Merhaba,
Geriye dönük 10 yıllık kart ücreti iade için tüketici hakem heyetine başvurum sonucunda tüektici mahkemesi lehime karar verdi ve Garanti bankasına tebliğ etti ancak banka ,hakem heyeti kararına karşı asliye hukuk
mahkemesinde dava açmış.2 hafta içinde cevap dilekçesi vermem, savunmamın dayanağı deliller sunmam isteniyor.
Tüketici hakem heyetine şikayette bulundum ve lehime karar Tüketici mahkemesinden çıktı. Tüketici mahkemesi bankaya dava açtığına göre bu davanın karşı tarafı tüketici hakem heyeti değil midir.? Tüketici mahkemesi Son Yargıtay içtihatları ve bankanın dayanak olarak ileri sürdüğü emsal kararları mutlaka biliyordur.
Kanunlar tüketicilerden yana değil se nasıl olumlu kararlar çıkabiliyor.
Bankalar kredi kartlarını zorla üzerimize atıyorlar, dayatma ve söz hakkınızın olmadığı küçük puntolarla yazılmış sözleşmeleri imzalatıyorlar. Yapmış olduğumuz kart harcamalarından üye işyerlerinden milyonlarca lira pos aidatları ve faiz alıyor.
konunun uzmanlarından rica ediyorum. Emsal 2013-2014 yılına ait Yargıtay kararı veya tüketici lehine karar var mıdır.
Dava cevap dilekçemi nasıl hazırlamalıyım.
Şayet iptal davasını kazanırsa avukat ücreti ve dava masrafları tüketiciye yüklenir mi.?
Bu arada Banka 500 tl civarında olan bir kart bedelini kartıma iade etmiş ancak diğer yüksek bedelli 2 kart ücreti yatırılmadı.
Aşağıda Davacı dilekçesinin bir bölümü yer almaktadır. Yardımlarınız için teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Banka iptal davası gerekçesini de Yargıtay'ın son içtihatları ile kredi kartlarından üyelik bedeli/aidat
alınmasının usul ve hukuka uygun olduğu karara bağlanmıştır diyerek ;
Yargıtay 13. .Hukuk Dairesi'nin
2010/13722 E.,2011/5258 K., sayılı 05.04.2011 tarihli ve
2010/14259 E.,2011/4306 K.,22.03.2011 tarihli
2011/20019 E.,2012/3120 K., sayılı ve 16.02.2012 tarihli kararlarıyla;
" davacı(kart hamili),davalıya (Banka) ait kredi kartını kullanması nedeniyle,davalı banka tarfından bildirilen ücreti,sözleşmede hüküm olsun
ya da olmasın ödemekle yükümlüdür. Bir başka deyişle,davalı banka üyelik ücreti ödemeden kart verme yükümlülüğünde olmayıp,sözleşmede buna
dair kararlaştırma haksız şart niteliğinde bulunmamaktadır..."
diye devam ederek bankaların kuruluş amaçları bakımından aksi yönde bir değerlendirmenin yapılamıyacağı karara bağlanmıştır... demektedir.
Buna dayanarak banka; Davalı tarafın, kredi kartı ekstresine tebliğ edilen kredi kartı ekstresinde ayrıntılı ve açıkça belirtilen yıllık aidat bedelleri hakkında, herhangi bir itiraz ileri sürmeksizin ödediği bu tutaralrı daha sonra talep etmesi açıkça hukuka ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırıdır .
5464 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile kart hamillerinin son ödeme tarihinden itibaren 10 gün içerisinde kart çıkaran kuruluşlara itirazda bulunmaları gerektiğini
aksi halde itiraz edilmeyen hesap özetinin kesinleşeceğini düzenlemiştir. Ayrıca Kanun'un 25.maddesi ile bankalar ile müşterileri arasında akdedilen kredi kartı sözleşmelerinde yapılacak değişikliklerin kart hamiline bildirilmesi öngörülmüş olup dava konusu olay bakımından tebliğ edilen kredi kartı ekstreleri ile müvekkilim Banka yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Davalı tarafından bildirim yapışdığı ekstre döneminden sonraki dönemde de herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden ve itiraz etmeden kredi kartı kullanılmaya devam edilmiş olmakla Kanun'un açık hükmü uyarınca kredi kartı üyelik bedelini kabul edilmiştir.
5464 sayılı banka kartları ve kredi kartları kanunu uyarınca kredi kartı üyelik bedeli davalıya bildirilmiş ve davalı bu bedeli itirazda bulunmayarak kabul etmiştir denilmektedir.
ine Bu kapsamda Yargıtay kararlarında açıkça belirtildiği üzere "Kart hamili ile banka arasında kart aidatına ilişkin hiçbir sözleşmesel ilişki bulunmasada ,kart hamilinin yararlanmakta olduğu hizmet karşılığınd bankanın üyelik bedelini maliyet kalemi olarak kart hamiline yansıtması doğal ve olağandır " denilmektedir.
4077 sayılı 6. madde gereğince sözleşme bir maddesinin haksız şart olarak nitelendirilmesi için bulunması gereken zorunlu unsurlar aşağıda belirtilmektedir.
a)Sözleşmeye tüketici ile müzakere edilmeden tek taraflı olarak konulması
b)Trafların hak ve yükümlülüklerinde, tüketici aleyhine bir dengesizlik yaratması
c)Bu şartın iyi niyet kurallarına aykırı olması gerekir.
Tüketicinin akanunu gereğince , bir sözleşme şartının haksız şart olarak nitelendirilmesi için tüm bu unsurların bir arada bulunması gerekmekte olup;şartlardan birisinin dahi bulunmaması durumunda sözleşme şartının haksız şart olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.denilmektedir.
Hukuki Sebepler: 5464 sayılı kanun, doktrin,emsal mahkeme kararalrı, banka kayıtalrı ,ilgili mevzuat gösterilmiş.
Tüketici Sorunları Hakem heyetinin 30.12.2013 sayılı kararı hakkında ,icraya konulmaması yönünden ihtiyati tedbirle dava açılmış
haksız ve hukuka aykırı kararın iptaline karar verilmesine ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesine arz ve talep ederim denilmektedir.