeçtim, gurur meselesi yaptım ki oda başka bir tarafı, maalesef üzülerek ifade ediyorum, genç arkadaşlar gurur için vekalet ücreti harcanmasına bile biraz garip yaklaşıyorlar. Kim bilir, belki de haklılardır.
Ağır ifadeden kastınız, "bir hukukçunun kabul edilmez ahlaksızlığı ve suçu" şeklindeki tanımlama ise,, aslında anlatımdaki hata yada eksiklik yine benim olmakla beraber bu kısaca tanımlamam genel bir yanlış anlamayı önlemek amaçlı ve iyi niyetliydi. Uzun uzun bir avukatın olumsuz yönüne çok girmek istemedim. Ama yazımı okuyunca haklı olarak, saçmalayan biri gibi görünme ihtimali de ortaya çıkıyor. Sayın Oğuz haklısınız, konu uzun, ilk satırından son satırına anlaşılmazsa da cevap verilmesi zor, bu sebeple forum da sohbet yerine, yakın illerde avukat arkadaşlar ile görüşmeye devam etmekte fayda var.
Yine de olayı tarifine dönersek,,,, anlaştığım bir avukatın, bu yeniden görülmesini istediğim bu davayı,, 5 yıl önce açtığını, davayı kazandığını, 200.000 TL kadar alacaklı olduğumuzu, bu alacağımzı tahsil etmek için de,ikinci bir dava açmak istediğini söylediği ve açtım dediği ikinci dava ile, borçlunun evine-işyerine haciz memurları ile gittiğini ve gideceğini vs. söyleyerek bizi oyaladığı bir davadır. 2011 yılında suçu anlaşılmış, bu davayı açmadığı halde açtım dediği ortaya çıkmış, bakanlık izni, ön duruşma- esas yargılama derken 3 ay kadar önce görevini kötüye kullanmak, ve bunu zincirleme yapmak sebebi ile 9,5 ay hapis ve hükmün geri bırakılması kararı verildi, kesinleşti. Tam bu suçu ortaya çıktığı zamanlarda (2011) suçunu gizleme maksatlı çabası içindeyken, (kendi ifadesi ile) benim iddiam ise, zaten baştan danışıklı olduğu davalı kişiyi tazminata mahkum olmaktan kurtarmak amacı ile, asıl imzalı ve imza atan kişilerin bilgilerini gösteren yazılı taahhüt-sözleşme şeklinde evrakı saklayarak, sadece davalının imzası olan, benim imzamın olmadığı fakat aynı maddelerin yazılı olduğu düz bir kağıdı mahkemeye sunmuşlardır. Hakimde, davalı ve şahit dinlemeden, taraflar arsında müdür sıfatı ile başka bir sözleşmenin varlığı olduğundan, bu taahütün de müdür sıfatı olarak imzalandığının kabulü,,, şeklinde karar vermiştir. Ağır Cezada Hakimler Avukata duruşmada, "neden bu asıl evrakı sakladın, sunmadın" diye sorduklarında, aynı maddelere sahipti, o yüzden değişen bir konu olmayacaktı, ben tahsisi karar ister, düzeltirdim ama davacı beni azletti,, şeklinde cevap verdi. Duruşma dışında yanına gidip, neden davacı olarak kardeşlerimin adını yazdın diye sorduğumda, "abi ne yapayım, mahcubiyet zor, şirkete kardeşler olarak davacı olduğunuz için, o anda acele olarak dilekçe yazarken telaşla ve düz mantıkla kardeşlerinide nasılsa davacıdırlar şeklinde düşündüm" cevabı vermiştir. İşin özü, ben adamdan en az 200, ve şirketinden en az 300 bin Lira alacaklı olacağım davalarda, davalının üstünde mal tutmadığı, şirketin ltd. olduğu ilk ana sebebi olarak avukat bulamıyorum. Biraz davayı alma eğilimi gösteren avukatlar ise, bu dava karışık, sonuçta bizi o arkadaşla karşı karşıya getirir, uygun görülmez tavrı ile geri çevirmektedirler. Kimi avukatlar ise, müteahhitin yaptığı resmi evraklarında sahtecilk ve bu sahtecilikten sizin zararınız var, 8 yıl geçmiş, sahte evrak suçu zaman aşımı olmuş, bu sebeple sahtecilik yapanlara değil de, seni oyalayan avukata dava açmamız gerekecek, bu da hoş karşılanmaz demektedirler. Kısaca durumum bu ve çok karışık. Yine de ilginiz için çok teşekkür ederim sayın Oğuz, sağlıcakla kalın, kolay gelsin.