Cevap: Birikinti Nafaka Alacağı
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi 2010/4819 E.N , 2010/5766 K.N.
İlgili Kavramlar
NAFAKA HÜKMÜNE UYMAMAK
Özet
BORÇLUYA ÇIKARILAN ÖDEME EMRİNDE BİRİKMİŞ NAFAKA ALACAĞININ ÖDENMESİ İSTENMEKTE OLUP, AYLIK NAFAKA ALACAĞININ TAHSİLİ YÖNÜNDE BİR TALEP BULUNMAMASI KARŞISINDA, ÖDEME EMRİNİN TEBLİĞ EDİLDİĞİ TARİHE DEK BİRİKMİŞ NAFAKA ALACAĞI ADİ ALACAK HÜKMÜNDE OLDUĞUNDAN, BU NİTELİKTE NAFAKA ALACAĞINI ÖDEMEMEK NAFAKA BORCUNU ÖDEMEME SUÇUNU OLUŞTURMAMAKTADIR.
İçtihat Metni
Nafaka hükmüne uymamak eyleminden borçlu Yılmaz hakkında yapılan yargılama sonucunda beraatine dair (Kastamonu Birinci İcra Mahkemesi)'nin 10.12.2009 tarihli ve 2009/753 Esas, 2009/1135 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile sanığın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin (Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi)'nin 15.01.2010 tarihli ve 2010/41 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Tebliğname ile;
1- Sanık hakkında Kastamonu Asliye İkinci Hukuk Mahkemesi'nin 2009/17 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında 11.02.2009 tarihli ara kararı ile dava tarihinden itibaren hükmolunan tedbir nafakasının tahsili için takip yapıldığı, 8 aylık birikmiş nafaka alacağının ödenmemesi üzerine şikayette bulunulduğu olayda, eylemin suç oluşturmayacağı gözetilmeden itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Nafaka hükmüne uymamak eyleminden 2004 sayılı Kanun'un 344. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılmasında,
İsabet görülmemekle anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 19.05.2010 gün ve B.03.0.CIG.0.00.00.04-105-37-2644-2010/5823/31859 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 03.06.2010 gün ve K.Y.B.2010/133353 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
Gereği görüşüldü:
Somut olayda; borçlu hakkında Kastamonu İkinci İcra Müdürlüğü'nün 2009/2015 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, borçluya çıkarılan ödeme emrinde birikmiş nafaka alacağının ödenmesi istenmekte olup, aylık nafaka alacağının tahsili yönünde bir talep bulunmaması karşısında, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağı adi alacak hükmünde olduğundan, bu nitelikte nafaka alacağını ödememek nafaka borcunu ödememe suçunu oluşturmayacağından itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Bozma kararının niteliği dikkate alındığında Yargıtay C.Başsavcılığı'nca (2) nolu bozma nedenini tartışmakta hukuki yarar görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı'nca kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname kısmen yerinde görüldüğünden, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi'nin 15.01.2010 tarih ve 2010/41 değişik iş sayılı kararının (BOZULMASINA),
Bozma kararı üzerine 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;
Borçlu sanık Yılmaz'ın nafaka borcunu ödememe eyleminden dolayı tazyik hapsi ile cezalandırılmasına yer olmadığına, hakkındaki mahkumiyet kararının çektirilmemesine, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı'na tevdiine, 04.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Cevap: Birikinti Nafaka Alacağı
Yargıtay 12. H. D. 2009/3269 E. 2009/13519 K.
T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/3269 - K. 2009/13519 - T. 16.6.2009
• MAAŞ VE ÜCRET HACZİ ( Nafaka Alacağı İçin Borçlunun Maaş ve Ücreti Üzerinde Birinci Sırada Haciz İşlemi Yapılması ve Kalan Maaş ve Ücretin Dörtte Birinden Az Olmamak Üzere Tespit Edilecek Miktarının da Daha Önce Haciz Koyduran Alacaklıya Ödenmesi Gerektiği )
• BORÇLUNUN MAAŞ VE ÜCRETİNİN ÜZERİNDE HACİZ ( Konulmuş Haciz Bulunsa Dahi Mahkemece Hükmolunan ve İşlemekte Olan Nafaka Alacağı İçin Borçlunun Maaş ve Ücreti Üzerinde Birinci Sırada Haciz İşlemi Yapılması Gerektiği )
• NAFAKA ALACAĞININ HACZİ ( Cari Aylık Nafakanın Emekli Maaşından Her Ay Tamamen Kesildikten Sonra Geri Kalan Kısmından Ne Kadarının Borçlu ve Ailesi Efradının Geçimleri İçin Gerekli Olduğu Tespit Edilmek Suretiyle ve Dörtte Birinden Aşağı Olmamak Kaydıyla Haczedilebileceği )
• BİRİKMİŞ NAFAKA ALACAĞININ HACZİ ( Diğer Adi Alacaklar Gibi Daha Önce Konulan Haciz Sona Erdikten Sonra Sırası Geldiğinde İşlem Göreceği )
2004/m.
ÖZET : Borçlunun maaş ve ücreti üzerinde daha önce konulmuş haciz bulunsa dahi, mahkemece hükmolunan ve işlemekte olan nafaka alacağı için, borçlunun maaş ve ücreti üzerinde birinci sırada haciz işlemi yapılması ve kalan maaş ve ücretin dörtte birinden az olmamak üzere tespit edilecek miktarının da daha önce haciz koyduran alacaklıya ödenmesi gerekmektedir.
Nafaka borcunun özelliği göz önünde tutularak ve nafaka ilamının da borçlu aleyhinde icrasının istenmiş olduğu değerlendirilerek, cari aylık nafakanın, borçlunun almakta olduğu emekli maaşından her ay tamamen kesildikten sonra, geri kalan kısmından ne kadarının borçlu ve ailesi efradının geçimleri için gerekli olduğu tespit edilmek suretiyle ve dörtte birinden aşağı olmamak kaydıyla, alacaklı A.. Ş..'in alacağından dolayı da haczi mümkün bulunmaktadır. Birikmiş nafaka alacağının ise, diğer adi alacaklar gibi, daha önce konulan haciz sona erdikten sonra sırası geldiğinde işlem göreceği tabiidir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlunun Alman Rant Sigortasından emekli maaşı aldığı hususu tartışmasızdır.
Her ne kadar Dairemizin, yurtdışından alınan emekli maaşının tamamının haczini engelleyen özel bir yasa hükmü bulunmadığından bahisle, yurtdışı emekli maaşlarının tamamının haczedilebileceğine dair içtihatları bulunmakta ise de, Yargıtay HGK. nun, önüne gelen benzer bir konuda verdiği 2009/12-166 Esas sayılı 10.06.2009 tarihli kararından sonra bu görüş değiştirilerek yurtdışından bağlanan emekli maaşları, İİK. nun 83. maddesi kapsamında değerlendirilmeye başlanılmıştır. “Kısmen haczi caiz olan şeyler” başlığını taşıyan söz konusu maddede “... tekaüt maaşları ... borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra müdürünce lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir. Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu bağlamda; Yargıtay HGK. nun 10.06.2009 tarihli kararı Dairemizce de benimsenerek, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilmiştir.
Somut olayda, ilama bağlanan ( 30.04.2001 tarihinden itibaren aylık 50.000.000 TL. tedbir nafakasına, kararının kesinleşmesi ile yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilen ) nafaka alacağının tahsilini teminen 2003/3324 sayılı takip dosyası ile yapılan ilamlı takip sonucu borçlunun almakta olduğu emekli maaşının 1/4'ne haciz konulduğu ve 03.05.2004 tarihinden itibaren de kesintilerin yapılmakta olduğu görülmektedir. Bilahare 2005/773 sayılı takip dosyasından da 19.02.2007 tarihinde, borçlunun emekli maaşının geriye kalan kısmı üzerine haciz konulduğu anlaşılmaktadır.
Borçlu icra mahkemesine başvurarak emekli maaşının tamamının haczedilerek kesildiğini, mağdur duruma düştüğünü, maaşı üzerinde birden fazla haciz olduğunu, hacizlerin sıraya konulması gerektiğini bildirmiş, dolayısıyla haczin kısmen yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Borçlunun maaş ve ücreti üzerinde daha önce konulmuş haciz bulunsa dahi, mahkemece hükmolunan ve işlemekte olan nafaka alacağı için, borçlunun maaş ve ücreti üzerinde birinci sırada haciz işlemi yapılması ve kalan maaş ve ücretin dörtte birinden az olmamak üzere tespit edilecek miktarının da daha önce haciz koyduran alacaklıya ödenmesi gerekmektedir.
Nafaka borcunun özelliği göz önünde tutularak ve nafaka ilamının da borçlu aleyhinde icrasının istenmiş olduğu değerlendirilerek, cari aylık nafakanın, borçlunun almakta olduğu emekli maaşından her ay tamamen kesildikten sonra, geri kalan kısmından ne kadarının borçlu ve ailesi efradının geçimleri için gerekli olduğu tespit edilmek suretiyle ve dörtte birinden aşağı olmamak kaydıyla, alacaklı A. Ş.'in alacağından dolayı da haczi mümkün bulunmaktadır. Birikmiş nafaka alacağının ise, diğer adi alacaklar gibi, daha önce konulan haciz sona erdikten sonra sırası geldiğinde işlem göreceği tabiidir. Bu itibarla icra mahkemesince, borçlunun şikayetinin, yukarıda açıklanan kıstaslar dikkate alınarak değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
Cevap: Birikinti Nafaka Alacağı
Merhabalar Benim nafakayla alakalı sıkıntım var bu konusa bana yardımcı olursanız çok memnun olurum ... Çekişmeli bir boşanma davasından eşit kusurlu olarak toplu nafaka ya hükmedildi , yargıtaya temmiz başvurusu yapıldı ancak mahkemenin kararı onandı ben bu toplu parayı ödeyecek durumda değilim bu parayı odeyemedigim taktirde hapis cezası uygulanabilirmi vede ne yapılması gerekir bilgilendirirseniz sevinirim...
Cevap: Birikinti Nafaka Alacağı
nafaka artırımı davasına göre borçlunun maaşından alacak icraen alınmakta. ancak üfe oranlarına göre artış icra memurluğu tarafından yapılmamış. alacaklı dilekçesine istinaden icra dairesinden artırım ve geçmişe yönelik alacaklarını talep ediyor. icra dairesi ödenen miktarları borçlunun borcundan düşmüyor ve borçluya çok fazla ödeme çıkıyor. borçlu , birikmiş nafaka alacak miktarındaki FAHİŞ miktar ile ilgili dava açıyor ve bilirkişi talep ediyor ayrıca dava masraflarının da alacaklı(anne) üzerinde bırakılmasını talep ediyor. Anne ne kadar süre içersinde itiraz edebilir ve dilekçede tam olarak hangi ifadeleri kullanmalıdır? alacaklı ; icra müdürlüğünün hatasını çekmek zorunda mıdır? sanırım bu gün 7. gün :(