Evden Uzaklaştırma Kararı Sonrası Aile Konutunun Durumu

Öncelikle eşimle ortak olduğumuz işyerinde, eşim muhasebeyi tutmaktaydı ve şirket banka hesaplarımız üzerinden, muhasebe fişlerinde bana para gönderiliyor gibi gösterip kendi şahsi banka hesaplarına bazı para transferleri yaptığını gördüm. Şüphelerimin artması ve olayın ciddi art niyet taşıması üzerine şirketin mali denetimini yapan mali müşavirlik firmasına denetim yaptırdım ve çıkan sonuçta tahminlerimin de çok ötesinde, yüzbinlerce lirayı bulan meblağlarda usulsüz, hileli ve suç sayılır eylemlerle kendi hesabına ciddi paralar aktardığını tespit ettiler ve bu konuyla ilgili rapor tanzim ettiler.

Eşimden açıklama istediğimde, açıklama yapmayıp, hemen ardından ise şirket hisselerini kendi belirlediği anormal fahiş bedelle bana devretmek istediğini, aksi takdirde işleri kilitleyeceğini vs. vs. dedi ve hemen ardından avukat tutup şiddetli geçimsizlik nedenli boşanma davası açtı. Dava açtıktan 3 gün sonra da kendisine çoğunluk oy hisse sahibi ortak olarak genel kurul ile vermiş olduğum müdürlük yetkisini bu olayların ortaya çıkmasından sonra daha genel kurul yapıp alamadan, bütün banka hesaplarımızı boşaltıp kendi hesabına geçirdi.

Kendisine ceza davası açabileceğimi ve bu konuyla ilgili çok ciddi ceza alabileceğini düşünüyorum, ancak çocuklarımın annesi olması sebebiyle bu yola başvurmayı çocuklarımdan dolayı şimdilik uygun görmüyorum.

Dava süresince de benim evden uzaklaştırılmamı ve oturduğumuz evin tedbiren kendi kullanımına tahsisini talep etti, ancak hakim bu talebi tensip kararında karşılamadı.

Bu kararı aldıramayan eşim, anne babasının ve maalesef davasını takip eden avukatının da yönlendirmesiyle 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunun amacına aykırı şekilde, kötü niyetli olarak karakola gidip şikayetçi olarak evden uzaklaştırılmamı istedi.

Karakolun uzaklaştırma talep evrakını gönderdiği Aile Mahkemesi, aramızda boşanma davası olduğunu belirtip, boşanma davasına bakan mahkemenin daha sağlıklı değerlendireceğini belirtip dosyanın boşanma davasına bakan mahkemeye gönderilmesine hükmetti.

Amacına böylelikle de ulaşamayan eşim, bu kararı öğrenir öğrenmez bu sefer de, aynı içerikli başvuruyu, boşanma davasına bakan mahkeme dışında başka bir aile mahkemesine daha yaptı ve bu mahkeme, haksız ve oldukça ağır olduğunu düşündüğüm, 5 aylık evden uzaklaştırılmama, çocuklara kişisel ilişki dışında yaklaşmamama, ve adeta madde bağımlılarına ve alkoliklere mahsus bir takım tedbirlere hükmetti.

Kararda ayrıca bu süre içinde müşterek konutun eşime tahsisine karar verildi.

İtiraz ettim, ancak reddedildi.

Evimin bulunduğu site güvenlik girişlidir. Site yönetiminden, eşimin ben evden ayrılır ayrılmaz anne ve babasını aile konutumuza yerleştirdiğini ve artık onlarla yaşadığını, kesintisiz olarak evimde kaldıklarını bazen de evli kız kardeşlerinin eve gelip, evde kaldıklarını öğrendim.

Bu 5 ay süre boyunca, eşimi hiçbir şekilde rahatsız etmedim, aramadım, ve kararın gereğini tam olarak yerine getirdim, kendisine de güvenimin tamamen sarsılmış olmasından dolayı karşı boşanma davası açtım. Çocuklarımı ise site girişindeki güvenlik odasında, ve her seferinde en az 2-3 güvenlik elemanı nezaretinde ve kamera altında imza karşılığı teslim aldım ve teslim ettim. Kendisiyle hiçbir şekilde konuşmadım.

Bu 5 aylık süre bitiminde, eşim tekrar aynı mahkemeye başvururarak, her çocuk tesliminde kendisini tehdit ettiğimi, "Sayılı gündür geçecek, senden bunun hesabını soracağım, sana gününü göstereceğim vs." dediğimi iddia ederek, uzaklaştırma kararının uzatılmasını talep etti ve maalesef 6 ay daha uzaklaştırma kararı uzatıldı.

Site yönetiminden, çocuk teslimlerinin tamamının güvenlik odasında, en az 2-3 güvenlik personelinin nezaretinde ve kamera kaydı altında yapıldığı, bu sırada hiçbir şekilde tehdit, hakaret, tehdit sayılabilecek eylem ve söylemlerin kesinlikle olmadığını belirten ve teslimat anında düzenli olarak orada bulunan 3 güvenlik elemanın ve 1 güvenlik amiri ve site müdürünün imzası olan tutanağı da ekleyerek itiraz ettim, ve itiraza bakacak hakime durumu anlatmak için gittim ancak hakim bu tedbirlere standart olarak verdiklerini ve itirazları da kaldırmadıklarını, 6284 sayılı kanundan yakınarak maalesef böyle bir kanun olduğunu ve ispat istisnası getirdiğini bildirdi ve sonunda da itirazım reddolundu.

Şimdi eşim anne, baba ve kızkardeşleriyle benim konutumda yaşamaktalar. Konutun tapusunu ise tamamen kendi gelirimle almama rağmen %50 benim %50 eşimin üzerine yapmıştım.

Öğrenmek istediğim şudur; Aile Konutu, erkek eşin evden uzaklaştırılması durumunda, kadın eşin ailesini yerleştirmesine nasıl engel olunur, haksız şekilde işgal eden bu kişiler evden nasıl çıkarılır ?

Eşimin dışında evde kalanların, çocuklarımı bana karşı doldurmakta, onlara benim annelerine eziyet eden ve haksızlığa uğratan bir insan olarak göstermekte, evden mahkeme kararıyla uzaklaştırıldığım için tehlikeli ve korkulması gereken bir insan olarak izah etmekteler. Çocuklarıma "Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu" uyguladıkları için evimden çıkartılmalarını istiyorum. Ne yapılabilir bu durumda ?

Şimdiden çok teşekkür eder, saygılar sunarım.

Kiymetli goruslerinizi bekliyorum.

Kiymetli Forum Paylasimcilari,

Yukaridaki durumla ilgili olarak avukatimin yardimiyla bir noter ihtarnamesi gonderdim, ve kisaca;

1) 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 683.Maddesi'ne atifta bulunduk;
“…Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir…”
2) Bosanmak uzere oldugum esimin anne babasinin 6284 sayili kanun ile uzaklastirilmami firsat bilerek aile konutuma yerlesip 7 aydir burada esimle ve musterek cocuklarla oturmasinin, guvenlik elemanlari ve komsu ifadeleriyle sabit oldugunu, onlarin orada oturmalarinin cocuklarimla olan iliskime zarar verdigini, cocuklarimi babaya karsi doldurduklarini, Ebeveyn Yabancilastirma Sendromu uyguladiklarini, bu yuzden orada kalmalarina kesinlikle riza gostermedigimi,
3) Bu fuzili isgali derhal, en gec 3 gun icersinde sonlandirmalarini, aksi takdirde
-Tahliye ve meni mudahale davasi acacagimi, haksiz ve hukuksuz aile konutumu kullanmalari sebebiyle ecrimisil tazminati talep edecegimi
-C.Bassavciligina suc duyurusunda bulunacagimi
-Yargilama giderleri ve avukatlik vekalet ucreti talep edecegimi
ihtar ettim.

Maalesef, gunumuzde ozellikle sehir hayatinda yasayan bazi maddi cikar pesinde kosan kadinlar, 6284 sayili yasanin cikarilma amacina aykiri olarak ve istismar ederek' kadina karsi getirdigi ispat istisnasi gibi avantajlari kullanarak kendilerine ciddi menfaat elde eder duruma geldiler. Kotu niyetli bu kisilere karsi, anlamsiz hicbir infiale kapilmadan, sadece hukuk yoluyla mucadele ederek, neler yapilabilecegini paylasmak istedim. Gorus ve onerileriniz olursa, paylasirsaniz sevinirim.
Saygilarimla,

Iyi gunler degerli forum uyeleri, yukaridaki soruyu soran ustadim konuyla ilgili bir sonuc eldebildiniz mi? Zira ayni sekilde bir sorun da benim basimda var. Tesekkurler

Sn. av.erdemh ve değerli forum paylaşanları,

Uzunca süredir vakitsizlikten ilgilenemiştim, özür dilerim. Gelişmeleri ve son durumu bildireyim.

Öncelikle, eşimin açtığı boşanma davasında haksız hukuki avantaj elde edebilmek için kendisini şiddet mağduru göstermeye çalışıp karakolluk olmuştu, karşılıklı şikayette bulunmuştuk ve bu olayı kullanan eşim aile mahkemesinden 6284 sayılı kanuna göre önce 5 ay, ardından 6 ay ve devamında tekrar 5 ay evden uzaklaştırma başta olmak üzere, çocuklarıma dahi kişisel görüşme hakkı saklı kalmak kaydıyla yaklaşmama gibi oldukça mağdur edici tedbirlere hükmedildi.

Şaka gibi ama, ayrıca yine ve ölçüsüzce kullanılan kes yapıştır tedbir kararlarından biri de uyuşturucu müptelası ve alkoliklere yönelik tedavi görmem yönündeydi.

ALTIN HUNİ ÖZEL ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLECEK GELİŞMELER

Ancak bırakın uyuşturucuyu, alkolü sigara bile kullanmıyorum. İl sağlık müdürlüğü, oturduğum siteye ambulans gönderip, doktor ve hemşire refakatinde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine AMATEM'e mahkeme kararıyla götüreceklerini, gitmediğim takdirde polis desteği isteyeceklerini söylediler. 45 yaşında, çevresinde sayılan sevilen biriyim, oldukça seçkin bir üniversiteden mezunum, makine yüksek mühendisiyim. Kendi şirketlerim, çalışanlarım var. Hiç kimseyle bir geçimsizliğim taşkınlığım olmamıştır.

Ertesi gün Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine başvurdum, psikiyatrik muayenem yapıldı, ve bir başka gün için psikiyatri testi almam gerektiği bildirildi. 2 saate varan bir test aldım. Başka bir gün Sosyal Hizmet uzmanı ile görüşmem gerekiyormuş...gittim görüştüm. Komşularımın, yakın arkadaşlarımın telefonunu istediler verdim...vs. vs. sanırım 3 defa daha psikiyatrist ile görüşmeye gittim, prosedür öyleymiş...ve bitti.

Sonuç nedir dedim..."yok bişey" dediler. "6284 sayılı yasa bizi de bıktırdı ama ne yapalım" dediler. Hani altın huni ödülü filan geçtim, bari plastiği de mi yok?......böyle oluyor, kendi kendinize şakaya vurmak zorunda kalıyorsunuz.

Ciddiye alırsanız bütün bu olanlardan çok incinebilirsiniz.

Koca koca adamlar yasa yapmışlar, adına Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi ve Ailenin Korunması Hakkında Kanun demişler, 8 Mart Dünya Kadınlar gününde ise Türkiye Cumhuriyeti Kadınlarına müjdeyle yasalaştırmışlar. Uygulama yönetmelikleri filan oluşturmuşlar...tıkır tıkır çalışıyor. Yasaya karşıyım desen "Kadına karşı şiddete karşı olacağına yasaya karşısın, öyle mi" deniyor.

Ne var ki, hukukun en temel ilkesi açıkça ihlal edildiğinden, ispat istisnası olduğundan, sadece kadının beyanı yeterli sayıldığından....bunu istismar eden ve edecek kadınlara da gün doğuyor.

Ceza davamız görüldü 2.5 yıl sürdü, gereği hakimce düşünüldü....BENİM DARP SUÇUNDAN BERAATİME, LAKİN EŞİMİN DARP SUÇUNDAN CEZALANDIRILMASINA karar verildi. Eşimin...ki artık eski eşimin demeliyim, hükmün açıklanması geriye bırakıldığından karar kesinleşti.

Yani, darp edildim vayvellimi koparan kadın eş darp edilmemiş, bilakis o darp etmiş...ve erkek eş 2 yıla yakın zaman evine, çocuklarına tedbire uymak zorunda kaldığından yaklaşamamış, çocuklarının gözünde tehlikeli birisiymiş gibi algılatılmış, komşuları ve iş arkadaşları yanında zan altında kalmış, çocuğunun okuluna bile yaklaştırılmamış, 6 yaşındaki kızının anaokulunda babamızın mesleği konulu seminerde bütün çocukların babaları gelmişken, o da gitmek istemiş, ancak kadın eş bunu dahi şikayet konusu etmiş, 6284'e aykırılıktıktan müeyyide talep etmiş......bu yasayı yapanlar, size ne demeliyim ?

Eski eşim, ayrıca, şirket evraklarında sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan ağır ceza mahkemesinde yargılanmaya başladı.

Küçük çocuğumla görüşebiliyorum ancak büyük çocuğumda ağır bir Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu gelişti, 2 yıldır göremiyorum.

Yasaya lanet ediyorum ama, bu yasanın uygulamasını yapan hakimlerin ölçüsüzce bu tedbirleri uygulaması eleştirilmeli ve mutlaka bir yaptırımı olmalı diye düşünüyorum.

Hepinize karşılıklı sevgi ve güven içinde ailelerinizle mutlu bir hayat diliyorum.

geçmiş olsun

aynı dert bizde de var amcanım karısı bayan bela

kendisi sözlü olarak oğlu fiziki olarak bana saldırdı ve amcam ve ailem sadece ayırdı.kimse vurmadı kimse hakaret etmedi ve ayırma esnasında kendi oğlunun dirseği çarpmış ve morarmış sonrasında polisi çağırdık karakola gittik şikayetçi olmak için, bir anda eşim ve akrabaları bana saldırdı oldu. ve biz şikayetçi olan değilde saldıran olduk

bu yasa tamamen aldatmaca zaten eşini döven adamı uzaklaştırma kararı durdurmuyor, kadın adamın hapse girerse çıkışında onu yaşatmayacağını biliyor

olan ne gerçek mağdurlar korkudan susuyor ama yalancılar ve uyanıklar bu pozitif ayrımıcılığı suistimal ederek herkesi mağdur ediyorlar