11 yıl sonra gelen prim borcu, zaman aşımı olur mu?
merhaba,
öncelikle konu hakkında ilgi gösteren arkadaşlara teşekkür ediyorum.
bu olay başıma ikinci kez geliyor. artık bu sefer bu borcu ödemek istemiyorum.
babamın 2008 yılına kadar babamın iş yeri vardı. 2008'de babam vefat edince iş yerlerini kapattım. 2012 yılında Sinop SGK müdürlüğü bana 4500 TL borç gönderdi. söylediklerine göre 2003 ve 2004 yılında çalışanlara ait SGK prim borcunu ödemediğimizden dolayı 1200 TL aradan geçen süre zarfında faiz ile olmuş 4500 TL tabi ben birşey yapamadım. muhasebecimize sordum adamın doğal olarak haberi yok. 5 yıl geçtiği için makbuzlarda atılmış. ben gittim bu parayı tıpış tıpış ödedim.
15 gün önce bana başka bir tebligat geldi. bu da Samsun SGK il müdürlüğünden. Bu sefer yine SGK prim borcu 2001,2002,2003 yıllarına ait birkaç taksit. 600 TL borç olmuş 9000 TL. çıldırmak üzereyim. en yeni borçtan bu yana 11 yıl geçmiş. belki de ödedik. yine tahsil ediyorlar. çalışanın sgk borcunu ödemememiz için hiçbir neden yok. SGK'yı aradım yapacak birşey yok ödeyeceksin dediler.
Benim sorunum şu, aradan 11 yıl geçmiş bu adamlar bunca yıl neredeydi. Sonuçta bu işyeri 2008 yılına kadar açıktı. adresimiz belli. neden bu güne kadar borcunuz var demediler ve 600 TL 9000 TL olunca mı tahsil etmek akıllarına geldi. bu borçta zaman aşımı geçerli mi? ben nasıl bir yol izleyebilirim. hukuksal açıdan neler yapabilirim.
tebligat annem'in adına yapılmış. 7 gün itiraz süresi geçti.
Cevap: 11 yıl sonra gelen prim borcu, zaman aşımı olur mu?
Benim elektrik faturamı yanlış hesaplamışlardı. Gittim, gösterdim. Oradaki memur "Evet, hatalı hesaplamışım haklısın" dedi. "Peki ne olacak şimdi" dediğimde de aynen size verilen cevap verildi: "yapacak bir şey yok, ödeyeceksin"
Gerçekten cinlerim tepeme çıkmıştı. Allah kolaylık versin.
Cevap: 11 yıl sonra gelen prim borcu, zaman aşımı olur mu?
Amma alacaklarında zamanaşımı konusunu irdelemek gerekir.
1- Vadesi 30 Eylül 2008 veya öncesinde sona eren prim alacakları için zamanaşımı süresi;
a) 07.12.1993 ve öncesinde sona eren alacaklar için, Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl,
b) 08.12.1993 ila 05.07.2004 tarihleri arasında sona eren alacaklar için, 6183 sayılı Kanun hükümlerine istinaden, alacağın ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl,
c) 06.07.2004 ila 30.09.2008 tarihleri arasında sona eren alacaklar için, Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl, olarak dikkate alınacaktır.
2- Vadesi 01.10.2008 veya sonrasında sona eren prim alacakları için zaman aşımı süresi; bu döneme ait prim borçlar, yasal ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren on yıllık zamanaşımı süresine tabi olacaktır. Bununla birlikte; 93. Madde’nin ikinci fıkrasında; “... Kurumun prim ve diğer alacakları; mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden, kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin Kuruma intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı on yıl olarak uygulanır...” hükmü bulunmaktadır.
MAHKEME KARARI OLMADAN ZAMANAŞIMI OLMAZ...
Kanunlarda zamanaşımı bu kadar açıkça belirtilmiş olmasına rağmen SGK, alacaklarına karşı ne yazık ki işverenlerin Kurum’a doğrudan sunacakları zamanaşımı def’i konusunu dikkate almamaktadır. Bunun için SGK tarafından yapılan idari düzenlemelerle işverenler, zamanaşımına uğramış prim borçları için iş mahkemelerinden mahkeme kararı getirmeye zorlanmaktadır. Bu da SGK’nın Meclis’in üstünde düzenleme yapma yetkisini kendisinde bulduğu anlamını ortaya çıkarmaktadır. Oysaki genel hukuk kuralları gereği alacaklı, borçlunun zamanaşımı def’ini doğrudan görmek zorundadır. Yani işverenlerin ayrıca bir mahkeme kararına gerek duymadan zamanaşımına girmiş borçları için doğrudan Kurum’a dilekçe ile zamanaşımı için müracaatta bulunmaları gerekir. Bu uygulamaya geçilmesi gerekir. Diğer türlü zamanaşımı def’ini doğrudan kabul etmeyip mahkeme yolunu diretme anlayışı, SGK’nın ve mahkemelerin iş yükünü artırmakta, SGK’nın gereksiz yere vekâlet ücreti ödemesine yol açmaktadır. Tabii işveren ve sigortalılara yaşattığı zorbalık ise Kurum’un imajını olumsuz etkileyecektir.
nusretezer@gmail.com
http://www.taraf.com.tr/yazilar/nusr...-yok-mu/27252/
Cevap: 11 yıl sonra gelen prim borcu, zaman aşımı olur mu?
Alıntı:
Av.Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı
SGK’nın gereksiz yere vekâlet ücreti ödemesine yol açmaktadır.
Bu kararı SGK veriyor diyoruz ama, sonuçta kararı veren kişiler, insanlar. Bunu bile bile mahkeme yolunu tercih eden kişi(ler), SGK'nın zarara uğramasına sebep olduğuna göre, bir görev ihmalinden bahsedilemez mi?
Cevap: 11 yıl sonra gelen prim borcu, zaman aşımı olur mu?
Emrah bey yanıtınız beni çok aydınlattı. Çok teşekkür ediyorum. En kısa zamanda dava açmayı düşünüyorum.
Cevap: 11 yıl sonra gelen prim borcu, zaman aşımı olur mu?
Emrah Bey Merhaba;
SGK alacak borçlarına ilişkin yazdıklarınızı okudum. 2012 yılında tarafımıza bir tebliğ geldi. Babamın 1994 yılında kurulmuş olan işyerinde 2001 - 2004 yılları arasında anneme de LTD. şirket ortaklığı çift imza gerekliliği nedeniyle % 20 hisse vermiş. SGK prim borçları bu aralıkta hiç ödenmemiş, biz kuruma da dilekçe ile itiraz ettik ancak işe yaramadı. Bu arada tabiki yazı tarafımıza tebliğ edilir edilmez annemin maaşının 1/3üne el kondu.
Bize borcun tebliği 08/2012 olduğu için bizde zaman aşımı süresinin ihlali nedeniyle Ağustos ayında dava açtık. Dava yasal sürede başvuru yapmadığımız gerekçesiyle menfi sonuçlandı. Ancak adli tatil olması nedeniyle başvuru ertelenmişti. Sonrasında yargıtaya başvuru yaptık, oradan da yerel mahkemenin kararını onadığı bilgisi geldi. Şu andan itibaren tamamen kendi yazmış oldukları hukuki kurallara uymadan varilmış bu sonuca göre, yapabileceğimiz herhangi bir yol var mıdır?
İlginize teşekkürler.